Search
English Turkish Sentence Translations Page 152611
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I know these controls aren't exactly intuitive. | Bu kontroller tam anlamıyla sezgisel değiller. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I think they were built for someone with compound eyes. | Sanırım bileşik gözleri olan birisi için yapılmışlar. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Good. You're starting to think like an Insectoid. | İyi. Böcek gibi düşünmeye başladın. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I'll take that as a compliment. | Bu sözünü bir iltifat olarak kabul ediyorum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Can I ask you something? Go ahead. | Sana bir şey sorabilir miyim? Dinliyorum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
You're the least expendable man on Enterprise. | Atılgan'daki en son harcanabilir kişisin. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
An hour ago... | Bir saat önce... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I gave the command to kill three Xindi in cold blood. | soğuk kanlılıkla üç Xindi'nin ölüm emrini verdim. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
A month ago, I had Phlox create a living being... | Bir ay önce,Phlox'a bazı dokularını kullanmak için... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
in order to use some of its tissue... | yaşayan bir canlı yaratmasını söyledim... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
and I watched him put it to death. | ve onun ölümünü izledim. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Sounds like you're saying this is some sort of penance. | Sanki bu yaptıklarının kefaretini ödüyor gibi konuşuyorsun. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I'm saying I won't order anyone else to die. | Söylemeye çalıştığım şey,bir başkasına ölmesini emretmeyeceğim. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I hate to add to this menagerie of yours, Doc. | Onu sizin hayvanat bahçenize eklemekten nefret ediyorum,Doktor. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
PHLOX: Nonsense. | Saçmalama. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
PHLOX: What's one more mouth to feed? | Besleyecek bir ağız daha nedir ki? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Just don't harvest any part of him. | Sadece onun herhangi bir yerini kesme yeter. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I doubt that would be necessary. | Bunu gerekli olacağını sanmıyorum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
ARCHER: Do me a favour. | Bana bir iyilik yap. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Slip him a piece of cheese every now and then. | Ara sıra ona bir parça peynir ver. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
ARCHER: I've always been much better at avoiding farewells than giving them... | Her zaman veda etmektense bundan kaçınmada daha iyi olmuşumdur... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
so I'm not even going to try. | bu yüzden bunu denemeyeceğim bile. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
But I'm going to ask all of you to think back... | Fakat hepinizden bu geminin ilk göreve... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
to the day when this ship was first launched. | başladığı günü hatırlamanızı istiyorum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
We were explorers then. | O zamanlar kaşiftik. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
When all this is over, when Earth is safe... | Bütün bunlar sona erdiğinde, Dünya güvende olduğu zaman... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I want you to get back to that job. | bu göreve geri dönmenizi istiyorum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
There are 400 billion stars in our galaxy. | Galaksimizde 400 milyar yıldız var. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
We've only explored a tiny fraction. | Biz sadece küçük bir kısmını keşfettik. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
You have a lot of work to do. | Yani yapacak çok işiniz var. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Of all the captains who will sit in this chair... | Bu koltukta oturacak olan kaptanlardan hiçbirinin şu anda... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I can't imagine any of them being more proud than I am right now. | benim olduğumdan daha fazla gururlu olacağını düşünemiyorum bile. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
ARCHER: Archer to Enterprise. | Archer'dan Atılgan'a. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I'm heading in. | İçeri doğru yöneliyorum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
400 metres... | 400 metre... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
He's passing through the grid. | Saptama ağından geçiyor. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
He's in. | Şu anda içeride. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Give them hell, Captain. | Göster onlara günlerini, Kaptan. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I'll be in the Ready Room. | Ben hazırlık odasında olacağım. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
COMPUTER: Unauthorised vessel. Power down immediately. | Yetkisiz araç. Derhal gücünüzü kesin. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Still nothing. I'm aware of that. | Hala bir şey yok. Bunun farkındayım. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
It's been over two hours. He should have reached the weapon by now. | İki saatten fazla oldu.Şimdiye kadar silaha ulaşmış olmalıydı. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Travis and I got there in 25 minutes... | Travis ve ben 25 dakikada varmıştık... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
and we didn't know where to look. | ve nereye bakacağımızı dahi bilmiyorduk. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
You think it's possible our sensors could have missed the explosion? | Sence sensörlerimizin patlamayı algılamamış olması mümkün mü? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Doubtful. | Sanmıyorum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
TRIP: Whatever you're doing, can't it wait? | Orada her ne yapıyorsan,bekleyemez mi? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
TRIP: Right now... | Şu anda... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
your place is on the Bridge. | olman gereken yer Köprü. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I'll be notified if my presence is needed. | Bana ihtiyaçları olursa bilgilendireceklerdir. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
No matter what happens to the Xindi weapon... | Xindi silahına ne olduğu önemli değil... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
the Captain isn't coming back. | Kaptan geri gelmiyor. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
You're in command now. | Şu anda komutada sen varsın. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
The crew needs to know you're on top of things... | Mürettabatın konuya tamamen hakim olduğunu bilmesi gerekiyor... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
and it doesn't help if you're holed up here. | ve sen burada tıkılı kaldığın sürece bunun bir yardımı olmuyor. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I don't need any leadership advice. | Herhangi bir liderlik tavsiyesine ihtiyacım yok. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
This isn't easy for any of us. | Bu durum hiçbirimiz için kolay değil. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Dismissed. Dismissed? | Çıkabilirsin. Çıkabilir miyim? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Repeat the question. | Soruyu tekrar etsene. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
How many Earth vessels have entered the Expanse? | Alan'a kaç tane Dünya gemisi giriş yaptı? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I wish I could help you but... | Keşke sana yardımcı olabilseydim fakat... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
my superiors keep me in the dark about these things. | amirlerim beni bu tip konuların dışında tutuyorlar. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
COMMANDER: Is this a pre emptive strike? | Bu önleyici bir saldırı mı? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I thought that was your specialty. | Sanırım bu sizin uzmanlık alanınız. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
You don't want to know my specialty. | Benim uzmanlık alanımı bilmek istemezsin. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
stinking up the room? | odayı pis kokunla kokuşturmak mı? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I had no idea that humans were so resilient. | İnsanların bu kadar dayanıklı olduğu bilmiyordum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
It's not a trait found in most primate species. | Çoğu primat türünde rastlanan bir özellik değildir. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Including the Xindi? | Buna Xindiler'de dahil mi? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
COMMANDER: There's a reason Reptilians are called upon... | Sürüngenler'in kuvvet kullanılması gerektiğinde... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
when force must be applied. | çağırılmasının sebebi bu. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
It was a Reptilian who piloted the weapon that attacked your world. | Sizin dünyanıza saldıran gemiyi bir Sürüngen kullanıyordu. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
ARCHER: Friend of yours? | Arkadaşın mıydı? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
He was from my regiment. | Benim alayımdandı. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I selected him myself. | Onu bizzat kendim seçtim. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
COMMANDER: His name will go down in history. | Onun adı tarihimize geçecek. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
COMMANDER: It will be spoken with reverence. | Saygıyla anılacak. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
A testament to the superiority... | Onun üstün soğukkanlılığı... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
of the cold blooded. | bize vasiyetidir. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I'll bet you didn't know this... | Bunu bilmediğine bahse girerim... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
but at one time, most of my world was ruled by reptiles. | bir zamanlar dünyamın çoğu sürüngenler tarafından kontrol ediliyordu. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
I wasn't aware of that. | Bunun farkında değildim. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
A comet hit around 65 million years ago... | Yaklaşık 65 milyon yıl önce Dünya'ya bir kuyruklu yıldız çarptı... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
caused a mass extinction. | ve bu da kitlesel bir yıkım yarattı. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Most of the reptiles died out. | Sürüngenlerin bir çoğu öldü. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Mammals became the dominant species. | Memeliler baskın tür konumuna geldi. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
How unfortunate. | Ne büyük talihsizlik. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
ARCHER: Still, the reptiles might have come out on top... | Hafif bir dezavantajları olmasaydı sürüngenler... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
if it hadn't been for a slight disadvantage. | hala en üste çıkabilirlerdi. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
And what was that? | Neymiş bu dezavantajları? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
They had brains the size of a walnut. | Bir ceviz büyüklüğünde beyinleri vardı. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
That's very small. | Bu çok küçük demek oluyor. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Apparently, it's a constant in the universe. | Görünüşe göre de evrenin her yerinde durum böyle. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Earth vessels... | Dünya gemileri... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
The reptiles didn't all die out. | Sürüngenlerin hepsi ölmedi. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
Some evolved into snakes, alligators... | Bazıları yılanlara,timsahlara, kaplumbağalara... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
turtles. | evrimleşti. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
As a matter of fact, one of my favorite restaurants in San Francisco... | Aslına bakarsan San Francisco'daki favori restoranlarımdan biri... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
makes the most wonderful turtle soup. | en muhteşem kaplumbağa çorbasını yapar. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |
ARCHER: You should try it sometime if you're ever in the area. | Eğer oralara gidersen mutlaka bir ara denemelisin. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | ![]() |