Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3532
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
She's landed in Ireland. | İrlanda'ya inmiş. Kendisi İrlanda'ya indi. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Wonderful. Wonderful news! | Harika. Harika bir haber! Harika haberler bunlar! | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
NEWSCASTER: Journey's end. | Yolculuk bitti. Yolculuk sona erdi. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Here she is, safe and sound on a farm in Ireland | Kendisi sağ salim İrlanda'da bir çiftlikte. Atlantik Okyanusu'nun bir kadın tarafından ilk kez geçilişi... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
having just completed the first flight by a woman across the Atlantic. | Atlas Okyanusu'nun bir kadın tarafından ilk defa geçilmesi henüz tamamlanmış. ...az önce tamamlandı ve işte Amelia Earhart, tamamen güvende. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
And there's the little plane in which she's broken all records. | İçinde bütün rekorları kırdığı küçük uçak da orda. Arkasında ise tüm rekorları kırdığı küçük uçağı. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Well done. Well done. | Aferin, aferin. Tebrikler. Başardın. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Action! | Motor! Motor! | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
You're on vacation with Amelia Earhart luggage. | Amelia Earhart Bagajları ile yolculuktasınız... Amelia Earhart valizleriyle seyahattesiniz. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Travel the Nile, moonlight... | Nil nehrini geziyor, ayışığı... Nil Nehri'ni gezin, ay ışığı... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry, I can't say this. | Özür dilerim. Bunu söyleyemem. Özür dilerim. Bunu söyleyemiyorum. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
I try to put the freedom that is flying into my clothes! | Uçma özgürlüğümü kıyafetlerime koymaya çalıştım! Kıyafetlerime bile özgürlük sinmiş! | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Eastman Kodak cameras. | Eastman Kodak Fotoğraf Makinaları. Eastman Kodak kameraları. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Travel the world, save your memories. | Dünyayı dolaş, hatıralarını sakla. Dünyayı gezin, anılarınızı ölümsüzleştirin. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
The second person to fly the Atlantic solo, | Atlas Okyanusu'nu uçarak geçen ikici kişi ve Atlantik'i tek başına geçen ikinci kişi... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
and the first one to fly it twice. Standing room only, good. | ikinci defa başaran ilk kişi. Hiç boş koltuk yok. Güzel. ...ve ikinci defa uçan ilk kişi. Güzel, hiç boş koltuk yok. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Fourteen hours and 54 minutes. | On yedi saat ve 54 dakika. 14 saat 54 dakika. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Are you staying for this? | Kalıyor musun? İzleyecek misin? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
No, I can't. | Hayır kalamam. Hayır, yapamam. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
I gotta meet the features editor at the Post | Post gazetesinden konu editörü ile buluşmam lazım. Post gazetesinin editörü ile buluşmam gerek... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
and then organize that photo shoot for the new luggage line. | Sonra da yeni bagaj işi için şu resimleri düzenleyeceğim. ...ve şu yeni valizler için yapılacak olan resim çekimlerini organize etmem gerek. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
What's wrong with you today? | Neyin var bugün? Bugün sana ne oldu böyle? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Here I am jumping through hoops | Sirkteki beyaz bir at gibi... Sirkteki beyaz bir at gibi... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
like a white horse in the circus. | çemberin içinden atlıyorum. ...çemberin içinden zıplıyorum. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
That's what's wrong. | İşte sorun bu. İşte sorun bu. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
The only way that we can finance your flying | Uçmanı finanse etmenin tek yolu... Uçuşlarını finanse etmenin tek yolu... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
is to make enough money to finance your flying. | uçmanı finanse edecek yeterli parayı kazanmaktır. ...bunun için yeterli parayı kazanmak. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
... A melia Earhart! | ...Amelia Earhart! ...Amelia Earhart! | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Go on out there. | Git hadi. Hadi sahneye çık. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Thank you! | Teşekkür ederim! Teşekkürler! | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
GIRL: Oh. Please! Miss Earhart? An autograph, please. | Lütfen Bayan Earhart. Bir imza lütfen. Lütfen! Bayan Earhart? Bir imzalı fotoğraf, lütfen. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Miss Earhart, please. | Bayan Earhart lütfen. Lütfen, Bayan Earhart. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
BOY: Miss Earhart? | Bayan Earhart. Bayan Earhart? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
What's your name? Gore. | Adın ne? Gore. Adın ne? Gore. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
That's an unusual name. | Bu alışılmadık bir isim. Fazla kullanılmayan bir isim bu. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
I know. I don't much like it. | Biliyorum. Ben de pek fazla sevmiyorum. Biliyorum. Zaten fazla sevmiyorum. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
We blame his mother. | Annesini suçluyoruz. Sorumlusu annesi. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
She was a Gore, roots going back to colonial times. | She was a Gore (menşei belirsiz) idi. Kökleri koloni zamanlarına dayanır. Kendisi bir Gore* idi, kökleri koloni zamanlarına dayanır. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
God, do I have to wade through that? | Tanrım. Bunun içinden geçebilecek miyim? Buradan geçmek zorunda mıyım? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
You will have two Vidal men to protect you. You'll be fine. | Burada Vidal ailesinden iki kişi seni koruyacaktır. Birşey olmaz. Seni koruyacak iki erkek var yanında. Sorun çıkmaz. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
You are so much prettier than your pictures. | Resimlerinizden çok daha güzelsiniz. Resimlerinizden çok daha güzelsiniz. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Well, thank you, but that... | Teşekkür ederim fakat onlar... Çok teşekkür ederim ama... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
MAN: Have you heard from Lindbergh? What did he say? | Lindbergh'den birşey duydunuz mu? Ne söyledi? Lindbergh ile konuştunuz mu? Ne söyledi? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
"Well done." | "Aferin." dedi "Tebrikler." | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Are you gonna write another book? | Başka bir kitap yazacak mısınız? Başka bir kitap yazacak mısınız? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Yes, if my husband has anything to say about it. | Evet eğer kocam öyle birşey dediyse. Eğer kocam izin verirse, evet. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Take my hand. | Elimi tut. Elimi tut. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Come on, Gore. Let's you and I lead Miss Earhart to safety. | Hadi gel Gore. Bayan Earhart'ı güvenliğe taşıyalım. Hadi bakalım, Gore. Bayan Earhart'ı emniyete ulaştıralım. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
You know, that woman was right. | Biliyor musun kadın haklıydı. O kadın haklıydı. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Excuse me? I felt the same way when I first met you. | Anlamadım? Sizinle ilk tanıştığımızda ben de öyle hissetmiştim. Efendim? Tanıştığımızda bende aynısını hissettim. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
You are much prettier than your pictures. | Resimlerinizden çok daha güzelsiniz. Resimlerinden çok daha güzelsin. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
It all seems rather silly considering what's happening out there. | Orda olanları düşününce daha da aptalca geliyor. Dışarıda ne olduğunu düşünmek çok saçma geliyor. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Those men, all those families. | Şu insanlar, bütün bu aileler. O insanlar, tüm o aileler. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Why have I been given so much? | Ben neden bu kadar şanslıyım? Ben neden bu kadar şanslıyım ki? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
You've earned the spotlight. Enjoy it. | Halkın yoğun ilgisini kazandın. Keyfini çıkar. Halkın ilgisini kazandın. Tadını çıkar. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
You'll be fine. Just hold on to yourself. | İyi olacaksın. Yeter ki kendini bırakma. İyi olacaksın. Kendine güven yeter. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
I'm not sure who that is anymore. | Artık o kızı tanıyamıyorum. O kızın kim olduğunu bilmiyorum artık. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
She's that girl from Kansas who says "hooey." | O "martaval" diyen Kansas'lı kız. O "daniska" diyen Kansas'lı kız." | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
MAN: (ON PA) Distinguished dignitaries from every corner of the world, | Dünyanın her köşesinden gelmiş saygıdeğer asiller. Dünyanın dört bir tarafında gelen seçkin misafirler, lütfen ayağa kalkın ve... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
please rise and welcome Miss Amelia Earhart, | Lütfen ayağa kalkın ve Bayan Amelia Earhart'a hoşgeldin deyin. ...Başkan Roosevelt ile Amerikan Pilotları'nın... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
honored guest of President Roosevelt and the League of American Pilots. | Başkan Roosevelt'in ve Amerikan Pilotlar Birliği'nin şeref konuğu. ...saygıdeğer konuğu Amelia Earhart'ı selamlayın. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
I'd like to toast a world class pilot | Kadehimi üstün bir pilot için kaldırmak istiyorum. 15 yaşında, dünyanın en genç kadın pilotu olup... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
who, at age 15, became the youngest woman in the world to fly solo. | 15 yaşında tek başına uçan dünyadaki en genç kadın oldu. ...solo uçuşlar yapan bir pilot için kadeh kaldırmak istiyorum. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
This year, she's recognized as Woman Pilot of the Year. | Bu sene Yılın Kadın Pilotu kabul edildi. Bu yıl, kendisi Yılın Kadın Pilotu oldu. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Here's to Elinor Smith, an inspiration to us all. | Elinor Smith'e. Hepimizin ilham kaynağı. Bu hepimize ilham veren Elinor Smith. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
ELEANOR ROOSEVELT: Your husband encourages you to fly across the Atlantic. | Sizin eşiniz Atlas Okyanusu'nu geçmeniz için sizi cesaretlendirdi. Kocan, Atlantik'i baştan başa uçman için yüreklendiriyor. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
My husband wouldn't want me to fly to N Street. | Benim kocam N Caddesi'ne uçmamı bile istemezdi. Benimkiyse N Street'e kadar uçmamı bile istemiyor. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
So, he hasn't actually forbidden you? | Yani size gerçekte yasaklamadı değil mi? Ama yine de tamamen yasaklamadı, değil mi? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Franklin doesn't forbid. | Franklin birşeyi yasaklamaz. Franklin yasaklamaz. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
He just feels it's a waste of my valuable time to learn | Uçmayı öğrenerek değerli zamanımı harcayacağımı düşünüyor. Bir uçak satın alma gücümüz olmadığı için... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
since I can't afford to buy a plane. | Uçak alacak parayı karşılayamadıktan sonra. ...değerli zamanımın ziyan olmasını istemiyor, o kadar. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
The wrong Roosevelt got elected. | Yanlış Roosevelt seçilmiş. Yanlış Roosevelt'e oy vermişiz o zaman. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
I did ask about aviation, but he hasn't decided on the structure yet. | Havacılık hakkında sordum ama yapısı hakkında karar vermiş değil. Havacılık sektörünü sordum, ama daha yapısı hakkında karar vermemiş. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
It might be under the Bureau of Commerce. | Ticaret Bürosu altında olabilir. Ticaret Bürosu altında olabilir. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
I think the structure may be less important than the man chosen to run it. | Bence yapısı bunu yürütmeyi seçecek adamdan daha az önemli. Bence onu yönetmesi için seçilen erkek, yapıdan daha önemli. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
I'm sorry, my hearing's failing. I missed the words "or woman"? | Özür dilerim, iyi duyamadım. "Yada kadın" sözcüklerini mi kaçırdım? Kusura bakma, bazen tam duyamıyorum. "ya da kadın" kelimelerini kaçırdım, değil mi? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
This may be one of those rare instances | Bu en başarılı adayların erkek olarak... Bu, yetenekli adayın bir erkek olduğu... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
when the most accomplished candidate turns out to be male. | karşımıza çıktığı ender durumlardan biri olabilir. ...seyrek zamanlardan biri olabilir. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Is it a name I know? | Bildiğim bir isim mi? Tanıdığım birisi mi? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Gene Vidal. | Gene Vidal. Gene Vidal. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
I love finding the exception that proves the rule. | Özel durumları kanıtlayan istisnaları bulmayı seviyorum. Atasözünü kanıtlayan "istisnaları" bulmak çok hoşuma gidiyor. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
How do you feel about flying at night? | Geceleri uçmak hakkında ne düşünüyorsun? Geceleri uçmak hakkında ne düşünüyorsunuz? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Whoa! There we are, ladies and gentlemen, champagne. | İşte hanımlar beyler şampanya! İşte, baylar ve bayanlar, şampanyamız da hazır. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Champagne to toast the first lady. | Hanımefendinin şerefine. Hanım efendimizin şerefine. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Put your hands on the wheel! | Ellerinizi dümenin üstüne koyun! Ellerini direksiyona koy! | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
It's dual controls. No one'll ever know. | Çift kontrollüdür. Kimse anlamaz. Uçak çift kontrollü. Kimsenin haberi olmaz. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
GEORGE: And now, ladies and gentlemen, I would like to toast to you! | Şimdi de hanımlar beyler sizin için kaldırmak istiyorum! Baylar ve bayanlar, sağlığınıza kadeh kaldırmak istiyorum. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Oh. Dear God! | Oh. Aman tanrım! Tanrım! | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
MRS. ROOSEVELT: Well, I shall never, ever forget this night. | Bu geceyi asla ve asla unutmayacağım. Bu geceyi hiçbir zaman unutmayacağım. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
She seems quite taken with you. | Senin için çıldırıyor gibi. Seni çok sevmiş gibi görünüyor. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
And vice versa. | Bilmukabele. Ben de onu çok sevdim. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Then again, lots of people are quite taken with you. | Tekrar pek çok kişi senin için çıldırıyor. Tekrar söylüyorum, birçok insan seni seviyor. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
If you're referring to Gene, as I know you are, | Gene için diyorsan ki biliyorum onu diyorsun. Eğer Gene'den bahsediyorsan, ki öyle olduğunu biliyorum... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
I was able to get a word in for him, | Onun için birkaç şey söyleme fırsatı buldum. ...Havacılık Şube'si için... | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
to head the Aeronautics Branch. | Havacılık Dalı'nı yönetmesi için. ...onun adını önerdim. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
How did it go? | Nasıl geçti? Nasıl gitti? | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
It's her husband's decision, but I'm hopeful. | Kocasının kararı ama umutluyum. Kocası karar verecek ama umutluyum. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
Gene is so fortunate to have you in his corner, Amelia. | Gene seni kendi yanında bulduğu için çok şanslı, Amelia. Yanında olduğun için, Gene çok şanslı, Amelia. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
He'll help me and I'm helping him. | O bana yardım ediyor, ben de ona ediyorum. Ben ona yardım ediyorum, o da bana yardım edecek. | Amelia-1 | 2009 | ![]() |
You do something to me | Bana birşey yaptın. Bir şey yaptın bana | Amelia-1 | 2009 | ![]() |