Search
English Turkish Sentence Translations Page 203
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I mean that we cancel the show. Wait, wait, hear me out. | Demek istediğim gösterinin iptali. Bekle, bekle, bitirmemi bekle. | 1915-1 | 2015 | |
We call a nice press conference... | Hoş bir basın toplantısı ilan ederiz... | 1915-1 | 2015 | |
we talk a little Armenian genocide... | Ermeni soykırımından biraz, Türk reddiyelerinden biraz, | 1915-1 | 2015 | |
a little Turkish denial, some death threats. | biraz da ölüm tehditlerinden bahsederiz. | 1915-1 | 2015 | |
We spin this the right way, you can still come out of it as a hero. | Doğru tarafta yürürsek, kahraman gibi karşılanıp sahneleyebilirsin. | 1915-1 | 2015 | |
And then... and then we can do our comedies. | Sonra... Ve sonra komedilerimizi yaparız. | 1915-1 | 2015 | |
I mean, we could bring back Dolma the Musical... | Demek istediğim, Dolma Müzikali'ne dönebiliriz... | 1915-1 | 2015 | |
and pick up right where we left off seven years ago. | ve yedi yıl önceki gibi doğru yerde toplanırız. | 1915-1 | 2015 | |
Does genocide mean nothing to you? | Soykırım sana bir şey ifade etmiyor mu? | 1915-1 | 2015 | |
Oh, come on, genocide schmen ocide! | Oh, hadi, soykırım moykırım! | 1915-1 | 2015 | |
You are putting on a stage play for one night only... | Bir geceliğine bir oyun sahneleyeceksin... | 1915-1 | 2015 | |
with the proceeds going to a goddamn charity! | ve bunu lanetolası hayrına yapacaksın! | 1915-1 | 2015 | |
This is my theater, too. | Burası benim de tiyatrom. | 1915-1 | 2015 | |
I've made sacrifices in this theater. My family has made sacrifices. | Bu tiyatro için fedakarlık yaptım. Ailem de fedakarlık yaptı. | 1915-1 | 2015 | |
I know. I know you have, but this has become such a controversy... | Yaptıklarını biliyorum, fakat bu bir münakaşa hâlini aldı... | 1915-1 | 2015 | |
the Times is sending in a reporter. | Times muhabir gönderdi. | 1915-1 | 2015 | |
One night, Jeffrey, and then I'm gone. | Tek gece, Jeffrey, ve sonra gitmiş olacağım. | 1915-1 | 2015 | |
One night and this is all history. | Tek gece ve hepsi bu. | 1915-1 | 2015 | |
On the other side of this night, there is only death for you and damnation for me. | Bu gecede diğer yandan, burada sana bir ölüm ve bana bir lanet var. | 1915-1 | 2015 | |
Come, Ani. | Gel, Ani. | 1915-1 | 2015 | |
On the other side of this night, there is only damnation... | Bu gecede diğer yandan, burada sadece lanetleme... | 1915-1 | 2015 | |
death for you and damnation for me. | sana ölüm ve bana lanet var. | 1915-1 | 2015 | |
I'm so excited to be working here with talented actors like you. | Sizin gibi yetenekli oyuncularla birlikte çalıştığım için oldukça heyecanlıyım. | 1915-1 | 2015 | |
We put on plays at our home. | Evimizdeki gibi sahneleriz. | 1915-1 | 2015 | |
Oh, yeah? Do you like living there? | Oh, evet? Burada yaşamaktan memnun musun? | 1915-1 | 2015 | |
It's all right, but I've always wanted to do a real play. | Her şey yolunda, fakat her zaman gerçek bir oyun sahnelemek isterim. | 1915-1 | 2015 | |
Take this to props. Okay. | Destek için al bunu. Tamam. | 1915-1 | 2015 | |
This is a nice touch, Simon. It's much better than the last one. | Güzel bir rötuş, Simon. Bir öncekinden daha iyi. | 1915-1 | 2015 | |
It's the new death notice. | Bu yeni ölüm ilanı. | 1915-1 | 2015 | |
It gave me goose bumps. | Tüyler ürpertici görünüyor. | 1915-1 | 2015 | |
What the hell! | Bu da neyin nesi! | 1915-1 | 2015 | |
Mr. West? Mr. West, are you all right? | Bay West? Bay West, iyi misiniz? | 1915-1 | 2015 | |
What happened? | N'oldu? | 1915-1 | 2015 | |
He's in shock. Look at his hand. | Şokta. Eline bakın. | 1915-1 | 2015 | |
Oh, my lord. | Oh, tanrım. | 1915-1 | 2015 | |
I'm fine, I'm fine. James? | İyiyim, iyiyim. James? | 1915-1 | 2015 | |
Accidents happen. Come... come, James, let's wash it off. | Kaza oldu. Gel... Gel, James, hadi şunu temizleyelim. | 1915-1 | 2015 | |
I thought I saw something up there. Come here, sweetie. | Orada bir şey gördüm sanki. Tatlım, buraya gel. | 1915-1 | 2015 | |
I'm sorry, James, the Los Angeles is feeling its age, I guess. | Üzgünüm, James. Los Angeles o dönemi hissediyor, tahminimce. | 1915-1 | 2015 | |
It's no big deal. | Büyütülecek bir şey yok. | 1915-1 | 2015 | |
These old theaters have a life of their own. | Böyle eski tiyatrolar kendilerine ait bir hayata sahiptirler. | 1915-1 | 2015 | |
You know, I got my start in the theater, believe it or not. | Bilirsin, ister inan ister inanma, ilk oyunuma burada başladım. | 1915-1 | 2015 | |
It's good to have you back. Everyone's so excited. | Geriye dönüp baktığımda güzeldi. Herkes heyecanlı. | 1915-1 | 2015 | |
Angela most of all. You should have seen her smile when I told her. | En çok da Angela. Kendisine anlattığım sıradaki gülüşünü görmeliydin. | 1915-1 | 2015 | |
Hey, I've been meaning to ask you something... about Tony. | Hey, Sana bir şey sormaya çalışıyorum... Tony hakkında. | 1915-1 | 2015 | |
Was he really supposed to play the Colonel? I feel bad. | Gerçekten albayı mı oynamayı umuyordu? Kendimi kötü hissettim de. | 1915-1 | 2015 | |
Never mind Tony. Tony is suffering for attention. | Düşünme bunları. Tony titizliğinden acı çekiyor. | 1915-1 | 2015 | |
Anyway, I didn't want to say this out there, | Her neyse, burada bunu konuşmak istemiyorum; gerçek şu ki keyifsiz bir ortam var. | 1915-1 | 2015 | |
The sandbags and Tony rehearsing my lines. | Tony kum torbaları ile benim sözlerimi çalışıyor. | 1915-1 | 2015 | |
But most of all, it's your wife. | Fakat en çok, eşin. | 1915-1 | 2015 | |
Your wife, I think she's in trouble, Simon. | Simon, eşinin başı belada. | 1915-1 | 2015 | |
I am taking your wife, Simon. Angela is mine. | (Albay) Eşini alıkoyuyorum, Simon. Angela benim. | 1915-1 | 2015 | |
You must be strong, Colonel. | Güçlü olmak zorundasın, Albay. | 1915-1 | 2015 | |
The wound has to sting before it can heal. | Yara iyileşmeden evvel acıtır. | 1915-1 | 2015 | |
You reporters only care about controversy. | Siz muhabirler sadece münakaşaları dikkate alırsınız. | 1915-1 | 2015 | |
Why don't you ask me about this theater, Ms. Lopez? | Bayan Lopez, bana neden tiyatro hakkında soru sormuyorsunuz? | 1915-1 | 2015 | |
You know that Charlie Chaplin was one of its founders? | Charlie Chaplin'in kurucular arasında olduğunu biliyor muydunuz? | 1915-1 | 2015 | |
Such a historic theater, Mr. Laufton. | Böylesine tarihi tiyatro, Bay Laufton. | 1915-1 | 2015 | |
But why hasn't there been a show here for seven years? | Fakat neden yedi yıldır oyun oynanmadı? | 1915-1 | 2015 | |
Ah, well, I'm not quite sure why you're asking me that? | Ah, peki, bunu neden sorduğunuzdan tam olarak emin değilim. | 1915-1 | 2015 | |
I mean, you should ask them... | Demek istediğim, şunları sorabilirdiniz... | 1915-1 | 2015 | |
mankind, humanity, whatever you want to call them. "America." | insanlık, beşeriyet, nasıl derseniz deyin. "Amerika." | 1915-1 | 2015 | |
Yes, for some reason they've decided that theater isn't important anymore. | Evet, Onlar bu tiyatronun bazı nedenlerle artık önemli olmadığına karar verdiler. | 1915-1 | 2015 | |
All I can bank on these days is the occasional hipster bar mitzvah. | Tüm yaptığım bar mitzvaha katılan kısa pantolonlular gibi ense yapmak. | 1915-1 | 2015 | |
Oh, and the Immigrant Awards. | Oh, ve Göçmen Ödülleri. | 1915-1 | 2015 | |
Yes, they rent the place for six weeks every year. | Evet, her yıl altı haftalığına kiralarlar. | 1915-1 | 2015 | |
Takes them forever to set up here, speaking all those languages. | Tüm o dilleri konuşmak üzere burada toplanırlar. | 1915-1 | 2015 | |
But then I suppose... | Fakat sonra umuyorum ki... | 1915-1 | 2015 | |
Erica? | Erica? | 1915-1 | 2015 | |
Erica? Oh, there you are. | Erica? Oh, buradasın. | 1915-1 | 2015 | |
I thought I lost you for a minute. | Bir dakikalığına seni kaybettim sandım. | 1915-1 | 2015 | |
Such a creepy place. | Ne kadar korkunç bir yer. | 1915-1 | 2015 | |
Yes, I... I've got an idea. | Evet, Ben... Benim bir fikrim var. | 1915-1 | 2015 | |
Why don't I set up an interview with James West for you. | Neden senin James West'le röportaj yapma işini ayarlamıyorum ki? | 1915-1 | 2015 | |
I'm sure that's why you're here. | Eminim ki bu nedenle buradasın. | 1915-1 | 2015 | |
What's down there? | Aşağıda ne var? | 1915-1 | 2015 | |
Down there? Oh, that's, um, an old nursery... | Aşağıda mı? Oh, bu, um, oyuncuların sahnede... | 1915-1 | 2015 | |
where the actors would leave their kids during the performance. | bulundukları sırada oyalanmaları için çocuklarını bıraktıkları eski bir kreş. | 1915-1 | 2015 | |
Yes. That was before the days that baby sitting became so cheap. | Evet. Önceleri oldukça ucuza çocuk bakılırdı. | 1915-1 | 2015 | |
Oh, we... we don't really go down there anymore now. | Oh, biz... Biz artık oraya gitmiyoruz. | 1915-1 | 2015 | |
It's... just an old storage room. | Orası... Artık eski bir depo. | 1915-1 | 2015 | |
Why don't I show you the balcony? It's absolutely exquisitely decorated. | Niçin balkonu göstermiyorum ki? Orasını mükemmel şekilde dayadık döşedik. | 1915-1 | 2015 | |
She knows, Simon. | O biliyor, Simon. | 1915-1 | 2015 | |
I don't know how, but she knows. | Nasıl olduğunu bilmiyorum, fakat o biliyor. | 1915-1 | 2015 | |
What are you talking about? | Neden bahsediyorsun? | 1915-1 | 2015 | |
She kept asking all about "seven years ago." | "yedi yıllık ara" hakkında diretti. | 1915-1 | 2015 | |
And even wanted to go down the stairs. | Ve merdivenlerin aşağısını görmek istedi. | 1915-1 | 2015 | |
If Lopez writes her story, it's over. This theater is finished. | Eğer Lopez kendine göre yazı yazarsa, işimiz biter. Bu tiyatro biter. | 1915-1 | 2015 | |
If you want to be a coward, if that's the role you chose for tonight... | Bir korkak olmak istersen, bu gece için kendine bir rol seç... | 1915-1 | 2015 | |
fine, go back to your room and call the police. | İyi, odana dön ve polisi ara. | 1915-1 | 2015 | |
I'll be forced to sell this place. | Ben bu mekânı alelacele satacağım. | 1915-1 | 2015 | |
Whoever buys it will tear it down. | Burayı kim alırsa alsın, isterse yıksın. | 1915-1 | 2015 | |
Maybe they'll finally build something that really matters to people. | Belki insanlar için daha anlamlı bir şey inşa ederlerler. | 1915-1 | 2015 | |
A place without memories. | Hafızasız bir yer. | 1915-1 | 2015 | |
You know the plan, Jeffrey. | Planımı biliyorsun, Jeffrey. | 1915-1 | 2015 | |
Is something wrong? | Yanlış bir şey mi var? | 1915-1 | 2015 | |
No, no. Just... | Hayır, hayır. Sadece... | 1915-1 | 2015 | |
Just right now we have to be careful. No more accidents. | Sadece şimdi daha dikkatli olmalıyız. Daha fazla kaza olmasın. | 1915-1 | 2015 | |
What can I do? | N'apabilirim? | 1915-1 | 2015 | |
Uh, I want the entire stage clear, and Lucky, only actors, okay? | Uh, Sahnenin temiz olmasını, ve Lucky sadece oyuncuları istiyorum, tamam mı? | 1915-1 | 2015 |