Search
English Turkish Sentence Translations Page 183860
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
If in the end, it is found that you are involved, it won�t be good | İşin içine, sizin karıştığınızı tespit edersem, sizin için iyi olmayacak. | Zona cero-1 | 2003 | |
If you leave it alone, nothing will happen | Eğer işin içinde değilseniz, bir şey olmayacak. | Zona cero-1 | 2003 | |
If it wasn't for the 3 of you, nothing would have happened | Eğer üçünüz olmasaydınız, hiçbir sorun olmayacaktı. | Zona cero-1 | 2003 | |
Its better if you don't mess up our place | Mekanımıza zarar vermeseydin daha iyi olacaktı. | Zona cero-1 | 2003 | |
If we didn't take you in ... | Seni aramıza almasaydık ... | Zona cero-1 | 2003 | |
You'd still be floating in the sea | Hala denizde fink atıyor olacaktın. | Zona cero-1 | 2003 | |
Our family was stuck in a refugee camp | Ailemiz bir mülteci kampına sıkışmıştı. | Zona cero-1 | 2003 | |
It wasn't much different to living in prison | Bu hapishanede olmaktan farklı değil. | Zona cero-1 | 2003 | |
Why did we riot? | Neden mi baş kaldırdık? | Zona cero-1 | 2003 | |
Because we wanted a place of our own | Çünkü kendimize ait bir yer istiyorduk. | Zona cero-1 | 2003 | |
If there are those that don't want us around | Eğer çevremizdeki şeyler istediğimiz gibi değilse... | Zona cero-1 | 2003 | |
Then we go to war | O zaman savaşmalıyız. | Zona cero-1 | 2003 | |
How is it? All done? | Nasıl gitti? Halletiniz mi? | Zona cero-1 | 2003 | |
Don't do anything for now, otherwise there'd be nothing to discuss | Şimdi birşey yapmayın, yoksa tartışacak birşey kalmayacak. | Zona cero-1 | 2003 | |
That's it. Just do it | Bu kadar yeter. İşi bitiriyorum. | Zona cero-1 | 2003 | |
Wait ... | Bekle, bekle ... | Zona cero-1 | 2003 | |
You talk to them | Onlarla sen konuş. | Zona cero-1 | 2003 | |
Four eyes, your wife takes your kid to school so early | Dört göz, karın çocuğunu okuldan çok erken alıyor. | Zona cero-1 | 2003 | |
It'd be unfortunate if they died | Ölürlerse talihsizlik olacak. | Zona cero-1 | 2003 | |
Of course I'm threatening you, otherwise I wouldn't be shouting you breakfast [??] | Tabi tehdit ediyorum, aksi takdirde sana bağırmazdım. | Zona cero-1 | 2003 | |
I also don't want to hurt everyone�s feelings | Kimsenin hislerini incitmek istemiyorum. | Zona cero-1 | 2003 | |
If we can work this one out, there will be a lot more opportunities for us in the future | Bu işi halledersek, gelecekte elimize çok fırsat geçecek. | Zona cero-1 | 2003 | |
The four eyed woman in red ... | Kırmızı gözlüklü karın ... | Zona cero-1 | 2003 | |
taking her dopey four eyed kid | dört gözlü salak çocuğunla. | Zona cero-1 | 2003 | |
When I tell you to run over them, I want you to floor the gas | Sana söylediğimde, son gaz onlara çarpmanı istiyorum. | Zona cero-1 | 2003 | |
I can't hear anyone answering me | Bana cevap veren birini duyamıyorum. | Zona cero-1 | 2003 | |
We will ignore the situation with Shan | Shan ile olanı görmezlikten geleceğiz. | Zona cero-1 | 2003 | |
That's too quiet, he won't be able to hear you | Çok sessizsin, sesini duyamayacak. | Zona cero-1 | 2003 | |
Don't be careless now, y'hear | Şimdi bir aptallık yapmayın, duydunuz işte. | Zona cero-1 | 2003 | |
Let's go out for drinks when you're free, we're all friends here | Vaktin olunca içmeye gidelim, burada hepimiz arkadaşız. | Zona cero-1 | 2003 | |
I've spent the money to buy it ... are you not giving me any face? | Bunlar çok para. Teşekkür etmeyecek misiniz? | Zona cero-1 | 2003 | |
Are you a dog? So obedient | Sen köpek misin? Çok fazla itaatkarsın. | Zona cero-1 | 2003 | |
Just because I said it, you'd do it? You could have killed someone | Sadece söyledim diye, yapacak mıyıdın? Birini öldürecektin. | Zona cero-1 | 2003 | |
How can you be so dumb? | Nasıl bu kadar aptal olabilirsin? | Zona cero-1 | 2003 | |
Hey, it's my shout for your birthday tonight | Hey, doğum gününde ne yapacaksın? | Zona cero-1 | 2003 | |
I going to meet some friends | Bazı arkadaşlarımla buluşacağım. | Zona cero-1 | 2003 | |
What? You have friends? | Ne? Arkadaşların mı var? | Zona cero-1 | 2003 | |
It's me. Are you free? Come over | Benim. Vaktin var mı? Buraya gelsene. | Zona cero-1 | 2003 | |
Why are you shouting at me out of the sudden? | Hemen niye bana bağırıyorsun? | Zona cero-1 | 2003 | |
Hi May, I'm looking for your daughter | Selam May, kızını arıyorum. | Zona cero-1 | 2003 | |
What's up? It's my birthday today | Ne mi oldu? Bu gün benim doğum günüm. | Zona cero-1 | 2003 | |
Not yet. I'll come over after work | Daha değil. Çıkınca gelirim. | Zona cero-1 | 2003 | |
Have you been to Vietnam recently? | Son zamanlarda Vietnam'a gittin mi? | Zona cero-1 | 2003 | |
If you're going, you should be careful | Eğer gideceksen, dikkatli olmalısın. | Zona cero-1 | 2003 | |
Even if I'm just going there for a bowl of noodles? | Oraya bir kase spagetti yemek için gitsem bile mi? | Zona cero-1 | 2003 | |
I thought you wanted to stop selling alcohol, Why are you still doing it? | Sanırım içki satmak istemiyorsun, neden hala bu işi yapıyorsun? | Zona cero-1 | 2003 | |
Do you think I like it? | Bundan hoşlandığımı mı sanıyorsun? | Zona cero-1 | 2003 | |
Unless ... | Hiçbir şey ... | Zona cero-1 | 2003 | |
You want me to be a prostitute? | Benim bir fahişe olmamı ister misin? | Zona cero-1 | 2003 | |
Don't say that. Do something respectable | Böyle söyleme. Saygınlığı olan bir iş yap. | Zona cero-1 | 2003 | |
You know that 'Blue Girl' (beer) | Şu mavi kızı(bira markası) biliyorsun. | Zona cero-1 | 2003 | |
[?] got popular because she sold herself | kendini sattığı için popüler oldu.. | Zona cero-1 | 2003 | |
He was unfortunate | O çok talihsizdi. | Zona cero-1 | 2003 | |
He sold himself until he was an old man before he got the brand | Marka olmadan önce yaşlanıncaya kadar kendini sattı. | Zona cero-1 | 2003 | |
Otherwise it wouldn't have been called 'Uncle Carls' (phonetic pun) | Öyle olsaydı ona 'Amca Carls' denirdi. | Zona cero-1 | 2003 | |
[?] Now, it�s wrong to say that threes no future in living large | Şimdi, gelecek hakkında bir şey söylemek yanlış olur. | Zona cero-1 | 2003 | |
[?] It was only because he lived large, that he got the Johnnie Walker brand | Carlsberg ünlü oldu, çünkü Johnnie Walker markasını satın aldı. | Zona cero-1 | 2003 | |
Tiger, are we going to do this | Tiger, bu işi yapacak mıyız? | Zona cero-1 | 2003 | |
This is not for you | Bunu senin için yapmıyorum. | Zona cero-1 | 2003 | |
Where so you want to go later? | Bundan sonra nereye gitmek istersiniz? | Zona cero-1 | 2003 | |
I want to go for a picnic OK | Pikniğer gitmek isityorum. Tamam. | Zona cero-1 | 2003 | |
Take our daughter away from here | Kızımızı götür buradan! | Zona cero-1 | 2003 | |
Cops! Get in! | Yo Ching Cha! Arabaya bin! | Zona cero-1 | 2003 | |
You can leave hospital at anytime | İstediğin zaman hastaneden çıkabilirsin. | Zona cero-1 | 2003 | |
If you keep fighting, I won't let it go so easily | Bir daha olursa buna izin vermeyeceğim. | Zona cero-1 | 2003 | |
If you want to die, do it far away from me. Don't keep involving me | Eğer ölmek istiyorsan, bunu benden uzakta yap. Buna beni bulaştırma. | Zona cero-1 | 2003 | |
That hurts, Inspector Wong | Bu acıttı, müfettiş Wong | Zona cero-1 | 2003 | |
Do you have something to drink? It�s hot. | İçecek bir şeyin var mı? Burası sıcak. | Zona cero-1 | 2003 | |
Shan's spilled the beans about Tony | Shan Tony'i ihbar etti. | Zona cero-1 | 2003 | |
That�s great, go arrest him then | Bu harika, o zaman onu tutukla. | Zona cero-1 | 2003 | |
[?] We have to prepare | Hazırlanmalıyız. | Zona cero-1 | 2003 | |
Those guys are insane, if they wanted revenge, the first to die would be you | Bu adamlar deli, intikam isterlerse, ilk öldürecekleri sen olursun. | Zona cero-1 | 2003 | |
I know, I'm more scared than you | Biliyorum, senden daha çok korkuyorum. | Zona cero-1 | 2003 | |
Inspector Wong, please don't tell me you're leading the team on this one | Müfettiş Wong, lütfen bana takıma liderlik edeceğinizi söylemeyin. | Zona cero-1 | 2003 | |
Relax, I won�t be leading. I'm not the one that has been keeping tabs on those Vietnamese kids | Heveslenme, etmeyeceğim. Bu Vietnamlı çocukları sadece ben takip etmiyorum. | Zona cero-1 | 2003 | |
Get them to call back that handsome and outstanding officer | Onları yakalaması için o yakışıklı ve yetenekli memuru çağır | Zona cero-1 | 2003 | |
This is a time when the department needs him the most | Şu an bölümün ona en çok ihtiyaç duyduğu an. | Zona cero-1 | 2003 | |
Do you want me to die, opening the door so wide | Beni öldürtmek mi istiyorsun, kapıyı tamamen açarak. | Zona cero-1 | 2003 | |
Fine, otherwise, why would we call you back? | İyi, herneyse, seni neden çağırdık sanıyorsun? | Zona cero-1 | 2003 | |
Help us out, solve this case, and we can all go swimming OK? | Bize yardım et, sorunu çöz ve hepimiz yüzmeye gidelim. Tamam mı? | Zona cero-1 | 2003 | |
Let me finish my smoke Forget it, put it out | İzin ver sigaramı bitireyim Olmaz, giy şunu. | Zona cero-1 | 2003 | |
We're about to have the '97 Handover, can you guys take things a little more seriously? | '97 Teslimatı ile ilgilenmeliyiz, siz çocuklar işi biraz daha ciddiye alamaz mısınız? | Zona cero-1 | 2003 | |
It�s their mother's big birthday tonight | Bu gece annelerinin doğum günü. | Zona cero-1 | 2003 | |
The 3 will definitely come out tonight | Büyük ihtimalle bu gece dışarıya çıkarlar. | Zona cero-1 | 2003 | |
Four eyes, we want to interview you back at the station about the Vietnamese case | Dört göz, Vietnamlıların davası hakkında seninle istasyonda görüşmek istiyoruz. | Zona cero-1 | 2003 | |
Brother Wilson | Kardeş Wilson. | Zona cero-1 | 2003 | |
Eat, try a bit This way Sir | Bir dene. Bu taraftan efendim. | Zona cero-1 | 2003 | |
That you become prettier year by year, and that you are forever youthful | Yıldan yıla daha güzelleşiyorsun ve sonsuza kadar böyle genç kalacaksın. | Zona cero-1 | 2003 | |
Thank you .. Thank you | Teşekkürler .. Teşekkür ederim. | Zona cero-1 | 2003 | |
Auntie, is your appetite good today? | Teyze, bugün iştahın nasıl? | Zona cero-1 | 2003 | |
If they don't return the calls, then keep calling | Onlar aramazsa, o zaman sen ara. | Zona cero-1 | 2003 | |
You don't need me to tell you that. What time is it already? Nobody's here | Bunu söyleme gerek yok. Daha saat kaç ki? Kimse gelmedi. | Zona cero-1 | 2003 | |
Have a bite Mother fucker, go! | Bir kaşık al Adi herif, gitsene! | Zona cero-1 | 2003 | |
You're so loud that mothers' not eating any more | Çok gürültü yaptın ve annem yemek yemiyor. | Zona cero-1 | 2003 | |
Apologize to mother | Annemden özür dile. | Zona cero-1 | 2003 | |
If no one goes to see Zha, who will be there to celebrate their mother's birthday? | Kimse Zha'yı görmeye gitmediyse, onun annesinin doğum gününü kim kutlayacak? | Zona cero-1 | 2003 | |
We'll order something else, OK? Sea cucumber? | Başka bir şey söyleyeyim mi? Deniz hıyarı? | Zona cero-1 | 2003 | |
Abalone? You don't like it? | Abalone? Beğenmedin mi? | Zona cero-1 | 2003 | |
What's more important than mother not eating? | Annemizin yemek yememesinden daha önemli ne olabilir ki? | Zona cero-1 | 2003 | |
Time to work ... | İş zamanı ... | Zona cero-1 | 2003 |