Search
English Turkish Sentence Translations Page 350
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
We only have one car, to service me and the pack. | Tüm ekip için sadece bir aracımız vardı. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I know it'll come eventually, | Sonunda geleceğini biliyordum... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
but I'm worried about losing my lead. | ...ama farkın kapanmasından korkuyordum. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
At that point, I turn and look in the other direction, | Orada durdum ve dönüp diğer tarafa baktım... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
and what do I see? Something. | ve bir şey gördüm. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I look closer, | Daha dikkatle bakınca... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
and I see it's someone | ...bunun yolun kenarında bekleyen... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
waiting by the road. | ...biri olduğunu gördüm. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Waiting for what? | Neyi bekliyordu? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
To see the racers go by. | Yarışçıların geçmesini. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
So instead of getting upset about my bike, | Sonunda durumuma üzülmeyi bıraktım... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I take it and walk towards the person. | bisikletimi alıp ona doğru yürümeye başladım. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
No, we didn't waddle. | Hayır, hayır. Paytak paytak yürümedim. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
We didn't have clipless pedals. | Bizim kilitli pedallarımız yoktu. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
So I walk over. I feel they're watching me with... | Neyse, o tarafa doğru yürüdüm. Beni şeyle izlediklerini sanıyordum... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
What is it? | Neydi o? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Binoculars. | Dürbün. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
So, to see, I make a small sign, | Emin olmak için, görülmesi zor... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
hard to see. | ...küçük bir hareket yaptım. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
She wawes back, | Kız el salladı. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
It was a girl? | Kız yani? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
It was a girl. | Evet, bir kız. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
When I got close, | Yaklaştığımda... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
she had a huge smile. | ...kocaman bir gülücük vardı yüzünde. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
The prettiest girl in the world. | Dünyanın en güzel kızı. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I'd never see | Daha önce onun gibi bir kız... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
a girl like her. | ...görmemiştim. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
She talks to me, she realizes I can't understand. | Benimle konuştu. Sonra onu anlamadığımın farkına vardı. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Offers me water, | Bana suya veya yardıma... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I forget where I am, I don't even know if I'm breathing. | Nerede olduğumu unutmuştum. Nefes aldığımın bile farkında değildim. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Would you like a glass of water? | Bir bardak su ister misin? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
It's like time was standing still. | Sanki zaman durmuştu. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I thing it was love at first sight. | Sanırım ilk görüşte aşık olmuştum. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I don't know how long I've stood there. | Orada öylece ne kadar durduğumu bilmiyorum. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
My mind goes blank, I forget everything. | Beynim boşalmış, her şeyi unutmuştum. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
When suddenly, | Ve aniden... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
someone honks. | ...bir korna duydum. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Lorenzo, what the hell are you doing? Move it, they're coming! | Lorenzo, ne yapıyorsun sen? Haydi yürü, geliyorlar! | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I remember... the race! | Hatırladım... yarıştaydım! | 2 Secondes-1 | 1998 | |
What an idiot! | Ne ahmaklık! | 2 Secondes-1 | 1998 | |
The race! | Yarış! | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Have you gone deaf? Come on, get going! | Sağır mısın? Haydi, sür artık! | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Whithout even thinking, | Hiç düşünmeden... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I hop on my bike, say ciao | ...bisiklete atladım, kıza "ciao" dedim... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
to the girl, and I'm gone. | ...ve uzaklaştım. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
So, did you win? | Ee, kazandın mı? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Yeah, yeah, I won. | Evet, tabii, kazandım. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
And then? | Ya sonra? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
And them? We went back to Italy. I was | Sonra? İtalya'ya döndük. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I don't know what's wrong. | Ne olmuştu bilmiyordum. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Suddenly, it's not the same. | Artık eskisi gibi değildi. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Before, I had only one desire: to be on my cicycle, | Önceden tek bir amacım vardı, bisikletin üzerinde olmak. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
even if it hurt. | Canım yansa bile. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
After that, everything changed. | Ama artık her şey değişmişti. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I found myself on a seat half the size of my bum, | Kendimi, popomun yarısı kadar bir selede oturup... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
riding for hours and hours, going nowhere. | ...amaçsızca, kilometrelerce bisiklet sürerken buldum. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
At that point, you can't fake it. | O durumda kendini kandıramazsın. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
If you love cycling, | Eğer bisikleti seviyorsan... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
you'd better stop, before you begin to hate it. Because... | ...ondan nefret etmeye başlamadan bırakmalısın. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
after I came back from America, | Amerika'dan döndükten sonra... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I thought about nothing except that girl. | ... o kızdan başka bir şey düşünemiyordum. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I didn't care if I won or lost. My only goal. | Kazanmak, kaybetmek umurumda değildi. Tek amacım... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
was to find that girl... and make time stand still again. | ...o kızı bulup tekrar zamanı durdurmaktı. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
You came back, right? | Geri geldin değil mi? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
It was a year before I could. | Evet, bir yıl önce gelmeliydim. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I found the house, but the family had moved. | Evi buldum ama taşınmışlardı. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I found someone else. I got married, and stopped thinking about her. | Başka birini buldum, evlendim ve onu düşünmeyi bıraktım. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I tried. | Denedim. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
You never saw her again? | Onu bir daha gördün mü? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
No, never. | Hayır, hiç görmedim. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
That's awful. | Çok üzücü! | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I figured that if I didn't find her, | Anladım ki onu bulamadıysam... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
it's because I wasn't meant to. | ...gerçekten istemediğimdendi. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
It was destiny. Or maybe it wasn't destiny. | Kader bu. Belki de kader değil. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I had a chance, and I made the wrong decision. | Bir fırsatım vardı, yanlış seçim yaptım. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
After... after it's too late. | Sonra... Sonra çok geçti. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
So, aren't the winner? | Sonuç? Kazandım mı? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Thank you, madame. | Teşekkürler, hanımefendi. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
It was lovely talking to you. | Seninle konuşmak çok güzeldi. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Laurence. | Laurence. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
If I'd had a girl, I'd want her to be like you... | Bir kızım olsaydı, senin gibi biri olmasını isterdim. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Lorenza. | Lorenza. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Big party last night? | Geceki parti iyi miydi? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Have you seen Willie? | Willie'yi gördün mü? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I can't count on him. | Ona güvenmiyorum. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Can you do this one? You'll like it, it's a hot shot. | Bunu yapar mısın? Sevdiğinden, hot shot. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
You ready? Ready? Come on, get going! Move it! | Hazır mısın? Hazır mısın? Haydi, sür! Sür! | 2 Secondes-1 | 1998 | |
21 to Gasket. | 21'den to Gasket'e. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Sorry... | Özür dilerim... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Were are you? | Neredesin? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Downtown. | Şehir merkezinde. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
21, this is Gasket. 21? | 21, ben Gasket. 21? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Sure you still want to work here? | Hala burada çalışmak istediğine emin misin? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Cause if not, | Eğer istemiyorsan yerine... | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I can get a 4 year old girl on her tricycle. | ...üç tekerlekli bisikleti olan 4 yaşında bir kız çocuğu alabilirim. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
She'd do better. | Senden iyi yapar. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
Bad day. | Kötü bir gün geçiriyorum. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
It's been like that for 3 days. | 3 gün? | 2 Secondes-1 | 1998 | |
It's been a bad 3 days. | 3 gündür kötü günler geçiriyorum. | 2 Secondes-1 | 1998 | |
I don't feel like joking. | Şaka yapacak durumda değilim. | 2 Secondes-1 | 1998 |