Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4761
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| was not happy with any of them. | hicbiriyle mutlu olamayacagini dusundu. ...sadece hiç birinden mutlu olmamış. | Arranged-1 | 2007 | |
| I can not hold them, they are I have the best parties. | onlari daha fazla bekletemem.elimdeki en iyiler onlar. Uzun süre bunlar kalamaz, elimde olanları en iyileri bunlar. | Arranged-1 | 2007 | |
| Most girls would be happy. | bircok kiz mutlu olurdu bu kisilerle. Birçok kız mutlu olurdu. | Arranged-1 | 2007 | |
| I do not mean anything ... | ben daha baska bisey soylemek istemiyorum Söylemek istemem ama... | Arranged-1 | 2007 | |
| but maybe it is. | belki olmayacak. ...belki sorun ondadır. | Arranged-1 | 2007 | |
| And that means what? | ne demek bu? Ne demeye çalışıyorsun? | Arranged-1 | 2007 | |
| Well, she is something special. | cunku o ozel birini bekliyor. Özel birini bekliyor gibi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Perhaps we should tell her | belki birileri ona.. Belki de bay mükemmelin... | Arranged-1 | 2007 | |
| the perfect man not really exist. | mukemmel adamin var olmadigini soylemeli. ...gerçekte olmadığını söylemeliyiz. | Arranged-1 | 2007 | |
| The 'perfect man', which she really expect? | sizce o bay mukemmelimi ariyor. "Bay mükemmel". Size tam olarak ne umduğunu mu söyledi? | Arranged-1 | 2007 | |
| What we all wanted, right? | bizde aramadik mi? Hepimizin istediği şey, değil mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| Loving someone. | seven birisini. Önemseyen birisi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Someone who will listen. | iyi bir dinleyici olan, İyi bir dinleyici. | Arranged-1 | 2007 | |
| Someone in support, a good father. | destek olan ve iyi bir baba olabilen birini. Destek sağlayabilen, iyi bir baba olabilecek biri. | Arranged-1 | 2007 | |
| Continue to make the meetings? | bulusmalara devam ediyormuyuz? Ayarlamaya devam edecek miyiz? | Arranged-1 | 2007 | |
| No. | hayir Hayır. | Arranged-1 | 2007 | |
| No, until convinced that is open, to do everything again. | hayir ikna olana kadar devam edemeyiz. Hayır, bu işi tekrar yapması için onu ikna etmedikçe, her şey tersine dönebilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| She is stubborn. | o cok inatci. O çok inatçı. | Arranged-1 | 2007 | |
| As part of the family of the father. | bu ozelligini baba tarafindan almis. Ailenin, baba tarafından gelen bir özellik. | Arranged-1 | 2007 | |
| Hello, girls. | merhaba kizlar. Merhaba, millet. | Arranged-1 | 2007 | |
| The man of my dreams, right? | benim hayalimde ki adam degil mi? Rüyalarımın adamı, ne dersin? | Arranged-1 | 2007 | |
| You will come tonight? | siz geliyormusunuz bu gece? Siz bu gece gelecek misiniz? | Arranged-1 | 2007 | |
| What? | nereye? Neler oluyor? | Arranged-1 | 2007 | |
| Training, you must have received an email. | antremana siz maili almis olmaniz lazim | Arranged-1 | 2007 | |
| I can not come, maybe we will take a few beers. | biz gelemeyiz belki birseyler iceriz sonra Ben gelemem, fakat sonrası için bir şeyler içebiliriz, demi? | Arranged-1 | 2007 | |
| Maybe I will see later. Okay. | tamam belki sonra gorusuruz. tamam. Tamam, sonra görüşürüz. Tamam. | Arranged-1 | 2007 | |
| Cute, huh? | hos degil mi? Sevimli, demi? | Arranged-1 | 2007 | |
| Beautiful eyes, beautiful smile ... | guzel gozler, guzel gulumseme ... Güzel gözler, güzel gülümseme... | Arranged-1 | 2007 | |
| the more like it. | iyi bir yahudi erkegi. ...iyi bir Yahudi erkeği. | Arranged-1 | 2007 | |
| You think is the perfect man? | senin bay mukemmelinmi yoksa? Sence Bay Mükemmel mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| Probably my mother. What is your perfect man? | belki annemin ki dir?ee peki senin bay mukemmelin? | Arranged-1 | 2007 | |
| Well .. | evet.. Tamam... | Arranged-1 | 2007 | |
| in fact it appeared this weekend. | aslinda o bu haftasonu gelecek. ...aslında bu hafta sonu geldi. | Arranged-1 | 2007 | |
| I was visiting some friends ... at least as you said. | bende bazi arkadaslari ziyaret edecegim sana dedigim gibi... Bir kaç arkadaşını ziyaret ediyordu. En azından söylediği buydu. | Arranged-1 | 2007 | |
| You see? | sen gorustunmu? Gördün mü? | Arranged-1 | 2007 | |
| E? | ee? Eee? | Arranged-1 | 2007 | |
| Well .. | yani .. Yani... | Arranged-1 | 2007 | |
| It means that I played. | o bana dokundu. Bana dokundu. | Arranged-1 | 2007 | |
| A touch? | dokundumu? Dokundu mu? | Arranged-1 | 2007 | |
| He played as? | nasil dokundu? Nasıl dokundu? | Arranged-1 | 2007 | |
| No! | hayir! Hayır! | Arranged-1 | 2007 | |
| Thus, no! | hayir o turlu bisey degil! Öyle değil. | Arranged-1 | 2007 | |
| He was going ... | biz giderken... Ayrılır iken, | Arranged-1 | 2007 | |
| had to say goodbye of my family. | aileme hoscakal dedim ve ...aileme güle güle demek zorundaydı. | Arranged-1 | 2007 | |
| While walked, your arm on my back. | biz disarda yuruduk ve o sirada onun kolu bana dokundu. Dışarı doğru yürür iken, kolu bana değdi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Intentionally? | kasitli mi? Bilerek mi yaptı? | Arranged-1 | 2007 | |
| I think so. | muhtemelen. Öyle, sanırım. | Arranged-1 | 2007 | |
| It was like a shock, now of my arm to my spine. | adeta bir elektrik soku hissettim ta omurgama kadar. Sırtıma dokunduğunda, hissettiğim şey bir tür elektrik şokuydu. | Arranged-1 | 2007 | |
| I have to meet with my brother | bak abimle bulusmak zorundayim brooklyn universitesine. Brooklyn Üniversitesi'nde... | Arranged-1 | 2007 | |
| the University of Brooklyn. Want to come? | gelmek istermisin? ...kardeşim ile buluşmak zorundayım. Gelmek ister misin? | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes | evet Olur. | Arranged-1 | 2007 | |
| Anything, any thing not to go home. | eve gitmeyecegim simdilik. Her şey olabilir, evden uzak olabileceğim her şey. | Arranged-1 | 2007 | |
| The climate is very tense. | hava cok gergin cunku. Bu baskı çok fazla. | Arranged-1 | 2007 | |
| Sorry to hear that. | bunu duyduguma uzgunum Bu çok üzücü. | Arranged-1 | 2007 | |
| I felt very guilty. | ben kendimi suclu hissediyorum. Suçlu hissediyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| My mother continues saying that | annem soyleyip duruyor Annem sürekli olarak... | Arranged-1 | 2007 | |
| the pressure of my father is too high for me. | babamin tnasiyonunun benim yuzumden cok yuksek oldugunu. ...babamın tansiyonunun benim yüzümden arttığını söylüyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| Raise! | cok yuksek! Çok fazla! | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, they like to use this argument. It is universal. | evet ben bunu duymustum annemde kullanir.sanirim evrensel. Evet, bunu sürekli kullanıyorlar. Sanırım evrensel. | Arranged-1 | 2007 | |
| I think all mothers are the same. | sanirim butun anneler ayni. Sanırım bütün anneler aynı. | Arranged-1 | 2007 | |
| Probably, but only in emergency situations. | muhtemelen.fakat sadece acil durumlarda Muhtemelen, ama sadece bunun gibi... | Arranged-1 | 2007 | |
| Like this. | bunun gibi durumlar mesela. ...özel durumlarda. | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, for sure. | evet kesinlikle Evet, elbette. | Arranged-1 | 2007 | |
| One minute, please. Okay. | bir saniye lutfen. tabii. Bir dakika lütfen. Tamam. | Arranged-1 | 2007 | |
| This is the last, okay? Yeah. | buydu degil mi? evet tesekkuler. Bu doğru olan demi? Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| Remember Rochel? | Rocheli hatirliyormusun? Rochel'i hatırladın mı? | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, hello. | tabii, merhaba. Evet, merhaba. | Arranged-1 | 2007 | |
| I have to go back, I have a presentation. | ben calismama donmek zorundayim,bir sunumum varda. Geri gitmek zorundayım. Bir sunumum var. | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay. Well | tabii. tamam Tamam. Güzel. | Arranged-1 | 2007 | |
| Who is he? | o kim? Kim o? | Arranged-1 | 2007 | |
| Who? You know who. | kim? biliyorsun kim. Kim? Kim olduğunu biliyorsun. | Arranged-1 | 2007 | |
| There seems to be orthodox. | ortodoks yahudisine benziyordu. Ortodoks mu? Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| It seemed very kind, I saw him looking at you. | cok hos gozukuyordu ve sana baktigini gordum. Sana bakarken gördüm, çok hoş. | Arranged-1 | 2007 | |
| It was not that kind of look. | muhtemelen senin gibi bir muslumanin yanimda olmasini garipsemisdir. Sadece yanımda Müslüman birinin olmasını garipsemiştir. | Arranged-1 | 2007 | |
| Not? | hayir o tur bir bakis degildi? Hayır! Öyle bir şey değil. | Arranged-1 | 2007 | |
| Maybe good, perfect, | belki cok iyi belki cok yakisikli İyi biri olabilir, hatta mükemmel olabilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| I can not take it to house and display it. | ama ben asla eve goturemem bulusamam Onu asla eve götüremem, hatta buluşamam bile. | Arranged-1 | 2007 | |
| Perhaps the shock or any family member. | bu benim ailemde sok yaratir Bu işleri birisi ayarlar, aileden biri de olabilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| Tell me more of it, is the only one that age? | sen bana bulusmalari ayarlayan birisinden bahsetmistin? Bu işleri ayarlayan birinden bahsetmiştin. | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, it is the family. | evet aileden biri. Evet, aileden biri. | Arranged-1 | 2007 | |
| What is your name? Is yellow pages? | adi neydi?yani sari sayfalardan mi buluyor? İsmi ne? Yani bu işi reklam vererek mi yapıyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| No, her name is Miriam. | hayir.adi meryem Hayır, ismi Miriam. | Arranged-1 | 2007 | |
| Miriam? Miriam, of what? | meryem meryem ne? Miriam? Miriam ne? | Arranged-1 | 2007 | |
| Stern. Why? | Stern.neden sordun ortodoks yahudi adetleri ilgini mi cekti? 1 Stern. Neden? | Arranged-1 | 2007 | |
| It is a beautiful name. | guzel isim. Güzel bir isim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, if not gonna work. 1 | Yes, belki sorunu bu sekilde cozerim. Evet, öyle olmaz ise. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is not a witch. | o bir cadi falan degil. Bu bir büyücülük işi değil. 1 | Arranged-1 | 2007 | |
| She is a wise woman who will that your prayers are heard. | bilge bir kadin ve dua ederek senin cevaplar bulmana yardim edecek. O bilge bir kadın, sorunlarının cevaplanmasına yardım edecek. | Arranged-1 | 2007 | |
| Come on, is already late. | haydi rochela zaten geciktik. Hadi Rochela, çok geç kaldın. | Arranged-1 | 2007 | |
| Come. | hadi. Gel, hadi. | Arranged-1 | 2007 | |
| No head and no body in here. | vucudu ve kafasi yok. Bunda kafa ve beden yok. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is a look at consciousness his. I heard it explode. | bu bir bilicaltina benziyor.onun patladigini duydum. | Arranged-1 | 2007 | |
| This technique only works with you | bu teknik sana saglayacak Bu teknik sadece sana... | Arranged-1 | 2007 | |
| is to concentrate a little more. | daha fazla konsantrasyon. ...daha iyi yoğunlaşmanı sağlayacak ve... | Arranged-1 | 2007 | |
| Is stronger, we would do perhaps a better ceremony. | seni daha guclu yapacak ve belki daha guzel bir seremoni. ...seni daha güçlü kılacak. Belki de daha iyi bir tören sağlanacak. | Arranged-1 | 2007 | |
| No, okay. | hayir tamam. Tamam. | Arranged-1 | 2007 | |
| For today, for today. | 40 gun 40 gun birseyler olacak. 40 gün, 40 gün içinde bir şey olacak. | Arranged-1 | 2007 | |
| If you do not burst, you can come back. | eger olmazsa gel yeniden. | Arranged-1 | 2007 | |
| There is. | tamam İşte. | Arranged-1 | 2007 | |
| Who's that boy who was with you another day in the library? | bugun kutuphanedeki cocuk kimdi senin calisma grubunda ortodoks yahudi olan? Kütüphanede ki, senin çalışma grubunda olan ortodoks çocuğu tanıyor musun? | Arranged-1 | 2007 |