Search
English Turkish Sentence Translations Page 183583
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
And this one is the promissory note you wrote. | İşte sizin yazdığınız taahhütlü not. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Your wife worked to repay that debt. | Karınız bu borcu ödeyebilmek için çalışmış. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
She had just finished paying it off | O borç miktarını toplamış, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
and had started on her journey home, | ve eve dönüş yolculuğuna başlamış. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
when, due to an unfortunate mistake, she was killed. | Tam bu sırada, çok üzücü bir yanlış anlaşılma sonucu öldürüldü. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
When she died, | O öldüğünde, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
this child was in her arms, | kollarında bu çocuk vardı, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
and she was trying desperately to protect him. | ve Bayan Toyo son nefesinde onu korumuş. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Master Unosuke, | Usta Unosuke, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
this is your son. | bu sizin oğlunuz. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I sit here listening patiently, and all you do is spout nonsense. | Bende burada oturmuş senin zırvalıklarını dinliyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I don't know any woman named Toyo. | Ben Toyo adında bir kadın tanımıyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I've never been married. | Ben hiç evlenmedim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
There's no way this child could be mine. | Bu çocuğun benim olmasının ihtimali yok. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Some village whore asked you to come here with this story | Sana köylü hayat kadınları bu hikayeyi anlattırıp çocuk için | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
and hit me up for support. Is that it? | benden yardım almanızı istedi. Öyle değil mi? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Not at all, sir. What a terrible thing to say. | Hayır hiçte öyle değil efendim. Ne kadar kötü bir düşünce bu. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Hyaku, throw this man out. | Hyaku, bu adamı dışarı at. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Please don't be so rough on a poor blind man. | Fakir ve kör bir adama bu kadar kaba olmayın lütfen. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I'll only take another minute. | sadece bir dakikanızı daha alacağım. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I have one more thing to give him. | Size verecek bişeyim daha var. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I brought this for you. | Bunu sizin için getirdim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
It's a lock of your wife's hair. | Karınızın saçından bir buket. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Take a look at this baby. | Şu bebeğe de bir bakın. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
What do you think, everyone? | Millet, ne düşünüyorsunuz? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Doesn't this baby look a lot like Master Unosuke? | Bu bebek Unosuke Usta ya biraz benzemiyor mu? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Blind fool! | Aptal kör! | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You seem to have a problem with your ears as well as your eyes. | Gözlerinin yanısıra kulaklarınla da bir problemin varmış gibi görünüyo. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I told you I've never had a wife or a kid. | Asla bir karımın veya bir bebeğimin olmadığını sana söyledim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
My wedding is coming up soon, | Düğünüm yakında yapılacak, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
and my bride to be is the daughter of a big boss around these parts. | ve benim nişanlım buraların en büyük patronunun kızı. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I think I do, yes. | Evet sanırım anladım. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I could never turn this boy over to a man like you. | Bu çocuğun senin gibi birisi olmasına izin vermeyeceğim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I won't turn him over. | Onu değiştirmeyeceğim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I'll raise him myself. | Kendim gibi yetiştireceğim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I'll raise him to be a fine young man, for Toyo's sake. | Toyo nun hatırı için bu çocuğu iyi birisi olarak büyüteceğim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I take it you have no objections? | Onu alıyorum İtirazın yok değil mi? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You're a really odd one, blind man. | Sen gerçekten ilginçsin, kör adam. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
The kid is yours. Do whatever you want with him. | Çocuk senin ozaman. Ona ne yaparsan yap. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Get out of here! | Şimdi defol burdan! | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Let's go, son. | Hadi gidelim evlat. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Toss some salt around. | Etrafa tuz dökün. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Miss Ko? Why do you still have the baby? | Bayan Ko? Çocuk niye hala sizde? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Didn't you find the man named Unosuke? | Unosuke denen adamı bulamadınız mı yoksa? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
He's no man. He's a beast. | O adam, adam değil. O bir hayvan. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
No, he's worse than a beast. | Hayır, hayvandan da kötü. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
When the bastard left his wife behind as collateral for the loan, | Adi herif karısını borçlarına teminat olarak bıraktığında, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
it was actually his way of getting rid of her. | Kadının kurtulmak için bir şansı vardı. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
But that's all right, don't you think? | Ama her şey yolunda, Öyle değil mi? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Now you and I can raise the boy. | Sen ve ben bu çocuğu birlikte büyütebiliriz. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
We can consider him a gift from heaven. | Biz onu cennetten bir hediye gibi düşünebiliriz. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You've been drinking, haven't you? | Sen içiyordun, değil mi? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Yeah, I've been drinking. | Evet , biraz içtim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I was so lonely, I couldn't stand it. So I had a little to drink. | Çok yalnızdım, ayakta duramıyordum. Bu yüzden biraz içtim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
But I really mean it about raising the boy. | Ama bu çocuğu büyütme konusunda ciddiyim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Really mean it? | Gerçekten mi? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Then stop following me around. | O zaman etrafımda dolanmaktan vazgeç. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
But, Master Ichi, | Ama, Ichi Usta, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
The first thing I have to do | Yapmam gereken ilk şeyi... | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
is take this lock of his mother's hair to the local temple. | Annesinin saç parçasını tapınağa götüreceğim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I had no idea he was the one called Zatoichi. | Zatoichi denen adam hakkında pek bişey bilmiyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
He's really that good with the sword? | O kılıcı gerçekten iyi kullanabilen birisiymiş? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Yeah. I know how fearsome he is, | Evet. Ne kadar korkutucu olduğunu biliyorum, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
but I also know his weakness. | Ama zayıflığını da biliyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
This time he'll go down in defeat. | Bu sefer onu mağlup edeceğim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
For the sake of my fallen comrades, I can't let him keep swaggering around. | Yoldaşlarımın hatırı için, etrafta dolaşıp artistlik yapmasına izin veremem. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Besides, I have my pride. | Ayrıca bunu gururuma yediremem. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
If you help me get him, | onu yakalama yardım edersen, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
your name will spread in no time, | adın zamanla herkese yayılacak, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
and you'll soon be the most powerful boss around. | ve sonunda etraftaki en büyük patron sen olucaksın. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
That certainly sounds good, | Bu kesinlikle kulağa hoş geliyor, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
but what will our strategy be? | ama stratejimiz ne olucak? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
A blind man's weakness is in his ears. | Bir kör adamın zayıflığı kulaklarıdır. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Confuse his sense of hearing, and he'll be ours. | Onun duymasını zorlaştıralım, ve o zaman o bizimdir. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
"For the Repose ofToyo's Soul" | "Toyo nun ruhunun dinlenmesi için" | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Don't worry about the spill. Let me feed him. | Dökülenler için endişelenme. Müsade et ben yedireyim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You managed to bring such a tiny baby all this way. | Bu bebekle o kadar yol gelebildin demek. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You've done a very good turn. | İyi bir iş çıkarmışsın. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Here, son. The monk is going to feed you. | İşte, evlat. Keşiş amca seni besleyecek. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You really dote on this baby, don't you? | Bu çocuğu kendi evladınmış gibi seviyorsun, değil mi? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Well, ever since I've had this child, | Şey y, bu çocuğu aldığımdan beri, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I've felt happier than I've ever felt before. | daha önce hiç hissetmediğim kadar mutlu hissediyorum kendimi. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I'd do absolutely anything for this child, Monk. | Keşiş, bu çocuk için kesinlikle herşeyi yaparım. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Yes, I'm quite sure you would. | Evet, yapacağından eminim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Let me suggest, then, that I take the child. | O zaman çocuğu bana vermeni öneriyorum. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Leave the child here with me. | Çocuğu burada benim yanımda bırak. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You must be joking, Monk. | Şaka yapıyor olmalısın keşiş. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I already decided I would raise this child myself, whatever it takes. | Ben ne olursa olsun bu çocuğu kendim yetiştireceğim, kararımı verdim. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
I wish you wouldn't kid around like that. | Etrafta böyle bir çocuk istemezsin sen. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Do you really think you can do it? | Gerçekten onu büyütebileceğini mi düşünüyorsun? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You don't think I can? That's right. | Yapamayacağımı mı düşünüyorsun? Evet kesinlikle. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You're blind and unmarried. | Sen kör ve bekar bir adamsın. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
On top of that, you're a gangster and a drifter. | Bunların ötesinde gezgin bir suçlusun. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
You go from one journey to another | Bir seyahattan diğerine gidiyorsun. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
living dangerously in the gleam of an unsheathed sword. | Kınından çıkmış bir kılıcın tehlikeli gölgesinde yaşıyorsun. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Living with a man like that, | Böyle yaşayan bir adam olarak, | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
how long do you think this child would survive? | bu çocuğu ne kadar uzun süre hayatta tutabilirsin ki? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
And suppose he did survive. | Varsayalım hayatta kaldı. | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
Do you want him to grow up to be | Büyüdüğü zaman senin gibi | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 | |
a gangster and a drifter like yourself? | bir suçlu veya gezgin olmasını mı istiyorsun? | Zatoichi kessho-tabi-1 | 1964 |