Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8778
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
told me I had a sick personality. | ...hastalıklı bir kişiliğim olduğunu söyledi. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
A personality with a cold. | Duygusuz bir kişilik. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
No, worse! | Hayır, daha beteri! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I had cancer of the personality. | Bende kişilik kanseri vardı. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
It's like a ball | Bir top gibi... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
clenched inside me since I was little. | ...küçüklüğümden beri içimde perçinlenmiş halde. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
So, that girl meant nothing to me. | Yani, o kız benim için hiçbir anlam ifade etmiyordu. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Just another fuck, no more. | Sıradan bir pislik, başka bir şey değil. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Another taboo to defy | Karşı koyulması gereken bir tabu çünkü en iyi arkadaşımın sevgilisiydi. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Caro! | Caro! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Caro, I didn't want... | Caro, ben istemedim... Açıklayabilirim. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
You are so sick, Kiki Labrèche. | Çok iğrençsin, Kiki Labrèche. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Wait, Caroline! | Dur, Caroline! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Kiki, what's going on? | Kiki, neler oluyor? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Come in. Don't stand there, it's freezing. | İçeri gir. Durma orada, dışarısı buz gibi. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
If your wife was here, I'd have said I was a Jehovah's Witness. | Karın burada olsaydı, ona Yehova Şahidi olduğumu söylerdim. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Nice place you have. | Evin güzelmiş. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I just wanted to tell you, | Tıkanıklığımın geçtiğini söylemek istedim. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I brought you what I wrote. | ...sana yazdıklarımı getirdim. Bekleyemez miydi Kiki? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
No, it couldn't wait, Tcheky. | Hayır, bekleyemezdi Tcheky. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
No need to choose, I can keep you as my advisor. | Seçmeye gerek yok, seni danışmanım olarak tutabilirim. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Stop it. You're being ridiculous. | Kes artık. Saçmalıyorsun. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I want you to enter me. | İçime girmeni istiyorum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
What's your game? Why are you here? | Nasıl bir oyun bu? Neden buradasın? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I want you to bang me. | Beni becermeni istiyorum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
My wife's coming back. Are you crazy? | Birazdan karım gelecek. Delirdin mi sen? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Don't ever call me that! | Sakın bana bu şekilde hitap etme! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
All right. | Tamam. Peki, neler oluyor Kiki? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Would you leave your wife for me? | Benim için karından ayrılır mısın? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Jesus, I don't believe it! | Hayret bir şey, buna inanamıyorum! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Listen, I've been clear from the start, haven't l? | Bak, bu konuda en başından beri net davrandım, değil mi? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
No, I won't leave my wife. | Hayır, karımdan ayrılmam. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
There. | Haydi. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
You have to go, she'll be back any minute. | Gitmelisin, neredeyse gelir. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Listen, I don't know. | Bak, nasıl desem. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
We can meet tomorrow night at your bar. | Yarın akşam senin barda görüşebiliriz. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
We have to talk. This Tomorrow at 8:.00. | Konuşmamız lazım. Bu... Yarın 8:00'de. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Tomorrow at 8:.00. | Yarın 8:00'de. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Fuck, you're as predictable as an American movie. | Siktir, bir Amerikan filmi gibi tahmin edilebilirsin. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
And cheap porn flicks aren't predictable? | Ucuz porno filmleri tahmin edilmez mi? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Anyway, you're a lousy lay. | Sen de berbat sevişiyorsun zaten. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
That's not right. I'm not playing fair. | Bu hiç doğru değil. Kurallara göre oynamıyorum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I'm hitting below the belt. | Belden aşağı vuruyorum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Because that's my field of specialty. | Çünkü bu benim uzmanlık alanım. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
l just can't keep in my feelings. | Duygularımı frenleyemiyorum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
They give way like vomit from a paper bag. | Kusmuğu kağıt torbadan sızması gibi dışarı sızıyorlar. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Controlling myself's hard. | Kendime hâkim olmak çok zor. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
l can't control myself, l explode. | Kendimi tutamıyorum, patlıyorum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I'm my own bomb. | Kendi kendimin bombasıyım. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
My brain's a permanent Hiroshima. | Beynim daimi bir Hiroşima adeta. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
ln my wake, a cataclysm. | Girdabımda, bir felaket. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I'm my own worst drama. | Kendimin en fena faciasıyım. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Even worse, I found myself without looking for me. | Daha da kötüsü, kendimi aramadan kendimi buldum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
l found myself and can't get rid of me since. | Kendimi bulduğumdan beri kendimden kurtulamıyorum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
So don't ask why I can't love. | O halde, sormayın neden sevemediğimi. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Oh no, not him! | Hayır, o olamaz! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I just want to talk. She doesn't want to. | Sadece Kiki'yle konuşmak istiyorum. Kendisi konuşmak istemiyor. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I want to talk to my daughter. | Kızımla konuşmak istiyorum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
She doesn't recognize you, you bastard. | Seni tanımıyor bile, lanet herif. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Get lost. I just want to talk to her. | Kaybol. Onunla konuşmak istiyorum sadece. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Hi Kiki, do you recognize me? | Merhaba Kiki. Beni tanıdın mı? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I'm your father. | Senin babanım. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Beat it! She's gonna have another fit. | Bas git! Yine fenalık geçirecek şimdi. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I'm your father, Steve. | Ben babanım, Steve. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Beat it, or I'll call the cops! | Defol git, yoksa polis çağırırım! | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
You're crazy and you'll drive her crazy. | Delinin tekisin, onu da delirteceksin. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Goddammit, what's with you, Kiki? | Kahretsin, neyin var, Kiki? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
C'mon, get up. Lean on me. | Haydi, kalk. Yaslan bana. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
My bag. Claude Viau, come inside. | Çantam. Claude Viau, gir içeri. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Take that off, it's soaking. | Çıkar şunu, sırılsıklam olmuş. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Take my sweater. | Al, hırkamı giy. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Lie down on the sofa. | Kanepeye uzan. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Here, this'll give you a lift. | İç bunu, kendine gelirsin. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Gran? | Nine? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
very... | ...çok... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
very tired. | ...çok yorgunum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Anyway, you sure look a wreck. | Enkaz gibi görünüyorsun zaten. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Stay as long as you want. | İstediğin kadar kal burada. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Why can't I cry? | Neden ağlayamıyorum? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Why aren't I able to? | Bunu neden yapamıyorum? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Is it because your two babies drowned? | İki bebeğinin boğulduğu için mi? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
And 'cause | Çünkü bir de... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
you and Mom wept all the tears in the family? | ...sen ve annem, ailedeki bütün gözyaşlarını döktünüz diye mi? | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
l know I scare you, Mom. | Senin korkuttuğumun farkındayım, anne. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
But everything scares you. | Zaten seni her şey korkutur. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
You're a victim. | Kurbansın sen. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
If you were an animal, | Bir hayvan olsaydın eğer... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
you'd be a lamb devoured by lions. | ...aslanların bir çırpıda yiyip bitirdiği bir kuzu olurdun. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
If you were Russian, you'd live in Chernobyl by the reactor. | Rus olsaydın eğer, reaktörün dibindeki Çernobil'de yaşıyor olurdun. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
You have all the personality | Bulaşık bezinin bütün niteliklerine sahipsin. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
But I'm not a victim. | Ancak ben kurban değilim. Bu yüzden seni ürkütüyorum. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
You're scared of my screams and tears. | Haykırışlarım ve göz yaşlarımdan ürküyorsun. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
As a child, when I screamed and cried, | Çocukken bağrışıp ağladığımda... | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
you worried they'd think you beat me. | ...beni dövdüğünü sanırlar diye endişelenmiştin. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Neighbours would call the cops, who'd take me away. | Komşular beni alıp götürecek olan polisleri çağıracaklardı. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
What a proof of love, Mom. | Sevginin ne hoş bir ispatı, anne. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
But your 40,000 antidepressants help you forget. | Ama senin 40 bin tane antidepresanın unutmanı sağladı. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Forget you weren't there for me. | Orada benim için olmadığını unutmanı. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
I'm not mad at you. | ...sana kızgın değilim. Hayır. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |
Because I'm not a victim, Mom. | Çünkü kurban değilim, anne. | Borderline-1 | 2008 | ![]() |