Search
English Turkish Sentence Translations Page 160664
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You boost a truckload of shirts, you get seen, that's unlucky. | Bir kamyon dolusu gömleği götürürken olay yerinde görüldün, şansızlık. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
You walk around all day wearing the evidence, I can't feel too sorry for you | Tüm gün kanıt üzerinde dolaştın, senin için üzüldüğümü söyleyemem. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
So this is for the truck thing? | Yani bu kamyon şeyi için? | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
You got somethin'else you wanna confess to? | İtiraf edeceğin başka şeylerde mi var? | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
How'd you know where I was? | Nerede olduğumu nasıl bildin? | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Jimmy, your little brother's up there. Where else you gonna be? | Jimmy, küçük biraderin yukarıda. Başka nerede olabilirsin ki? | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
It's raining again. | Yine yağıyor. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Jimmy got pinched for the truck thing. | Jimmy kamyon olayından tutuklandı. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
He just went down to get some beers. | Daha şimdi bira almak için inmişti. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Talked to Frankie. He said he'd get him into rehab. | Frankie ile konuştum. Onu rehabilitasyona göndereceğini söyledi. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
So you talked to Frankie? | Demek Frankie ile konuştun? | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, I talked to Frankie. | Evet, Frankie ile konuştum. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
So it's not a bad thing. | Yani bu kötü birşey değil. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
I'm gonna step out for a minute. | Birkaç dakikalığına dışarı çıkacağım. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Where you goin? | Nereye gidiyosun? | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Wherever you are. | Sen nereye gidersen. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
I'm making you a sandwich. | Sana sandviç hazırladım. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Well, save it for me. | Pekala, benimkini sakla. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
You are not your brother. | Sen abin gibi değilsin. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Just stay and eat your sandwich. | Sadece burada kal ve sandviçini ye. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
I'll be back for it. | Sandviç için döneceğim. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Tommy Donnelly. | Tommy Donnelly. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Says he needs a word. | Konuşacakları varmış. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Tommy Donnelly wants to talk to me. | Tommy Donnelly benimle konuşmak istiyor. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Send him down. | Aşağı yolla. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Remember I told you about the day that changed Jimmy's life? | Jimmy'nin hayatını değiştiren günle ilgili anlattıklarımı hatırlıyor musunuz? | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
I was the only one who saw, | Onu gören tek kişi bendim, | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
the only one who knew that it was Tommy driving the car. | arabayı sürenin Tommy olduğunu bilen tek kişi. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
And to this day, it's the one thing I never told anybody. | Ve bu güne kadar, kimseye anlatmadığım tek şeydi bu. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
I'm ashamed to be telling you now. | Şu an size anlattığım için de utanıyorum. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Tommy never stole a car again, | Tommy bir daha hiç araba çalmadı, | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
never did nothing. Turned his whole life around. | hiç hiçbir şey yapmadı. Tüm hayatını değiştirdi. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
I mean, he could have made it out. | Yani, bunu telafi edebilirdi. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Only he was never gonna let his brother be hurt again. | Biraderinin bir daha incinmesine asla izin veremezdi. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
And this was the day that changed Jimmy's life forever. | Ve bu, Jimmy'nin hayatını sonsuza kadar değiştiren gündü. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
'Cause Jimmy went to rehab. | Çünkü Jimmy rehabilitasyona gitti. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
and Tommy... | ve Tommy... | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
And Tommy became everything he never wanted. | Ve Tommy hiçbir zaman istemediği bir şeye dönüştü. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
And whether he realized it or not, | Ve farkında veya değil, | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
with Huey dead... | Huey'in ölümü ile... | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Tommy had just taken over the neighborhood. | Tommy mahalleyi devralmış oluyordu. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
And he was gonna have to defend it. | Ve onu kollamak zorundaydı. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
And that's where Tommy left the bodies, | Ve işte burası da Tommy'nin cesetleri bıraktığı yerdi, | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
right where they lay. | aynen yattıkları yere. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Now, what the Italians do with them. | Şimdi, onlarla İtalyanlar ne yaptı. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
I mean, I can't say. | Yani, bilemeyeceğim. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
Those aren't the bodies we were asking about. | Sorduğumuz cesetler onlar değildi. | The Black Donnellys Pilot-1 | 2007 | ![]() |
2130, day 547. | 2130, 547. gün Planlanmamış düzeltme, 2200 de yapılacak. 547.Gün 2130 Z.D.S.Çeviri... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Unscheduled course correction due at 2200. | 2200 de olması beklenen tasarlanmamış yol doğrulaması Ön motorları kontrol edin: Dönme ekseni artı üç derece. Planlanmamış düzeltme, 2200 de yapılacak. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Pre correction check: Rotation axis plus three degrees. | Ön doğrulama kontrolu: Dönüş ekseni artı üç derece. Nitröz oksit basıncı: 4.100...5.000’e yükseliyor. Ön motorları kontrol edin: Dönme ekseni artı üç derece. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Nitrous oxide pressure: 4,100, rising to 5,000. | Nitrus oksid basıncı: 4,100 den 5.000 seviyesine. Dörtlü jetler.. C ve D önler normal çalışıyor. Nitröz oksit basıncı: 4.100...5.000’e yükseliyor. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Quad jets C and D on pre select. | Dört motordan C ve D öncelikli konumda. Rotor ateşleme sırası, 3 0 başlatıldı. Dörtlü jetler.. C ve D önler normal çalışıyor. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Rotor ignition sequence beginning in 3 0. | Döneç ateşleme sırası 3 0 da başlangıçta. Art reaktörler pervaneleri beklemede. Rotor ateşleme sırası, 3 0 başlatıldı. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Thruster line reactors on standby. | İtici hat reaktörleri beklemede. Vincent, 15 dakikada bir bilgi istiyorum. Art reaktörler pervaneleri beklemede. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Vincent, notify me with 15 to go. | Vincent, 15 ile giderken beni uyar. Alex? Evet, Dan. Vincent, 15 dakikada bir bilgi istiyorum. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Alex? Yes, Dan. | Alex? Evet, Dan. ETA’lar daki fark yüzünden düzeltme çalışmalarına başladın mı? Alex? Evet, Dan. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Have you determined the difference in ETAs with and without our correction? | Doğrulamaksızın ETA ile olan farkı belirledin mi? Bilirsiniz düzgün çalışmazlarsa başımıza büyük sorunlar açabilirler. ETA’lar daki fark yüzünden düzeltme çalışmalarına başladın mı? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Working on it. You know, we shouldn't be needing a direction at this time. | Çalışıyorum. Bilirsin, şu anda bir yöne ihitiyacımız olmamalı. Vincent, son düzenlemeler için onay verildi ... Bilirsiniz düzgün çalışmazlarsa başımıza büyük sorunlar açabilirler. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Vincent, run a confirmation on the last inertial fix... | Vincent, son hareketsiz konumumuzdan bir doğrulama alalım... Gök haritaları kontrolünü de yapın, lütfen. Vincent, son düzenlemeler için onay verildi ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
and check it with another celestial, please. | ve diğer yıldız konumlarından kontrol edelim, lütfen. Yapıyorum Efendim. Doğruysa ... Gök haritaları kontrolünü de yapın, lütfen. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I have. It is correct... | Yaptım. Doğru... .. bugünkü değişim için bir sebep buldum. Yapıyorum Efendim. Doğruysa ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
but I think I've found the reason for our present variation. | ama şu an ki konumumuzun nedenini bulduğumu düşünüyorum. Bay Pizer. Evet, Vincent. .. bugünkü değişim için bir sebep buldum. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Mr Pizer. Yes, Vincent. | Bay Pizer. Evet, Vincent. Bay Pizer, Buraya kadar gelmeniz gerekiyor. Bay Pizer. Evet, Vincent. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Mr Pizer, I think you should come up here. | Bay Pizer, Sanırım buraya gelmelisiniz. Konu nedir Vincent? Bay Pizer, Buraya kadar gelmeniz gerekiyor. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
What's up, Vincent? | Ne oldu Vincent? Bay Pizer bu zamana kadar gördüğümüz en büyük kara delikle karşılaştım. Konu nedir Vincent? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
The largest black hole I have ever encountered, Mr Pizer. | Şimdiye kadar ki en büyük kara deliğe rastladım, bay Pizer. Hmm. Hologram’da göster bakalım. Bay Pizer bu zamana kadar gördüğümüz en büyük kara delikle karşılaştım. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Hmm. Let's have a look at it on the holograph. | Hologramda bakalım. Tanrım! Hmm. Hologram’da göster bakalım. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
My God! | Allah'ım! Dante’nin cehennemine bakın. Tanrım! | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Right out of Dante's Inferno. | Dante'nin cehennemi meydana çıkmış. Evet. Evrenin en yıkıcı gücü. Dante’nin cehennemine bakın. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Yes. The most destructive force in the universe, Harry. | Evet, evrendeki en yıkıcı güç, Harry. Önünden hiçbir şey kaçamaz, ışık bile. Evet. Evrenin en yıkıcı gücü. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Nothing can escape it, not even light. | Hiçbir şey ondan kaçamaz, ışık bile! Bir Profesör;Evrenin sonunu Kara Deliklerin getireceğini söylemişti ... Önünden hiçbir şey kaçamaz, ışık bile. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
I had a professor who predicted that eventually black holes... | Bir profesör vardı kara deliklerin aslında... Bütün evrenin katili. Bir Profesör;Evrenin sonunu Kara Deliklerin getireceğini söylemişti ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
would devour the entire universe. | tüm evreni yuttuğunu öngörüyordu. Dev güneşleri yutan dev bir güç evrenin katili neden olmasın? Bütün evrenin katili. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Why not, when you can see giant suns sucked in and disappear without a trace? | Neden olmasın, dev güneşlerin emilip hiç bir iz bile bırakmadan kaybolduğunu görmediniz mi? Kara deliğin görüntüsünü büyüt Vincent. Polarize Görüntü. Dev güneşleri yutan dev bir güç evrenin katili neden olmasın? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Give us the magnification, Vincent. Polarizing image. | Bize büyütülmüş halini göster, Vincent. Görüntü işleniyor. Bu şeylerden her gördüğümde,Boynuzlu ve dirgenli kırmızılı bir adam hayal ediyorum. Kara deliğin görüntüsünü büyüt Vincent. Polarize Görüntü. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Every time I see one of those things, I expect to spot some guy in red with horns and a pitchfork. | Her zaman şu üç çatallı ve kırmızılı adamları görmek isterdim, O bir canavar, tamam. Bu şeylerden her gördüğümde,Boynuzlu ve dirgenli kırmızılı bir adam hayal ediyorum. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
It's a monster, all right. | O bir canavar, tamam mı. Zaman ve mekanı yok ama ... O bir canavar, tamam. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
A rip in the very fabric of space and time... | Uzay ve zamanın çoklu yapısında bir girdap... O şeyin yakınlarından bir görüntü aldım. Zaman ve mekanı yok ama ... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
but I picked up something else of interest. | ama daha ilginç birşey yakaladım. Göster bakalım. İlk tespitten beri hareketsiz bir gemi. O şeyin yakınlarından bir görüntü aldım. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Let's see it. It hasn't moved since I first picked it up. | Görelim. İlk yakaladığım andan beri hareketsiz. Büyük bir gemi gibi görünüyor. Alex, Duyuyor musun? Göster bakalım. İlk tespitten beri hareketsiz bir gemi. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
It seems to be some kind of ship. Do you copy, Alex? | Bir tür gemi gibi. Anladın mı, Alex? Duyuyorum Roger. Biraz daha büyüt Vincent kimlik tespitine çalış. Büyük bir gemi gibi görünüyor. Alex, Duyuyor musun? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Roger, Dan. Enlarge again, Vincent, and let's try to identify it. | Anlaşıldı, Dan. Tekrar büyüt Vincent, kimliğini belirlemeğe çalışalım. Ama burada bizden önce gelmiş bir gemi nasıl olabilir? Duyuyorum Roger. Biraz daha büyüt Vincent kimlik tespitine çalış. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
But how could anybody be out here ahead of us? | Fakat bizim ötemizde nasıl birileri olabilir? Arkturus 10, Birleşik Krallık. Ama burada bizden önce gelmiş bir gemi nasıl olabilir? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Arcturius 10, United Kingdom. | Arcturious 10, Birleşik Krallık. Özgürlük 7, Amerika Birleşik Devletleri. Arkturus 10, Birleşik Krallık. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Liberty 7, United States. | Liberty 7, Birleşik Devletler. Deneysel uzay istasyonu, Rusya dizi beş. Özgürlük 7, Amerika Birleşik Devletleri. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Russian experimental space station, series five. | Rus Deney Uzay İstasyonu, Seri 5. Fransa, Sahara Modül 5 3. Deneysel uzay istasyonu, Rusya dizi beş. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
France, Sahara Module 5 3. | Fransa, Sahra Modulü 5 3 Pluto 4, Japonya. Fransa, Sahara Modül 5 3. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Pluto 4, Japan. | Pluto 4, Japonya. Amerika Birleşik Devletleri, Uzay Öncüsü bir. Pluto 4, Japonya. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
United States, Space Probe One. | Birleşik Devletler, Uzay Gemisi Bir. İşte bu. USS Cygnus. Amerika Birleşik Devletleri, Uzay Öncüsü bir. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
That's it. USS Cygnus. | Bu o. Uss Cygnus. Dr Kate bu babanın olduğu gemi değil mi? İşte bu. USS Cygnus. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Dr Kate, wasn't that the ship your father was on? | Dr. Kate, bu babanızın gemisi değil mi? USS Cygnus. Dr Kate bu babanın olduğu gemi değil mi? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
USS Cygnus. | USS Cygnus. Görevi,Uzayda,dünyamıza benzer yaşam olan yerler bulmaktı. USS Cygnus. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Its mission: To discover habitable life in outer space. Same as ours. | Görevi: Dış uzayda bizimki gibi yerleşilebilir gezegenleri keşfetmek. Gemi görüntüsünü sabitle, Vincent. Görevi,Uzayda,dünyamıza benzer yaşam olan yerler bulmaktı. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Signal that ship, Vincent. | O geminin sinyali, Vincent. Sensörleri etkinleştir, Charlie. Anlaşıldı. Gemi görüntüsünü sabitle, Vincent. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Activate the sensors, Charlie. You bet. | Alıcıları devreye sok, Charlie. Anlaşıldı. Ama onlar dünyadan 20 yıl önce ayrılmışlardı ve... Sensörleri etkinleştir, Charlie. Anlaşıldı. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
They were recalled to Earth 20 years ago... | 20 yıl önce dünyaya geri çağrılmışlar... ..görevleri başarısızlıkla sona erdi diye bildirilmişti. Ama onlar dünyadan 20 yıl önce ayrılmışlardı ve... | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
their mission considered a failure. | görevlerinde bir hata düşünüldüğünden. Dr Hans Reinhardt kaybolmuştu. ..görevleri başarısızlıkla sona erdi diye bildirilmişti. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
How that must have galled Dr Hans Reinhardt. | Dr Hans Reinhardt için aşağılanmak demek. Doktor Reinhardt’ı tanır mıydınız Komutan? Dr Hans Reinhardt kaybolmuştu. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Did you ever meet Commander Reinhardt? | Komutan Reinhardt ile tanışmış mıydınız? Tanımaktan daha çok, çatışırdık diyelim. Doktor Reinhardt’ı tanır mıydınız Komutan? | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |
Collided with him would be a more accurate description. | Onunla çatıştığım daha doğru bir tanım olacaktır. O bir efsanedir. O da buna inanıyordu. Tanımaktan daha çok, çatışırdık diyelim. | The Black Hole-1 | 1979 | ![]() |