Search
English Turkish Sentence Translations Page 183582
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
that reminds me. | iyi ki hatırladım. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I wanted to buy a new kimono for the boy. | Senden çocuk için yeni bir kimono almanı istiyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
He's not dressed particularly well, right? | O çokta güzel giyinmemiş, değil mi? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Here's some money. Go get him something better. | İşte biraz para. Ona daha iyi bir şeyler al. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
One ryo. Spend it all. | Bir ryo. Hepsini harca. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Buy him something nice. | Ona güzel şeyler al. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Can't we wait until tomorrow to give the baby up? | Bebeği vermek için yarına kadar bekleyemez miyiz? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Just one more day? What are you talking about? | Sadece bir gün daha? Sen neden bahsediyorsun? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I told you I don't like babies. | Sana söyledim, ben bebekleri çok sevmiyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I only took care of him because I felt a responsibility. | Onunla ilgilendim çünkü bunun benim sorumluluğumda olduğumu hissettim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I want him off my hands, the sooner the better. | Onun benim sorumluluğundan çıkmasını istiroyum, ne kadar çabuk o kadar iyi. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
We're turning him over to his father today. | Onu babasına bugün vereceğiz. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
So take this and go buy him some new clothes. | O yüzden bu parayı al ve ona giyecek yeni bir şeyler getir. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I don't want to. No objections. Hurry up and go. | Bunu yapmak istemiyorum. İtiraz istemiyorum. Acele et ve git. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I'll go with you. | Bende seninle geleceğim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I don't want to go. Hurry up and get out of here. | Ben gitmek istemiyorum. Acele et ve git burdan. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Please, just one more day. | Lütfen, sadece bir gün daha. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I said hurry up and go. | Sana dedim ki,acele et ve git. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
All those things I said just now, | Söylediğim bütün bu sözler, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
they were all lies. | yalandı. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
The truth is | Gerçek olan ise | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I really don't want to give you up. | seni vermeyi hiç ama hiç istemiyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
But I have to take you to your daddy. | Fakat seni babana vermem lazım. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I'm sure he'll take even better care of you than I did. | Eminimki o sana benim bakabildiğimden çok daha iyi bakacaktır. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You grow up to be a good boy, you hear? | İyi bir çocuk olarak büyü, tamam mı? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Grow up to be a good boy. | İyi bir insan olmaya çalış. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Because of my eyes, | Gözlerim sebebiyle, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I won't be able to remember your face. | senin yüzünü hatırlayamayacağım. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
So you'll have to remember mine instead. | Bu yüzden senin benim yüzümü hatırlaman gerekir. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
This is my nose. | Bu benim burnum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
is my mouth. | ağzım. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
And these... | Ve bunlarda... | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I don't have. | Bunlardan bende yok. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You got all that? Good. | Hepsini anladın mı? İyi. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Time for a little nap. | Küçük bir şekerlemenin zamanı. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
After you have a little nap, | Sen azıcık uyuduktan sonra, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
it'll be time to say good bye. | sana güle güle deme zamanı gelecek. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Then bobs out of sight again | "Sonra tekrar sallanır" | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
What's the matter, child | "Sorun nedir bebecik" | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I got the kimono. | Kimonoyu aldım. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Already? That was awfully quick. | Bu kadar çabuk mu? Bu çok çabuk oldu. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You were the one who told me to hurry. | Bana bu kadar acele etmemi söyleyen sendin | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Here, have a look. | Al, bir göz at. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
It's a really nice one. | bu gerçekten hoş bir parça. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Good enough for the heir to a fief. | Güzel bir bebeği hoş gösterecek kadar güzel. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You're right. I can be proud to take him to his father in this. | Haklısın, onu artık gururla babasına götürebilirim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Put it on. | Giydir hadi. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Put it on him. | Giydir onu. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
All decked out in your fancy new clothes. | Süslü püslü yeni ve güzel kıyafetler içindesin. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Why are you putting on your travel clothes? | Neden seyahat kıyafetlerini giyiyorsun? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Aren't we staying in Miyagi tonight? | Bu gece Miyagi de kalmıyor muyuz? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I need to thank you for all your help. | Sana bütün yardımlarından dolayı çok teşekkür etmeliyim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
This is your pay. | Bu senin ödemen. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
And this is a little extra something. | Ve yaptığın ekstralar için. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I don't want any money. | Hiç para istemiyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
It's a token of my appreciation. | Bu benim şükranımın karşılığı. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I want you to have it. | Senden almanı istiyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You should know better than anyone | Sen benim şimdi neler yapacağımı | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
what I'm going through right now. | herkesten iyi biliyorsun. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You take care of yourself. | Sen kendine dikkat et. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Perhaps we'll meet again sometime. | Belki bir zaman gelir, tekrar karşılaşırız. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Come here, son. No! | Gel buraya, evlat. Hayır! | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Don't be that way. | Böyle davranma. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I hired you to come with me only this far. | Seni sadece buraya kadar bize eşlik et diye tuttum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You're so heartless. | Sen çok kalpsizsin. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
How can you be so cold when you know how I feel about you? | Benim sana karşı olan düşünceleri biliyorken nasıl bu kadar soğuk olabiliyorsun? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
It's no good for us to stay together any longer. | Bizim daha fazla beraber durmamız hiçte iyi olmaz. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I'm blind and I'm a drifter. | Ben körüm ve bir serseriyim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I promise I won't be a burden to you. | Yemin ederim sana yük olmam. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I can earn my own keep. | Kendi kazancımı kendim sağlarım. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I thought you were going straight. | Sanıyordumki sen doğru yolu seçmiştin. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
If you don't live a clean life, | Eğer düzgün bir hayat yaşamazsan, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
you'll be an embarrassment to this child. | bu çocuk için bir utanç kaynağı olursun. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
we'll both treasure our memories of this child all our lives, | bu çocuk sayesinde birlikte olan anılarımızı zenginleştirmiş olduk, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
but it's for the best that we go our separate ways. | fakat en doğrusu herkesin kendi yolunda devam etmesi. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Is this the residence of Master Unosuke? | Burası Usta Unosuke'nin mekanımı? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
What is it? What do you want? | Ne var? Ne istiyorsun? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Hey, where do you think you're going? | Hey, sen nereye gittiğini sanıyorsun? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I'd like to see Master Unosuke. | Usta Unosuke'yi görmek istiyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
What's your business? | Ne için görmek istiyorsun? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
It's a little complicated, | Bu biraz karışık, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
and I need to speak with him directly. | direkt olarak kendisiyle görüşmeliyim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I take care of all the boss's business, so you can tell me what it is. | Patronun bütün işlerine ben bakıyorum, o yüzden ne varsa bana söyle. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You called him "the boss"just now. | Sen az önce "patron" mu dedin. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Hey, Hyaku. Yes, sir. | Hey, Hyaku. Evet, efendim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I'm going out for a bit. | Bir süre dışarı çıkıyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Please take care, sir. | Lütfen kendinize dikkat edin, efendim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Excuse me, are you Master Unosuke? | Özür dilerim,siz Usta Unosuke misiniz? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You're the Master Unosuke who used to be a cocoon broker? | Siz ipek böceği kozası işinde çalışan Usta Unosuke misiniz? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Yes, I was a cocoon broker once. | Evet, bir zamanlar bu işi yapardım. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
So you were. Excellent. | Demek öyle, mükemmel. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Actually, I'm here about your wife, Toyo. | Aslında ben karınız sebebiyle burdayım, Bayan Toyo. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
About Toyo? | Toyo hakkında mı? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Your wife was working at an inn in Nirazakizai | Karınız Nirazakizai bulunan bir mağarada çalışıyordu, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
to pay off some money you borrowed. | sizin aldığınız bir borcu kapatmanıza yardım etmek için. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Where did you hear that? | Bunu nereden öğrendin? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Perhaps you could sit down a minute. | Belki bir dakikalığına oturabilirsiniz. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I have something I need to show you. | Size göstermek istediğim bir şey var. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
It won't take long. | Çok uzun sürmeyecek. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
This one is your wife's travel pass. | İşte karınızın yolculuk belgeleri. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 |