Search
English Turkish Sentence Translations Page 218
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
But I also know that she doesn't have time. | Ama şunu da biliyorum ki onun zamanı yok. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Karuna has showed us the way to save Smriti. | Karuna bize Smriti'yi kurtarmanın yolunu gösterdi. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
We'll have to take Smriti to that house.. | Smriti'yi o eve götürmek zorundayız. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...where Amar's dead body is buried. | Amar'ın cesedinin gömüldüğü yere. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Tonight. | Bu gece. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
The cloth that's covering Smriti.. | Smriti'yi kaplayan bu örtü... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...did it move on the way here. | Yol üzerinde hiç açıldı mı? | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
No, not even once. | Hayır,bir kez bile açılmadı. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
That means even Amar's soul doesn't know.. | Demek oluyor ki Amar'ın ruhu... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...where we've brought him. | Onu nereye getirdiğimizi bilmiyor. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
As long as we don't take him in there.. | Onu oraya götürene kadar... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...this cloth will keep Amar in control. | Bu örtü onu kontrol altında tutacaktır. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Where do we need to take Smriti. | Smriti'yi oraya mutlaka götürmemiz gerek. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
It is the law of nature.. | Bu doğanın kanunudur... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...one soul cannot be in two bodies. | Bir ruh iki bedende olamaz. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Amar's soul has stayed in his body.. | Amarın ruhu Smriti'nin bedeninden çok... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...much more than in Smruti's body. | Kendi vücudunda kaldı. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
We'll have to make Smriti touch Amar's body. | Smriti'yi Amar'ın vücuduna dokundurtmak zorundayız. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
And as soon as that happens.. | Ve dokunur dokunmaz... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...Amar's soul will have to return to his body. | Amar'ın ruhu kendi bedenine geri dönecek. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
That's the law of nature. | Bu doğanın kanunu. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
When Amar's soul enters his body.. | Amar'ın ruhu bedenine girdiğinde... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...then we will burn it. | O zaman onu yakarız. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
To relieve the soul.. | Ruhu rahatlatmak için ... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...It's important to burn the body along. | Vücudu yakmak önemli. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I've arranged everything. | Ben her şeyi ayarladım. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I've put up barricades everywhere. | Her yana barikat kurdum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
This way it cannot escape. | Bu şekilde kaçamaz. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
But still. | Ama yine de. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
It's better to keep her covered with this cloth. | Bu örtüyle üzerini örtmek onu daha iyi korur. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Chand, the cloth. | Chand,örtü. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
You are lonely, I am lonely too. | Sen yalnızsın,ben yalnızım. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
We started crying together. | Birlikte ağlamaya başladık. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Both our sorrow started decreasing slowly. | İkimizin de üzüntüsü yavaş yavaş azalmaya başladı. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
This way. Here. | Bu taraftan.Burada. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Come here. 1 | Buraya gel. 1 | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Honestly speaking. | Dürüstçe konuşmam gerekirse... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I like to see you suffer. | Senin acı çektiğini görmek hoşuma gidiyor. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
My death bore fruit. | Ölümüm zaferle sonuçlandı. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
It bore fruit. | Meyvesini verdi. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I left your sister and I found her. | Senin kız kardeşini terk ettim ve onu buldum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
You're in pain to see her body in this condition. | Bu halde onun bedenini görmek seni ızdırap içinde bırakıyor. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
As if something squeezing your heart. | Bir şey kalbini sıkıştırıyormuş gibi. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Like this. | Böyle. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
After death, these bodily needs make you restless. | Ölümden sonra bu bedensel ihtiyaçlar seni rahatsız ediyor. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
You can neither quench your thirst nor suffice your hunger. | Ne susuzluğunu giderebiliyorsun ne de açlığını bastırabiliriyorsun. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Jaidev, it's paining. | Jaidev,canım acıyor. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Save me. | Kurtar beni. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
It's so easy to convince lovers. | Aşıkları kandırmak çok kolaydır. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
In one moment all your happiness is destroyed. | Bir anda tüm mutlulukları berbat olur. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Its a strange situation. | Garip bir durum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
For the first time in this world.. | Bu dünyada ilk kez .. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...someone has cremated his own body. | Birisi kendi cesedini yaktı. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
And I feel really happy while doing this. | Ve bunu yaparken gerçekten çok mutlu oluyorum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Now no one can separate me from my Smriti. | Artık hiç kimse beni Smritimden ayıramaz. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
No. No, please. | Hayır hayır lütfen. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Don't do that. | Yapma. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Poor poet...Jaidev Verma. | Zavallı şair...Jaidev Verma. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Smriti's mine. | Smriti benim. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
You killed me. | Sen beni öldürdün. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Now just finish whatever's left. | Şimdi yalnızca geriye her ne kaldıysa bitir işini. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I cannot be with Smriti even after I am dead. | Ben öldükten sonra bile Smriti'ye kavuşamam. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
But I cannot live without Smriti. | Ama Smriti olmadan yaşayamam. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I beg you. | Sana yalvarıyorum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Please, kill me. | Nolur öldür beni. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I don't want to live. | Yaşamak istemiyorum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
No, no, no, never. | Hayır,hayır,hayır,asla. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Not so easily. | O kadar kolay değil. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Death cannot relieve you from this pain. | Ölüm bu acıdan seni kurtarmaz. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
You will have to suffer. | Katlanmak zorundasın. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
You will have to Suffer all your life. | Tüm hayatın boyunca buna dayanmak zorunda kalacaksın. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
'We'll have to use our brains and not brawns.' | Kaslarımızı değil beynimizi kullanmamız gerek. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
'We will have to hide his true body somewhere else.' | Başka bir yere onun gerçek cesedini saklamak zorundayız. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
If Smriti can't be mine.. | Smriti benim olamazsa... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...then she can't be yours either. | O zaman senin de olamaz. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
It's much easier to fool those who hate. | Nefretle dolu olanları kandırmak çok kolaydır. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
It's been two years seven months and twenty three days.. | Sen bir söz vereli... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...since you made a promise. | 2 yıl 7 ay 23 gün oldu. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
You promised me that you.. | Bana bir vaadde bulunmuştun. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...will recite the poems which you wrote only for me. | Sadece benim için yazdığın şiirleri okuyacaktın. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I think you should fulfil your promise now. | Bence artık sözünü yerine getirmen gerekiyor. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
So should I believe it? | Öyleyse inanmalı mıyım? | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Should I believe it. | İnanmalıyım. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Believe it that everything happens for a cause. | Her şeyin bir nedeni olduğuna. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Should I believe in fate? | Kadere inanmalı mıyım? | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Should I believe that you're right here for a reason.. | Bir hikmetten dolayı,senin tam burada oluşuna inanmalıyım. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
When your breath sings. | Nefesin şarkı söylediğinde. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I reside in you. | Sende ikamet ediyorum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I dwell in you. | Sende hayatımı sürüyorum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I live only for you. | Sadece senin için yaşıyorum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
The heart's still without you. | Kalp sensizken durur sanki. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
You are my heart beat. | Sen benim kalp atışımsın. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
If the path's filled with thorns. | Yol dikenler ile dolu olsa da. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
You're the rose petals in my way. | Sen benim yolumdaki gül yapraklarısın. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Sweetheart, I love you. | Canımın içi,seni seviyorum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
My heart beats just for you. | Kalbim sadece senin için atıyor. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Lessen the distance between us. | Aramızdaki mesafeyi azalt. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Since I found your company. | Senin arkadaşlığını bulalı. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Every moment's been so wonderful. | Her an güzelleşti. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Now I've no complaints with life. | Artık hayata dair hiçbir şikayetim yok. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 |