• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 8969

English Turkish Film Name Film Year Details
Here you go, Dad. İşte, Baba. Buyur baba. Boulevard-1 2014 info-icon
Apparently, I can get the chair for this. Bunun için idam edilebilirim. Aramızda kalsın, olur mu? Boulevard-1 2014 info-icon
Ellington is considered the Super Bowl of high school jazz competition. Ellington, liseler arası caz yarışmasının Super Bowl'u olarak kabul edilir. Ellington liselerarası caz yarışmalarının Super Bowl'u olarak görülüyor. Boulevard-1 2014 info-icon
There are six charts they put out every year, Yeni Ellington uyarlamalarından, her sene sunulan, 6 taslak vardır. Her sene değiştirdikleri altı adet çizelge var. Boulevard-1 2014 info-icon
new Ellington transcriptions. Yeni Ellington kayıtları. Boulevard-1 2014 info-icon
But more important, you're gonna have to step it up for Ellington. Ama daha da önemlisi, Ellington için yürümek zorundasınız. Fakat daha önemlisi Ellington için çıtayı yükseltmenize gerek yok. Boulevard-1 2014 info-icon
You've been accepted. Hepiniz Kabul edildiniz. Kabul edildiniz. Boulevard-1 2014 info-icon
You made the top 5%, whatever it is. Ne olursa olsun, ilk %5'e girdiniz. En yüksek %5 mi ne yaptınız. Boulevard-1 2014 info-icon
I got the word yesterday afternoon. Haberi dün öğleden sonra aldım. Orada mısın? Dün öğleden sonra açıkladım. Boulevard-1 2014 info-icon
Now... Şimdi ise... Şimdiyse... Boulevard-1 2014 info-icon
That's a little delayed. Biraz gecikti. Biraz gecikmeye uğradı. Boulevard-1 2014 info-icon
When I was getting up to walk, Başarılı olmaya başladığımda... Yola çıktığımda şöyleydim: "Wynton Marsalis bir soru sormak için... Boulevard-1 2014 info-icon
I was like, "I don't believe I'm going up here to ask ..."inanamıyorum, Wynton Marsalis'e bir soru sorabileceğim artık" diyordum. Boulevard-1 2014 info-icon
Wynton Marsalis a question." ...oraya gittiğime inanamıyorum." Karımla birlikteyim, sonra ararım. Boulevard-1 2014 info-icon
And I could literally feel my heart pounding. Ve tam anlamıyla, kalbimin attığını hissediyordum. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Boulevard-1 2014 info-icon
It was like punching through. I could feel it pushing my shirt. İçerden yumrukluyor gibiydi. Gömleğimi itiyor gibiydi. İçimden yumrukluyordu sanki. Giysimden çıkmaya çalışıyordu. Boulevard-1 2014 info-icon
I've heard people say that before, but I never had that feeling. Daha önce bunu başkalarından duymuştum, ama hiç kendim hissetmemiştim. İnsanların bunu söylediğini duymuştum ama bu hissi hiç yaşamamıştım. Boulevard-1 2014 info-icon
But when I asked him the question, it was more so a sigh of relief. Ama ona sorumu sorduğumda, daha çok bir nefes alma gibiydi. Ama ona soru sorduğumdaysa acayip bir rahatlama geldi. Boulevard-1 2014 info-icon
Nolan! Nolan! Nolan! İşe geç kalmadın mı? Boulevard-1 2014 info-icon
Aren't you late? Geç kalmadın mı? Boulevard-1 2014 info-icon
My God. Tanrım. Olamaz. Boulevard-1 2014 info-icon
Hey, Walt. Selam, Walt. Selam Walt. Boulevard-1 2014 info-icon
Hey. Hey. Merhaba. Merhaba. Selam. Merhaba. Boulevard-1 2014 info-icon
You all right? I'm sorry, I overslept. İyi misin? Üzgünüm, uyuyakalmışım. İyi misin? Üzgünüm, uyuyakalmışım. Boulevard-1 2014 info-icon
Okay, well, you had a client waiting for you. Seni bekleyen bir müşteri vardı. Pekâlâ, müşterin seni bekliyor. İyi ki John yerine baktı. Boulevard-1 2014 info-icon
Well, I'm so sorry. Thank you. Çok özür dilerim. Sağolun. Kusura bakmayın. Teşekkürler. Boulevard-1 2014 info-icon
Let's try not to let this happen again? Bir daha bunu yapmamaya çalış. Bir daha olmasın. Tamamdır. Elbette. Boulevard-1 2014 info-icon
It's not like you, anyway. Yeah. Sen böyle değilsin. Evet. Senin yapacağın iş değil de. Evet. Boulevard-1 2014 info-icon
Hey, where were you? I waited all night. Selam, neredeydin? Bütün gece bekledim. Nereye gittin? Bütün gece bekledim. Boulevard-1 2014 info-icon
I thought you'd call. Ararsın sanmıştım. Boulevard-1 2014 info-icon
Nolan. Nolan. Nolan. Benim, Nolan. Boulevard-1 2014 info-icon
Nolan, you know? Nolan, biliyorsun. Boulevard-1 2014 info-icon
Listen, my... my wife has dinner with a friend tonight, Bugün, karımın arkadaşıyla, bir akşam yemeği var... Bak, karım bu akşam arkadaşlarıyla yemeğe çıkıyor. Boulevard-1 2014 info-icon
and I thought maybe I could see you, you know? ...ve ben de, belki seni görebilirim diye düşündüm. Seni görebilirim demiştim. Boulevard-1 2014 info-icon
We could get something to eat or something, Bir şey falan yeriz... Bir şeyler yeriz ve elbette ücretini vereceğim. Boulevard-1 2014 info-icon
and, um... ...ve şey... Boulevard-1 2014 info-icon
of course I'll pay you. ...tabii ki ödeyeceğim. Boulevard-1 2014 info-icon
If that's okay. Sorun olmazsa. Sana da uyarsa tabii. Boulevard-1 2014 info-icon
Is that okay? Tamam mı? Uyar mı? Boulevard-1 2014 info-icon
Okay, then. Peki, öyleyse. Peki o zaman. Tamam, görüşürüz. Boulevard-1 2014 info-icon
Okay, see ya. Görüşürüz. Boulevard-1 2014 info-icon
Not bad? İyi, değil mi? Fena sayılmaz değil mi? Boulevard-1 2014 info-icon
Do you bring your wife here? Karını buraya getiriyor musun? Karını buraya getiriyor musun? Boulevard-1 2014 info-icon
Once, a long time ago. Bir kez, uzun zaman önceydi. Eskiden, uzun zaman önce. Boulevard-1 2014 info-icon
I went to a place like this back home. Evdeyken, böyle bir yere gitmiştim. Memleketimde böyle bir mekâna gitmiştim. Boulevard-1 2014 info-icon
You did? Yeah. Gitmiş miydin? Evet. Öyle mi? Evet. Boulevard-1 2014 info-icon
my mother took me for one of my birthdays. ...annem doğum günümde götürmüştü. Annem doğum günüm için götürmüştü. Boulevard-1 2014 info-icon
It wasn't as good. Çok iyi değildi. Bu kadar iyi değildi ama. Yine de iyiydi. Boulevard-1 2014 info-icon
It was nice. Ama iyiydi. Boulevard-1 2014 info-icon
I'm sure it was. Eminim öyledir. Eminim öyledir. Dayton'dan niye ayrıldın? Boulevard-1 2014 info-icon
So why did you leave Dayton? Peki, Dayton'dan neden ayrıldın? Boulevard-1 2014 info-icon
I don't know. My mother was dating another asshole. Bilmem. Annem yine bir pislikle çıkıyordu. Bilemiyorum. Annem başka bir puştla daha çıkıyordu. Boulevard-1 2014 info-icon
Maybe it's like what you said about the motels, you know? Belki de dediğin gibi, moteller yüzündendir. Moteller hakkında söylediğin gibi olmuştur belki. Boulevard-1 2014 info-icon
It's just like I wanna be somewhere else, you know? Bilirsin, başka bir yerde olmayı istedim. Başka bir yerde bulunmak istedim. Boulevard-1 2014 info-icon
I don't know. Bilmiyorum. Öyle işte. Boulevard-1 2014 info-icon
Yeah. Evet. Evet. Bazen başka bir yerde bulunmak iyidir. Boulevard-1 2014 info-icon
Sometimes it's nice to be somewhere else. Bazen başka bir yerde olmak iyi geliyor. Boulevard-1 2014 info-icon
I'm gonna go use the facility. I'll be right back. Lavaboyu kullanacağım. Hemen dönerim. Ben helaya gidiyorum. Hemen dönerim. Boulevard-1 2014 info-icon
Nolan? What a surprise. Dan. Dan. Nolan? Ne sürpriz. Dan. Dan. Nolan. Ne büyük bir sürpriz. Dan. Dan. Boulevard-1 2014 info-icon
Gloria, you remember Nolan Mack, don't you? Gloria, Nolan Mack'ı hatırlıyorsun, değil mi? Gloria, Nolan Mack'i hatırlarsın. Boulevard-1 2014 info-icon
At the bank mixer last month. Hello, Nolan. Geçen ay bankanın tanışma toplantısından. Merhaba Nolan. Boulevard-1 2014 info-icon
Gloria, good to see you again. Gloria, seni tekrar görmek güzel. Gloria, seni tekrar gördüğüme sevindim. Boulevard-1 2014 info-icon
Must be a big occasion. Is Joy here? I'll say hello. Önemli bir olay olmalı. Joy burada mı? Selam verelim. Boulevard-1 2014 info-icon
No, I'm here with her wife's nephew... my wife's nephew. Hayır, karısının... karımın yeğeniyle birlikteyim. Boulevard-1 2014 info-icon
It's her sister's boy Leo. Kız kardeşinin oğlu Leo. Kız kardeşinin oğlu Leo. Boulevard-1 2014 info-icon
Must be your favorite nephew. En sevdiğin yeğen olmalı. En sevdiğin yeğenin olmalı. Evet. Boulevard-1 2014 info-icon
Well, it was nice to see you, Nolan. Seni görmek güzeldi, Nolan. Seni görmek güzeldi Nolan. Sizi de, Dan, Gloria. Boulevard-1 2014 info-icon
You, too, Dan, Gloria. Sizi de, Dan. Gloria. Boulevard-1 2014 info-icon
Our best to your wife. Karına iyi dileklerimi ilet. Eşine selamlarımı ilet. Boulevard-1 2014 info-icon
Can I come in? İçeri gelebilir miyim? Ben de gelebilir miyim? Boulevard-1 2014 info-icon
Another time, sure. Başka bir zaman. Başka sefere elbette. Peki, tabii ki. Boulevard-1 2014 info-icon
Okay, of course. Tamam, pekala. Boulevard-1 2014 info-icon
Hey, princess. Where's my money? Hey, Prenses. Param nerde? Selam prenses. Param nerede? Boulevard-1 2014 info-icon
Went out. Dışarıdaydım. Bitti. Boulevard-1 2014 info-icon
You went out? Yeah. Dışarıda mıydın? Evet. Sen mi bitirdin? Evet. Boulevard-1 2014 info-icon
Where the fuck you going out? Nereye gittin lan? Ne sikime gittin böyle? Gittim işte bir yere. Boulevard-1 2014 info-icon
I just went out. Sadece dışarı. Boulevard-1 2014 info-icon
Whoa, whoa, hold still, hold still. Hop, hop, dur bakalım, orada. Hop, hop, dur bakalım, dur. Boulevard-1 2014 info-icon
Now, listen, you know I hate doing this, princess, Şimdi, dinle. Biliyorsun bundan nefret ediyorum Prenses... Bak, bunu yapmaktan nefret ettiğimi biliyorsun prenses... Boulevard-1 2014 info-icon
but you chose this line of work. ...ama bu işi sen seçtin. Boulevard-1 2014 info-icon
I'm gonna ask you one more time... where's my fucking money? Bir kez daha soracağım... nerede bu koyduğum parası? Son kez soracağım. Param nerede amına koyayım? Boulevard-1 2014 info-icon
I don't have any... Hiç param... Bende para yok... Boulevard-1 2014 info-icon
Did you just fucking lie to me? Bana yalan mı söyledin lan? Yalan mı söyledin? Boulevard-1 2014 info-icon
Is that what just happened? Bu mudur ha? Boulevard-1 2014 info-icon
Then where's my fucking money? O zaman nerede lan param? O zaman koduğumun parası nerede? Boulevard-1 2014 info-icon
I just seen you with that faggot. So I know you got some. Az önce seni o ibneyle gördüm. Yani olduğunu biliyorum. Seni o ibneyle birlikte gördüm. Para vardır sende. Boulevard-1 2014 info-icon
No, I don't. I don't. Hayır, yok. Yok. Boulevard-1 2014 info-icon
Fuck you, motherfucker... Seni lanet olası... Belanı sikeyim orospu çocuğu. Boulevard-1 2014 info-icon
did you just fucking lie to me twice in a row? ...art arda bana yalan mı söyledin? Ard arda iki defa yalan mı söyledin bana? Boulevard-1 2014 info-icon
Did you just fucking lie to me twice in a row?! Art arda iki kez yalan mı söyledin? Art arda iki defa yalan mı söyledin bana? Boulevard-1 2014 info-icon
You just lied to me twice! Fuck! 2 kez yalan söyledin! Kahretsin. Bana iki defa yalan söyledin! Siktir! Boulevard-1 2014 info-icon
So you two faggots, you were just... you were just on a date, Yani, siz iki ibne, sadece çıkıp... Siki iki ibne randevuya çıkıp konuştunuz mu sadece? Boulevard-1 2014 info-icon
you were just talking? ...konuşuyor musunuz? Boulevard-1 2014 info-icon
You're just out on a fucking date. Flört için mi dışarıdasın? Randevuya çıktınız demek. Boulevard-1 2014 info-icon
Motherfucker, I don't believe anything. Piç kurusu, bir boka inanmıyorum. Kalk amına koyduğum. Boulevard-1 2014 info-icon
Get the fuck up, you fucker. Ayağa kalk, seni... Boulevard-1 2014 info-icon
What else you got?! Nothing! Başka neyin var? Hiçbir şey! Üstünde ne var? Hiçbir şey! Boulevard-1 2014 info-icon
I don't fucking believe you. İnanmıyorum sana. Boulevard-1 2014 info-icon
Now what's this? Whoo! Neymiş bu? Boulevard-1 2014 info-icon
Hey, where'd you get this fancy ass phone, princess? Bu fantazik telefonu nerden buldun, Prenses. Bu pahalı telefonu nereden buldun prenses? Boulevard-1 2014 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 8964
  • 8965
  • 8966
  • 8967
  • 8968
  • 8969
  • 8970
  • 8971
  • 8972
  • 8973
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact