Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7696
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Prevents dysautonomia. Right. | Disotonomiyi önlüyor. Evet. | Black Box-1 | 2014 |  |
| And what kills a fifth of rabies patients?! | Kuduz hastalarının beşte birini ne öldürüyor?! | Black Box-1 | 2014 | |
| The autonomic nervous system | Otonomik sinir sistemi, tüm vücut fonksiyonları kontrol eder. | Black Box-1 | 2014 | |
| and shutting it down is one of the ways | Bunu durdurmak, kuduz virüsünün hastaları öldürme yollarından biridir. | Black Box-1 | 2014 | |
| Ketamine induces coma | Ketamin komayı başlatacak ve tüm sistemin durmasını engelleyecek. | Black Box-1 | 2014 | |
| But there's a risk. | Ama bu yöntemin riskleri var. Çok ciddi riskleri. | Black Box-1 | 2014 | |
| that Lily won't wake up from this coma. | Lilly'nin komadan uyanamaması gibi. | Black Box-1 | 2014 | |
| My child is dying. | Çocuğum ölüyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| Try it. | Deneyin. | Black Box-1 | 2014 | |
| Catherine, what... | Catherine. | Black Box-1 | 2014 | |
| Keith... Mr. and Mrs. Despont, may I show you to your table? | Keith... Bay ve Bayan Despont, size masanızı gösterebilir miyim? | Black Box-1 | 2014 | |
| Will set aside the best in the house. | En güzel yerimizi size ayırdık. | Black Box-1 | 2014 | |
| Mr. and Mrs. Despont, may I take your coats? | Bay ve Bayan Despont, paltonuzu alabilir miyim? | Black Box-1 | 2014 | |
| Hey, Carlos? Mm. | Carlos? | Black Box-1 | 2014 | |
| Who is that? | Kim onlar? | Black Box-1 | 2014 | |
| That's Keith, Will's business partner. | O Keith. Will'in iş ortağı. | Black Box-1 | 2014 | |
| He owns 50% of the restaurant. | Restoranın yarısının sahibi. | Black Box-1 | 2014 | |
| And the other two... very important. | Diğer ikisi ise çok önemli. | Black Box-1 | 2014 | |
| Mucho dinero. | Çok zenginler. | Black Box-1 | 2014 | |
| It's lovely to see you both. Lovely. | İkinizi birden görmek çok hoş. | Black Box-1 | 2014 | |
| I know you have one of the best cellars in Brooklyn, | Brooklyn'deki en iyi şarap mahzenlerinden birine sahip olduğunu biliyorum ama... | Black Box-1 | 2014 | |
| but I hope you don't mind. | ...umarım sorun olmaz? | Black Box-1 | 2014 | |
| It's from Naomi and Anton's vineyard in the south of France. | Naomi ve Anton'un güney Fransa'daki üzüm bağlarından. | Black Box-1 | 2014 | |
| Ah, Chateau Despont. | Chateau Despont. | Black Box-1 | 2014 | |
| I read about this in the Wine Spectator. | Bir dergide bununla ilgili bir şeyler okumuştum. | Black Box-1 | 2014 | |
| I am just thrilled to have this in my restaurant. | Bunlardan birinin restoranımda olması beni çok heyecanlandırdı. | Black Box-1 | 2014 | |
| Delilah, will you please decant this? | Delilah, bunu sürahiye boşaltır mısın lütfen? | Black Box-1 | 2014 | |
| All right, okay, how we looking? | Pekala nasıl görünüyoruz? | Black Box-1 | 2014 | |
| Great. Yeah? | Harika. Öyle mi? | Black Box-1 | 2014 | |
| So, some special clients, huh? | Özel müşterilerin geldi demek? | Black Box-1 | 2014 | |
| Deep pockets. | Çok zenginler. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm hoping my future investors. | Umuyorum ki gelecekteki yatırımcılarım. | Black Box-1 | 2014 | |
| Ah. My God. | Tanrım. | Black Box-1 | 2014 | |
| We induced the coma. | Komayı başlattık. | Black Box-1 | 2014 | |
| And now? | Peki şimdi? | Black Box-1 | 2014 | |
| Go clear table five. | Gidip beşinci masayı temizle. | Black Box-1 | 2014 | |
| And again? | Başlayalım mı? | Black Box-1 | 2014 | |
| Anton will do the honors. Yes. | Bu şerefe Anton nail olsun. Evet. | Black Box-1 | 2014 | |
| This is not the wine we brought. | Bu bizim getirdiğimiz şarap değil. | Black Box-1 | 2014 | |
| Um... Will! | Will! | Black Box-1 | 2014 | |
| We brought a $500 bottle of our best wine. | 500 dolarlık en iyi şaraplarımızdan birini getirmiştik. | Black Box-1 | 2014 | |
| This tastes like vinegar. | Bunun tadı sirke gibi. | Black Box-1 | 2014 | |
| Uh, this is the bottle you brought. | Getirdiğiniz şarap bu. Sürahiye kendi ellerimle boşalttım. | Black Box-1 | 2014 | |
| I am so sorry. | Çok üzgünüm. Bunun nedeni bulacağım. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'll make this up to you, I promise. | Bunu telafi edeceğim. Söz veriyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| Can I speak with you? | Biraz konuşabilir miyiz? | Black Box-1 | 2014 | |
| This is their wine. | Bu, onların şarabı. | Black Box-1 | 2014 | |
| Okay, you can tell by the color. | Rengi bakarak bile anlarsın. | Black Box-1 | 2014 | |
| I don't even know what to say. Hey, sweetie. | Merhaba tatlım. | Black Box-1 | 2014 | |
| I came to walk you home. Great. | Eve kadar seninle yürümek için geldim. Harika. | Black Box-1 | 2014 | |
| You've been trying to ruin my life. What's going on? | Neler oluyor? | Black Box-1 | 2014 | |
| I think the hostess made a terrible mistake or something. | Sanırım o garson korkunç bir hata falan yaptı. | Black Box-1 | 2014 | |
| I have not been trying to ruin your life. | Hayatını mahvetmeye çalışmıyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| I've been trying to be a part of it. Stop that. One good thing has come of this... | Dahil olmak istiyorum. Kes şunu. Bundan iyi bir şey çıktı. | Black Box-1 | 2014 | |
| Reagan, hey. Yeah? Hey. | Reagan, merhaba. Merhaba. | Black Box-1 | 2014 | |
| He made it fun. | Çok eğlenceli geçti. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm sorry. | Çok üzgünüm. Benim yerime ona mı inandın? | Black Box-1 | 2014 | |
| Oh, bye, Delilah. | Görüşürüz Delilah. | Black Box-1 | 2014 | |
| You did this, you little bitch. | Bunu sen yaptın küçük sürtük. | Black Box-1 | 2014 | |
| You switched the wines! | Şarapları sen değiştirdin! | Black Box-1 | 2014 | |
| What? Okay, that's enough. | Ne? Bu kadar yeter. | Black Box-1 | 2014 | |
| Leave now. | Derhal git. | Black Box-1 | 2014 | |
| Esme didn't do a thing wrong. | Esme yanlış bir şey yapmadı. O kadı kafayı yemiş. | Black Box-1 | 2014 | |
| We won't know until the spinal tap. | Bel ponksiyonunu incelemeden bilemeyiz. | Black Box-1 | 2014 | |
| I think we need to talk. | Sanırım konuşmamız gerek. | Black Box-1 | 2014 | |
| Yeah. Earlier, you were very... | Evet. Biraz önce sen... | Black Box-1 | 2014 | |
| Yes, I know. | Evet, biliyorum. Çıldırmıştım. | Black Box-1 | 2014 | |
| I, uh... I'm sorry. | Üzgünüm. | Black Box-1 | 2014 | |
| I I was exhausted, and I... | Çok yorulmuştum. | Black Box-1 | 2014 | |
| Is there anything else you want to tell me? | Söylemek istediğin başka bir şey var mı? | Black Box-1 | 2014 | |
| I took something, okay, | Geceyi atlatabilmek için bir şey içtim. | Black Box-1 | 2014 | |
| and I... and I had a terrible reaction. | Etkisi çok korkunç oldu. | Black Box-1 | 2014 | |
| Thank you so much for understanding. | Anlayışın için çok teşekkür ederim. | Black Box-1 | 2014 | |
| We have her spinal tap results. | Bel ponksiyonu sonuçları geldi. | Black Box-1 | 2014 | |
| Her rabies antibody has increased from 32 to 2,034. | Kanındaki antikor sayısı 32 den 2,034 ye yükseldi. | Black Box-1 | 2014 | |
| Uh, what does that mean? | Bu ne anlama geliyor? | Black Box-1 | 2014 | |
| It means her immune system | Bağışıklık sistemi etkin bir şekilde virüsle savaşıyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| So we've stopped inducing the coma. | Bu yüzden başlatılmış komayı durdurduk. | Black Box-1 | 2014 | |
| What we're looking for is some response now. | Şimdi bazı tepkiler bekleyeceğiz. | Black Box-1 | 2014 | |
| Normal Alpha waves in every lead. | Normal Alfa dalgaları düzenli. | Black Box-1 | 2014 | |
| Okay, great. | Tamam, çok iyi. | Black Box-1 | 2014 | |
| Let's, uh, test for the cranial nerve function. | Kraniyel sinir fonksiyonlarını test edelim. | Black Box-1 | 2014 | |
| I just finished it. | Az önce bitirdim. | Black Box-1 | 2014 | |
| Two and three are intact. | 2. ve 3. sinirler sağlam. | Black Box-1 | 2014 | |
| No corneal reflex. | Kornea refleksi yok. Öğürme refleksi yok. | Black Box-1 | 2014 | |
| All deep tendon reflexes are absent. | Derin tendon reflekslerinin hiçbiri yok. | Black Box-1 | 2014 | |
| All of them? | Hiçbiri mi? | Black Box-1 | 2014 | |
| What's happening? Why isn't she responding? | Neler oluyor? Neden cevap vermiyor? | Black Box-1 | 2014 | |
| She has a lot of cerebral activity. | Beyni çok hareketli bir süreçten geçti. | Black Box-1 | 2014 | |
| We got to give her a bit more time, all right? | Ona biraz zaman tanımalıyız. | Black Box-1 | 2014 | |
| When did we stop? | Ne zaman durdu? | Black Box-1 | 2014 | |
| About three hours ago. All right. | Üç saat önce. Tamam. | Black Box-1 | 2014 | |
| No gag reflex at all? | Öğürme refleksi hiç mi yok? Henüz yok. | Black Box-1 | 2014 | |
| Will she ever wake up? | Hiç uyanacak mı? | Black Box-1 | 2014 | |
| We don't know yet. | Henüz bilmiyoruz. | Black Box-1 | 2014 | |
| I just took her vitals. | Yaşamsal değerlerini aldım. | Black Box-1 | 2014 | |
| She spiked a fever... 103.1. | Ateşi 39 dereceye çıktı. | Black Box-1 | 2014 | |
| It's her first since we put her in a coma. | Komaya soktuğumuzdan beri ilk defa oluyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| Okay, thanks, Tinker. | Teşekkürler Tinker. | Black Box-1 | 2014 | |
| Just, uh, check on her every hour | Onu her saat başı kontrol edip gelişmeleri bana bildirir misin? | Black Box-1 | 2014 | |
