Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3375
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I just kind of worked my way backwards, | Her şeyi geriye doğru hesapladım sadece... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
like I could see it. | ...sanki ben görebiliyormuşum gibi. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Similar, but not the same. | Benzer, lakin aynı değil. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
There's no prints, no trace particles. | Parmak izi yok, parçacık yok. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It's com completely clean. | Tamamıyla temiz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
They're no help. | Hiçbiri yardımcı olmadı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Everyone saw something different, | Herkes olayı farklı görmüş... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
none of it useful. | ...hiçbiri de işe yaramadı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
So all this, and we're at a dead end. | Demek ki hiçbir şey bulamadık. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Not quite, bill. I found this. | Hiç de değil, Bill. Şunu bulduk. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Marcus is obsessed with chess. | Marcus, satranca takıntılı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I think Marcus' killing of Dr. Singh | Sanırım Marcus'un, Dr. Singh'i öldürmesi... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
is his latest move. | ...onun son hamlesiydi. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Assuming Singh was the Rook, | Tabii Singh'in kale olduğunu varsayarsak... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
who do you think is the Black King? | ...Kral kim o zaman? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Pollen there's lots of pollen. | Polen. Bir sürü polen var. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Stargazer lilies that's where the pollen came from. | Sarıklı zambak, polen oradan geliyor işte. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Okay, well, he could've picked that up anywhere, right? | Onları herhangi bir yerden kapmış olabilir sonuçta, değil mi? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Hotels, restaurants, flower shops. | Otellerden, lokantalardan, çiçek dükkânlarından. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Gary! | Gary! | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I need you to do a search. | Ufak bir araştırma yapman gerekiyor. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I can't search any better than anyone else, Bill. | Araştırma konusunda diğerlerinden iyi sayılmam, Bill. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I'm not Google guy. | Her şeyi bilmiyorum ben. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I know, but you are camera guy, right? | Biliyorum, ama kameraları bilirsin, değil mi? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
So I need you to search cameras, | Kameraları araştırmanı istiyorum... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
security cameras all over Manhattan. | ...Manhattan'daki tüm güvenlik kameralarını. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, I can do that, but which cameras, Bill? | Evet, yaparım bunu, ama hangi kameralardan bahsediyorsun, Bill? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
What am I looking for? | Ne arıyorum ben şimdi? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Specificity. | Biraz daha kesin bir şey söyle. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You're looking for stargazer lilies. | Sarıklı zambak arayacaksın. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Stargazer lilies. It's a flower. | Sarıklı zambak demek. Kendileri çiçek oluyor. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Stargazer lilies. Yes, yes. | Sarıklı zambak. Evet, evet. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Why don't you tell me what happened in that apartment? | Dairende neler olduğunu söyler misin? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Gas mains blow up all the time. | Gaz şebekesi patlar durur zaten. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It was an accident. | Bir kazaydı sadece. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You don't believe in accidents, Marcus. | Sen öyle şeylere inanmazsın, Marcus. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Ugh. I know you're mad at me, | Bana kızgın olduğunu biliyorum... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
but did you have to take it out on the coffee? | ...ama bunu kahveden çıkarmak zorunda mıydın? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
We're not here to talk about coffee. | Konumuz kahven değil şu anda. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I don't understand why you're so upset, okay? | Neden bu kadar üzüldüğünü anlamıyorum, tamam mı? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You're my doctor. | Doktorumsun sen. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You're supposed to take my side. | Benim tarafımda olman gerekir. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Two of your roommates are in the hospital | İki oda arkadaşın, ikinci ve üçüncü derece... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
with second and third degree burns. | ...yanıklarla hastanede şu anda. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Look, I'm sorry the building burned down, okay? | Binanın yanmasına üzüldüm, tamam mı? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It was a nice place, and it was rent controlled. | Güzel bir yerdi ve kira denetimliydi. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It's not like anyone died, okay? | Sonuçta kimse ölmedi, değil mi? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
No one was going to die... | Ben ölmelerini istemediğim sürece... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Unless I wanted them to. | ...ölmeyeceklerdi de. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Marcus... | Marcus | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I can't follow... | Anlamıyorum... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Marcus... The cause. | Marcus ...nedenini yani. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I think you need more help than I'm able to give you. | Sana sağlayabileceğim yardımdan daha fazlasına ihtiyacın var senin. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I'm going to send you to a place | Sana gereken yardımı alabileceğin... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
where you can get the care you need. | ...bir yere göndereceğim seni. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Now, Marcus, this is Nathan Cley, okay? | Marcus, bu Nathan Cley, tamam mı? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
He's the gentleman who's going to bring you there. | Kendisi seni oraya götürecek beyefendi oluyor. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
That's mistake number one. | Şimdiden çuvalladın bak. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
What? You cannot get sentimental. | Ne? Kendini suçlayayım deme. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
That man is a killer. | Adam bir katil sonuçta. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
He was a patient first, Bill, my patient. | Önceden bir hastaydı ama, Bill, benim hastam hem de. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I keep wondering what I could've done differently. | Olaylar daha farklı gelişebilirdi diye düşünmeden edemiyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
If I had known then what I know now, I... | Şimdi bildiklerimi o zaman bilseydim, ben | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You know, I might've been able to prevent all this. | Tüm bunları engelleyebilirdim. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Doc, Doc, don't go there. | Doktor, doktor, öyle düşünme. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You know how many times I hear that, | Annelerden şunu kaç defa... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
how many times I hear mothers say, | ...duyduğumu biliyor musun... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
"I can't believe my son did this terrible thing," | "Oğlumun bu kadar kötü bir şey yaptığına inanamıyorum." | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
or, "I was his teacher I should've known better"? | Ya da "Onun öğretmeniydim ben. Bu tarz şeyleri daha iyi bilmeliydim." | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Let me tell you, what you're doing | Sana bir şey söyleyeyim, yakın birisi... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
is exactly what every good person does | ...kötü bir şey yaptığı zaman... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
when somebody that they know that they're close to | ...her iyi insanın davranacağı... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
does something bad. | ...şekilde davranıyorsun şu anda. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Now, the fact of the matter is Marcus was probably born broken. | Asıl düşünmen gereken, Marcus'un zaten kötü bir şekilde doğduğu. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Nobody is born broken, Bill. | Kimse kötü bir şekilde doğmaz, Bill. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Life just conspires. | Bunların hepsini hayat sağlar. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I encouraged him. | Onu yüreklendirdim. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I actually helped him perfect his ability. | Yeteneğini kusursuzlaştırmasına yardım ettim ben. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I might as well have put the gun in his hand. | Ellerine silah verseymişim daha iyi olurdu. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
And now we're gonna stop him. | Onu durduracağız. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Search parameters. | Araştırma değişkenlerini söylemelisin önce. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Bill, Bill, you have to be more specific | Bill, Bill, biraz daha kesin olman gerek... Kabul et, bizden harika bir ekip olur. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
not all the stargazer lilies, | ...tüm sarıklılar zambak olmaz mesela... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
not all of Manhattan, just the important parts. | ...ya da tüm Manhattan'dakiler, sadece önemli olanlar olmalı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Okay, okay. Stargazer lil | Tamam, tamam. Sarıklı zamba | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
All right, what are the important parts? | Tamam yahu, önemli olanları söyle sen. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
The parts involved in the case. | Bizim davamızla alâkalı olanlar yani. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Stargazer lily locations are set "A." | Sarıklı zambakların bulunduğu yere "A" yeri diyelim. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Places and people involved in the case are set "B." | Bu davayla alâkalı olan insanların bulunduğu yere de "B". | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
We're looking for the intersection... | Biz ise kesişme noktasını arıyoruz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
So, Gary The overlap. | Tamam, Gary Üst üste bindikleri yer yani. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Okay, so did you find anything? | Tamam, bir şeyler buldun mu? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, Bill, it's what I do. | Evet, Bill, benim işim bu. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Office tower near the federal building. | Federal binanın hemen yanındaki gökdelen işhanında. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Dr. Rosen, I | Dr. Rosen, ben bunu | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Stargazer lilies in the lobby, | Sarıklı zambaklar hemen lobide... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Cley and his team | ...Clay ve takımı da... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
working out of a temporary location upstairs. | ...en üst kattaki geçici yerde çalışıyorlar. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, a chess piece | Evet, bir masa dolusu çiçeğin... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
sitting next to a whole table full of flowers. | ...hemen yanında bir satranç parçası var. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |