Search
English Turkish Sentence Translations Page 219
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I am just like you are. | Sadece sen gibiyim. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Nothing more or less. | Ne az ne de çok. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I begin from you and end on you. | Ben senle başlar sende biterim. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Sweetheart, I love you. | Canımın içi seni seviyorum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Lessen the distance between us. | Aramızdaki mesafeleri azalt. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
My life with you has been. | Seninle hayatım oldu. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Like them lamp glowing in the wind.' | Rüzgarda parlayan lamba gibi. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
I overcame every hurdle with love. | Aşk her engelin üstesinden geldi. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
The moments that was against us.. | Bize karşı olan anlar... | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
...have passed away. | Geçti gitti. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Now that I've found you. | Artık seni buldum. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Like the dawn, you've cleared the darkness in my life. | Şafak gibi hayatımdaki karanlığı temizledin. | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | |
Çevirmen: SosMiVida | 1920 Evil Returns-1 | 2012 | ||
Greetings, Princess! | Selamlar, Prenses! | 1920 London-1 | 2016 | |
You're my daughter, Shivangi. | Sen kızım Shivangisin. | 1920 London-1 | 2016 | |
But don't forget... | Ama unutma... | 1920 London-1 | 2016 | |
...after your wedding, your real home is with your in laws. | ...düğünden sonra, senin gerçek evinde kanunlarınla olacaksın. | 1920 London-1 | 2016 | |
Did you inform them... about your arrival? | varışın hakkında... onları bilgilendirdin mi? | 1920 London-1 | 2016 | |
lf l wanted to inform them... | Onları bilgilendirmek istedim... | 1920 London-1 | 2016 | |
...then l would've written two letters, mother. | ...sonrada iki tane mektup yazdım,anne | 1920 London-1 | 2016 | |
But l only came here to share my troubles...and not add to them. | ben sadece buraya dertlerimi paylaşmak için geldim.. yenilerimi eklemek için değil. 1 | 1920 London-1 | 2016 | |
Sajjangarh is not too far from here... 1 | Sajjangarh buradan çok da uzakta değil... | 1920 London-1 | 2016 | |
...and the news of your arrival won't stay hidden from them. | ..,ve sizin gelişinizin haberini onlardan gizlemek doğru olmaz. | 1920 London-1 | 2016 | |
Their daughter in law returned from England... | Onların kanuni kızları İngiltereden döndü... . | 1920 London-1 | 2016 | |
...and went home directly. | ...ve doğruca eve gitti. | 1920 London-1 | 2016 | |
This could infuriate them. | Bu onları çıldırtacaktır. | 1920 London-1 | 2016 | |
They've lost the right to get angry, brother. | Onlar kızma hakkını kaybettiler kardeşim. | 1920 London-1 | 2016 | |
What scares me is that... | Beni de korkutan bu... | 1920 London-1 | 2016 | |
... you may lose your cool, when you find out the truth. | ... gerçeği öğrendiğinde, serin kanlılığını kaybedebilirsin. | 1920 London-1 | 2016 | |
Stop talking in riddles... | Bilmece gibi konuşmayı bırak... | 1920 London-1 | 2016 | |
You know l like talking straight to the point. | Hemen konuyu konuşmayı, sevdiğimi biliyorsun. | 1920 London-1 | 2016 | |
She will if you let her. | Eğer izin verirsen olacak. | 1920 London-1 | 2016 | |
Please speak. | Lütfen konuş. | 1920 London-1 | 2016 | |
What's wrong with the Prince? | Prensin sorunu ne? | 1920 London-1 | 2016 | |
Everything was fine until the 21st of April. | Her şey yolunda, yirmibir nisana kadar. | 1920 London-1 | 2016 | |
Veer saa' Law exams were over... | Veer saa hukuk sınavı baskısı... | 1920 London-1 | 2016 | |
...and the results were due soon. | ...ve yakında sonuçları olacak. | 1920 London-1 | 2016 | |
'Now that...you're right before me...' | 'Şimdi...benden önce haklısın...' | 1920 London-1 | 2016 | |
'l wonder what's wrong with me.' | 'bende yanlış olanı merak ediyorum' | 1920 London-1 | 2016 | |
'You're making my heart...' | 'kalp mı yapıyorsun..' | 1920 London-1 | 2016 | |
'...skip a beat with your eyes.' | '...gözlerin yerinden fırlayacak' | 1920 London-1 | 2016 | |
'Where did you...learn this new trick?' | 'Nereden öğrendin...bu yeni numarayı?' | 1920 London-1 | 2016 | |
'l am with you everywhere...like a shadow.' | 'Ben seninle birlikte heryerde...bir gölge gibi.' | 1920 London-1 | 2016 | |
'Without you... l am nothing.' | 'Sen olmadan...ben yokum' | 1920 London-1 | 2016 | |
'Beautiful... Beautiful.' | 'Güzel... Güzel.' | 1920 London-1 | 2016 | |
'l was unaware...of the moment...' | 'Ben habersizim...hatıralardan...' | 1920 London-1 | 2016 | |
'O beautiful.' | 'Güzel.' | 1920 London-1 | 2016 | |
'May we stay like this...forever.' | 'Böyle kalalım...sonsuza dek.' | 1920 London-1 | 2016 | |
'So be it.' | "Öyle olsun." | 1920 London-1 | 2016 | |
Greetings, Veer. | Selamlar, Veer. | 1920 London-1 | 2016 | |
Out there, in the distant land, you're the pride of entire Mewad... | Orada. uzak bir diyarda, Mewad'ın gurur sensin... | 1920 London-1 | 2016 | |
...and not just Sajangarh alone. | ...ve sadece Sajangarh yalnız. | 1920 London-1 | 2016 | |
Today, on the eve of our annual festival... | Bugün,yıllık festival arefesindeyiz... | 1920 London-1 | 2016 | |
...please accept this humble gift and grace us. | ...lütfen kabul edin bu mütevazi hediye ve saygınlığımızı. | 1920 London-1 | 2016 | |
Yours sincerely, Chief Bansarilal Bismil. | Saygılarımla, Şef Bansarilal Bismil. | 1920 London-1 | 2016 | |
'When you're with me...' | 'benim yanımda olduğunda...' | 1920 London-1 | 2016 | |
'...there's nothing else l wish for.' | '...istemem için başka bir şey yok.' | 1920 London-1 | 2016 | |
'When you smile...for me...' | Benim için...gülümsediğinde...' | 1920 London-1 | 2016 | |
'... l'll lay out my heart.' | '... kalbimi ortaya koyacağım.' | 1920 London-1 | 2016 | |
Dhani saa... | Dhani saa... | 1920 London-1 | 2016 | |
Dhani saa! | Dhani saa! | 1920 London-1 | 2016 | |
Dhani saa...what's wrong with you? | Dhani saa...sorunu mu var? | 1920 London-1 | 2016 | |
Kesar Maa... | Kesar Maa... | 1920 London-1 | 2016 | |
Kesar Maa! | Kesar Maa! | 1920 London-1 | 2016 | |
Yes, madam. | Evet,bayan. | 1920 London-1 | 2016 | |
Tell the driver to get the car. | Şöföre arabayı almasını söyle. | 1920 London-1 | 2016 | |
We've to go to the hospital. Right. | Hastahaneye gitmek zorundayız. Evet. | 1920 London-1 | 2016 | |
Medical tests performed... | Tıbbi testler yapıldı... | 1920 London-1 | 2016 | |
...and blood samples were sent to bigger hospitals. | ..ve alınan kan örnekleri daha büyük bir hastahaneye yollandı.. | 1920 London-1 | 2016 | |
Before l could ask the doctor anything... | Öncelikle doktora, herşeyi sorabilimiyim... | 1920 London-1 | 2016 | |
Dhani saa...what's happening to you? | Dhani saa...sana neler oluyor? | 1920 London-1 | 2016 | |
What's happening to you? | Sana neler oluyor? | 1920 London-1 | 2016 | |
l'll go call the doctor. | Dokroru cağırın giderim.. | 1920 London-1 | 2016 | |
l'll... | Giderim... | 1920 London-1 | 2016 | |
Doctor...come quickly. What happened? | Doktor...çabuk gelin. Ne oldu? | 1920 London-1 | 2016 | |
My husband, doctor.. Doctor please come with me. | Kocam doktor, doktor.. Doktor lütfen benimle gel. | 1920 London-1 | 2016 | |
Oh my, God. | Tanrim. | 1920 London-1 | 2016 | |
Get me Lignocaine 20 mg... Quickly. | Çabuk 20 mg Lignocaine getirin bana... Acele edin. | 1920 London-1 | 2016 | |
What is wrong with him, doctor? | Nesi var doktor, doktor? | 1920 London-1 | 2016 | |
lf l am not mistaken, Mrs. Veer... | Bayan Veer eğer yanılmıyorsam... | 1920 London-1 | 2016 | |
...your husband is suffering from Tetanus. | ...kocanız Tetanus hastalığına yakalanmış. | 1920 London-1 | 2016 | |
lt's a very rare condition. | Bu oldukça ender rastlanan bir durumdur. | 1920 London-1 | 2016 | |
lt affects only one in a thousand people. | Onun etkileri sadece, bin kişiden bir kişide görülür. | 1920 London-1 | 2016 | |
The disease was discovered in Germany by a Japanese doctor. | Bu hastalık japon doktor tarafından, Almanya da ilk kez keşfedilmiş. | 1920 London-1 | 2016 | |
But no cure has been found yet. | Ancak henüz bir tedavisi bulunamamıştır. | 1920 London-1 | 2016 | |
The doctor was explaining to me... | Doktor bana durumu açıklıyordu... | 1920 London-1 | 2016 | |
...but l couldn't understand anything. | ...fakat hiçbir şey anlamıyordum. | 1920 London-1 | 2016 | |
Except for the fact... | Gerçek dışında... | 1920 London-1 | 2016 | |
...that medical science had not found a cure for his disease | ..tıbbi bir bilim vardı, ancak hastalığa bir care bulamıyordu. | 1920 London-1 | 2016 | |
My only solace was... | Benim tek tesselim... | 1920 London-1 | 2016 | |
...that he would fall asleep for a while after the injection. | ...enjeksiyondan sonra uyuyor olmasıydı. | 1920 London-1 | 2016 | |
And get some rest too. | Ve biraz dinlenmesi. | 1920 London-1 | 2016 | |
Excuse me, ma'am. | Özür dilerim, hanımefendi. | 1920 London-1 | 2016 | |
There's a call for you from your residence. | Kaldığınız yerden size bir arama var. 1 | 1920 London-1 | 2016 | |
George, take me home. Yes, madam. 1 | George, beni eve götür. Tamam, madam. | 1920 London-1 | 2016 | |
Please hurry up. | Lütfen acele et. | 1920 London-1 | 2016 | |
This is Black Magic... | Bu Kara Büyü... | 1920 London-1 | 2016 | |
The doctor can't cure him with his injections. | Doktor onu, onun enjeksiyonları ile koruyamaz. | 1920 London-1 | 2016 | |
Kesar Maa...why would anyone use Black Magic... | Kesar Maa..Neden birileri kara büyü kullanmak ister... | 1920 London-1 | 2016 | |
...on a nice guy like him? | ...onun gibi nazik biri üstünde? | 1920 London-1 | 2016 |