Search
English Turkish Sentence Translations Page 179754
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Go on, have another one there, Patrick. | Devam et, bir tane daha al, Patrick. Devam et, bir tane daha alsana, Patrick. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I think maybe we should check on Alice. | Bence, gidip Alice'ye bir bakmalıyız. Bence, gidip Alice'i bir bakmalıyız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Yeah. They'll be back any minute. | Evet. Birazdan dönerler. Evet. Her an gelebilirler. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
And what's your date of birth? | Doğum tarihin ne? Doğum tarihini söyler misin? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I think I know, a little bird told me, but if you're not more cooperative, | Sanırım biliyorum. Küçük bir kuş işbirliği yapmazsan... Küçük bir kuş bana dedi ki: Eğer benimle işbirliği yapmazsan, | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I don't think you'll be riding that pony again. | ...bir daha midilliye binemeyeceğini söyledi. o midilliye bir daha binemezmişsin. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Alice, are you a normal little girl? | Neden bana bakmıyorsun? Yeterince baktım. Alice, sen normal küçük bir kız mısın? Alice, sen normal bir küçük kız mısın? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Why would you ask me that? | Bunu neden soruyorsun? Bana bunu neden soruyorsun ki? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Why don't you look at me? I've seen enough. | Neden bana bakmıyorsun? Yeterince baktım. Neden bana bakmıyorsun? Yeterince gördüm. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
What's up, sweetie? I don't like that woman. | Neler oluyor, tatlım? Bu kadından hoşlanmadım. Neler oluyor, tatlım? Bu kadını sevmedim. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
She's not right. You've got to take her back. | O doğru kız değil. Onu geri göndermelisiniz. Bu kız doğru değil. Onu geri göndermelisiniz. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Patrick] Alice. Al, wait a sec. | Alice. Al, bekle bir saniye. Alice... Al, bekle bir saniye. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Peggy knows. Let's take our chances and get out of Wakewood. | Peggy biliyor. Şansımız varken, Wakewood'u terk edelim. Peggy biliyor. Elimizde şans varken, onu Wakewood'un dışına çıkaralım. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Then we leave right now. You go get the car. | O zaman hemen gidelim. Arabayı getir. Hadi, hemen gidelim Sen git, arabayı getir. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Hey, Alice! | Alice! Hey, Alice! | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Mum's gonna come and pick us up, OK? | Annen bizi almaya gelecek, tamam mı? Annen gelip bizi alacak, tamam mı? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
What happened to her? | Ona ne oldu? Ne oldu ona? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Go back. Go back! Is she OK? | Geri git. Geri git! O iyi mi? Geri git. Geri git! O, iyi mi? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Howie, good boy! | Howie, aferin oğluma! Howie, iyi çocuk! | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Did you hear something? | Bir şey duydun mu? Bir ses duydun mu? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
We must put Alice back in the ground where she belongs. | Alice'yi ait olduğu yere, geri koymalıyız. Alice'i ait olduğu yere, mezarına geri koymalıyız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Do it now. Three days. We have one day left. | Bu hemen yapılmalı. Üç gün, bir günümüz daha var. Şimdi yapalım. Üç gündü, bir günümüz daha var. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Mrs O'Shea] We cannot delay. You tried to leave. | Erteleyemeyiz. Kaçmaya çalıştınız. Erteleyemeyiz... Kaçmaya çalıştınız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Now, wait a minute. She made Alice very frightened. | Bekleyin bir dakika. O, Alice'yi çok korkuttu. Bekleyin bir dakika. O, Alice'i çok korkuttu. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Mrs O'Shea] It was necessary. It was cruel. | Bu gerekliydi. Çok acımasızcaydı. Gerekliydi... Bu çok zalimce. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You have to obey the rules, Patrick. I thought I made that absolutely clear. | Kurallara uymalıydınız, Patrick. Çok net olduğumu düşünüyorum. Size açıkça belirttiğimi düşünüyorum. Kurallara uymak zorundasınız, Patrick. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Give up your last day. Do it now. | Son gününden vazgeçin. Bu hemen yapılmalı. Son gününüzden vazgeçin. Yapın şimdi şunu. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Man] Put her back, to be safe. You're not taking her. | İyiliği için geri koyun. Onu alamazsınız. Güvenliği için onu geri koyun... Onu alamazsınız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Louise, you'd better bring her now. You're not taking my baby. | Louise, şimdi vermeniz çok daha iyi olur. Louise, şimdi vermeniz daha iyi olur. Bebeğimi alamazsınız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
We want you to do this. Mum. Why are they here? | Sizin yapmanızı istiyoruz. Anne, neden buradalar? Bunu sizin yapmanızı istiyoruz. Anne. Onlar niye buradalar? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
It's OK. [Patrick] Three days, Arthur. | Yok bir şey. Üç gün, Arthur. Tamam, bebeğim. Üç gün, Arthur. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I'll fight you and every one of you if I have to. Do you understand? | Gerekirse hepinizle tek tek dövüşürüz, anladınız mı? Eğer yapmak zorunda kalırsam, senle ve her birinizle kavga ederim. Anladın mı? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Patrick, we've come to talk, and there are people here | Patrick, konuşmaya geldik, ve buradaki insanlar... Patrick, seninle konuşmaya geldik. Buradaki insanlar, bazı şeylerin... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
who believe there's something amiss, something not according to plan. | ...bazı şeylerin hatalı ve plana uygun olmadığı kanısındalar. ...hatalı olduğuna ve plan dahilinde gitmediğine inanıyorlar. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Do you see any signs of that? No, I don't, none at all. | Böyle bir emare gördün mü? Hayır, katiyen görmedim. Hiç bir belirtiyle karşılaştın mı? Hayır, hiç bir belirti yok. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You must tell me if you observe anything unexpected, | Konuştuklarımızın dışında beklenmedik bir şey olursa... Eğer umulmadık bir şey gözlemlersen, bana hemen söylemelisin. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
anything beyond what we discussed, do you understand? | ...bana söylemelisin, anladın mı? İncelediğimiz hususların dışında bir şey olursa, anladın mı? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
The smallest detail could have disastrous consequences. | En ufak ayrıntı bile, kötü sonuçlar doğurabilir. Atladığımız en ufak ayrıntı bile, feci sonuçlar doğurabilir. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
She's fine. She's our little girl. | O, küçük kızımız ve gayet sağlıklı. O, bizim küçük kızımız. O, iyi. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
For one more day. | Bir gün daha. Sadece bir gün daha. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I don't understand. Why would they do this to Howie? | Anlamıyorum, bunu Howie'ye neden yaptılar? Bunu Howie'ye neden yaparlar, anlamıyorum. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Are we so sure that it was them? What are you saying? | Onların yaptığından emin miyiz? Onların yaptığına emin miyiz? Ne diyorsun? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Show me your hands. | Ellerini göster. Bana ellerini göster. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Is this a game? Yeah, it's a game. | Bu bir oyun mu? Evet, oyun. Bu bir oyun mu? Evet, bir oyun. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Alice, show me your hands. | Alice, ellerini göster. Alice, bana ellerini göster. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Alice, go to your room and play. | Alice, odana gidip oyun oyna. Odana git ve oyun oyna, Alice. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
This is Alice's last day. | Alice'nin son günü bu. Bu, Alice'in son günü. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Today you must be strong for her. | Bugün onun için çok güçlü olmalısın. Bugün onun için güçlü olmak zorundasın. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
But she'll want to go herself. You won't have to persuade her. | Kendi gitmek istemeli, onu kandırmamalısın. Kendisi gitmek isteyecektir. Onu ikna etmek zorunda değilsin. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Here's something for her to wear around her neck. | Boynuna takması için bir şey getirdim. Boynuna takması için ona bir şey getirdim. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
We call it a clutch. You'll find it gives her comfort. | Buna yakalayıcı diyoruz. Onu rahatlattığını göreceksin. Buna, mengene diyoruz. Onu çok rahat ettirecek. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
If she becomes agitated, you can fasten it about her wrists. | Tedirgin olursa, bileklerini bu şekilde bağlayabilirsin. Eğer tedirgin olursa, bileklerini bununla sıkarsın. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Mary, I need to talk to my husband for a sec. | Mary, kocamla biraz konuşmalıyım. Mary, eşimle bir saniye konuşmam gerekiyor. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I can't do this. I'm not ready. I can't. | Bunu yapamam. Hazır değilim. Yapamam. Bunu yapamam. Hazır değilim, yapamam. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
We could run. | Kaçabiliriz. Kaçabilirdik. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Patrick] This is all wrong. [Phone rings] | Çok yanlış şeyler. Bu hepten yanlıştı. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Yeah, look, I'll come tomorrow. | Evet, bak. Yarın gelirim. Evet, yarın gelir bakarım. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
No. I've got to. | Hayır. Gitmeliyim. Hayır. Gitmek zorundayım. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You want them all here again, banging their sticks? | Yine ellerinde sopalarla gelmelerini mi istersin? Buraya yine ellerinde sopalarla gelmelerini istemezsin, değil mi? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You just keep her away from Alice. | Onu, Alice'den uzak tut. Onu Alice'den uzak tut yeter. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Mary] I'll come back before midnight and we'll go to the woods. | Gece yarısından önce gelirim ve ormana gideriz. Gece yarısından önce geri döneceğim. Beraber ormana gideceğiz. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Whers the baby coming? | Bebek ne zaman geliyor? Ne? Bebek ne zaman geliyor? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Louise] Alice? | Alice? Neredesin? Alice? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Man] Anything you can do? We can put him out of his misery. | Yapabileceğin bir şey var mı? Onu bu acıdan kurtarabiliriz. Yapabileceğin bir şey var mı? Onu bu ızdıraptan kurtarmalıyız. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Man] Injection, is it? | İğne, değil mi? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
No, he's too big. | Hayır, o çok büyük. Bunun için fazla büyük. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
It's time to go to the woods. | Ormana gitme vakti geldi. Şimdi, ormana gitme zamanı. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Interesting. | Çok ilginç. Enteresan. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Arthur] Get out of this house. | Bu evden defol git. Defol bu evden. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Don't look at her. | Ona bakma. Bakma ona. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Look away. | Başka tarafa bak. Başka yere bak. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Don't look at her. Look away. Ben! | Ona bakma. Başka tarafa bak. Ben! Ona bakma. Başka yere bak, Ben! | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Go back to the trees and lie among the roots. | Ormana geri dön ve ağaç köklerinin arasına yat. Ağaçlara geri dön ve Köklerin arasına uzan. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Back to the trees and lie among the roots! | Ormana dön ve ağaç köklerinin arasına yat! Ağaçlara dön ve Köklerin arasına uzan. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Alice] I'll see you later. | Sonra görüşürüz. Seninle sonra görüşeceğiz. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
That won't work on me. | Bu üzerimde bir işe yaramaz. Bu bende işlemez. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Patrick, is Alice here? Is she with you? | Patrick, Alice burada mı? Seninle birlikte mi? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Listen, I think Alice has done something... | Dinle, sanırım Alice bir şeyler yaptı. Dinle, bence Alice bir şeyler yapmış... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Listen to me. No, you listen to me, Louise. | Beni dinle. Hayır, sen dinle, Louise. Dinle beni. Hayır, sen beni dinle, Louise. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Patrick, I'm pregnant. | Patrick, hamileyim. Patrick, ben hamileyim. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
No, you can't be. That's impossible. I know, but I am. | Olamazsın. Bu imkânsız. Biliyorum, ama hamileyim. Hayır olamazsın, bu imkansız. Biliyorum ama hamileyim. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Alice found out. I... I mean, she already knew. | Bunu Alice ortaya çıkardı. Yani, zaten biliyordu. Alice ortaya çıkardı. Yani demek istediğim, zaten biliyormuş. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I've looked everywhere for her. I thought maybe she'd come here. | Onu her yerde aradım. Belki buraya gelmiştir dedim. Onu her yerde aradım. Buraya gelmiştir diye düşündüm. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Yeah, yeah, I think she did come here. Come and look. | Evet, sanırım buradaydı. Gel bak. Evet, bence de buraya gelmiş olmalı. Gel, bakalım. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Oh, my... | Tanrım. Aman... | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Where would she have gone? | Nereye gitmiş olabilir? Er ya da geç eve gidecektir. Nereye gitmiş olabilir? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Home, sooner or later. | Er yada geç eve gidecek. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
What the hell have we done? | Biz ne yaptık? Ne halt ettik biz böyle? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
What's wrong with it? I don't know. | Arabanın ne sorunu var? Bilmiyorum. Ne oluyor? Bilmiyorum. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
There's some stuff on the road. | Yolda bir şeyler var. Yolda bazı döküntüler var. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
[Patrick] Get in. | Arabaya bin. İçeri gir. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
You were going to leave me. We didn't know where you were. | Beni terk edecektiniz. Nerede olduğunu bilmiyorduk. Benden ayrılacaktın. Senin nerede olduğunu bilmiyorduk. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I'm right here. | İşte buradayım. Buradayım işte. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Dad, am I dead? | Baba, ben öldüm mü? Baba, ben ölümüyüm? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I've got something for you, Alice. | Elimde senin için bir şey var, Alice. Burada senin için bir şeyim var, Alice. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Do you want me to fasten it on for you? | Takmamı ister misin? Sana takmamı ister misin? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
Love you. Love you, Dad. And you too, Mum. | Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni seviyorum, baba. Ve seni de, anne, | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
What is it? What's happened? We found her in the woods. | Bu da ne? Ne oldu? Onu ormanda bulduk. Bu da ne? Neler oldu? Onu ormanda bulduk. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
It's all gone wrong. What have you done? | Her şey ters gitti. Ne yaptınız? Her şey yanlış gitti. Ne yaptınız? | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |
I think she's stopped breathing. She'll not stay that way. | Sanırım, nefes almıyor. Bu şekilde kalamaz. Sanırım artık nefes almıyor. Bu şekilde kalamaz. | Wake Wood-3 | 2009 | ![]() |