Search
English Turkish Sentence Translations Page 178042
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
(c) 2004 Fuji Television Network/ROBOT/Pony Canyon/Toho | Altyazılar: ZeuS | Umizaru-2 | 2004 | ![]() |
The locals call you "sea monkeys." | Halk size "Deniz Maymunları" der. | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
I said, "I bet you'd like to kiss me." | Ona, "bahse girerim, öpmek istiyorsun" dedim. | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
"Sea monkeys." | "Deniz Maymunları". | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
Same old "sea monkeys." I hate 'em. | Hepsi aynıdır. Onlardan nefret ederim. | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
"Buddy"...Check. | "Eş"...Tamam. | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
I just screwed a "sea monkey." | Bir Deniz Maymunu ile yattım. | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
I will explain pool exercise No.10: | Alıştırma 10'u anlatacağım sizlere. | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
Blame your "buddy." | Eşini suçla. | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
your trusty "clutch." | ...senin yeverin. | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
You mean "crutch." | Yaver demek istedin sanırım. | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
I'm glad you're my "buddy." | Eşim olmandan dolayı mutluyum. | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
I thought you hated "sea monkeys." | Deniz maymunlarından nefret ettiğini sanıyordum. | Umizaru-3 | 2004 | ![]() |
"Open Sea Training Zone, Hiroshima Pref." | "Açık Deniz Eğitim Alanı, Hiroşima Bölgesi." | Umizaru-4 | 2004 | ![]() |
until 10 p.m. | ...saat 10'a kadar. | Umizaru-4 | 2004 | ![]() |
Beats being a dorky "sea monkey." | En azından maymun olmaktan iyidir. | Umizaru-4 | 2004 | ![]() |
for calling you a dorky "sea monkey." | Maymun dediğim için sana. | Umizaru-4 | 2004 | ![]() |
Kyono was his "buddy." They'd been partners a long time. | Kyono onun eşiydi. Uzun zamandır birlikte dalıyorlardı. | Umizaru-4 | 2004 | ![]() |
A depth of 40 meters... Just you and your "buddy." | 40 metre derinlikte... Sen ve eşin tek başınızasınız. | Umizaru-4 | 2004 | ![]() |
Senzaki won't leave his "buddy." | Senzaki eşinden ayrılmayacak. | Umizaru-4 | 2004 | ![]() |
"16:30. Large ferryboat carrying 413 passengers is missing." | "16:30. 413 yolcu taşıyan feribot kayıp. | Umizaru-4 | 2004 | ![]() |
"17:28. Fire from an explosion rages during rescue operations." | "17:28. Feribotta büyük bir patlama oldu. | Umizaru-4 | 2004 | ![]() |
"17:36. Japan Coast Guard Emergency Headquarters..." | "17:36. Japon Sahil Güvenlik merkezi. | Umizaru-4 | 2004 | ![]() |
"confirm Code 1 Disaster." | "Kod 1 felaket. | Umizaru-4 | 2004 | ![]() |
I am sick of feeling the same distress and the same tension every night and day. | Her sabah, her akşam, aynı sıkıntıyı, aynı heyecanı taşımaktan bıktım. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I feel like having heart attack while reading the papers. | Gazetelere bakarken kalbim duracak sanıyorum. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
It's not easy to take. Believe me I am so sorry for you. | Çekilir dert değil. İnanır mısın sana acıyorum. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
One morning papers will be full of the things you dont like, | Bir sabah gazeteler istemediğin şeylerle dolu olacak. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
You will see his dead body's picture. | Ölmüş resmini göreceksin. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
They will write, 'he is dead, he was killed. ' | ''Vurdular, öldü.'' diye yazacaklar. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
You have to get used to this. | Buna kendini alıştırmalısın. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
To get used to? I wish it was possible to! | Alışmak? Alışmak mümkün olsa! | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
NO! NO! | OLMADI! OLMADI! | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Start over! | Baştan! | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Guys wait a minute! | Çocuklar bir dakika! | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
It was not high strung enough. | Yeteri kadar gerginlik yok. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
That turn must be so strung and hard. | O dönüş çok sert ve gergin olmalı. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Because it represents the hard reflect of people who against the union. | Çünkü bu, birleşmeye karşı olanların sert tepkisini sembolize ediyor. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Can I leave with your permission? Sure. | Müsaade ederseniz ben gidebilir miyim? | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Guys lets start over! Again harder and harder! | Çocuklar şunu baştan alalım! | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I am sick of practicing. The same thing everyday. | Bıktım artık bu provalardan Her gün aynı şey. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I am sick of your grumbling. | Bıktım artık senin dırdırından. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Money money! Aren't you fed up with poker? | Boyuna para para! Pokerden bıkmadın mı? | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I don't play careless like you! That's enough! | Senin gibi dikkatsiz oynamam! Bıktım artık! | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
How are you, As�m Baba? | Nasılsın Asım Baba? | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Thanks to you nobody disturbs us. | Sayende kimse bize bir şey söylemiyor. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I have a request if you don't mind. | Bir ricam var yanlız, müsaade edersen. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
My son, respects you, escaped from house. | Elinizi öper, oğlum, evden kaçtı. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Our all lookings went for nothing. | Bütün aramalarımız neticesiz kaldı. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
If you want you find him wherever he is. | Siz isterseniz dünyanın öbür ucunda olsa buldurtursunuz. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
When we were back, boy said, "it is OK sir!" | Döndüğümüzde benzinci ''Tamam abi'' dedi. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
We paid and went on. | Parayı verdik, yola çıktık. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
After 5 10 km. engine stopped. | Sormayın. 5 10 km. gittik, gitmedik araba stop etti. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
We parked and tried to start again. But no use. | Yolun kenarına aldık, marşa bastık, çalışmadı. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Then? It was no use. Why is that? | Allah Allah? Marşa bastık çalışmadı.. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
We could not understand either. | Biz de anlayamadık. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
We brought a mechanic from Bolu. | Bolu'dan bir tamirci alıp geldik. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
He checked everything but there was nothing wrong. | Tamirci arabanın altından girdi üstünden çıktı. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
You heard that? They had put diesel in to Cem's car instead of gas! | Haberin var mı? Cem'in arabasına benzin yerine mazot koymuşlar. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Hello, Mrs. Cigdem. | Merhaba Çiğdem Hanım. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Welcome, Cem. | Hoş geldin Cem. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
You look pretty good, Cigdem. Our trip took long. I am really sorry. | Seni iyi gördüm Çiğdem. Bizim seyahat biraz uzun sürdü, kusura bakma. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
How is your practicing? Fine. | Sizin provalar nasıl gidiyor İyidir. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Where have you been? Nowhere. I visited a friend of mine. | Ansızın nereye gittin? Hiç. Bir arkadaşa uğradım. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Cem invites us out. What do you say? | Cem ''Akşam bir yere çıkalım'' diyor. Ne dersin? | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
As you wish. Where does she want to go? | Siz bilirsiniz. Çiğdem nereye gitmek istiyor. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I don't know! Where do you want? | Bilmem. Nereye gidelim yavrum? | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
You know my grand son. He had an accident with motorcycle. | Bizim Melih var ya, bizim torun. Motosikletten düşmüş. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
He broke his leg. What a bad luck of us! | Ayağı kırılmış. Gördünüz mü başımıza gelenleri! | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Come on darling, get ready to go out. We are getting late. | Hadi kızım, hazırlan da gidelim. Geç kalıyoruz. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
It has been such a long time, Cigdem. It has been 467 days after you left. | Sen gideli çok oldu Çiğdem. Sen gideli, 467 gün oldu. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Every bullet slot is for one day. | Her kurşun deliği bir gün içindir. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Why bullet? To get rid of. To escape maybe. | Niye kurşun? Söküp atmak için, kurtulmak için belki. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
But I understood that it is no use to try to 'kill' you. | Lakin gördüm ki, seni öldürme çabası boşamış. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
You are immortal. | Sen ölmezmişsin. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I shot you for 467 days. | 467 gün seni her gün kurşunladım.. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I tried last one on your head but I couldn't kill you. | En son kurşunu, dün sabah alnında denedim. Öldüremedim. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
And I understood that it is impossible to live without you. | Ve anladım ki sensiz olmazmış. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
How about me? Didn't I suffer for 467 days? | Ya ben? 467 gün ölerek yaşamadım mı. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I read papers with scare for 467 days. | 467 gün gazete sayfalarını korkarak açtım. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I said prayers not to see your dead body. | Kurşunlanmış, al kanlara boyanmış resmini görmemek için. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
You did wrong by looking for me, Firat. | Beni aramakla hata ettin Fırat. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
You broke my regular life. | Düzenimi bozdun. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Could you get used to? No! | Alışabildin mi? Alışamadım. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
There was a man with you. Who was he? | Yanında biri vardı. Kimdi o? | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
To get away from you. | Senden kurtulmak için. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
To get away from you I decided to get married. | Senden kurtulmak için evlenmeye karar vermiştim. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Getting married, huh? I wasted 467 days without you. | Evlenmek öyle mi? Yokluğunla 467 gün geçti. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I didn't touch a woman still. | Daha bir kadının elini tutmadım. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I didn't even look at one! I didn't even think of it. | Bir kadının yüzüne bakmadım! Aklımdan bile geçirmedim. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I understood that you are everything for me. | Anladım ki sen benim için her şeysin. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I would prefer to be your gun instead of being everything for you. | Senin için her şey olmaktansa, silahın olmayı seçerdim. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I would be with you if you had loved me as much as your gun. | Beni silahın kadar sevseydin, bugün dizinin dibinde olurdum. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
We would have children and a home if you had loved me so. | Beni silahın kadar sevseydin, bir yuvamız çocuklarımız olurdu. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
You are in wrong way, Firat. This gun will bring you death. | Yanlış yoldasın Fırat. Bu silah sana ölüm getirecek. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Can't we be you, me and my gun together? | Sen, ben ve silahım olamaz mıyız? | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I love you so much, Cigdem. | Seni çok seviyorum Çiğdem. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
I love my gun so much too. | Silahımı da çok seviyorum. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Don't force me to chose one of you. | İkinizden birini seçmem için beni mecbur etme. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |
Isn't this the reason of our broke up? | Ayrılığımızın sebebi bu değil mi. | Umutsuzlar-1 | 1971 | ![]() |