Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3376
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Smell nice, if you like that kind of thing. | Eğer bu tarz şeyleri seviyorsan, güzel de kokuyor aslında. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Marcus was right there, and I'm guessing he still is. | Marcus oradaydı, tahminimce hâlâ orada. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
So you're saying I'm the Black King. | Kral ben miyim şimdi? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I like that. | Sevdim bunu bak. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
He's coming after me, let him come. | Eğer peşimden gelmek istiyorsa, bırak gelsin. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
This isn't a game, Nathan, chess or otherwise. | Bu bir oyun değil, Nathan, ya satrançtır ya da değildir. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I know that... | Bunu senden... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
better than you. | ...daha iyi biliyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
From now on, call me "Your highness." | Bundan böyle, hepiniz beni ekselansları diye çağıracaksınız. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Let's wrap this up. | Hadi halledelim şunu. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I'm waiting! | Bekliyorum! | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Cley unbelievable. | Cley İnanılmaz bir şey ya. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
The guy's got a pair of brass ones. | Adam canına susamış resmen. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I'll give it to him. He chose his ground well | Hakkını vermek lâzım. İyi bir yer seçmiş... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
open space, no moving objects. | ...açık bir alan, hareket eden objeler yok. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
There's not a lot for Marcus to work with. | Marcus'un kullanabileceği bir şey yok resmen. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
The area's been cleared, | Alan tamamen temizlenmiş... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
but Cley's got snipers on the roof. | ...üstelik Cley'in keskin nişancıları çatıda. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
This isn't going to work. | Bu işe yaramayacak. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Cley's ambush | Cley'in pususu yani. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Marcus would've seen this coming a mile away. | Marcus bunu ta ne zaman anlamıştır. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It's too logical a countermove on our part. | Çok mantıksal bir karşı atak çünkü. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You sure about that, Doc? | Emin misin, doktor? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You ask me, Cley makes a pretty tempting target out there. | Bana sorarsan, Cley çok baştan çıkarıcı bir hedef gibi görünüyor buradan. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
He's not gonna just walk into a trap. | Tuzağa yakalanmayacaktır. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It's up to us to find out what his next move's gonna be. | Onun bir sonraki hamlesini bulmak bize düşüyor. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Rachel, you're gonna come with me. | Rachel, sen benimle gel. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Nina, you're gonna stay with Hicks. | Nina, sen Hicks'le kal. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Fan out, move very slowly and carefully. | Dağılın, yavaşça ve dikkatli bir şekilde hareket edin. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
If you see or hear anything, call us. | Bir şey görür ya da duyarsanız, derhal bize haber verin. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Let's go. I need your eyes. | Hadi gidelim. Gözlerine ihtiyacım olacak. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
So this is how we deal with Alphas? | Alfalara karşı böyle mi davranıyoruz? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Nina. | Nina. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
When things go wrong, we assassinate them? | İşler tıkırında gitmezse, suikast mi düzenliyoruz? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Marcus brought this upon himself. | Marcus kendi bulaştı bunlara. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
He did kill someone. Snipers on the roof? | Sonuçta birini öldürdü. Çatıda keskin nişancılar var ama? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
That's not what I signed up for. | Ben bunun için katılmadım aranıza. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Trouble? | Sorun mu var? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Understandable concerns. | Anlaşılabilir endişeler sadece. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
What are they trying to do? Boxing him in. | Ne yapmaya çalışıyorlar ki? Onu sıkıştıracaklar. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Oh, maybe Rosen's right. | Belki de Rosen haklıdır. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Maybe he's playing us. | Belki de bizimle oyun oynuyordur. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Hey! Stop! Freeze! | Dur! Kıpırdama! | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Come on, Rachel, what do you hear? | Hadi ama, Rachel. Ne duyuyorsun? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I'm scanning. Let me concentrate. | Tarıyorum şu anda. Bırak da konsantre olayım. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I smell something. | Bir koku geldi burnuma. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Gas there's gas in the sewer. | Gaz kokusu bu, kanalizasyondan gaz kokusu geliyor. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Marcus, why are you doing this? | Marcus, bunu neden yapıyorsun? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
If I'm your target, you could've taken me anytime. | Madem hedefin benim, beni çoktan öldürebilirdin. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I have something to show you. | Sana bir şey göstermek istiyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Drive. | Sür sen. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Gary. Yes, Gary, I know it's late. | Gary. Evet, Gary, geç olduğunu biliyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Listen, I need you to track a black SUV, government plates. | Beni dinle, devlet plâkalı siyah bir cipi bulman gerekiyor. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
They just left the federal building a few minutes ago. | Birkaç dakika önce federal binadan ayrıldılar. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Okay, I can see them. | Tamam, şu anda görebiliyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, they're they're headed north on Henry Hudson, | Henry Hudson üzerinden kuzeye doğru gidiyorlar... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
and he's going very fast. | ...çok da hızlılar. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It's illegal to go that fast. | O kadar hızlı gitmek kanun dışı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, well, if you think that's illegal, you watch this. | Eğer onun kanun dışı olduğunu düşünüyorsan, bir de şunu izle bak. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Stay on them close, but not too close. | Arkalarında kal, onlara yakın dur ama çok da abartma. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Get after them. | Peşlerine düş. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Marcus, wait a minute. | Marcus, bekle bir dakika. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Don't do this. | Bunu yapma! | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Marcus, please, don't do this. | Marcus, lütfen, yapma bunu. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
We're 50 meters up. | 50 metre yükseklikteyiz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It takes a little over three seconds to fall that far. | O kadar yükseklikten düşmen üç saniyeni alacaktır. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
That means a body would hit bottom | Bu da saatte 70 mil... Bunun neresi yanlış? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
going something, like, 70 miles an hour. | ...gideceğin anlamına geliyor. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
If you're trying to scare me, Marcus, | Eğer beni korkutmaya çalışıyorsan, Marcus... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
you're doing an excellent job of it. | ...bunu çok iyi başarıyorsun. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You have every reason to be afraid. | Korkmak için bir sürü nedenin var. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
We all do... | Hepimizin öyle. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
No matter what side you're on. | Hangi tarafta olursan ol. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
There are no sides here, Marcus. | Ortada bir taraf yok, Marcus. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
But you have broken the law. | Kanunu çiğnedin. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You have hurt people. | İnsanlara zarar verdin. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
What what have you always said? | Sürekli ne dersin sen? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Cause and effect. | Neden ve sonuç. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
And now this is where we find ourselves because of that. | Sırf onlar yüzünden buradayız. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It's not that simple. | Bu kadar basit değil. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
What they plan to do to me... | Benimle yapmayı plânladıkları... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
What they plan to do for all the Alphas at Binghamton | ...Binghamton'daki tüm Alfalara yapmaya plânladıkları... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
that's got nothing to do with the law | ...bunun kanunla bir alâkası yok... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
or medicine... | ...ya da tıpla... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
or common decency. | ...ya da genel ahlâkla. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
That does not justify murder. | Yine de bu cinayeti haklı çıkarmaz. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It's not murder. | Bu cinayet değil zaten. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Singh was a casualty of war. | Singh savaş zaiyatıydı. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
War? | Savaş mı? | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I see what's coming... | Olacakları çok önceden görmüştüm... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
20 moves ahead. | ...tam 20 hamle önceden hem de. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I thought that you could, too, | Senin de görebileceğini düşünmüştüm... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
that that you had to be a part of it, | ...senin, tüm bunların bir parçası olabileceğini... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
but now I realize you didn't see it coming. | ...ama şimdi senin bunları bilmediğini fark ediyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You don't... | Senin... | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
You don't see anything. | Senin hiçbir şeyi görebildiğin yok. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
I'm trying, Marcus. | Deniyorum, Marcus. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
Believe me, I'm trying. | Güven bana, deniyorum. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
All units, looks like they're heading into Inwood Hill Park. | Tüm birimlerin dikkatine, görünüşe bakılırsa Inwood tepe parkına gidiyorlar. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |
It's an out of context problem. | Bir kapsam dışı sorunlarıyız. | Alphas-2 | 2011 | ![]() |