Search
English Turkish Sentence Translations Page 1044
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You have to know I'll do anything for you, anything. | Bunu bilmelisinki senin için herşeyi yapıcam,herşeyi. | 90210-1 | 2008 | |
| You really want to do something for me? | Benden istediğin birşey varmı? | 90210-1 | 2008 | |
| Just leave me alone. | Beni yalnız bırak. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay, blazers, listen up. | Tamam öncüler dinleyin. | 90210-1 | 2008 | |
| I've got a really exciting announcement to make. | Gerçekten heyecan verici bi bildiri yapıcam. | 90210-1 | 2008 | |
| You guys are late. | Çocuklar geç kaldınız. | 90210-1 | 2008 | |
| We have a new faculty advisor... | Yeni danışmanınız... | 90210-1 | 2008 | |
| Mr. Cannon, everyone. | Mr.Cannon, everyone. | 90210-1 | 2008 | |
| Now, Mr. Cannon brings some serious street cred to the Blaze. | Mr.Cannon ciddi sokak Blaze in tutucağı şeyler göstericek. | 90210-1 | 2008 | |
| Uh, he was a journalism major at Columbia, | Colombiadaki en büyük gazetecilerden, | 90210-1 | 2008 | |
| and he also interned at 60 minutes, before diving back | 60 dakkalık dalış öncesine enterne edildi. | 90210-1 | 2008 | |
| into academia. Thank you, Navid. | Akedemiye. Navid,teşekkürler. | 90210-1 | 2008 | |
| I see my role here as challenging | Burdaki karşılaşmadaki rolunü gördük | 90210-1 | 2008 | |
| each and every one of you to do better, dig deeper, | herbiriniz ver hepiniz daha iyisini yapacaksınız büyük derinlikte | 90210-1 | 2008 | |
| find the journalistic truth in all the stories that we tell. | Söylediğimiz bütün gazeteciliğe ağit doğrulukları bul | 90210-1 | 2008 | |
| Hi. Naomi Clark. Hi. | Merhaba Naomi Clark. Merhaba. | 90210-1 | 2008 | |
| So what happens if I... like you said... dig deeper, | Eğer yaparsam ne olur... söylediğiniz gibi... derince, | 90210-1 | 2008 | |
| find the journalistic truth, blah, blah, blah, | gazeteciliğe ait şeyleri bul, lak lak lak, | 90210-1 | 2008 | |
| but it all gets edited out by Navid? | ama bunların hepsi Navid tarafından düzenledi dimi? | 90210-1 | 2008 | |
| Well... oh, tha... that's because, uh, | hmm... oh, o... onun yüzünden, uh, | 90210-1 | 2008 | |
| you don't cite your sources. | kendi kaynaklarından bahsetmiyorsun. | 90210-1 | 2008 | |
| And if I'm protecting my sources? | ve ya kaynaklarımı koruyosam? | 90210-1 | 2008 | |
| A friend of a friend of a guy | arkadaşımın arkadaşanın arkadaşı | 90210-1 | 2008 | |
| you used to date? No, that's not a credible source. | Onunla çıkmışmıydın? Hayır, sözüne güvenilebilecek kaynak değil. | 90210-1 | 2008 | |
| Actually, I do have to agree with Navid on this one. | Aslonda, Bunun hakkında Navid'e katılıyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| If we can't verify the formation, then we shouldn't air it. | Eğer bu bilgileri doğrulayamassak . açıklığa kavuşturamayız | 90210-1 | 2008 | |
| We're not a tabloid here. | Tablet değiliz ki burada. | 90210-1 | 2008 | |
| But we can be. | Ama olabiliriz. | 90210-1 | 2008 | |
| You ever heard of making a good first impression? | iyi bi etkinin yapıldığını hiç duydunmu? | 90210-1 | 2008 | |
| Ms. Clark, if you'd like me to review | Ms. Clark, gözden geçirmemi isterseniz | 90210-1 | 2008 | |
| any segments you're unhappy with, | herhangi bir bölümde mutsuz olabilirsiniz, | 90210-1 | 2008 | |
| I'd be glad to give you my honest, unbiased critique, but | tarafsız ve kritik olarak dürüstlüğüme verirseniz sevinirim | 90210-1 | 2008 | |
| I'm warning you, I have very high standards. | Seni uyarıyorum,çok büyük uyarılarım var. | 90210-1 | 2008 | |
| Well, they couldn't be that high, | Peki, fazla yüksek olmiycak, | 90210-1 | 2008 | |
| or you'd be working in news... | yada haberlerde çalışırsın... | 90210-1 | 2008 | |
| and not bossing a bunch | ve hepsinden iyisi olucaksın | 90210-1 | 2008 | |
| of wannabe kids around for what, 20 grand a year? | çocukların muhteşem biçimde 20 yıl yanında olması? | 90210-1 | 2008 | |
| If you're done, I'd like to discuss the next Blaze edition. | Eğer başarırsan,yeni Blaze düzenlemesinde tartışabilirim. | 90210-1 | 2008 | |
| But I'm not. | Ama yapmicam. | 90210-1 | 2008 | |
| Yes, you are. | Evet yapıcaksın. | 90210-1 | 2008 | |
| Naomi why do we even need | Naomi neden ihtiyaç duyalım ki | 90210-1 | 2008 | |
| some stupid faculty advisor watching over our every move? | bazı aptal danışmanlar her hareketini izliyor | 90210-1 | 2008 | |
| Oh, my God, it's like 1984 all over again. | aman tanrım 1984ü gene yaşicaz. | 90210-1 | 2008 | |
| I hope not. I look horrible in shoulder pads and a perm. | Umarım olmaz. Omuzlarım ve ithal giysilerimle kötü görünüyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Come on, sil, just tell Ade | Hadi, Sil, Ade'e söyle | 90210-1 | 2008 | |
| how bad Cannon was, please? | Cannon nasıl berbattı, lütfen? | 90210-1 | 2008 | |
| Or not. | yada değil. | 90210-1 | 2008 | |
| So I was wondering if you maybe want to have lunch today. | Bugün öğlen yemeği yemek istermisin diye merak ediyordum. | 90210-1 | 2008 | |
| Sorry, I'm taking a history make up. | Üzgünüm, tarih dersine girmem gerekiyor. | 90210-1 | 2008 | |
| Got to run, actually. | Aslında gitmem lazım. | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah... | Tamam... | 90210-1 | 2008 | |
| Everything good with the world again? | Herşey dünyayla güzel değilmi? | 90210-1 | 2008 | |
| No. I just asked him to have lunch with me, | Hayır. Ona benimle öğle yemeği yemesini sormuştum, | 90210-1 | 2008 | |
| and he claimed he had to make up a history test. | ve o da tarih testine gireceğini geveledi. | 90210-1 | 2008 | |
| Obviously, he's still pissed at me for spying on him. | Açıkçası,onu gözetlediğimi bildiği için benden nefret ediyormuş gibi. | 90210-1 | 2008 | |
| That, or he actually has to make up a history test | yada aslında tarih testine giricek | 90210-1 | 2008 | |
| and I'm just getting worked up over nothing. | ve ben sadece bunu aşmaya çalışıyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Or both. | yada ikisi . | 90210-1 | 2008 | |
| No. You know you can't leave anything | hayır. hiçbirşeyi bırakmayacağını biliyorsun | 90210-1 | 2008 | |
| next time just ask, "am I in or out? | bidahaki sefere sadece sor, senlemiyim değilmiyim? | 90210-1 | 2008 | |
| Okay, that's your solution? | Pekala,çözümün bumu? | 90210-1 | 2008 | |
| We're not even having sex yet. | Daha sex bile yapmadık. | 90210-1 | 2008 | |
| Wow. | Wow. 1 | 90210-1 | 2008 | |
| Well, no wonder he's blowing you off. 1 | pekala,o senden şaşıyor. | 90210-1 | 2008 | |
| Come on. Right, Ade? | Hadi ama.Doğru, Ade? | 90210-1 | 2008 | |
| Uh, yeah, whatever. | ah, evet, herneyse. | 90210-1 | 2008 | |
| Um, I got to run my locker. | ah, dolabıma gitmem lazım. | 90210-1 | 2008 | |
| I will catch you guys later. | Sizi sonra yakalarım çocuklar. | 90210-1 | 2008 | |
| Bye. Yeah. | Bye. evet. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay. Sure. | tamam. olur. | 90210-1 | 2008 | |
| Wait, stop! | Bekle, dur! | 90210-1 | 2008 | |
| Do you need a ride? | Araca ihtiyacın varmı? | 90210-1 | 2008 | |
| I'm all right, thanks. | Teşekkürler ben iyiyim. | 90210-1 | 2008 | |
| Annie, come on, let me drive you. | Annie, hadi ama gel seni eve bırakayım. | 90210-1 | 2008 | |
| All right, thank you. | Pekala teşekkürler. | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah, sure the Cavs have Lebron, | evet, Cavs ta Shaq var, | 90210-1 | 2008 | |
| but Shaq, he's a bloated old man! Look, son, you are preaching to the choir. | ama Shaq, o şişirilmiş bir yaşlı adam! Bak, evlat, koro için vaaz veriyorsun. | 90210-1 | 2008 | |
| All right, I led the petition drive to try to force him out of Phoenix. | pekala, Phoenix in onu kabul etmesi için dilekçe vericem. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh, I didn't even see you there. | Ah.seni orada görmemiştim | 90210-1 | 2008 | |
| So, any dinner requests? | Akşam yemeği isteğiniz varmı? | 90210-1 | 2008 | |
| How about my famous Mac and cheese? | Benim ünlü Mac imden ve peynirimden olurmu? | 90210-1 | 2008 | |
| Heavy on the cheese, light on the Mac. | Peynirin üzerinde ağır,Mac in üzerinde basit. | 90210-1 | 2008 | |
| Mmm, sounds good but, uh, actually, we're about | Hmm.kulağa hoş geliyor ama açıkçası biz | 90210-1 | 2008 | |
| to go out and watch some March madness. Swish! | biraz maç izlemeye ve pasta yemeye gidicez | 90210-1 | 2008 | |
| Look, don't worry, I know it's a school night. | Bak,endişelenme.Okul gecesi olduğunu biliyorum | 90210-1 | 2008 | |
| We won't be out late. | Geç kalmayız. | 90210-1 | 2008 | |
| D... Dixon, aren't you forgetting something? | D... Dixon, birşey unutmuyormusun? | 90210-1 | 2008 | |
| Oh, um, bye, mom. | ah, aa, bye, anne. | 90210-1 | 2008 | |
| Peace, dad. Hey, uh, peace. | Selam, babiş. Hey, a, selam. | 90210-1 | 2008 | |
| Those two seem to be getting along well. | İyi anlaşıyorlar gibime geliyor. | 90210-1 | 2008 | |
| Yes, they do. | Evvet anlaşıyorlar. | 90210-1 | 2008 | |
| Look, again, uh, I gotta say, | Bak tekrar bişey söylemem gerekiyor, | 90210-1 | 2008 | |
| I was a coward with the Jen thing. | Jen hakkında cesaretsizdim. | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah, well, it's over. | Evet,pekala,bitti zaten | 90210-1 | 2008 | |
| No, I know, I just... | Hayır,biliyorum, ben sadece... | 90210-1 | 2008 | |
| I feel like I really should've just came out and... | sadece geldim ve ve gerçek olanı hissettim... | 90210-1 | 2008 | |
| Can we talk about something else? | Başka birşey hakkında konuşa bilirmiyiz? | 90210-1 | 2008 | |
| Like, anything in the world? | Dünyadan başka birşey mesela? | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah, sure. | Tabiki, olur. | 90210-1 | 2008 | |
| I don't care, you can pick the subject. | Farketmez.Konuyu sen seç | 90210-1 | 2008 |