Search
English Turkish Sentence Translations Page 299
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Oh, no, she's here. | Hayır, hayır. Burada. Hayır, hayır. Burada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She's out there running around, trying to swing a boyfriend situation | Bize özel odayı ayarlayan doktor arkadaşıyla... Bize özel odayı ayarlayan doktor arkadaşıyla... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
with her doctor friend who got us the V.I.P. hook up. | ...işleri tekrar yoluna koymaya uğraşıyor. ...işleri tekrar yoluna koymaya uğraşıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What about you, Max? | Peki ya sen, Max? Peki ya sen, Max? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No sweetheart on Valentine's Day. | Sevgililer Gününde özel birileri de yok. Sevgililer Gününde özel birileri de yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I worry about you. | Senin için endişeleniyorum. Senin için endişeleniyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Be nice if you had someone special. | Özel birileri olsaydı çok hoş olurdu. Özel birileri olsaydı çok hoş olurdu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I already do. | Zaten var. Zaten var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ah, Max, I'm only going to be around another 30 or 40 years. | Max, belki 30 ya da 40 yıl daha etrafında olacağım. Max, belki 30 ya da 40 yıl daha etrafında olacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You better widen the net a bit. | Çevreni biraz genişletsen iyi olur. Çevreni biraz genişletsen iyi olur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Visiting hours are up. Friends have to leave. | Ziyaret saati sona erdi. Arkadaşların gitmek zorunda. Ziyaret saati sona erdi. Arkadaşların gitmek zorunda. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She can stay, nurse. She's family. | Kalabilir. O aileden. Kalabilir. O aileden. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Earl, I'm family? | Earl, aileden miyim? Earl, aileden miyim? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, and the best kind of family. You don't want my money. | Evet. Hem de en iyisinden. Paramı istemiyorsun. Evet. Hem de en iyisinden. Paramı istemiyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, Earl. You look really good. | Selam Earl. Çok iyi görünüyorsun. Selam Earl. Çok iyi görünüyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So did you and Dr. Dave do it in a hospital closet? | Dr. Dave ile tuvalette işi pişirdiniz mi? Dr. Dave ile tuvalette işi pişirdiniz mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All very "Grey's Monotony"? | Grey's Monotony usulü. Grey's Monotony usulü. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, that won't be happening. | Hayır. Öyle bir şey olmayacak. Hayır. Öyle bir şey olmayacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I asked him out and he said he could never date me, | Ona sordum ve benimle asla çıkmazmış... Ona sordum ve benimle asla çıkmazmış... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
because of my father and "what would people think?" | ...çünkü babamın yaptıklarından sonra insanlar onun hakkında ne düşünürmüş. ...çünkü babamın yaptıklarından sonra insanlar onun hakkında ne düşünürmüş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I feel like I was just hit | Aşk Tanrısını öldüren kamyon... Aşk Tanrısını öldüren kamyon... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
by the same mack truck that killed Cupid. | ... bana çarpmış gibi hissettim. ... bana çarpmış gibi hissettim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, somebody's about to get hit by a truck... | Birilerine bir kamyon çarpacak. Birilerine bir kamyon çarpacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
A Max truck. | Hem de Max plakalı. Hem de Max plakalı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, you, Dr. I Forget Your Name. | Hey sen! Doktor adın her neyse. Hey sen! Doktor adın her neyse. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How? It's written on every wall. | Nasıl bilemezsin? Her tarafta yazıyor. Nasıl bilemezsin? Her tarafta yazıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, Dr. Exit. | Pekala Dr. "Çıkış Kapısı" Pekala Dr. "Çıkış Kapısı" | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is wrong with you? Doctors are supposed to be sensitive. | Senin sorunun ne? Doktorların duyarlı insan olmaları gerekir. Senin sorunun ne? Doktorların duyarlı insan olmaları gerekir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, it's Valentine's Day, and she has nothing. | Bugün Sevgililer Günü ve onun bir sevgilisi yok. Bugün Sevgililer Günü ve onun bir sevgilisi yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Couldn't you be like every other guy on the planet | Gezegendeki diğer erkeklere benzeyip, bu gece onunla yatıp... Gezegendeki diğer erkeklere benzeyip, bu gece onunla yatıp... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and just lead her on and not call her the next day? | ...ertesi gün bir daha hiç aramasaydın. Olmaz mıydı? ...ertesi gün bir daha hiç aramasaydın. Olmaz mıydı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That is the decent thing to do. | Yapacağın en uygun şeydi bu. Yapacağın en uygun şeydi bu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And for the record, she is so hopped up on candy hearts, | Bilgin olsun kalp şekerler onda kafa yapmıştı... Bilgin olsun kalp şekerler onda kafa yapmıştı... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
you would have gotten some tonight, fo' sho! | ...ve kesinlikle senin için bu gece bir iş çıkabilirdi. ...ve kesinlikle senin için bu gece bir iş çıkabilirdi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You just made the biggest mistake of your life. | Biraz önce hayatının en büyük hatasını yaptın. Biraz önce hayatının en büyük hatasını yaptın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I guess nobody knows me better than you, | Daha önce tanışmadığım kızlardan hiçbiri... Daha önce tanışmadığım kızlardan hiçbiri... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
girl I've never met before. | ...beni senin kadar tanımıyor galiba. ...beni senin kadar tanımıyor galiba. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And now I would like to speak to the pro Bono part of you, | Biraz önce söylediklerimin hiçbirisinin özel odada yatan... Biraz önce söylediklerimin hiçbirisinin özel odada yatan... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
who understands that nothing I just said | ...adamın durumun etkilemeyecek olduğunu anlayan... ...adamın durumun etkilemeyecek olduğunu anlayan... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
should affect that man in the V.I.P. room. | ...içindeki Bono'yla konuşmak istiyorum. ...içindeki Bono'yla konuşmak istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That was actually a very cool thing to do. | Aslında bu yaptığın çok hoştu. Aslında bu yaptığın çok hoştu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Earl is fine. Don't worry. | Earl'ün bir şeyi yok. Endişelenme. Earl'ün bir şeyi yok. Endişelenme. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And as far as Caroline goes, I'm sorry, but... | Caroline'a gelince, kusura bakma ama... Caroline'a gelince, kusura bakma ama... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Her father hurt a lot of people. | Babası bir sürü insanın canını yaktı. Babası bir sürü insanın canını yaktı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Whatever you put out there comes back to you. | Ne ekersen onu biçersin. Ne ekersen onu biçersin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ugh. | Of! Of! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What now... you gonna threaten to feed me my nipples again? | Şimdi ne var? Beni kendi göğüslerimle beslemekle mi tehdit edeceksin yine? Şimdi ne var? Beni kendi göğüslerimle beslemekle mi tehdit edeceksin yine? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Actually, someone just said something | Aslında biraz önce birisi... Aslında biraz önce birisi... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
about the things you do coming back to you, | ...ne ekersen onu biçersin ile ilgili bir şeyler söyledi... ...ne ekersen onu biçersin ile ilgili bir şeyler söyledi... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I decided the smart move was to apologize. | ... ve ben de senden özür dilemeye karar verdim. ... ve ben de senden özür dilemeye karar verdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thanks, but it's not necessary. | Teşekkür ederim ama gerek yoktu. Teşekkür ederim ama gerek yoktu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Actually, you're the nicest person I've dealt with tonight. | Aslında bu gece uğraştığım en kibar insansın. Aslında bu gece uğraştığım en kibar insansın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ugh. Rough job, dude. | Zor bir iş adamım. Zor bir iş adamım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here, Happy Valentine's Day. | Al bakalım. Sevgililer Günün kutlu olsun. Al bakalım. Sevgililer Günün kutlu olsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You want to go out sometime? | Bir ara dışarı çıkmak ister misin? Bir ara dışarı çıkmak ister misin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Scoffs] Why would... | Neden seninle... Neden seninle... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, give me your number. I'll call you tomorrow. | Olur. Numaranı ver. Yarın ararım seni. Olur. Numaranı ver. Yarın ararım seni. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sleeping in that hospital chair all night | Hastane sandalyelerinde uyuklamak... Hastane sandalyelerinde uyuklamak... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
wasn't that uncomfortable. | ...o kadar da kötü değildi. ...o kadar da kötü değildi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, the chairs weren't. | Hayır. Sandalyeler kötü değildi. Hayır. Sandalyeler kötü değildi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Your sad Valentine whimpering was. | Ama senin Sevgililer Günü sızlanmaların öyleydi. Ama senin Sevgililer Günü sızlanmaların öyleydi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So how you feeling this morning? Pretty good, | Bu sabah nasıl hissediyorsun. Oldukça iyi. Bu sabah nasıl hissediyorsun. Oldukça iyi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
considering I survived the very first Valentine's Day | Babamdan Sevgililer Gününde çiçek almayıp... Babamdan Sevgililer Gününde çiçek almayıp... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I didn't get flowers from my father. | ... hayatta kaldığımı göz önüne alırsak. ... hayatta kaldığımı göz önüne alırsak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So you got one year under your belt. | Sadece bir yılın deneyimini edindin. Sadece bir yılın deneyimini edindin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't get so cocky. | Kendinden bu kadar emin olma. Kendinden bu kadar emin olma. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You still have to make 23 more to tie me. | Benimle durumu eşitlemek için daha 23 yıl var. Benimle durumu eşitlemek için daha 23 yıl var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know, all this time, I've been feeling sorry for you | Biliyor musun, tüm bu zaman boyunca... Biliyor musun, tüm bu zaman boyunca... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
'cause you didn't know your father, | ...babanı tanımadığın için sana üzülüyordum... ...babanı tanımadığın için sana üzülüyordum... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but after seeing how you took care of Earl... | ...ama Earl ile nasıl ilgilendiğini görünce... ...ama Earl ile nasıl ilgilendiğini görünce... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I feel sorry for your father that he didn't know you. | ...seni tanımadığı için babana üzüldüm. ...seni tanımadığı için babana üzüldüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You would have been a wonderful daughter. | Harika bir evlat olurdun. Harika bir evlat olurdun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't hold that thought. | Sil bu düşünceleri aklından. Sil bu düşünceleri aklından. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't want to cry till after we break open the tapioca. | Muhallebiyi zorla açana kadar ağlamak istemiyorum. Muhallebiyi zorla açana kadar ağlamak istemiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I didn't just win a beauty contest. | Hayır. Biraz önce güzellik yarışması falan kazanmadım. Hayır. Biraz önce güzellik yarışması falan kazanmadım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, these were left on the front doorstep. | Bunları kapının önüne bırakmışlar. Bunları kapının önüne bırakmışlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They're both addressed to Caroline. | İkisi de Caroline'a gönderilmiş. İkisi de Caroline'a gönderilmiş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry, Max. Oh, no, that's cool. | Üzgünüm Max. Sorun değil. Üzgünüm Max. Sorun değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wouldn't want to break my winning streak. | Galibiyet serimi bozmak istemezsin. Galibiyet serimi bozmak istemezsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, well, just look at it this way. | Bir de şöyle düşün:... Bir de şöyle düşün:... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She got the flowers. You got the knockers. | Onun çiçekleri var. Senin de göğüslerin. Onun çiçekleri var. Senin de göğüslerin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All right, girls, | Pekala kızlar. Pekala kızlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
well, I'm off to buy scratchers | Porto Rikolular hepsini almadan önce... Porto Rikolular hepsini almadan önce... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
before all the Puerto Ricans get them. | ...kazı kazan almaya gidiyorum. ...kazı kazan almaya gidiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"You'll always be my Valentine. | "Her zaman benim sevgilim olacaksın". "Her zaman benim sevgilim olacaksın". | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Love, Daddy." | "Sevgilerle, Baban". "Sevgilerle, Baban". | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The other one from Dr. Dave? | Diğeri Dr. Dave'den mi? Diğeri Dr. Dave'den mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Change his mind after I tore him a new one? | İçinden yeni birini yırtıp çıkardığım için fikir mi değiştirmiş? İçinden yeni birini yırtıp çıkardığım için fikir mi değiştirmiş? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's from my father as well, but it's written to you. | Bu da babamdan gelmiş ama sana yazılmış. Bu da babamdan gelmiş ama sana yazılmış. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Thank you for taking such good care of my sweetheart. | Tatlıma göz kulak olduğun için çok teşekkür ederim. Tatlıma göz kulak olduğun için çok teşekkür ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
M. Channing." | M.Channing. M.Channing. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That is so sweet. | Çok tatlı. Çok tatlı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Roses from a man. | Bir erkekten gül aldım. Bir erkekten gül aldım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now I'm starting to get it. | Şimdi anlamaya başlıyorum. Şimdi anlamaya başlıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Is it weird that I kind of want to have sex with your dad? | Babanla yatmayı düşünmem tuhaf mı sence? Babanla yatmayı düşünmem tuhaf mı sence? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So that's three of our delicious homemade cupcakes. | O zaman bizim ev yapımı leziz keklerimizden üç tane. O zaman bizim ev yapımı leziz keklerimizden üç tane. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Nope, can't. You touched them. | Hayır. Olmaz. Onlara dokundunuz. Hayır. Olmaz. Onlara dokundunuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry, flu season, no health care. | Kusura bakmayın, grip mevsimi, hijyenik değil. Kusura bakmayın, grip mevsimi, hijyenik değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You realized I replaced that purell with K.Y., right? | Pürelini kayganlaştırıcı ile değiştirdiğimin farkındasın, değil mi? Pürelini kayganlaştırıcı ile değiştirdiğimin farkındasın, değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, please say you're kidding. | Max, lütfen şaka yaptığını söyle. Max, lütfen şaka yaptığını söyle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |