Search
English Turkish Sentence Translations Page 2321
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
there was a gift I had wanted to give to you, but couldn't because I didn't have the courage. | ...sana vermek istediğim bir hediye vardı ama cesaret edemediğim için verememiştim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Even without me, you can go to Mr. Kim and | Ben olmasam da Bay Kim'e gidip... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
you can give my name and drink wine and live well. | ...adımı ver, şarabını iç ve güzel zaman geçir lütfen. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I hope you meet a really good guy. | Lise öğrencisi gibi rol keserken şimdi de dedektif kılığına bürünmek mi istiyorsun? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
As expected, everything was inside the vault. | Beklenildiği gibi her şey kasadaymış. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
The ledger? | Ya hesap defteri? 1 | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
A bigger problem than that has surfaced. | Bundan daha büyük bir sorun baş gösterdi. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Han Mi Joo has returned. She is at Judge Park's house. | Han Mi Joo döndü. Şu an Hakim Park'ın evinde. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
If she opens her mouth, you know what will happen to me and you. | Ağzını açarsa bana da sana da neler olacağını biliyorsun. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You know well that she hasn't been able to speak a word of it for the past 10 years. | Geçen on yıl boyunca ağzını açıp tek kelime edemediğini çok iyi biliyorsunuz. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
That's not it at all. Even a cornered mouse will bite a cat. | Bu o kadar basit değil. Köşeye sıkışan fare bile bir kediyi ısırabilir. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
She's my daughter. | Bu benim kızım. Ben öldürdüm. Bir kaşık suda boğulacağını söyledi, ben de ona bir kaşık su verdim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
She is...Yi Gyeong. | Adı... Yi Kyeong. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I was just like you. | Ben de tıpkı sizin gibiydim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
When Ah Ran's mother said she was going to catch the ones that made my child like that | Ah Ran'ın annesi, evladımı bu duruma getirenleri yakalayacağını söylediğinde... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
That's why I...know you heart all too well. | Bu yüzden sizi çok iyi anlıyorum. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Then, how did you change your mind? | Peki fikrinizi nasıl değiştirdiniz? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Yi Gyeong's little bother said this as he watched the news, | Yi Kyeong'un erkek kardeşi haberleri izlediğinde şöyle dedi. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
"That's the school Big Sister attended." | 'Burası ablamın gittiği okul.' | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
"If she was alive, she could have died, too." | 'Şimdi hayatta olsaydı o da ölebilirdi.' | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
If it's really for the sake of my child, I shouldn't be covering things up | Gerçekten çocuğumun iyiliğini düşünüyorsam üzerini kapamak yerine... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
while he's alive. | ...hayattayken. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Let's go get Sang Tae. | Gidip Sang Tae'yi alalım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You have the right to get him, Sang Tae's Mom. | Onu alma hakkınız var Sang Tae'nin annesi. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Legally, the ones who threatened the witness or the relative can be arrested on the spot. | Kanunen, tanığı veya akrabalarını tehdit eden biri derhal tutuklanabiliyor. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You know very well that he doesn't listen to things like the law. It's obvious that he won't let him out. | Kanunu falan takmadığını iyi biliyorsunuz. Sang Tae'yi hayatta bırakmayacaktır. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
It's his father. | Babası arıyor. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
What is this?! | Bu da ne böyle? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I was going to be nice and use my words. How dare you come here with the police?! | Seninle insan gibi konuşacaktım. Ne cüretle buraya polisle gelirsin? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You left him behind just to save yourself! | Kendini kurtarmak için onu arkanda bırakıp gittin! | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry, but there's a been a report that you are threatening and holding your son against his will. | Üzgünüm ama oğlunuzu tehdit ettiğinize ve zorla alıkoyduğunuza dair ihbar aldık. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
After we confirm that's not the case... To which station do you belong? Provide your information! | Böyle olmadığını doğruladıktan sonra... Hangi karakoldansın sen? Bilgilerini ver! | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I am Reporter Jeong Hye Jin of NBS broadcasting company. | Malzeme masrafları çok fazla, cebimdeki tüm parayı vermek zorunda kalacağım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I heard that your son is locked up. Is that true? | Oğlunuzu kilitli tutuyormuşsunuz. Bu doğru mu? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
This is really... | Başlayacağım cidden! | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Sang Tae! Are you inside? | Sang Tae, orada mısın? Hocam? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Is it you, Teacher? | Siz misiniz Hocam? Sang Tae kapıdan uzaklaş. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Are you okay Sang Tae? Are you hurt? | İyi misin Sang Tae? Bir şeyin yok ya? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I've never seen a person like you in my life. | Sizin gibi birini hayatım boyunca görmedim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Like you've lived all that long... | Sanki çok uzun yaşamış da... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I wish we could have had a discussion like this before, but | Bu konuşmayı daha önce yapabilmiş olmayı dilerdim ama... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
How upset you must have been to get personally involved like this. | Bu işe dahil olduğunuz için kim bilir ne kadar üzülmüşsünüzdür. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
How can someone who treats his son like a stain on his flesh understand us? | Oğlunu bir kara leke olarak gören biri bizi nasıl anlayabilir? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
We know your two faces very well, so take off your mask and just tell us what you want. | İki yüzünüzü de çok iyi biliyoruz o yüzden... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Then I'll just tell you why I called you here. | O zaman sizi neden buraya çağırdığımı söyleyeyim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
If it's not enough, I can cut a blank check. | Yeterli gelmezse boş bir çek de yazabilirim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Such a cruel thing. I will treat it as the charge of murder to arrange for the maximum punishment. | Ne korkunç bir şey. En ağır cezayı alması için cinayet suçuyla itham edeceğim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Your husband died, right? You feel wronged and resentful, don't you? | Kocan öldü, değil mi? Kötü ve kızgın hissediyorsun, değil mi? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I'll raise your daughter up as the brightest talent in Korea. | Kızını Kore'nin en parlak yeteneği olarak yetiştireceğim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Madam Han, this country's well being and your son's life hang in the balance on your mouth. | Bayan Han, ülkemizin refahı ve oğlunun hayatı... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Live with your mouth closed. Continue to live as you've lived. That's the best for your son. | Çeneni kapalı tut. Hayatına aynen devam et. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I'll decide my own fate. | Kendi hayatıma kendim karar veririm. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Hong Sang Tae! You would dare to butt in on adults' conversation? Wait outside. | Hong Sang Tae! Ne cüretle büyüklerin konuşmasına karışırsın? Dışarıda bekle. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, I'm fine. Why did you come here? | Evet iyiyim. Niye buraya geldin? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You can come in as your please, but when you leave, | Buraya kendi rızanızla gelmiş olabilirsiniz ama... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
you can't leave without my permission. Sit still unless you want to die! | ...benim iznim olmadan gidemezsiniz. Ölmek istemiyorsanız oturun şuraya! Bu işi hemen bastırmazsanız vaziyet gerçekten çok büyüyecek! | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Do you think we would have come into a tiger's lair without some preparation? | Kaplanın inine hazırlıksız geleceğimizi mi sandınız? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I have quite a few reporters around me who can't be controlled. | Kontrol edemeyeceğiniz oldukça fazla muhabir tanıdığım var. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You're my son. You're Hong Sang Bok's son, Hong Sang Tae. | Sen benim oğlumsun. Hong Sang Bok'un oğlu Hong Sang Tae'sin. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Mom, I'll just stay here. | Anne ben burada kalacağım. Sang Tae! | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
It will be pitiful to Father if I leave, too. | Ben de gidersem babam çok acınası halde olacak. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Mom, go and do what you need to do. I'll do what a son needs to do. | Git ve yapman gerekeni yap anne. Ben de bir evlat olarak yapmam gerekeni yapacağım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Dad won't hit me. He'll only lock me up in the room. | Babam beni dövmez. Beni yalnızca odaya kapatacak. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Han Mi Joo, if you leave, I won't give it to him. | Han Mi Joo, eğer gidersen ona bir lokma ekmek vermem. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
He's just saying that. I'm not scared of Dad. Don't worry, Mom. | Öylesine söylüyor. Babamdan korkmuyorum. Merak etme anne. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Teacher, please escort my mom and leave. I need to stay by my dad's side. | Hocam lütfen annemi de alıp gidin. Ben babamın yanında kalmalıyım. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
The witness has gone over to the other side. | Tanık karşı tarafa geçti. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Prosecutor Jeong will arrest me as an additional defendant. | Savcı Jeong beni sanık olarak tutuklayacak. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Please allow me to hang in just for one week until the election. | Lütfen seçime kadar bir hafta daha kalmama müsaade edin. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I said I'd take the ledger and meet him in person to put an end to this. | Hesap defterini alıp onunla yüz yüze görüşecek ve buna bir son vereceğim dedim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Bring me the ledger. | Bana o hesap defterini getir. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Ah, yes... well... | Olur da... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I've moved it to the bank safe deposit. | Defteri banka kasasına koydum. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
You know this place runs the risk of a residential search. | Burası her an aranma riski taşıyor malum. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Make sure to bring it to my office first thing tomorrow morning. | Yarın sabah ilk işin onu benim ofisime getirmek olsun. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Yes, Candidate. | Kanını taşımayan bir çocuğu yetiştirmek için aşırı çalışmaktan mı ölmek istiyorsun? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Yes, Candidate. It's Hong Sang Bok. | Evet Sayın Aday, ben Hong Sang Bok. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
2005 Myeong Seong High School. | Myeong Seong Lisesi, 2005 | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
The truth is, the last night we went out to eat, | İşin doğrusu, beraber yediğimiz son yemekte... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I wanted to present you with a gift, but I didn't have the courage to give it to you. | ...sana vermek istediğim bir hediye vardı ama cesaret edemediğim için verememiştim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Even without me, please go see Mr. Kim sometimes and | Ben olmasam da Bay Kim'e gidip... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
give my name and drink some wine and live well. | ...adımı ver, şarabını iç ve güzel zaman geçir lütfen. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
This is the petition for Kang Soo Chan's arrest as an additional defendant | Kang Soo Chan'ın sanık olarak tutuklanmasını talep eden dilekçe. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
What's going on that you're so readily approving it? | Ne oldu da hemen onayladınız böyle? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Since you've stamped it, then this one, too... | Hazır onu onaylamışken, bunu da... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Seoul District Prosecution Office Subject: request for warrant to seize, search, and investigate. | Seul Bölge Savcılığı Konu: El koyma, arama ve soruşturma emri. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Wait on this one a little longer. | Bu biraz daha beklesin. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
We need to quickly search Myeong Seong Foundation's secret vault. | Bir an önce Myeong Seong Vakfı'nın kasa dairesini aramalıyız. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Excuse me... Do you remember me? | Affedersiniz, beni hatırladınız mı? | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Jeong Woo said I could come here anytime and have some wine. | Jeong Woo ne zaman istersem gelip... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
In any case, there's something the director left here | Zaten Müdür buraya bir şey bırakmıştı. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
and I was waiting to see when you would stop by. | Ben de ne zaman uğrayacağınızı merak ediyordum. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I wanted to put it on you with my own hands but I end up giving it to you like this. | Bunu sana kendi ellerimle takmak isterdim ama maalesef böyle verebildim. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
I hope to see you wearing this necklace in court. | Dilerim bunu mahkemede takarsın. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
It's the best gift you could give to me and revenge. | Bu bana verebileceğin en iyi hediye ve alabileceğin en iyi intikam olur. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
Candidate Kang Soo Chan was additionally arrested in connection with the Myeong Seong Collapse Tragedy. | Aday Kang Soo Chan, Myeong Seong binasının yıkılmasıyla bağlantılı olarak tutuklandı. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
and the construction funds have passed through the account of the wife of Chairman Hong, Ms. Han Mi Joo, | ...inşaat fonunun büyük kısmı Başkan Hong'un karısı adına olan bir hesap üzerinden... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
showed so many high profile officials' names in connection to this that | ...bununla bağlantılı olarak çok fazla yüksek dereceli memurun adı geçmekte ki... | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
There isn't familiarity to prompt an exchange of funds between the candidate Kang Soo Chan and us. | Aday Kang Soo Chan ile aramızda kaynak aktarımı yapacak kadar bir yakınlık yoktur. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |
That person, aside from graduating from the same high school, we have no other special connection. | Adı geçen kişiyle, aynı liseye gitmiş olmak dışında bir bağım yoktur. | Aenggeurimam-1 | 2015 | ![]() |