English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 8729
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Is this Jin Hwa? 1 | Jin Hwa mı? | Boolkkotnoli-1 | 2006 |  |
| Oh, Sun Young. | Sun Young. 1 | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I saw you in the newspaper this morning. | Bu sabah seni gazetede gördüm. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Girl, it seems like you’re really successful! | Öyle görünüyor ki gerçekten başarılısın! | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| What… | Ne... | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| It’s really nothing. | Çok büyük bir şey değil, gerçekten. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I called to see if I can see the author of a bestselling book. | En çok satan kitabın yazarıyla görüşüp görüşemeyeceğimi sormak için aradım tabi. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| When does it end? | Ne zaman biter? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I have another meeting after this one. | Bundan sonra başka bir toplantım var. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Ah, really… | Gerçekten… | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I’m not feeling well today. | Bugün iyi hissetmiyorum. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| She said that she was busy. | Meşgul olduğunu söyledi. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I thought you said she’s going to meet you once you call her, since you guys are so close… But what happened? | Çok yakın arkadaşlar olduğunuz için ilk aramanda... | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Isn’t that her?! | Bu, o değil mi? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Sun Young!! | Sun Young! | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| They do meetings in cars too?? | Arabada da mı toplantı yapıyorlar? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| When did I say that I’m in a meeting? | Toplantıda olduğumu sana ne zaman söyledim? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I guess I heard wrong. | Sanırım ben yanlış anladım. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Um… hello, vice president. | Merhaba başkan vekili. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Okay, let’s see each other later. | Neyse, sonra görüşelim olur mu? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I guess it can’t be helped since you’re busy. | Meşgul olduğun için şimdi sırası değil sanırım. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| She can’t be like this to me. | Bana karşı böyle davranamaz. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| When she went around selling make up, I sold so many for her. | Makyaj malzemesi satmaya gittiği zamanlarda, onun için bir sürü satmıştım. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| That ungrateful girl. | Ne minnetsiz bir kadın... | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| A busy person can’t adjust her schedule to meet your schedule. | Meşgul biri programını sana göre ayarlayamaz. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Aigoo… how unmanly… “Hello, vice president.” | Tanrım… Ne zayıfça bir davranış… “Merhaba başkan vekili” | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| The reason that I’m like this is all because of you. | Benim böyle olmamın tek nedeni sensin. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I should've bought something cheap… I shouldn’t have bought this expensive thing from the mall. | Ucuz bir şeyler almalıydım... Bu pahalı şeyi almamalıydım. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| My pride has been destroyed. | Gururum incindi. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Um… since we came out, let’s visit Na Ra’s office once. | Şey.. Hazır buraya kadar gelmişken Na Ra'yı ziyaret edelim hadi. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Why should we go there if Na Ra isn’t even there? | Na Ra şu an orada bile değil, niye gidelim ki? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| We should find out what and where our daughter works. | Kızımızın ne için ve nerede çalıştığını öğrenmeliyiz. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| It would burden Na Ra less since she’s not at work. | Şu an orada olmadığı için, oraya gitmemiz Na Ra'ya ayak bağı olmayacak. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Is that girl faking it to get attention from Jae Soo? | Bu kız, Jae Soo'nun ilgisini çekmek için numara mı yapıyor? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Welcome, customer. | Hoş geldiniz efendim. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| What do you need help with? | Size nasıl yardımcı olabilirim? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Um… | Şey... | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Um… We want to look around the store. | Şey... Biz mağazayı dolaşmak istiyoruz. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Yes, you can do that, customer. | Tabi ki efendim, dolaşabilirsiniz. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| It’s good to see that the workers are courteous. | Çalışanların bu kadar nazik ve saygılı olduklarını görmek güzel… | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| It’s really big. | Gerçekten çok büyük bir yer. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Wow… What are all these make ups? | Vay canına… Şu makyaj malzemelerine bak... | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| What are they? Those old people? | Onlar kim? Şu yaşlı olanlar... | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Don’t say that about the customers. | Müşterilerimiz hakkında öyle konuşma. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Where did Mr. Na In Jae go? | Na In Jae nereye gitti? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Mr. Na In Jae went out because he had a lunch appointment, team leader. | Öğle yemeği randevusu olduğu için dışarı çıktı takım lideri. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| If you need anything, just order me to do it, team leader. | Bir şeye ihtiyacınız varsa bana söylemeniz yeterli liderim. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Oh, um… | Şey… | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Are you the team leader here? | Siz takım lideri misiniz burada? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Aigoo… We should have visited here a long time ago. | Tanrım… Buraya daha önceden gelmeliydik. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Sorry, but who did you say you were? | Pardon ama kim olduğunuzu söylediniz? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| There’s no one who works here with the name Shin Na Ra? | Burada Shin Na Ra isminde çalışan biri yok mu? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| This isn’t the place? | Burası o mağaza değil mi? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I heard that it was the Kang Nam Gallery… | Kang Nam mağazası olduğunu duymuştum… | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Hurry up and call Na Kyung. | Çabuk Na Kyung'u ara. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Sorry, but did you say Miss Na Kyung? | Pardon, Na Kyung'mu dediniz? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| No, um… Na Kyung is Na Ra’s younger sister, and the person who works here is Na Ra, Shin Na Ra. | Hayır, şey… Na Kyung, Na Ra’nın kız kardeşi. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Maybe… you don’t know her because she came here only a while ago. | Belki… Onu tanımıyor olabilirsiniz. Çünkü bir süre önce burada çalışmaya başladı. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| The BC doesn’t pick someone that old. | O yaştaki biri BC olarak mağazamızda çalışamaz. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Let’s go. | Hadi gidelim. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I think I heard wrong. | Sanırım yanlış duydum. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Miss, excuse me, excuse me. | Hanımefendi üzgünüz, üzgünüz. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| You didn’t even know about it well. | Daha neresi olduğunu bile bilmiyorsun. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Miss Chun Ae… | Chun Ae… | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Didn’t that ahjumma look like Miss Na Kyung? | O hanım, Na Kyung'a benzemiyor muydu? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Oh my, you thought that too, team leader? | Tanrım, siz de mi öyle düşündünüz takım lider?... | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Yeah, there are people who look alike in the world. | Evet, dünyada birbirine benzeyen birçok insan var. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Shin In Sik… | Shin In Sik… | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Shin Na Kyung... | Shin Na Kyung... | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Isn’t this Miss Shin Na Ra’s cell phone? | Shin Na Ra’nın telefonu değil mi? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Unni didn’t go to work today? | Ablanız bugün işe gitmedi mi? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Oh, she couldn’t go today because she was sick. | A, hasta olduğu için gidemedi. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I’m your unni’s classmate. | Ablanızın sınıf arkadaşıyım. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I’ll give the phone to her. | Telefonu ona veriyorum. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| She says she’s your classmate. | Sınıf arkadaşın olduğunu söyledi. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Who exactly did she say she was? | Tam olarak kim olduğunu söyledi? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| It’s a number I don’t know. | Tanımadığım bir numara. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I’m Seung Woo… | Ben Seung Woo'nun… | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Seung Woo oppa’s cousin. | Seung Woo oppa’nın kuzeniyim. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I came near the company to ask for a job, but I ran into you here. | Şirketin yakınlarında iş aramaya gelmiştim. Ama burada size rastladım. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Shin Na… | Shin Na… | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I’m Na Kyung. | Benimkisi de Na Kyung. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Your last names are different even though you’re cousins. | Kuzen olmanıza rağmen soy isimleriniz farklı. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| We’re maternal cousins. | Anne tarafından kuzeniz biz. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I’m very thirsty since I came just from the village right now. | Köyden daha yeni geldiğim için çok susadım. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Team leader, I’ll ask you just one question. | Takım lideri, size sadece tek bir soru soracağım. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Do you think that you have never hurt anyone in your whole life, team leader? | Hayatınız boyunca kimseyi incitmediğinizi mi düşünüyorsunuz takım lideri? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| What if I say no? | Evet dersem?... | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I don’t think you’ve never hurt someone… It’s just that you don’t know you hurt them. | Şimdiye kadar kimseyi incitmediğinizi sanmıyorum. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Oh… I met up with a friend. | Şey… Bir arkadaşımla buluştum. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Yeah, I’m going to meet a friend too. | Evet, ben de bir arkadaşımla buluşmaya gidiyorum. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| This is Kang Seung Woo. | Ben Kang Seung Woo. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| This is Cha Mi Rae. | Benim, Cha Mi Rae. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Can we meet for a few minutes? | Bir kaç dakikalığına buluşabilir miyiz? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I’m kind of busy right now. | Şu an çok meşgulüm. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| I’m in front of your office, Mr. Seung Woo… | Ofisinin önündeyim şu an Seung Woo… | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| You did all that to me… | Bana yaptıklarından sonra... | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| And you dared to call me again… | ...hala beni aramaya cesaret edebiliyorsun. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Do you know that you’re a very fearless woman? | Gerçekten çok korkusuz bir kadınsın. | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
| Why did you call me today? | Neden aradın beni? | Boolkkotnoli-1 | 2006 | |
