Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 152199

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
Are you OK? Let me see.	İyi misin? Bir bakayım.	Splinter-1	2008
What are you doing? Hey. Stop it.	Ne yapıyorsun? Kes şunu.	Splinter-1	2008
Are you nuts? You can't open that door, OK?	Kafayı mı yedin? O kapıyı açamazsın, tamam mı?	Splinter-1	2008
She's alive. Look. I can't leave her out there.	Yaşıyor. Bak. Onu orada bırakamam.	Splinter-1	2008
No. She's...	Hayır. O...	Splinter-1	2008
We'll watch the monitor, make sure that thing on the car doesn't move.	Arabanın üzerindeki o şeyin hareket etmediğinden monitörden bakarak emin olacağız.	Splinter-1	2008
You wanna tell me the rest?	Bana destek vereceğini mi söylüyorsun?	Splinter-1	2008
Well, if... if it goes to get you or whatever,	Evet, eğer seni yakalayacak olursa ya da başka bir şey olursa...	Splinter-1	2008
we're gonna shut that door, we're gonna lock it and it's gonna stay shut.	...kapıyı kapatıp, kilitleyeceğiz ve burada duracağız.	Splinter-1	2008
We can lock him out. He's got a gun.	Kapıyı kilitlemeliyiz. Bir silahı var.	Splinter-1	2008
He can shoot through glass. Yeah, but he's out of bullets.	Cama ateş edebilir. Evet, ama başka kurşunu kalmadı.	Splinter-1	2008
It takes six, right? I don't know.	Altı kurşun alıyor, değil mi? Bilmiyorum.	Splinter-1	2008
The girl shot two. How many did he shoot?	İki mermi kız harcadı. O kaç kez ateş etmişti?	Splinter-1	2008
What if he has more bullets? No.	Peki ya daha fazla mermisi varsa? Hayır.	Splinter-1	2008
Baby? Are you alright here, baby?	Bebeğim? Orada iyi misin, bebeğim?	Splinter-1	2008
Talk to me. Can you hear me?	Konuş benimle. Beni duyuyor musun?	Splinter-1	2008
Seth, he's gonna kill us. Look, OK.	Seth, o bizi öldürecek. Bak, tamam.	Splinter-1	2008
Just statistically speaking,	İstatistiklere göre eğer soğuk kanlı olursan...	Splinter-1	2008
most people survive hostage situations if you just stay calm.	...çoğu insanın rehin alma olayından hayatta kaldıkları görülmüş.	Splinter-1	2008
I'm just gonna take you inside, alright? OK?	Seni içeriye taşıyacağım. Seni hemen içeri alacağım, tamam mı? Tamam mı?	Splinter-1	2008
Just stay still. Stay still.	Kımıldama Kımıldama.	Splinter-1	2008
Jesus. She's dead. He's completely insane.	Tanrım. O öldü. O tamamen çılgın.	Splinter-1	2008
OK, alright, I'm just gonna drag you inside. Here we go.	Tamam, tamam, seni içeri sürükleyeceğim. İşte gidiyoruz.	Splinter-1	2008
Come on. Polly, here he comes, OK?	Hadi. Polly, işte geliyor, tamam mı?	Splinter-1	2008
Polly, open the door. We're gonna get through this. Just be calm.	Polly, kapıyı aç. Bu işin üstesinden geleceğiz. Sadece sakin ol.	Splinter-1	2008
You don't know that. Polly.	Bunu bilemezsin. Polly.	Splinter-1	2008
Seth... Open the door.	Seth... Kapıyı aç.	Splinter-1	2008
Open the door! Let him in. Polly, let him in.	Kapıyı aç! Onu içeri al. Polly, onu içeri al.	Splinter-1	2008
She's alive! Open the door! It's OK.	Yaşıyor! Kapıyı aç! Her şey yolunda.	Splinter-1	2008
Open the door. He's right there! Open the fucking door.	Kapıyı aç. O hemen orada! Aç şu lanet kapıyı!	Splinter-1	2008
One!	Bir! İki.	Splinter-1	2008
Two. It's OK. It's OK. No, no, no.	Yok bir şey. Yok bir şey. Hayır, hayır, hayır.	Splinter-1	2008
Three. (screams)	Üç.	Splinter-1	2008
Don't! It's attacking him! Don't open it!	Yapma! Ona saldırıyor! Kapıyı açma!	Splinter-1	2008
(Polly) No! What is? Seth, what is? What is that?	Hayır! Bu da ne? Seth, bu da ne? Bu da ne?	Splinter-1	2008
Seth, come on, man.	Seth, hadi, dostum.	Splinter-1	2008
It's moving. It's actually moving itself.	Hareket ediyor. Kendi kendine hareket ediyor.	Splinter-1	2008
It's going for the blood.	Kana doğru hareket ediyor.	Splinter-1	2008
Don't. Come on. Don't. Wait.	Yapma. Hadi. Yapma. Bekle.	Splinter-1	2008
You see this? It's following me.	Bunu gördün mü? Beni takip ediyor.	Splinter-1	2008
It's actually following me.	Bu gerçekten beni takip ediyor.	Splinter-1	2008
Do you see that? It's... It's...	Bunu gördün mü? Bu... Bu...	Splinter-1	2008
It's f...	Bu...	Splinter-1	2008
It's metabolising.	Kendini sentezliyor. Bu metabolize ediyor.	Splinter-1	2008
(Dennis) What?	Ne?	Splinter-1	2008
I can't believe this. I think it's feeding. It's digesting the blood.	Buna inanamıyorum. Sanırım besleniyor. Kanı sindiriyor.	Splinter-1	2008
It was eating her? No.	Onu yedi mi? Hayır.	Splinter-1	2008
It's absorbing... the nutrients on a cellular...	Bu emerek... Hücrelere besin...	Splinter-1	2008
It's more like a mould, I think.	Sanırım, daha çok küf gibi.	Splinter-1	2008
What are you saying? It feeds on people?	Ne diyorsun? İnsanlarla mı besleniyor?	Splinter-1	2008
No. It probably feeds on any animal.	Hayır. Büyük bir olasılıkla herhangi bir hayvan üzerinde beslenir.	Splinter-1	2008
This is new. I've never seen anything like this before.	Bu yeni. Böyle bir şeyi daha önce hiç görmedim.	Splinter-1	2008
(Polly) What is it?	Bu da ne?	Splinter-1	2008
(Seth) I think... I think it's stopping.	Sanırım... Sanırım durdu.	Splinter-1	2008
(thudding) (Polly) What was that?	Bu da neydi?	Splinter-1	2008
What the fuck?	Lanet olasıca! Bu da ne?	Splinter-1	2008
Er, it's OK.	Her şey yolunda.	Splinter-1	2008
Hey. Hey, man. Don't.	Dostum. Yapma.	Splinter-1	2008
Oh, Jesus. Don't. Come on. Don't.	Tanrım. Yapma. Hadi. Yapma.	Splinter-1	2008
I have to, OK? I have to. Just trust me. Hey. Hey, man.	Yapmalıyım, tamam mı? Yapmalıyım. Bana güven. Dostum.	Splinter-1	2008
Look, you can't help her, OK? It's not her any more.	Bak, ona yardım edemezsin, tamam mı? O artık Lacey değil.	Splinter-1	2008
Look, come on, man. Please.	Bak, hadi, dostum. Lütfen.	Splinter-1	2008
You should come with us, OK? Come with us.	Bizimle gelmelisin, tamam mı? Bizimle gel.	Splinter-1	2008
You gotta come with me now, OK? It's not her any more, alright?	Hemen bizimle geliyorsun, tamam mı? O artık Lacey değil, tamam mı?	Splinter-1	2008
Go, baby. It's OK.	Yürü, bebeğim. Her şey yolunda.	Splinter-1	2008
(Polly) Seth, come on! It's not her. We're coming.	Seth, hadi! O artık Lacey değil. Geliyoruz.	Splinter-1	2008
It's not her, OK? It's OK. Go. Go.	O artık Lacey değil, tamam mı? Her şey yolunda. Yürü. Yürü.	Splinter-1	2008
Help me get this open.	Şunu açmama yardım edin.	Splinter-1	2008
OK. Alright.	Tamam. Tamam.	Splinter-1	2008
Shit! We need keys.	Kahretsin! Anahtara ihtiyacımız var.	Splinter-1	2008
(thudding) Go. Go.	Git. Git.	Splinter-1	2008
Back door key.	Arka kapının anahtarı.	Splinter-1	2008
Door key. Where's that door key? Door key. Door key.	Kapının anahtarı. O kapının anahtarı nerede? Kapının anahtarı. Kapının anahtarı.	Splinter-1	2008
Back door key. (thudding)	Arka kapının anahtarı.	Splinter-1	2008
Where's the fucking key, the back door key?	Nerede şu lanet arka kapının anahtarı?	Splinter-1	2008
Shh. OK.	Tamam.	Splinter-1	2008
Gotta pop the hinges. What?	Menteşeleri çıkar. Ne?	Splinter-1	2008
Screwdriver. What?	Tornavida. Ne?	Splinter-1	2008
Seth! Seth, get me a screwdriver.	Seth! Seth, bana bir tornavida getir.	Splinter-1	2008
Screwdriver? Give me a screwdriver!	Tornavida mı? Bana bir tornavida getir!	Splinter-1	2008
(whispers) OK. Where would I be if I were a screwdriver?	Tamam. Eğer bir tornavida olsaydım, nerede olurdum?	Splinter-1	2008
(Seth) OK.	Tamam.	Splinter-1	2008
The plan was to get her to Mexico, get her clean.	Planımız, birlikte Meksika'ya gitmekti.	Splinter-1	2008
We both wanted a baby.	İkimizde bir bebeğimiz olsun istiyorduk.	Splinter-1	2008
We got a name in our minds.	İkimizin de aklında bir isim vardı.	Splinter-1	2008
It was definitely gonna be a baby girl.	Mutlak suretle kızımız olacaktı.	Splinter-1	2008
We gotta get out of this gas station.	Benzin istasyonundan çıkmalıyız.	Splinter-1	2008
I can't get it. Let me get it.	Bunu yapamıyorum. Bırak ben yapayım.	Splinter-1	2008
Hurry, baby. Hurry.	Acele et, bebeğim. Acele et.	Splinter-1	2008
Are you ready? On three. One, two, three. Stand back.	Hazır mısın? Üç dediğimde. Bir, iki, üç. Geri dur.	Splinter-1	2008
(Polly) OK. OK. Over there.	Tamam. Tamam. Orada.	Splinter-1	2008
(Polly) OK.	Tamam.	Splinter-1	2008
(Seth) OK. What?	Tamam. Ne?	Splinter-1	2008
(yells) Wait, wait, wait.	Bekle, bekle, bekle.	Splinter-1	2008
(knocking) It's on the roof.	Çatıda.	Splinter-1	2008
We gotta go. Go, go, go, go.	Hemen gitmeliyiz. Haydi, haydi. Gitmeliyiz. Yürüyün, yürüyün yürüyün, yürüyün.	Splinter-1	2008
(Seth) Wait, wait, wait.	Bekle, bekle, bekle.	Splinter-1	2008
No, no, no. Don't move! Stay there.	Hayır, hayır, hayır. Kımıldama! Olduğun yerde kal.	Splinter-1	2008
Shit. (Polly) Look, you gotta help us.	Kahretsin. Bak, bize yardım etmemelisin.	Splinter-1	2008
There's something out there. You're under arrest.	Orada bir şey var. Tutuklusun.	Splinter-1	2008