Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2701
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Excuse me, l was a little distracted. | Dikkatim dağılmış üzgünüm. Kusura bakma, dalmışım. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l've tried on the tunic. | Tuniği denedim. Tuniği denedim. | Agnosia-1 | 2010 | |
| The doctor says l can't take it off. | Doktor çıkaramayacağımı söyledi. Doktor, onu çıkaramayacağımı söyledi. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l told him that in three days l'll at least have to do number ones. | En azından 3 gün dayanırım dedim. Üç gün içinde en azından idrara gitmem gerekeceğini söyledim. | Agnosia-1 | 2010 | |
| He just started laughing. | Gülmeye başladı. Gülmeye başladı. | Agnosia-1 | 2010 | |
| And so did l. | Ben de güldüm. O gülünce ben de güldüm. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Are you leaving now? Yes. | Gidiyor musun? Evet. Hemen gidiyor musun? Evet. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l have to go. | Gitmem gerek. Gitmeliyim. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l'd love to stay here with you, but it's late. | Kalmak isterdim ama geç oldu. Burada seninle kalmayı isterdim, fakat geç kalıyorum. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Carles, is it always going to be like this? | Carles, hep böyle mi olacak? Carles, sürekli böyle mi olacak? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Of course not. Why do you say that? | Tabi ki hayır. Neden böyle söyledin? Tabii ki hayır. Neden böyle söyledin? | Agnosia-1 | 2010 | |
| lt's all right. You go. | Tamam. Git. Tamam, git bakalım. | Agnosia-1 | 2010 | |
| The doctor is convinced you will recover. | Doktor iyileşeceğine inanıyor. Doktor iyileşeceğine inanıyor. | Agnosia-1 | 2010 | |
| You'll see, when we are married. | Evlendiğimizde göreceksin. Evlendiğimizde görürsün. | Agnosia-1 | 2010 | |
| You're so naughty! | Çok edepsizsin! | Agnosia-1 | 2010 | |
| Got any spare change, sir? | Bozukluğunuz var mı? Fazladan bozukluğunuz var mı, bayım? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Do you want to take part orto watch? | Yapmak mı istersiniz izlemek mi? Bunun parçası mı, yoksa izleyicisi mi olmak istiyorsun? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Take part orwatch? | Yapmak mı izlemek mi? Katılacak mısın? Yoksa izleyecek misin? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Watch. | İzlemek. İzleyeceğim. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Don't turn around. | Önünü dönme. Arkanı dönme. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Don't turn around. | Dönme. Dönme. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l'm not even going to open it. | Açmayacağım bile. Bunu açmayacağım bile. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Leave it inside without making a noise. | Ses yapmadan içeri bırak. Tepsiyi ses yapmadan içeri bırak. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Are you feeling okay? Yes, sir. | İyi misin? Evet efendim. Kendini iyi hissediyor musun? Evet, efendim. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Quick! Call Margarita. | ÇAbuk Margarita'yı çağır. Çabuk, Margarita'yı çağır. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Joana? | Joana? Joana? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Who's that? | Kim o? Kim var orada? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Doctor? ls that you? | Doktor siz misinz? Doktor? Siz misiniz? Hayır, Joana, benim. Carles. | Agnosia-1 | 2010 | |
| No, Joana, it's me. Carles. | Hayır Joana benim. Carles. | Agnosia-1 | 2010 | |
| What? | Ne? Ne var? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Put the light on. | Işığı aç. Işığı aç. | Agnosia-1 | 2010 | |
| You see? | Görüyor musun? Görüyor musun? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Carles, | Carles Carles... | Agnosia-1 | 2010 | |
| is something wrong? | Bir şey mi oldu? ...bir sorun mu var? Hayır, yok bir şey. | Agnosia-1 | 2010 | |
| No, nothing. | Yok birşey. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Don't fret. l just had to see you. | Endişelenme. Sadece seni görmek istedim. Endişe etme. Sadece seni görmeliydim. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Right now? Are you crazy? | Şimdi mi? Çıldırdın mı? Bu vakitte mi? Deli misin? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Let me explain. Please... | Açıklayayım. Lütfen. Açıklayayım. Lütfen... | Agnosia-1 | 2010 | |
| l had to talk to you before the wedding | Düğünden önce konuşmak istedim... Düğünden önce seninle konuşmalıydım... | Agnosia-1 | 2010 | |
| and l thought that here without anybody about... | ...burada kimse yokken konuşuruz diye düşündüm. ...ve bunu evde kimsenin olmadığı bir zamanda yapmanın... | Agnosia-1 | 2010 | |
| l've been doing some thinking... | Bizim hakkımızda, iş hakkında... Bayağı bir düşündüm... | Agnosia-1 | 2010 | |
| About us... and the factory. | ...düşünüyordum. Bizi ve fabrikayı. | Agnosia-1 | 2010 | |
| What are you trying to do? Ruin the treatment? | Ne yapacaksın? Anlaşmayı mı bozacaksın? Ne yapmaya çalışıyordun? Tedaviyi mahvetmek mi istiyorsun? | Agnosia-1 | 2010 | |
| l know you don't believe in Doctor Meissner, | Doktor Meissner'e inanmadığını biliyorum... Doktor Meissner'e inanmadığını biliyorum... | Agnosia-1 | 2010 | |
| but don't spoil everything, please, even if it's just for daddy. | ...ama hiçbir şeyi bozma lütfen, babam için. ...fakat babam için bile olsa hiçbir şeyi berbat etme. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Please, leave. | Lütfen git. Lütfen, git. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l asked you to leave. | Gitmeni istiyorum. Gitmeni söyledim. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Why did you leave the room? | Neden odayı terk ettin? Neden odandan ayrıldın? Ne ters gitti? | Agnosia-1 | 2010 | |
| What went wrong? | Ne oldu? | Agnosia-1 | 2010 | |
| l don't know. | Bilmiyorum. Bilmiyorum. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l don't know, l thought maybe she had cottoned on. | Bilmiyorum, farkına avrmış olabilir. Bilmiyorum, belki farkına varmış olabilir. | Agnosia-1 | 2010 | |
| What are you talking about? Do you think she recognised you? | Ne diyorsun? Seni tanıdı mı? Neden bahsediyorsun? Seni tanıdığını mı düşünüyorsun? | Agnosia-1 | 2010 | |
| No, it's not that. | Hayır öyle değil. Hayır, öyle değil. | Agnosia-1 | 2010 | |
| lt's as if she could sense l wasn't telling the truth. | Doğruyu söylemediğimi sezmiş gibiydi. Doğruyu söylemediğimi sezinlemiş gibiydi. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Are you getting cold feet? No. | Gözün yemiyor mu? Hayır. Çekiniyor musun? Hayır. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Then go back inside and follow our instructions. | o zaman içeri gir ve emirleri uygula. O zaman içeri gir ve talimatlarımızı uygula. | Agnosia-1 | 2010 | |
| ls everything in order, Doctor? | Herşey yolunda mı doktor? Her şey yolunda mı, doktor? Evet. | Agnosia-1 | 2010 | |
| The boy is going back in. | Çocuk içeri girecek. Çocuk geri içeri giriyor. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Carles, if you don't leave, l'm going to scream. | Carles, gitmezsen bağıracağım. Carles, gitmezsen çığlık atacağım. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Just for a minute. Carles, no. | Bir dakikalığına. Hayır. Bir dakika. Carles, hayır. | Agnosia-1 | 2010 | |
| You're very sad. What do you expect? | Çok üzgünsün. Ne bekliyorsun? Çok üzgünsün. Ne bekliyorsun? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Joana... | Joana. Joana... | Agnosia-1 | 2010 | |
| ln all these years, l've never had the courage | Bunca yıldır sana hislerimi söyleme cesaretim... Bunca yıl, sana gerçek duygularımı söylemeye... | Agnosia-1 | 2010 | |
| to tell you... | ...olmadı. | Agnosia-1 | 2010 | |
| what l really feel for you. | ...cesaret edemedim. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Are you trying to say you don't want to marry me? | Benimle evlenmek istemediğini mi söylemeye çalışıyorsun? Evlenmek istemediğini mi söylemeye çalışıyorsun? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Marry you? | Evlenmek mi? Evlenmek mi? | Agnosia-1 | 2010 | |
| There's nothing in this world l'd rather do more. | En çok istediğim şey bu. Bu dünyada bundan daha çok istediğim başka bir şey yok. | Agnosia-1 | 2010 | |
| So you've already got what you wanted, haven't you? | İstediğini aldın değil mi? Zaten istediğini elde ettin, değil mi? | Agnosia-1 | 2010 | |
| l have your hand, | Elini aldım... Artık sen benimsin... | Agnosia-1 | 2010 | |
| because yourfather gave it to me. | ...çünkü baban bana verdi. ...çünkü baban buna salık verdi. | Agnosia-1 | 2010 | |
| But l'd like to have asked you for it myself. | Ama kendim sormak istiyorum. Fakat bunu bizzat sormak istiyorum. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Aren't you going to say anything? | Birşey söylemeyecek misin? Bir şey söylemeyecek misin? | Agnosia-1 | 2010 | |
| What am l meant to say? | Ne söylemeliyim? Ne diyeyim? | Agnosia-1 | 2010 | |
| Nothing. | Hiçbirşey. Hiçbir şey. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l just wanted you to know. | Sadece bilmeni istedim. Sadece bilmeni istedim. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l won't bother you any more. | Daha fazla rahatsız etmeyeyim. Seni daha fazla rahatsız etmeyeyim. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l have to go to the factory. | Fabrikaya gitmeliyim. Fabrikaya gitmeliyim. | Agnosia-1 | 2010 | |
| We've got so much work still to do. | Çok iş var. Hala yapmamız gereken çok iş var. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Besides, l don't want to interfere with the treatment. | Ayrıca, anlaşmaya burnumu sokmak istemem. Ayrıca, tedavine karışmak istemiyorum. | Agnosia-1 | 2010 | |
| One more thing. Yes? | bir şey daha. evet? Bir şey daha var. Evet? | Agnosia-1 | 2010 | |
| l need... | Parmak ölçülerine... Parmak ölçüne ihtiyacım var. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l need yourfinger measurements. | ...ihtiyacım var. | Agnosia-1 | 2010 | |
| lf we wait any longer to orderthe rings, | Yüzük siparişi için daha fazla beklersek... Yüzüklerin siparişi için biraz daha beklersek... | Agnosia-1 | 2010 | |
| they won't be ready in time. | ...yetiştiremeyebiliriz. ...zamanında yetiştiremeyebiliriz. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Would you mind if l came back tomorrow? | Yarın tekrar gelebilir miyim? Sakıncası yoksa yarın tekrar gelebilir miyim? | Agnosia-1 | 2010 | |
| No. Of course not. Tomorrow. | Tabi ki. Yarın. Tabii ki, gelebilirsin. | Agnosia-1 | 2010 | |
| l'll be here. | Burada olacağım. Burada olacağım. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Go and find the accounts ledgers saved from the fire | Git hesap defterlerini bul ve bana getir. Gidip yangından arta kalan hesap defterlerini bul... | Agnosia-1 | 2010 | |
| and send them on to me at home. | ...ve evime getir. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Very well. | Çok güzel. Çok güzel. | Agnosia-1 | 2010 | |
| The news got to Madrid quick enough. | Haberler Madrid'e çabuk ulaşmış. Haberler Madrid'e çok çabuk ulaşmış. | Agnosia-1 | 2010 | |
| Should l go in? Not yet, no. | İçeri girmeli miyim? Henüz değil. İçeri girsem mi? Hayır, daha değil. | Agnosia-1 | 2010 | |
| One thing | Bizi bu durumdan... Kötü bir durumdan kurtulmak için doğaçlama yapmakla... | Agnosia-1 | 2010 | |
| is improvising to get out of a sticky situation, | ...çıkaracak bir şey doğaçlama yapmak, | Agnosia-1 | 2010 | |
| quite another is disobeying instructions. | diğeri de kurallara uymamak. ...talimatlara uymamak arasında büyük fark vardır. | Agnosia-1 | 2010 | |
| When you go back in, take up the protocol again | İçeri girdiğinde konuya yüzüklerden başla. Oraya gittiğinde... | Agnosia-1 | 2010 | |
| from the part about the wedding rings. | ...protokolün alyanslarla ilgili bölümünden devam et. | Agnosia-1 | 2010 | |
| The wedding rings, yes. | Yüzükler evet. Alyanslar, evet. | Agnosia-1 | 2010 | |
| lt's a surprise. | Sürpriz. Bu bir sürpriz. | Agnosia-1 | 2010 |