Search
English Turkish Sentence Translations Page 178690
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
One more thing, Chief Tahir is waiting for you in your room. | Aa bir de, Sayın Vali'm. Tahir Başkomiser odanızda sizi bekliyor. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Tahir? Yes sir. | Tahir mi? Evet efendim. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Really? | Allah allah? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Good morning Tahir. | Günaydın Tahir. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Tahir. | Tahir. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Dear governor, forgive me. | Sayın Vali'm, çok özür dilerim. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
It's ok sit, sit. | Yahu otur kardeşim, otur. Tamam. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Dear governor I am so sorry. | Çok affedersiniz Sayın Vali'm. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Sit down bro it's ok. | Yahu kardeşim otur tamam. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
I was looking for a car till the morning, so I fell asleep like that. | Sabaha kadar bir araba arayınca, uyuya kalmışım böyle. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
What's going on? | Hayırdır inşallah yahu? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
I bothered you to present just that dear governor. | Ben de onu arz etmek için sizi rahatsız ettim, Sayın Vali'm. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
We found another vehicle's tire marks on the ground where engineer... | Levent Mühendis'in kaza yaptığı yerde başka bir araca ait... | Vali-1 | 2009 | ![]() |
...Levent had the accident. | ...lastik izleri tespit ettik. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
What does that mean Tahir? | Bu ne demek oluyor, Tahir? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
It means this sir. | Şu demek oluyor efendim... | Vali-1 | 2009 | ![]() |
There is either someone who caused the accident or at least witnessed it. | Kazaya neden olan ya da en azından kazayı gören, biri var. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
We lost a young man who served his country with honor. | Ülkesine gururla hizmet eden bir genci kaybettik. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
He sweated himself so that our society could be more improved and peaceful. | Daha gelişmiş, daha huzurlu bir toplum olabilmemiz için ter döktü. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
He tried to discover new treasures for us deep underground. | Toprağın derinliklerinde, yeni zenginlikler keşfetmeye çalıştı. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
He spent a lifetime in soil. | [HÜZÜNLÜ BİR MÜZİK GİRER] < Toprakta bir ömür geçirdi. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
He loved the soil, very much. | < O, toprağı çok sevdi. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Who knew it is time to give him to soil that he loves very much forever. | < Onu çok sevdiği toprağa verme vaktimiz gelmiş meğer. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
I am sorry. | < Başımız sağ olsun. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Welcome Ms. Ceyda, Mr. Governer is waiting for you, this way. | Hoş geldiniz Ceyda Hanım, Vali Bey sizi bekliyor, buyurun. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Dear governor? | Sayın Vali'm? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Ms. Ceyda, please come in. | Ceyda Hanım, buyurun lütfen. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Welcome. Thank you sir. | Hoş geldiniz. Hoş bulduk, efendim. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
This way please. | Böyle buyurun. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Unfortunately, we happen to meet on a sorrowful day. | Maalesef, acılı güne tesadüf etti tanışmamız. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Unfortunately Ms. Ceyda. We lost a very precious young man. | Maalesef Ceyda Hanım, maalesef. Çok değerli bir genci kaybettik. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Right sir. It is very hard to digest. | Haklısınız. Kabul edilmesi zor bir durum... | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Yes, hard, very hard situation. | Zor, evet çok zor bir durum... | Vali-1 | 2009 | ![]() |
I should have gone. | < Ben gitmeliydim. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
What does that have do with anything bro? Please don't do this for god's sake. | Abi ne alakası var? Yapma böyle, Allah aşkına. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Let's leave this place, I feel like the walls are coming over me. | Hadi çıkalım, duvarlar üstüme üstüme geliyor. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Sir, this company will make a 2 billion dollars worth investment for the first 5 years. | Efendim bu şirket, ilk beş yıl için 2 milyar dolarlık bir yatırım yapacak. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
They also signed prudential, long term deals with many other, multi nation companies. | Ayrıca bir sürü çok uluslu şirketle de ileriye dönük... | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Nice, nice. | Güzel, güzel, güzel. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
And the company is a claimant for bigger marble reserves. | Ve şirket, daha büyük mermer rezervlerine talip. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Necessary permits are taken from the ministry. | Bakanlıktan gerekli izinler alınmış. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
You can see them in the folder in front of you. | O, önünüzdeki dosyada göreceksiniz. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
As we know, your signature is needed in order to complete the file. | Malumunuz, dosyanın tamamlanabilmesi için sizin de imzanız gerekiyor. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
But Ms. Ceyda, I can't see the name of the region here. | Yalnız Ceyda Hanım, ben burada bölgeyi göremiyorum. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Excuse me sir. | İzninizle, efendim. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Karahayit sir. | Karahayit, efendim. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Karahayit? | Karahayit mi? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
MTA is currently working in that region. | O bölgede MTA çalışıyor! | Vali-1 | 2009 | ![]() |
I know sir. | Biliyorum, efendim. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
If you know that, you must as well know that the young man we buried... | Onu biliyorsan, o zaman bu sabah toprağa verdiğimiz genç mühendisin de... | Vali-1 | 2009 | ![]() |
...today was working for that region. | ...o bölgede çalıştığını, biliyor olmanız gerek. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
You are right sir, but as you know our ministry has some agreements... | Haklısınız efendim, ancak siz de çok iyi biliyorsunuz ki bakanlığımızın... | Vali-1 | 2009 | ![]() |
...with foreign investors. | ...dış yatırımcılarla yaptığı bir takım anlaşmalar var. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Don't make me start with your ministry and the foreign investors and their agreements. | Başlatma şimdi bakanlığına da, dış yatırımcılarına da, anlaşmalarına da... | Vali-1 | 2009 | ![]() |
I don't give a damn about your ministry. | Bana ne ya, bakanlığınızdan. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
I don't care. What a nerve, what boldness! | Bana ne, kardeşim. Şu cürete bak ya, şu cürete bak ya! | Vali-1 | 2009 | ![]() |
You misundertand sir. | Yanlış anladınız, efendim. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
No I didn't. There is no misunderstanding. | Yanlış falan anlamadım, kardeşim. Yanlış falan anlamadım. Yanlışlık yok! | Vali-1 | 2009 | ![]() |
I just don't want to hear anything related to this right now. | Ben sadece, bir süre bu konuyla ilgili hiçbir şey duymak istemiyorum, o kadar! | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Dear governor, you are acting arbitrary. | Sayın Vali, keyfi davranıyorsunuz. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Arbitrary? I don't think so Ms. Ceyda. | Keyfi? Keyfi davranıyorum, öyle mi? Sanmıyorum, Ceyda Hanım. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Because I am not in the mood, no mood no signature. | Çünkü keyfim yok, keyfim yok, imza da yok. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Now please excuse me. | Şimdi, müsaadenizle. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
That's not good. | > Bu kötü oldu. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
That guy won't give a yes easily. | < Bu adam kolay kolay evet demeyecek. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
It is in your hands to make him. | > Dedirtmek senin elinde. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
It's not that simple. This governor is not like other guys you know. | O kadar basit değil. Bildiğin adamlara benzemiyor, bu Vali. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
I will inform Mr. Peterson. | Mr. Peterson'ı ben bilgilendiririm. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Faruk what is this topic with Ms. Ceyda all about? | Faruk, nedir bu Ceyda Hanım ile ilgili mevzu? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Ms. Ceyda asked Karahayit from me. | Ceyda Hanım, benden Karahayit'i istedi. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
A factory is a suitor for a marble business. The ministry stands behind them. | Bir fabrika talip olmuş, mermer işi için. Bakanlık da arkasında. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
And what? You're giving away the land? | Eesi... Araziyi veriyorsun? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Listen for a minute, stop and listen. I'm not giving no one anything. | Ya, dur bir dinle kardeşim ya, bir şey verdiğimiz yok ya, bir dinle ya! | Vali-1 | 2009 | ![]() |
You can't give away that land to anyone. That's Leven't land. | O araziyi kimseye veremezsin. Orası, Levet'in toprağı. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Did I say any different? | Ya, kardeşim, ben başka bir şey mi dedim ya? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Listen for a second listen. | Bir dinle ya, bir dinle! | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Ms. Ceyda came with a file signed by the ministry... | Ceyda Hanım, elinde bakanlığın imzaladığı bir dosya ile geldi. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
...it only lacks my signature... You need to hurry up and... | Bir tek benim imzam eksik. Senin de elini çabuk tutup... | Vali-1 | 2009 | ![]() |
...get that report from MTA as soon as possible. | ...bir an önce şu MTA'dan raporu alman lazım. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
How soon is that? | Ne kadar bir an, bu? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
I will try to put it off as much as I can. | Ben, elimden geldiğince oyalamaya bakacağım. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
But I don't think we have much time. | > Ama fazla zaman kazandıracağımı zannetmiyorum. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Those guys came with a billion dollar investment huh. | > Adamlar milyar dolarlık yatırımla gelmişler ya! | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Faruk, what you're saying is hard. | Faruk, bu dediğin zor. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
It might take months for another engineer to replace Levent. | Levent'in yerine bir mühendisin gelmesi, aylar sürebilir. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
How can I find one in such short notice? | Nereden bulacağım, bu kadar kısa zamanda? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
No way. Of course not. | Olmaz öyle şey. Olmaz, tabi. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
If one of you could give me a reason why not. Are you going to quit from school? | Biriniz de bir neden söyleseniz? < Okuldan istifa mı edeceksin, beyefendi? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
No bro, but I was considering the permission option. | Hayır abi, izin alma alternatifi düşünüyorum. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Don't be arrogant. | Ukalalık etme. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
�mer, wait let the kid explain. | Ömer, dur bir anlatsın çocuk. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Bro, wells are ready, there is no other digging work. | Abi, kuyular hazır, başka kazı işi yok. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
If I am in, we can finish this job in a week. | Ben de olursam, bir haftaya kalmaz bitiririz, bu işi. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Fine. We might consider it. Maybe. | İyi. Düşünebiliriz. Belki. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
I can enter the wells too. | Ben de girebilirim, kuyuya. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Sure. What are you planning to do in the well dear? | Oldu, sen ne yapacaksın hayatım, kuyuda? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Are you going to teach samples how to speak English? | Numunelere İngilizce mi öğreteceksin? | Vali-1 | 2009 | ![]() |
Look Melek, see? Solidarity is in this country's people's fabric. | Bak, bak Melek, gördün mü? Bu ülke insanının mayasında var dayanışma. | Vali-1 | 2009 | ![]() |
That's the spirit of a strong army. | İşte bu, Kuva i Milliye ruhu, kardeşim! | Vali-1 | 2009 | ![]() |
What would happen to your situation with the school? | Ayşecim, okul durumun ne olacak, peki? | Vali-1 | 2009 | ![]() |