Search
English Turkish Sentence Translations Page 4927
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| A thousand dollars wouldn't be enough in my store. | Bu dükkanda, binlerce dolar bile, yeterli olmayabilir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Ten cents wouldn't be enough. | Ama sadece on sent bile yetebilir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Howdy. | Howdy. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Can I have a bag of cement? | Bir paket çimento alabilir miyim? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That'll be 50 cents. | 50 sent tutuyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| 50 cents? | 50 sent mi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Could I have 10 cents worth? | 10 sentini daha sonra verebilir miyim? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| 10 cents...? For what? | 10 sentini? Neden peki? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| My brother broke his leg. | Ağabeyim bacağını kırdı. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You gotta get this wagon outta here. | Şurada, dışarıda duran arabaya bakabilirsiniz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's a public street! I reckon we can stop to buy something same as any other man. | Burası bir kamu caddesi! Bu durumda biz de, satmak için birisinden satın almaya son vermeliyiz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We got the money to pay for it, and there ain't any law... | Biz parayı, aldığımızı ödemek için alıyoruz ve hiçbir kanun yok ki... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I just want 10 cents worth. | sadece 10 senti sonra ödemek diyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I don't wanna break a sack. | Ben bir çuvalı kırmak istemiyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Don't you know you'll cause that boy to lose his leg? | O çocuğun bacağını kaybetmesine yol açacağınızın farkında değil misiniz? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You take him to the doctor. | Onu bir doktora götürmelisiniz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I would like 10 cents worth of cement. | Çimento için 10 senti, sonra ödemek istiyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Just get that boy to a doctor. | Ama o çocuğu hemen doktora götürün. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You get this thing buried as soon as you can. | Bunu en kısa zamanda, defnetmek zorundasınız. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Don't you know you're tempting jail for Endangering the public health? | Kamu sağlığını tehlikeye atmaktan hapse girmekle karşı karşıya olduğunuzu bilmiyor musunuz? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We're doing the best we can. | Elimizden gelenin en iyisini yapacağız. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We woulda set out to bury her today, but had to wait for that boy to bring the wagon back. | Onu bugün defnetmeyi amaçlıyoruz, ama önce, oğlumuzun arabaya dönmesini bekliyoruz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Shut up, Pa! | Tamam, kes baba! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Sir, I'm sorry. We'll be gone in a minute. | Efendim özür dilerim. Bir dakika içinde hareket ediyoruz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Get this man to a doctor. | Bu adamı da doktora götürün. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Ain't got to worry about me. I'm fine. | Siz beni dert etmeyin, ben iyiyim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Hurry up, Dewey Dell! We done lost too much time. | Acele et Dewey Dell! Çok fazla zaman kaybettik. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We ain't gonna discommode you no more. | Size daha fazla zahmet vermeyeceğiz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| (indistinct) | (söylenilen anlaşılamıyor) | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Here a place. | Şurada bir yer var. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Right here. Hold, mule. Hold, mule. | Tam orada. Katır dur. Dur katır. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We could get some water over yonder. | Biraz ileriden su temin edebiliriz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Dewey Dell, you better go see you can borrow a bucket. | Dewey Dell, bak bakalım, bir kova bulabilecek misin? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Guess you had less luck than you expected selling them cakes in Mottson. | Şansın yeterince yaver gitmedi sanırım, hani Mottson’da kek satmak gibi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We better not try and lift him down. We fix it here. | Onu daha fazla taşımaya çalışmayalım derim. Burada tedavi edelim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| When we get to Jefferson, tomorrow? | Yarın Jefferson’a ne zaman gideceğiz? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I could just last it out. | Oraya kadar dayanabilirim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It'll be easier this way on you. | Bu şekilde senin için daha kolay olacak. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It won't rub together. | Ovup duramayız. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| But I can last it out. | Ama ben dayanabilirim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And we'll lose time if we stop now. | Ve eğer durursak, zaman kaybederiz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We done bought the cement now. | Çimentomuz hazır zaten. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Listen, I can last it out. | Beni dinleyin, dayanabilirim diyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's just one more day. | Sadece bir gün daha hepsi hepsi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| And it don't bother none. It sets up so. | Ve kimseyi rahatsız etmeyeceğim. Her şey yolunda. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We done bought it now. | Çimentoyu da aldık zaten. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| How's that look? | Nasıl görünüyor? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You don't wanna put too much water in it... | İçine çok fazla su koymamalısın... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| or it won't work right. | yoksa doğru işlemez. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| How's that? | Bu nasıl? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You know, maybe if you... y'all could find some sand. | Yani aslında, belki biliyorsun... biraz da kum bulman lazım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Vardaman, go on and get some sand. | Vardaman, git ve biraz kum bulup gel. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I can last it out... | Yani aslında dayanabilirdim... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| if it's just one more day, you know? | Hepsi hepsi bir gün daha öyle değil mi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| 'Cause it don't bother none. | Kimseye de zahmet vermezdim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| All right. | Neyse pekala. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Careful with that there. | Şimdi dikkatli olun. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Bring your leg out. | Ayağını dışarı uzatsana. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Just mind it so it don't get on | Öylesine sürmemeyi aklından çıkarma. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| How's that feel? | Böyle nasıl hissettin? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It feels fine. | İyi gözüküyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It feels cold and good on there. It feels fine. | Soğuğu hissediyorum ve iyi gidiyor. İyi gözüküyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| If it'll only help... | Umarım bu sana şifa getirirse... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I ask your forgiveness. | senden af dileyeceğim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I couldn't have foreseen it more than you. | Bunun olacağını bilemezdim, anlıyor musun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I feel fine. | İyi hissediyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I think it's gonna rain. | Sanırım, yağmur yağacak. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Look, there's Jewel! | Bakın Jewel orada! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Where that horse? | Peki, atı nerede? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Delivered him to Snopes himself. | Snopes’a kendi teslim etmiş. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You did right. | Doğrusunu yapmış. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| This here sure got me tired. | Ben burada kesinlikle yoruldum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Darl, if Snopes didn't feed them mules on sawdust... | Darl, eğer Snopes onları, testere talaşıyla beslemeseydi... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| would they be able to make the hill without us have to get out and walk? | onlar bizsiz tepeye kadar çıkıp, sonra da, orada yürümeye devam edebilirler miydi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Dewey Dell, when we stop at night in the barn, where do them buzzards stay? | Dewey Dell, ne zaman ahırda geceleyeceğiz, akbabaları nerede tutuyorlar? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I asked Darl. He doesn't know neither. | Darl’a sordum. Onun hiçbir fikri yok. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Tonight I'm gonna see where them buzzards stay while we're in the barn. | Bu gece biz ahırdayken, akbabaların nerede olduğunu göreceğim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Where you going? Hate to discommode you. | Nereye gidiyorsun? Sizi rahatsız etmek istemezdim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Well, no, sirs, ain't no trouble. | Pekala beyler, sorun çıkarmayalım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| But we wonder about that leg, though. | Ama şu bacağın durumunu da, merak ediyoruz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| How's that feeling, son? | Nasıl hissediyorsun evlat? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's getting a little bit hot from being in the sun like that all day. | Bütün gün güneş altında olmaktan herhalde, biraz sıcak hissediyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You want some water poured on it? Maybe that'll ease it some. | Üzerine biraz su dökmemizi ister misin? Belki seni biraz rahatlatır. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I'd be obliged. | Minnettar olurum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's just from being in the sun all day. | Bütün gün güneşin altında olmaktan kaynaklanıyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I ought to kept my mind on it to kept it covered. | Kafamın oraya takılıp durmaması için çabaladım durdum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| How's that feel? | Şimdi nasıl hissediyorsun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I'm obliged. That feels fine. | Çok memnunum. İyi geldi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Well, you folks... | Pekala millet... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| you have a good night. We'll be right inside if you need anything else. | sizlere iyi geceler. Eğer bir şeye ihtiyaç duyarsanız, bizler içerideyiz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Fine. | Teşekkürler. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Cash, see if you can get some sleep. | Cash, belki uyuyabilirsin biraz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Sure. Yeah, it feels fine. | Kesin. Evet, iyiyim ben. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I miss Ma. | Annemi özledim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Put your head right down there. | Kafanı tam şuraya koy. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I can hear her. | Onu duyabiliyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You hear? | Duyuyor musun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| What's she saying, Darl? Who's she talking to? | O ne diyor Darl? Kiminle konuşuyor? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Talking to God. | Tanrıyla konuşuyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| She's calling on Him to help her. | Ona yardım etmesini diliyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 |