• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 2325

English Turkish Film Name Film Year Details
That sort of stuff is for frustrated single women. O tür şeyler asabi bekâr kadınlar içindir. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Oh yeah? Anyone would get frustrated living in this box. Öyle mi? Bu kutu gibi evde kim olsa asabi olurdu. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
That's the best you can do between the switchboard and this housing complex. Telefon santrali ve apartman blokları arasında yapabileceğin en iyi şey bu. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
What a lovely day. Ne güzel bir gün. Böyle güzel bir günde tüm gün bir yere tıkılıp kalmak çok kötü. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
He's just a cosmetic salesman. Nothing special. Kozmetik ürünleri satıcısı. Ahım şahım biri değil. Ama çok çekici. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Hey! Almasana! Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
It's either the TV or the newspaper. Doesn't he ever get bored? Ya televizyon izliyor ya da gazete okuyor. Hiç sıkılmıyor mu acaba? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Makato! You mustn't be rude to your father. Makato, babana saygısızlık etme. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
What's up with Asako? She's pretty late. Asako niye gelmedi? Epey geç kaldı. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
She's on late shift today. Bugün gece vardiyasına kalacaktı. Herhalde şu saatlerde çıkmak üzeredir. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
AMMUNITION TRANSPORTATION TO VIETNAM DENIED. VİETNAM'A ASKERİ MÜHİMMAT TRANSFERİ ENGELLENDİ. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Japanese women are so lucky. Japon kadınları çok şanslı. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
All day long, just building up their sex drive. Sabahtan akşama kadar cinsel dürtüleri tavan yapıyor. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Just imagine what those poor women in Vietnam have to go through each day. 1 Vietnam'daki o zavallı kadınların her gün yaşadığı zorlukları düşünsene. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
You've changed. Sen çok değiştin. Öyle mi düşünüyorsun? Halen aynı benim. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Only a bit more mature than when I was young. Gençlik halimden biraz daha olgunum. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
I wonder... Merak ediyorum... Ne kadar sinir bozucu. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Put that down. Şunu bıraksana! Senin neyin var böyle? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Getting frustrated? Sinirlerin mi bozuldu? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Have you ever doubted me? Seni aldattığımı hiç düşündün mü? Ne? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
That's ridiculous. Never crossed my mind. Saçmalama. Aklımın ucundan bile geçmedi. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
The milkman is my type of guy. Sütçü tam benim tipim. Öyleyse niye baştan çıkarmıyorsun onu? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Are you serious? Ciddi misin? Asla başaramazsın. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Oh, this is so irritating. Çok canım sıkılıyor. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Have you ever imagined what my life is like? Nasıl bir hayatım olduğunu hiç düşündün mü? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Every day, trapped within these walls Her gün bu duvarların arasında sıkışıp kalıyorum. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
amid uncertainty that may cave in on me at any time. Her an kuşku içindeyim, üzerime yıkılacakmış gibi hissediyorum. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
And you never give a damn about me. Beni hiç umursamıyorsun. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
What's all this drama about uncertainty caving in? Kuşku içinde üzerine yıkılmasıyla ilgili bu dramatik laflar ne? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Then let it cave in for Pete's sake. Tanrı aşkına bırak yıkılsın. İçindeki edebi kızın uyanması için bir şans olur. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Listen, reality is harder than you think. Dinle, gerçeklik düşündüğünden daha zordur. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Much harder than an uncertainty that may cave in. Üzerine yıkılacakmış gibi kuşku duyman senin için çok daha zor. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Workers are in constant fear for tomorrow's bread, the next day's illness. İşçiler yarının ekmeği, sonraki günün hastalığı için sürekli korku içinde. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Even so... Buna rağmen... Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
They have to struggle at work, in the streets, for peace in Vietnam. Vietnam'da barış için iş yerlerinde, sokaklarda mücadele etmek zorundalar. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
I know already. I used to be involved in the peace movement. Bunu zaten biliyorum. Eskiden barış hareketinin içinde yer aldım. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Used to be. Not now, like me. O eskidendi. Artık olmaz, benim gibi ol. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
You're such a fool, so shallow. Ne kadar aptalsın, çok sığsın. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Are you saying that whoever works is a worker? Her çalışanın işçi olduğunu mu söylüyorsun? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
That workers can only fight for peace? O işçilerin sadece barış için savaşabileceğini? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
There are things like family, like community to look out for. Aile, toplum gibi dikkat etmemiz gereken şeyler var. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Housewives have their own place in society. Ev kadınlarının toplumda ayrı bir yeri var. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
This is ridiculous. Just talking to you makes me irritated. Saçmalıyorsun. Seninle konuşmak sinirlerimi bozuyor. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
In any case, you should let me focus on the union's work Ne olursa olsun, endişe duymadan sendikanın işlerine odaklanmalıyım. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Oh really? Then it's union heaven now? Öyle mi? Demek şimdilerde sendika cenneti var? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Isn't this yours? Bunlar sizin mi? Kusura bakmayın, aşağı düştüklerini fark etmedim. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
It's silk, isn't it? Very nice. Bu ipek, değil mi? Çok güzel. Hayır, ucuz bir kumaş parçası. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Excuse me. Affedersiniz. İçeri buyurun, çay içelim. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Yes, another time. Başka bir zaman. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Hello again. Tekrar merhaba. Bir şey mi vardı? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
I'm sorry, I dropped my laundry again. Kusura bakmayın. Çamaşırlarım yine balkonunuza düştü. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
I was lost in my thoughts while bringing it in. Bir anlık dalgınlığıma geldi, elimden kaydılar. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
May I come in and fetch them? İçeri girip, alabilir miyim? Gerek yok. Çamaşırlarınızı getireyim. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Is this all that you dropped? Hepsi bu mu? Evet, kusura bakmayın. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Oh, how embarrassing. I'm glad it was the French one. Çok mahcup oldum. Sevdiğim Fransız biriydi. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
A funny friend who sends over lingerie all the time. Sürekli bana iç çamaşırı gönderen komik bir arkadaş kendisi. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Excuse me for this silly talk. Have a nice day. Saçma sapan konuştuysam kusura bakmayın. İyi günler. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
I'm so tired and sleepy! Çok yoruldum, uykum geldi be! Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Oh my! Aman Tanrım! Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
How energetic. Epey zinde görünüyorsun. Ne var? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Stop teasing your parents. Ailenle alay etmeyi kes. Gayet iyiyim ben, hadi git uyu. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
I can't sleep with you yelling like that. It worries me. Sen öyle bağırırken uyayamıyorum. Beni endişelendiriyorsun. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Those are my honest feelings. İçten duygularım onlar. Çok mu ders çalışıyorsun? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
In any case, I'll never turn out to be a poor civil worker like Dad. Ne olursa olsun, asla babam gibi fakir bir inşaat işçisi olmayacağım. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
CORRUPTION IN THE CITY COUNCIL ELECTION LARGE SUM OF GIFT MONEY PRESENTED BELEDİYE SEÇİMLERİNDE BÜYÜK YOLSUZLUK YAPILDI. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
How did we become so corrupt? Nasıl bu kadar ahlaksız olduk? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Corrupt? We're not corrupt at all. Ahlaksız mı? Hiç de ahlaksız değiliz. Ben o kadar emin değilim. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
No, it's not. It's male female animal instinct. Hayır, değil. Kadın ve erkeğin hayvansal içgüdüsü. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Exactly. What's wrong with that? Aynen öyle. Bunun nesi yanlış? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Animal instinct is corrupt? I don't think so. Hayvansal içgüdü kötü mü? Hiç zannetmiyorum. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
See our flesh brushing each other? Baksana, tenimiz birbirine sürtünüyor. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Here we are, a male me and a female you. İşte buradayız, ben bir erkeğim ve sen bir kadınsın. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
There's nothing more real than this. Bundan daha gerçek hiçbir şey yok. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
But we're sneaking around behind my husband's back. Ama kocamın arkasından gizli saklı iş çeviriyoruz. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
I bet he's sneaking around too, probably even right now. Eminim o da gizli saklı bir şeyler yapıyordur, şu anda bile. Evet. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
You may be right. Haklı olabilirsin. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
That's strange. Çok garip. Ne oldu? Kocan değil mi? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Of course not. Are you being jealous? O değildir. Kıskanıyor musun? Katiyen. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Nisshin Seifun Group, 160 yen, down 2 yen. Nisshin Seifun Grubu: 160 yen. 2 yen düştü. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Dai nippon sugar, 53 yen, up 1 yen... Dai nippon Şeker: 53 yen. 1 yen yükseldi... Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Hello, this is Nagai. Alo, ben Nagai. Evet, teşekkür ederim. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Still going weak, isn't it? Hâlâ düşmeye devam ediyor, değil mi? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
That's too optimistic. It's still too early to start buying. Çok iyimser bir düşünce. Satın almak için hâlâ çok erken. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Because you mean everything to me. Çünkü sen benim her şeyimsin. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
I can't have babies that inherit your radiation. Kalıtım yoluyla radyasyonunun geçtiği bebeği doğuramam. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
I shouldn't, right? Doğurmamalıyım, değil mi? Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
But that doesn't mean you had to get sterilized. Fakat bu kısırlaştırılman gerektiği anlamına gelmiyor. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
It's okay. I'm fine. Sorun değil. Ben iyiyim. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Kids will just be in the way with our struggle. Çocuk mücadele yolumuzda sadece bize engel olacaktı. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
I have some news for you. It's great news. Sana bazı haberlerim var. Harika haberler. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
A volunteer professor announced a communiqué Profesör barış hareketini destekleyen bir bildiri açıkladı. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
A grand result of our Peace Assembly fighting Japonya'daki tüm Öğrenci Federasyonlarının barış mücadelesinin büyük sonucu bu. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
It's clear that we're going to gain more credit from the public. Açıkçası, halkın güvenini daha fazla kazanıyoruz. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
That doesn't serve as a criteria. The situation analysis is too naive. Bir ölçüt olamaz bu. Durum analizi çok aptalca. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
A sum can be easily foreseen now. Şu an kolayca tahmin edilebilir. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
It's Malaysia from now on. Bundan sonra Malezya var. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
That's right, in short, it's all about money. That goes for both of us. Aynen öyle, işin ucunda para var. Bu ikimiz için de geçerli. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
Okay then, talk to you again soon. Goodbye. Tamam o zaman, tekrar konuşuruz. Hoşça kal. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
What's wrong? Ne oldu? Bir şey yok. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
I'm going out for cigarettes. Sigara almaya gidiyorum. Affairs Within Walls-1 1965 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 2320
  • 2321
  • 2322
  • 2323
  • 2324
  • 2325
  • 2326
  • 2327
  • 2328
  • 2329
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact