• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 8970

English Turkish Film Name Film Year Details
Now listen, I want my money. Şimdi dinle, paramı istiyorum. Dinle beni, paramı istiyorum. Hem de hemen lan! Boulevard-1 2014 info-icon
And I want it right fucking now! Ve şu anda istiyorum! Boulevard-1 2014 info-icon
You fucking... Hey! Hey! Koduğumun... Boulevard-1 2014 info-icon
Just leave him alone! Onu rahat bırak! Rahat bırak onu! Rahat bırak! Boulevard-1 2014 info-icon
Shit. Look who it is. Kahretsin. Bakın kim gelmiş. Siktir. Kimleri görüyorum. Boulevard-1 2014 info-icon
Hell, let's hear what she has to say. Vay, bakalım kızımız neler söyleyecekmiş. Boulevard-1 2014 info-icon
I'm calling the police. Hell, fuck, you go right ahead. Polisi arıyorum. Hiç durma. Polisi arıyorum. Yürü be. Boulevard-1 2014 info-icon
I think that's a fucking great idea. Bence bu harika bir fikir. Harika bir fikir. Bu ihtiyar ibnenin genç fahişeme para ödeyip... Boulevard-1 2014 info-icon
to suck his old chicken hawk dick. ...o yaşlı penisini yalattığını söylerim. ...buruşuk sikini yalattığını anlatırım ben de. Boulevard-1 2014 info-icon
Now my new phone or yours? Which one? Şimdi, benimki mi, seninki mi? Seç birini. Yeni telefonumla mı arayalım yoksa seninkiyle mi? Söyle. Boulevard-1 2014 info-icon
Hey, what do you want? Please, please, you... Hey, ne istiyorsun? Lütfen. Ne istiyorsun? Lütfen, ne olursun... Boulevard-1 2014 info-icon
Fuck. You want money? Siktir. Para mı istiyorsun? Boulevard-1 2014 info-icon
I have cash, okay? How much to leave him alone? Param var, tamam mı? Onu bırakman için ne kadar lazım? Üstümde nakit var. Onu rahat bırakmak için ne kadar istiyorsun? Boulevard-1 2014 info-icon
Now we're talking. What, you got some money? Şimdi konuşuyoruz. Paran mı var? Şimdi anlaşıyoruz. Paran mı var? Boulevard-1 2014 info-icon
Yeah, here, please. Here you go. Evet, al lütfen. Buyur. Burada... Boulevard-1 2014 info-icon
This is, um... Burada... Boulevard-1 2014 info-icon
it's like $150 right there, just take it. ...150 dolar kadar var, al gitsin. ...150$ kadar var, al gitsin. Hepsini al ve onu rahat bırak. Boulevard-1 2014 info-icon
Take it all and just leave him alone, okay? Hepsini al ve onu rahat bırak, olur mu? Boulevard-1 2014 info-icon
Please. Fucking hell. Lütfen. Yok anasını. Boulevard-1 2014 info-icon
Go on, pick that shit up for me. Topla onları bana. Hadi topla paraları. İnanamıyorum ya. Boulevard-1 2014 info-icon
Just please. Lütfen. Lütfen. Boulevard-1 2014 info-icon
Just leave him alone and leave the phone. Onu rahat bırak ve telefon da kalsın. Boulevard-1 2014 info-icon
The phone? Yeah. Telefon mu? Evet. Telefon mu? Evet. Boulevard-1 2014 info-icon
Hell, fuck. Salla gitsin. Sikerler. Sende kalsın. Benim var zaten. Boulevard-1 2014 info-icon
You can keep the fucking thing. I already got my own anyway. Sizde kalabilir, benim zaten var. Boulevard-1 2014 info-icon
Bitch. Sürtük. Kaltak. Boulevard-1 2014 info-icon
I mean, I'm real glad we could sort this out like a couple of adults. Bunu yetişkinler gibi çözdüğümüz için memnunum. Yetişkin gibi olayı tatlıya bağladığımıza sevindim. Boulevard-1 2014 info-icon
It was real cool. Çok süperdi. Boulevard-1 2014 info-icon
Is violence your answer to everything? Şiddet her şeye cevabın mıdır? Her şeye şiddetle mi cevap verirsin? Boulevard-1 2014 info-icon
Honey, I'm sorry. Tatlım, özür dilerim. Şekerim, özür dilerim. Boulevard-1 2014 info-icon
Yes, it is. Evet, öyle. Evet öyle cevap veririm. Siktiğimin ibneleri. Boulevard-1 2014 info-icon
You fucking faggots. Lanet ibneler. Boulevard-1 2014 info-icon
You're still bleeding. Hala kanıyor. Kanaman var. İşte. Boulevard-1 2014 info-icon
All right, we may need to go to a doctor. Pekala, bir doktora gitmemiz gerekebilir. Pekâlâ, doktora gitmemiz gerekebilir. Boulevard-1 2014 info-icon
Hey, come on now. Shh, shh. Hey, hadi ama. Gel bakalım. Ha şöyle. Boulevard-1 2014 info-icon
Just let me hold it. Ben tutarım. Ben tutarım. Tamam, tamam. Boulevard-1 2014 info-icon
You're gonna have a black eye tomorrow. Yarin siyah bir gözün olacak. Gözün yarın moraracak. Evet. Boulevard-1 2014 info-icon
What do you think your wife is gonna say? Sence karın ne diyecek? Karın ne diyecek sence? Bilmiyorum. Boulevard-1 2014 info-icon
Come on, lie back on the pillow, okay? Hadi, arkanı yastığa yasla, tamam mı? Hadi, yastığa uzan. Boulevard-1 2014 info-icon
Just lie back. I don't wanna. Uzan hadi. İstemiyorum. Boulevard-1 2014 info-icon
Come on, come on. Hadi, hadi. Lütfen, hadi. Boulevard-1 2014 info-icon
There you go. İşte. İşte böyle. Baskı uygulamaya devam et. Boulevard-1 2014 info-icon
Keep applying pressure, okay? Üstüne tutmaya devam et, tamam mı? Boulevard-1 2014 info-icon
Let's see if there's something to make sure you don't get infected. Hastalık kapmaman için bir şey bulayım. Enfeksiyon kapmaman için bir şeyler var mı bakayım. Boulevard-1 2014 info-icon
Doesn't look that bad. O kadar da kötü görünmüyor. O kadar kötü gözükmüyor. Boulevard-1 2014 info-icon
Get's worse. Kötüleşir. Kötüleşiyor. Sahi mi? Boulevard-1 2014 info-icon
60 years old and my first shiner. 60 yaşındayım ve ilk kez gözüm morarıyor. 60 yaşına gelmişim gözüm ilk kez morarıyor. Boulevard-1 2014 info-icon
Do you have any antiseptic or peroxide? Hiç antiseptik veya oksijenli suyun var mı? Antiseptik ya da oksijenli suyun var mı? Boulevard-1 2014 info-icon
Do you... Hiç... Hiç... Boulevard-1 2014 info-icon
Here you go. I fell asleep. İşte. Uyuya kalmışım. Alayım. Uyuya kalmışım. Boulevard-1 2014 info-icon
It stopped bleeding. Kanama durmuş. Kanama durdu. Boulevard-1 2014 info-icon
I'm gonna leave, okay? Ben gidiyorum, tamam mı? Ben gidiyorum tamam mı? Boulevard-1 2014 info-icon
If you want. İstiyorsan... İstersen yani. Boulevard-1 2014 info-icon
My God. Tanrım. Aman Tanrım. Boulevard-1 2014 info-icon
Hey. Hey. Selam. Selam. Merhaba. Merhaba. Boulevard-1 2014 info-icon
My God, Nolan, what happened? Tanrım, ne oldu, Nolan? Tanrı aşkına Nolan ne oldu böyle? Boulevard-1 2014 info-icon
Attractive? Güzel, değil mi? Çekici değil mi ama? Ne oldu dedim? Boulevard-1 2014 info-icon
What the hell happened? Ne geldi başına? Boulevard-1 2014 info-icon
There was a filing cabinet, you know, Bir dosya dolabı vardı... Dosya dolabı Q harfinden S'ye kadar sıkışmıştı... Boulevard-1 2014 info-icon
Q through S jammed, Klasör sıkışmıştı... Boulevard-1 2014 info-icon
and I don't know my own strength. ...ve ne kadar güçlü olduğumu bilmiyordum. ...ben de gücümü ayarlayamadım. Boulevard-1 2014 info-icon
That has to be the worst excuse I've ever heard, Sürekli bunları duyacak bir pozisyondayım ve gördüğüm en kötü bahane bu. Duyduğum en berbat bahane buydu galiba. Boulevard-1 2014 info-icon
and I'm in a position to hear a lot of them. Bir de bir çok bahane duyacak bir mevkideyim. Boulevard-1 2014 info-icon
Did the dog eat your homework as well? Ödevini köpek de yedi mi? Köpek de ödevini yedi mi? Seni kandıramıyorum değil mi? Boulevard-1 2014 info-icon
No, you can't. So what happened? Hayır, kandıramıyorsun. Söyle ne oldu? Boulevard-1 2014 info-icon
What, were you out fighting crime in your secret life? Gizli bir hayat yaşayıp suçla mı savaşıyorsun? Boulevard-1 2014 info-icon
There it is. Bildin. Hemen çözdün. Boulevard-1 2014 info-icon
You figured it out. Buldun. Boulevard-1 2014 info-icon
I forgot. Ah, unutmuşum. Unutmuşum. Patty restorana çalışan arıyor mu şu an? Boulevard-1 2014 info-icon
Is Patty hiring anybody, you know, right now at the restaurant? Patty restorana birini arıyor mu, şu anda? Boulevard-1 2014 info-icon
You know, there's a thing called the segue. Konuyu değiştirmek diye bir şey var. Boulevard-1 2014 info-icon
It gets you from one topic to the next one. ...meseleler arasında seçim yapmak anlamına geliyor. Bir konudan bir başka konuya geçiyorsun. Boulevard-1 2014 info-icon
Look into it. Yani, bakarız. Sözlükten bir bak. Bir arkadaşımın yakını için. Boulevard-1 2014 info-icon
You know, the kid needs a break. I'm just trying to help somebody out. Çocukların bir şansa ihtiyacı vardır. Sadece yardım etmeye çalışıyorum. Çocuğun fırsata ihtiyacı var. Birine yardım etmeye çalışıyorum şurada. Boulevard-1 2014 info-icon
Yeah, I... I can ask, I guess. Evet, Sorabilirim. Sanırım. Evet, sorarım ben. Boulevard-1 2014 info-icon
I should have some sway with the management here, I assume. Buranın yönetiminde biraz etkim var, galiba. Buranın idaresinde bir etkim olacaktır. Boulevard-1 2014 info-icon
Yeah, you sure you're okay? Peki iyi olduğuna emin misin? Evet tabii ki. Boulevard-1 2014 info-icon
All right. I'm great. Peki. Çok iyiyim. Tamam. Turp gibiyim. Boulevard-1 2014 info-icon
So they're calling him the new Updike. Ona yeni Updike diyorlar. Boulevard-1 2014 info-icon
I don't get it, he's too sentimental. Anlamıyorum, o çok duygusal. Niye diyorlarsa, adam çok duygusal yazıyor. Boulevard-1 2014 info-icon
Sometimes, I guess. Bazen, sanırım. Zaman zaman galiba. Boulevard-1 2014 info-icon
No, he is. What he gets ultimately just seems faked. Hayır, öyle. Sonunda çıkardığı şey uyduruk görünüyor. Hayır, duygusal. En sonunda kitabı yapmacık görünüyor. Boulevard-1 2014 info-icon
Or as Winston would say, like horseshit. Ya da Winston'ın dediği gibi, at boku gibi. Winston'ın deyişiyle "Bir boka yaramaz." Boulevard-1 2014 info-icon
Where is that man when we need him? İhtiyacımız olduğunda, o adam nerede? İhtiyacımız olunca nerede bu adam? Boulevard-1 2014 info-icon
You should be teaching. Dersi almalısın. Öğretmenlik yapmalısın. Yapıyorum. Haftada üç akşam. Boulevard-1 2014 info-icon
I do teach. Three nights a week. Haftada üç kez alıyorum. Boulevard-1 2014 info-icon
Yeah, well, the university... you know what I'm saying. Evet, yani üniversitede... ne dediğimi biliyorsun. Üniversiteden bahsediyorum. Anladın beni. Boulevard-1 2014 info-icon
A filing cabinet? Seriously? Dosya dolabı mı? Cidden mi? Dosya dolabı mı? Ciddi misin? Aptalca bir kazaydı. Boulevard-1 2014 info-icon
It was just a stupid accident. Sadece aptal bir kazaydı. Boulevard-1 2014 info-icon
Well... for now... Şey... şimdilik... Şimdilik... Boulevard-1 2014 info-icon
English as a second language three nights a week is plenty for me. Haftada üç kez ingilizce, benim için yeterli. ...haftada üç akşam ikinci dil olarak İngilizce dersi bana yetiyor da artıyor. Boulevard-1 2014 info-icon
Believe me, I don't miss the politics. İnan bana, politikayı özlemiyorum. İnan bana evrak işlerini özlemiyorum. Boulevard-1 2014 info-icon
Do you want something to drink? No, I'm fine. İçecek bir şey ister misin? Sağol. İçecek bir şey ister misin? Hayır, böyle iyiyim. Boulevard-1 2014 info-icon
How was your dinner last night with Cat? Dün gece Cat ile yemek nasıldı? Dün akşam Cat'le yemeğin nasıldı? Boulevard-1 2014 info-icon
Well, you know Cat. Cat'i biliyorsun. Cat'i biliyorsun. Boulevard-1 2014 info-icon
We just talked about that ESL conference Tüm hafta sonumuzu harcayacağımız, ESL Konferansı hakkında konuştuk. İkinci Dil Olarak İngilizce konferansından konuştuk. Boulevard-1 2014 info-icon
we have to spend the whole weekend at. Bütün hafta sonunu orada geçireceğiz. Boulevard-1 2014 info-icon
We tried to go to that sub shop on Broadway, but it's closed. Broadway'deki Sub Stop'a gittik ama kapalıydı. Bunu biliyor muydun? Broadway'deki burgerciye gidecektik ama kapanmış. Boulevard-1 2014 info-icon
"Masculin Féminin." "Masculin Féminin." "Masculin Féminin." Boulevard-1 2014 info-icon
The Children of Marx and Coca Cola. Marx ve Coca Cola'nın çocukları. Marx ve Coca Cola'nın Çocuğu. Kesinlikle. Boulevard-1 2014 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 8965
  • 8966
  • 8967
  • 8968
  • 8969
  • 8970
  • 8971
  • 8972
  • 8973
  • 8974
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact