• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3861

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Nor should. I will silence only those who speak. Mecbur değilim, sadece konuşacak olanları. An American Affair-1 2009 info-icon
Official is in a safe place. Günlük emin bir yerde. An American Affair-1 2009 info-icon
Leave me alone and will remain there. Beni rahat bırakırsan hep orada kalır. An American Affair-1 2009 info-icon
I love mysteries. Böyle gizemlere bayılıyorum. An American Affair-1 2009 info-icon
I mean, Lucian. Ciddiyim, Lucian. An American Affair-1 2009 info-icon
I wonder where could that's the question. Asıl sorun günlüğün nerede olabileceği. An American Affair-1 2009 info-icon
Obvious that in a safe place. Undoubtedly. Şüphesiz emin bir yerdedir. An American Affair-1 2009 info-icon
Who's you ... Hem kim bilir... An American Affair-1 2009 info-icon
maybe you gave someone. ...belki birisine bile vermiş olabilirsin. An American Affair-1 2009 info-icon
The safest place where did you find any. Güvenli bir yer, asla bakmayı aklıma getirmeyeceğim bir yerdir. An American Affair-1 2009 info-icon
I wonder where it is. Neresi olabilir acaba? An American Affair-1 2009 info-icon
Or who could be that someone. Kim olabilir? An American Affair-1 2009 info-icon
Did you do it ... Yapamazsın An American Affair-1 2009 info-icon
Catherine, what should I do to do anything. Catherine, yapmam gereken her şeyi yaparım, her şeyi. An American Affair-1 2009 info-icon
And to underline the idea Açıklama yapmak için... An American Affair-1 2009 info-icon
it stopped in front of that wall ...o korkunç duvarın önünde durdu... An American Affair-1 2009 info-icon
and the world said: "Ich bin ein Berliner". ...ve dünyaya şöyle seslendi: "Ich bin ein Berliner". An American Affair-1 2009 info-icon
"All we are ... Bizler hepimiz... An American Affair-1 2009 info-icon
Gogo and with jelly. ...reçelli çöreğiz. An American Affair-1 2009 info-icon
What? Pardon? An American Affair-1 2009 info-icon
"Berlines" he gre pronunşat it's word. "Berlinli", sözünü yanlış telaffuz etti. An American Affair-1 2009 info-icon
He said: "All we are gogo and with jelly. Hepimiz reçelli çöreğiz dedi. An American Affair-1 2009 info-icon
Is it a joke? Bu bir şaka mı? An American Affair-1 2009 info-icon
Lay your hand. Elini şuraya koy. An American Affair-1 2009 info-icon
John F. Kennedy was the best president John F. Kennedy bu ülkenin görüp göreceği en büyük başkandı. An American Affair-1 2009 info-icon
A Catholic Bir katolik ve ileri görüşlü bir insandı. An American Affair-1 2009 info-icon
I will not tolerate to make jokes on his account. Onun hakkında şakalara tahammülüm yok. An American Affair-1 2009 info-icon
Not trying to ... Ama ben An American Affair-1 2009 info-icon
We lost a great man. Büyük bir insan aramızdan alındı. An American Affair-1 2009 info-icon
Now go ... and you pray. Şimdi git ve dua et. An American Affair-1 2009 info-icon
Pray deeply. Güçlü dua et. An American Affair-1 2009 info-icon
Why do this? Burada ne arıyorsun? An American Affair-1 2009 info-icon
I told them that you are Indian you. Onlara teyzen olduğumu söyledim. An American Affair-1 2009 info-icon
Return it to me. Geri istiyorum. An American Affair-1 2009 info-icon
What do you think? Neyi sanıyorsun? An American Affair-1 2009 info-icon
Sorry ... Üzgünüm, ben An American Affair-1 2009 info-icon
No regret, just give me it back. Üzgün olma. Sadece geri ver. An American Affair-1 2009 info-icon
It's home. Evde. An American Affair-1 2009 info-icon
Bring me that then. Okay? O zaman bana getir, olur mu? An American Affair-1 2009 info-icon
I will wait on the steps after hours, at 15:30. Okay? Okuldan sonra saat 3:30'da merdivenlerde buluşuruz. Tamam. An American Affair-1 2009 info-icon
I go for a while. Bir müddet ortalıkta görünmeyeceğim. An American Affair-1 2009 info-icon
Where? Nereye gideceksin? An American Affair-1 2009 info-icon
Maybe in India. Belki Hindistan'a. An American Affair-1 2009 info-icon
In an exotic and far, Dilini bilmediğim yabancı ve egzotik bir yere. An American Affair-1 2009 info-icon
Because I can not ... Çünkü olmuyor An American Affair-1 2009 info-icon
Life has to give a sense ... Hayat anlamlar üzerine kuruludur. An American Affair-1 2009 info-icon
To find things have value. Yani, insan hayatta anlamı olan şeyleri bulmalıdır. An American Affair-1 2009 info-icon
Children, art ... Çocuklar, sanat... An American Affair-1 2009 info-icon
love. ...aşk. An American Affair-1 2009 info-icon
I have nothing more of them. Ama bende bunların hiçbiri yok artık. An American Affair-1 2009 info-icon
I got mine. Ben varım. An American Affair-1 2009 info-icon
I know. Olduğunu biliyorum. An American Affair-1 2009 info-icon
But sometimes, one person not enough. Ama bazen bir insan yetmeyebiliyor. An American Affair-1 2009 info-icon
He încredinşezi all dorinşele and your dreams ... Bütün hayallerini ve arzularını onlara veriyorsun, sonra... An American Affair-1 2009 info-icon
and disappear. ...bir bakmışsın gitmişler. An American Affair-1 2009 info-icon
If I was big ... Eğer büyük olsaydım An American Affair-1 2009 info-icon
You never have been you. O zaman sen olmazdın. An American Affair-1 2009 info-icon
Hope ... Umut... An American Affair-1 2009 info-icon
is something that is lost With the passing of the years ... ...insanların büyüdükçe kaybettiği bir şey. An American Affair-1 2009 info-icon
Is there life lecşie or something similar? Bu bir çeşit hayat dersi falan mıydı? An American Affair-1 2009 info-icon
Like you something. Onun gibi bir şey. An American Affair-1 2009 info-icon
At 3:30, the stairs. 3:30'da, merdivenlerde. An American Affair-1 2009 info-icon
Graham, I am. Graham, benim. An American Affair-1 2009 info-icon
I will have after noon. Öğleden sonra alacağım. An American Affair-1 2009 info-icon
Graham, I'm glad we go. Graham, gideceğimiz için mutluyum. An American Affair-1 2009 info-icon
You got home early. Erken geldin. An American Affair-1 2009 info-icon
And you. Sen de öyle. An American Affair-1 2009 info-icon
It's okay, buddy? Her şey yolunda mı, evlat? An American Affair-1 2009 info-icon
What are you doing here? O niye buradaydı? An American Affair-1 2009 info-icon
At the impermeability. That guy ... Pardösülü o adam. An American Affair-1 2009 info-icon
It's an old friend of the mother yours and mine, it ... Şey, o benim ve annenin eski bir arkadaşı. An American Affair-1 2009 info-icon
Where is it? What to do with him? Nerede o? Ne yaptın ona? An American Affair-1 2009 info-icon
Some things seem not to have logical for a child. Çocukken anlayamayacağın bazı şeyler var. An American Affair-1 2009 info-icon
He wants back. Cathrine onu geri istiyor. An American Affair-1 2009 info-icon
I'm sure. İstediğine eminim. An American Affair-1 2009 info-icon
I said it to him to play. Geri vereceğim dedim. An American Affair-1 2009 info-icon
You'll understand when you grow up. Büyüdükçe anlayacaksın. An American Affair-1 2009 info-icon
I grew up already understand! Büyüdüm ve anlıyorum. Adam. An American Affair-1 2009 info-icon
Minşi me for my sake? Şimdi benim iyiliğim için mi bana yalan söylüyorsun? An American Affair-1 2009 info-icon
Catherine does not he never minşit, not even once. Catherine bana bir kere bile yalan söylemedi. An American Affair-1 2009 info-icon
You are my father ... Sen benim babamsın. An American Affair-1 2009 info-icon
Supposedly c should be what's fair ... for me. Benim için doğru olanı yapman gerekir. An American Affair-1 2009 info-icon
I did. Zaten öyle yaptım. An American Affair-1 2009 info-icon
It's mine. O bana ait. An American Affair-1 2009 info-icon
Actually ... not e. Aslında değil. An American Affair-1 2009 info-icon
Neither of you did not e. Sana da ait değil. An American Affair-1 2009 info-icon
You absolutely right. Kesinlikle haklısın. An American Affair-1 2009 info-icon
Catherine and has lived life fully. Catherine'nin dopdolu bir hayatı oldu. An American Affair-1 2009 info-icon
Art, love, intrigue ... Sanat, aşk, entrika An American Affair-1 2009 info-icon
Sometimes, when a go of life, Bazen o tarz bir hayat insanın aklını karıştırabilir. An American Affair-1 2009 info-icon
Catherine was confused. Catherine'nin aklı karışmıştı. An American Affair-1 2009 info-icon
Official show them that. Bunu günlük söylüyor. An American Affair-1 2009 info-icon
Where it is? Kendisi nerede? An American Affair-1 2009 info-icon
I wait on you? Seni beklemiyor muydu? An American Affair-1 2009 info-icon
Bobby said that you're gay. Bobby senin bir ibne olduğunu söyledi. An American Affair-1 2009 info-icon
He said that you offered I suck "acadeaua for a dollar. 25 sent karşılığında onunkini yalayacakmışsın. An American Affair-1 2009 info-icon
And? Ne olmuş? An American Affair-1 2009 info-icon
What will you do? Bu konuda ne yapacaksın? An American Affair-1 2009 info-icon
He said it to him ... Yalayacağını söyledi. An American Affair-1 2009 info-icon
You are on backwards! İbne sensin! An American Affair-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 3856
  • 3857
  • 3858
  • 3859
  • 3860
  • 3861
  • 3862
  • 3863
  • 3864
  • 3865
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim