Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158983
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Out... out you go. | Dışarı... dışarı. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Hey... I said leave. | Hey... Yürü dedim. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
When your department wants to have fun, you want our help. | Bölümün eğlenmek istediğinde, bizden yardım istiyorsunuz. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Hello friends, where are you? | Merhaba arkadaşlar, neredesiniz? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
We need a yacht. We're going out with some girls. | Bize yat lazım. Bir kaç kız var. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
And you can't be a friend in need? | Ve bizim ihtiyacımız olduğunda yardım edemiyor musun? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
If you can't stop the dog from barking, set him free, Deewani. | Eğer köpeği susturamıyorsan, o zaman serbest bırak onu, Deewani. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Shivani ! | Shivani! | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I meant this is peanuts. | Bu kız meselesi. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
If it were something big, I would help. | Bu büyük bir şey olsaydı, yardımcı olurdum. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
A private detective will do the job. | Bu özel dedektif işi. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
No... Bozo... | Hayır. Bozo... | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Why is he running around? | Neden etrafta koşuyor? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
You told me to set him free. | Sen bırak demiştin. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I didn't mean to let him loose. | Ben bırak gitsin demek istemedim. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Well, you said set him free. | Ama serbest bırak dedin. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
The dog bit you? A little bit. | Köpek ısırdı mı? Biraz. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
No big deal. He gets the shots regularly. | Büyütecek bir şey yok. O düzenli olarak aşılanıyor. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
He didn't get the shot this month. | Bu ayın aşısı atılmadı. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Why didn't you do it? | Neden yaptırmadın? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
You didn't tell me. | Sen bana söylemedin. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I don't take any medication unless you tell me... | Ve ben sen söylemeden asla almam. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
...how can I give the dog a shot? | Köpeğe nasıl attıracağım? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
K.D. you better take a shot. I hope Bozo doesn't die. | K.D. bence aşı yaptır. Umarım Bozo ölmez. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Bozo doesn't die? | Bozo ölmez mi? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Humans can be very poisonous. | İnsanlar da çok zehirli olabilir. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
A few days ago, didn't a snake bite you? Yes. | Birkaç gün önce, seni yılan sokmadı mı? Evet. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I was worried and I tried calling the doctor. | Ben merak ettim ve doktoru aradım. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
But the snake died instead. | Ama yılan öldü. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
If you are poisonous, I'm sure your friends are too. | Eğer sen zehirliysen, arkadaşlarının da öyle olduklarından eminim. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Pay attention. Okay. | Dikkatle dinle. Tamam. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Now I'm ordering you... | Hemen şimdi... | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
go and bring the dog back. Drag him, if you have to. | ... gidip o köpeği getirmeni istiyorum. İstersen sürükle. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Before I bite you. | Seni ısırmadan önce. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Okay. Bozo! | Tamam. Bozo! | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I'll leave now, guess your good times are over. | Ben gidiyorum, sanırım iyi zamanlarınız sona erdi. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Anyone who tries to help you gets bit by a dog! | Size yardım etmek isteyen, köpeğiniz tarafından ısırılır! | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Bloody Bozo! He didn't help but... | Aşağılık Bozo! Yardımcı olmadı ama... | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I like his idea of hiring a private detective. | ... özel dedektif fikri iyiydi. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Stop crying, just stop crying. | Ağlamayı kes, ağlama. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Here, your sugar level is falling, have a banana, okay? | Şekerin düşmüştür, muz ister misin? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Come on, open it. | Hadi. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Eat your banana and go straight home. | Muzunu ye ve doğru eve git. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
You were at the club last night. | Dün gece kulüpteydin. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Yes, dancing with the girls. | Evet, kızlarla dans. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Girls are here too. | Kızlar burada da. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I have a lot of sympathy for girls. | Bende kızları çeken bir şeyler var. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I can't bear to see them cry. | Onları ağlarken görmeye dayanamam. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
My hand just reaches out to them. | Hemen elimi uzatırım. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I'm sure you understand... We do... | Anladığınızdan eminim... Tabiî ki... | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Come... | Buyurun... | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
He is one of us. You saw that? | O bizden biri. Bunu gördün mü? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Okay, tell me. | Tamam, söyleyin. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Oh, she's having an affair? | Ah, bir ilişkisi mi var? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
No, the affairs are all mine. | Hayır, ilişkisi olan benim. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Then, why are you showing me her picture? | O zaman, neden bana onun resmini gösteriyorsun? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Well, someone is telling her about his affairs. | Hayır, birileri karısına onun ilişkisi olduğunu söylemiş... | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
He was saved by the skin of his teeth, twice. | Kıl payı kurtuldu. İki kez. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
There won't be a third time. | Üçüncü kez olmayacak. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Why not? | Neden? O kadar şanslı olmayabilirsin. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
That's why we are here. | Bu yüzden buradayız. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Don't worry, you're at the right place. | Merak etmeyin. Doğru yerdesiniz. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Maya is returning today and I know you will tell her everything. | Maya bugün dönüyor ve senin ona her şeyi anlatacağını biliyorum. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Why don't you change for the better? | Değişmen daha iyi olmaz mı? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Change? | Değişmek? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
If you hear what I've been through you'll cry your eyes out. | Olanları öğrenince ağlayacaksın. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I may not be as loyal as Raj and Vikram but... | Ben Raj ve Vikram gibi sadık olmayabilirim, ama... | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I'm not as bad as you think. | ... sandığın kadar kötü değilim. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I envy them. I get caught all the time. | Ben onları kıskanıyorum. Ben hep yakalandım. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
While they wriggle their way out. | Onlar yolumdan çekilinceye kadar. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
They were involved with that girl but they trapped me. | Kız onlarla birlikteydi ama tuzağa düşen ben oldum. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
And I didn't want to be a snitch. | Ve ben gammazlamak istemedim. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Very good, amazing! | Çok iyi, inanılmaz! | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
You've turned the hero into the bad guy. | Kahramanı, kötü adama dönüştürdün. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Now to make his friends his foes. | Şimdi arkadaşları düşmana dönüştürme zamanı. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I envy them. | Ben onları kıskanıyorum. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
They have numerous affairs but never get caught. | Onlar hep iş çeviriyorlar ama hiç yakalanmıyorlar. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I want them to suffer my fate. | Acı çekmelerini istiyorum. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Suffer big time! | Büyük acı! | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
It's that rascal. | O namussuz. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Be cool, be cool. | Sakin, sakin ol. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Tell him to come here, we'll use these clubs on him. | Buraya gelmesini söyle, bu kulübü kullanacağız. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Switch on the loudspeaker. | Hoparlörü açın. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Hello Yogi... | Merhaba Yogi... | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Where are you, Yogi? | Yogi, neredesin? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I'm going to meet Sweety. | Sweety ile görüşmeye gidiyorum. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Sweety? My Swiss girlfriend. | Sweety? Benim İsviçreli kız arkadaşım. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
The really cute one. Okay. | Gerçekten çok tatlı biri. Tamam. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
She called. | Beni aradı. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
She's getting married next month. | Önümüzdeki ay evleniyormuş. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Don't know if we'll ever meet again. | Bir daha görüşebilir miyiz bilmiyorum. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Where are you? On my way to the hotel. | Neredesin? Otele gidiyorum. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
The usual Royal York. Now pay attention... | Her zamanki gibi, Royal York. Şimdi dikkat... | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
I'm going ahead with this because of you. | ... size güvenerek gidiyorum. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
If Maya calls, please cover up for me. | Maya ararsa, lütfen örtbas edin. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Of course! Absolutely! | Tabii ki! Kesinlikle! | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Now he's dead! | O, öldü artık! | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
What's the hurry, sweetheart? | Neden bu acele, tatlım? | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
Look at that... a storm's approaching. | Şuna bak... bir fırtına yaklaşırken. | Thank You-1 | 2011 | ![]() |
The storm's already here! | Fırtına burada zaten! | Thank You-1 | 2011 | ![]() |