Search
English Turkish Sentence Translations Page 2188
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| We made things worse? Yes. | Biz işleri daha kötü hale getirdik? Evet. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Where was that? That's over there on the left. | Neredeydi o? O orada, solda. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Oh, for fuck's sakes. | Oh, siktir ya. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But then the British and the Americans had to face up to the fact | Ama sonra İngiliz ve Amerikalılar düşündükleri kadar iyi ve masum | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| that they might not be as good and innocent as they thought they were. | olmayabilecekleri gerçeğiyle yüz yüze gelmek zorunda kaldılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| In 2009, the Presidential elections were held. | 2009'da başkanlık seçimleri yapılıyordu. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Hamid Karzai stood and allied himself | Hamid Karzai direndi ve | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| with some of the most powerful warlords. | bazı en güçlü savaş ağalarıyla birlik oldu. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But there were allegations that the warlords rigged the vote | Ama savaş ağalarının oylarda çok büyük ölçüde hile yaptığı | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| on a massive scale. | yönünde iddialar vardı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| This was backed up with videos that seemed to show | Bu iddia, savaş ağalarının adamlarının oy sandıklarını | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| the warlords' followers stuffing the ballot boxes | yüzlerce sahte oy pusulasıyla doldurur göründükleri | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| with hundreds of fake voting papers. | videolarla desteklenmişti. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| The coalition tried to rerun the election. | Koalisyon, seçimi tekrar yaptırmayı denedi. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But Karzai's main opponent refused | Ama Karzai'nin ana muhalifi karşı çıktı | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| because he said it would be even more corrupt. | çünkü daha da fazla hile karışacağını, söyledi. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| So the British and Americans had no choice | Dolayısıyla İngiliz ve Amerikalılar'ın Afganistan'da gerçek bir demokrasi | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| but to abandon their great dream of a real democracy in Afghanistan. | hayallerini terk etmekten başka seçenekleri kalmadı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| They gave in and allowed Karzai to become president again. | Pes ettiler ve Karzai'nin yeniden başkan olmasına izin verdiler. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| I still don't trust that fella. | O herife hala güvenmiyorum. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Things look rather bad, sir. What are we going to do? | İşler oldukça kötü görünüyor, efendim. Ne yapacağız? | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Do, Captain? We're British, we won't do anything. | Yapmak mı, Yüzbaşı? Biz İngiliz'iz, hiçbir şey yapmayacağız. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Till it's too late. Precisely. | Çok geç olana kadar. Elbette. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| That's the first sensible thing you've said today. | Bu, bugün söylediğin illk mantıklı şey. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Thank you, sir. No, gentlemen, as always, | Teşekkürler, efendim. No, beyler, her zamnaki gibi | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| we will carry on as if nothing was going to happen. | bir şey olmazsa böyle devam ettireceğiz. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| This morning... | Bu sabah... | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| the Federal Reserve, with support of the Treasury Department, | Hazine'nin desteğiyle Merkez Bankası | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| took additional actions to mitigate disruptions to our financial markets. | aksaklıkları gidermek için, finansal piyasamıza birtakım müdahalelerde bulundu. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Today's events are fast moving. | Bugünün olayları hızlı ilerliyor. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But the chairman of the Federal Reserve and the secretary | Ama Merkez Bankası Başkanı ve Hazine Müsteşarlığı | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| of the Treasury are on top of them, and will take the appropriate steps | olayların üzerinde ve piyasalarımızdaki istikrarı sağlamak için | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| to promote stability in our markets. | uygun adımları atacaklar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| ADAM CURTIS: And at the very same time | ADAM CURTIS: Ve tam aynı zamanda | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| as their simple plan was falling apart in Afghanistan, | Afganistan'daki basit planları dökülürken, politikacılar | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| the politicians had to face a crisis at home. | memleketlerinde bir krizle yüzleşmek zorundaydılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| They had given power to the banks | Gücü bankalara vermişlerdi | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| because the bankers and the financial technocrats had promised | çünkü bankacılar ve finansal teknokratlar, ekonomiye | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| that they could hold the economy stable. | istikrar getirebileceklerine söz vermişlerdi. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But in 2008, the whole intricate system of credit and loans | Ama 2008'de, bankacıların oluşturduğu | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| that the banks had created collapsed, | tüm karmaşık kredi ve borç sistemi çöktü, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| and there was growing panic as giant financial institutions | ve dev finansal kuruluşlar iflasla karşılaştığından | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| faced bankruptcy. | büyüyen bir panik vardı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| The politicians in America and Britain stepped in | Amerika ve İngiltere'deki politikacılar devreye girdi | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| and rescued the banks. | ve bankaları kurtardılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| As they did so, they began to discover that most of the major | Bunu yaptıktan sonra, keşfetmeye başladılar ki | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| financial institutions were also riddled with corruption. | büyük finans kuruluşlarının çoğu yolsuzlukla delik deşik edilmişti. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But unlike President Roosevelt in the 1930s, | Ama 1930'lardaki Başkan Roosevelt'in aksine, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| they didn't then try and reform the system. | sonrasında onlar, sistemi reforme etmeye çalışmadılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Instead they simply propped it up | Onun yerine, bir şekilde | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| by literally pouring billions more pounds and dollars into the banks, | ekonomilere yayılacağını umarak milyarlarca Pound'u ve Dolar'ı | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| hoping that this would somehow spread through the economies. | bankalara akıtıp sistemi basitçe düzelttiler. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| They had no other idea. | Başka hiçbir fikirleri yoktu. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| And, faced by disaster in Afghanistan, | Afganistan'da, felaketle yüzleşince, politikacılar | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| the politicians did exactly the same there, too. | orada da tam olarak aynı şeyi yaptılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| The Americans knew that the idea of democracy was failing. | Amerikalılar demokrasi düşüncesinin başarısız olduğunu biliyorlardı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| In desperation, they poured even more money into the Afghan economy. | Umutsuzlukla, Afgan ekonomisine daha da fazla para akıttılar.. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| The idea was that this would somehow create a simpler, | Fikirleri, bunun bir şekilde demokrasinin daha basit, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| economic form of democracy | ekonomik bir şeklini doğuracağı ve | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| and that the free market would liberate people. | serbest pazarın insanları özgürleştireceğiydi. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| They would become model consumers | Onlar da tıpkı Batı'daki ekonomilerdeki gibi | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| following their own rational self interest, | kendi rasyonel çıkarlarını takip ederek | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| just like in the economies of the west. | örnek tüketiciler olacaklardı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| And in an odd way, it worked. | Ve garip bir şekilde, işe yaradı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Many of those in charge of the money | Parayı yönetenlerin birçoğu | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| did behave in their own rational self interest. | kendi rasyonel çıkarları içinde hareket etmeye başladı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| They simply stole the money, | Basitçe, parayı çaldılar, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| smuggled it out through Kabul Airport, | Kabil Havaalanı'ndan kaçırdılar | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| and used it to buy luxury properties in Dubai. | ve Dubai'de lüks mülkler almak için kullandılar. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| During this period it was estimated that 10 million a day | Bu dönemde, Afganistan'dan bu yolla her gün 10 milyon doların | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| was being taken out of Afghanistan this way. | çıkarıldığı tahmin ediliyordu. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| The scandal seemed to confirm for many Afghans | Skandal, birçok Afgan için ABD'nin, ülkelerine | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| that the United States had not brought democracy or free markets | demokrasi ya da serbest pazar getirmediğini | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| to their country, | ama onun yerine, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| but instead a corrupt crony capitalism that had taken over | yozlaşmış ve kafadar kapitalizmin, Afganistan ve hükümeti | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Afghanistan and its government. | teslim aldığını doğrular görünüyordu. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Which was the very same allegation | Bu, memlekette, Amerika ve İngiltere'de | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| that as being made against politicians at home, | politikacılar aleyhinde ortaya konulan savın, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| in America and in Britain. | aynısıydı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| At the end of 2014, | 2014'ün sonunda, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| British soldiers left Afghanistan. | İngiliz askerler, Afganistan'ı terk etti. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| All the bases were wiped out as if nothing had been there. | Bütün üsler, sanki orada hiçbir şey bulunmamış gibi, yıkılıp atıldı. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Even the war memorials were packed up and taken back to Staffordshire. | Savaş anıtları bile, paketlenip Staffordshire'a geri götürüldü. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But they weren't the only fighters who had left Afghanistan. | Ama onlar Afganistan'ı terk eden tek savaşçılar değillerdi. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Abu Musab al Zarqawi had gone to Afghanistan | Ebu Musab el Zarqawi Afganistan'a Sovyetler'le | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| to fight the Soviets back in the 1980s. | savaşmak için 1980'lerde gitmişti. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Then he had stayed on to work with Osama bin Laden. | Sonra, Usame Bin Ladin'le çalışmak için kalmaya devam etti. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| And in 2003 he went to Iraq | 2003'te Irak'a gitti ve | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| to fight the American invasion. | cihatçı grup kurdu. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Allahu Akbar! | Allahu Ekber! | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Al Zarqawi was powerfully influenced by bin Laden's ideas. | Al Zarqawi, Bin Ladin'in fikirlerinden çok etkilenmişti. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But he took them much further. | Ama o, bunu daha da ileri götürdü. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| He and his group killed anyone who they decided did not believe | O ve grubu, onların aşırı tuttucu fikirlerine inanmayan ve | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| in their fundamentalist ideas and deserved to die. | ölmeyi hak ettiğine karar verdikleri herkesi öldürdü. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| Even the original founders of Al Qaeda were shocked, | El Kaide'nin ilk kurucuları bile şok olmuştu | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| and they sent him a letter telling him to stop killing civilians. | ve ona, sivilleri öldürmeyi bırakması gerektiğini anlatan bir mektup gönderdiler. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But al Zarqawi ignored them. | Ama al Zarqawi onları görmezden geldi. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| He was convinced that the insurgency in Iraq | O, Irak'taki isyanın İslami bir devrimi, Arap dünyası | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| could be used to spread an Islamist revolution throughout the Arab world. | boyunca yaymak için kullanılabileceğine ikna olmuştu. | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 | |
| But before he could do this, | Ama o, bunu yapamadan, | Adam Curtis Bitter Lake-1 | 2015 |