Search
English Turkish Sentence Translations Page 3648
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| and believe he's still in the area. | ve hala bölgede olduğuna inanılıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Thank you, Anika. | Teşekkürler, Anika. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And in a related story... | Ve ilgili bir hikayede... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hey, Sarah, it's me. | Merhaba, Sarah, benim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Peter, I can't talk right now. | Peter, şu an konuşamam. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay. I just want you to know that you and the kids | Tamam. Sadece sen ve çocukların | American Odyssey-1 | 2015 | |
| are going to be coming home soon. | birazdan evde olacağınızı bilmek istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Everything's going to be all right. | Her şey yoluna girecek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How do you know? | Nasıl biliyor musun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just trust me. | Sadece bana güven. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sure. | Emin ol. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What are you doing here? | Burda ne yapıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I live here. | Burda yaşıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But Harrison's here. | Ama bura Harrison'un. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's asleep. I need to talk to him. | Uyuyor. Onunla konuşmak istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He had a rough night, Bob. Can I help you with something? | Zor bir gece geçirdi, Bob. Sana yardım edebilir miyim? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I know who you are. | Ben senin kim olduğunu biliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm not afraid of you... | Senden korkmuyorum... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Rikki. | Rikki. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, Bob. | Oh, Bob. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Crazy Bob. | Çılgın Bob. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll tell Harrison you stopped by. | Uğradığını Harrison'a söylerim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No. Ow! | Hayır. Ow! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And if this is you, Suzie Q, | Ve eğer bu olursa, Suzie Q, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I miss you and I'll be home before you know it. | Seni özlüyorum ve senden önce evde olurum, bunu biliyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Give your dad a big, slobbery kiss for me, okay? | Babana benim için kocaman salyalı bir öpücük ver, tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Mwah, mwah, mwah. | Mwah, mwah, mwah. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hey, Mom. Sorry if I'm bugging you, | Hey, Anne. Kusura bakma seni rahatsız ediyorum | American Odyssey-1 | 2015 | |
| but it really helps talking to you, | ama gerçekten seninle konuşmak yardımcı oluyor, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| even if I'm the only one talking. | eğer konuşan tek kişi ben olsam bile. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So I met this nice lady at the bookstore. | Kitapçıda hoş bir bayanla tanıştım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Her name is Julia, | Onun adı Julia, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and she bought me Lord of the Rings. | ve bana Yüzüklerin Efendisi'ni aldı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She said that maybe we could discuss it sometime. | Belki bir ara konuşuruz dedi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But I think I'd rather save that for you. | Ama senin için bunu kaydetmek istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You hear that, whoever's listening? | Bunu duyuyor musun, dinlediğin kim? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Reading Lord of the Rings. Isn't that interesting? | Yüzüklerin efendisi okunuyor. Bu ilginç değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hello? Hello? | Merhaba? Merhaba? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How much longer? | Daha ne kadar sürecek? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| A kilometer or two. | Bir ya da iki kilometre. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Keep your head down. | Başını eğik tut. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I discovered a file | Bir dosya buldum, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| about a Societele project called Socrates. | Societele'nin Socrates projesi dediği. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| If you don't do what they want, they'd hurt the children? | İstediklerini yapmazsan, çocuklara zarar verirler mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| your ill advised investigation of my company. | şirketim hakkındaki sakıncalı soruşturmayı durdurman. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You'll stay away from my family? | Ailemden uzak duracaksınız, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who is it? Uh, someone named Khulus. | Kim o? Uh, Khulus adında biri. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He wants to meet with you. Can I tag along? 1 | Seninle buluşmak istiyor. Ben de gelebilir miyim? 1 | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's not her ring, they got it wrong. | Onun yüzüğü değil, onlar hata ettiler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No, Aslam. We need a mechanic. | Hayır, Aslam. Bir tamirciye ihtiyacımız var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Merhaba kardeşim | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Biz Tessalit'e gitmek için yoldayız. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| O benimle. O benim kız kardeşim. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Çek ellerini üstümden. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Hayır. Biz arkadaşız. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Alın onu. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Aslam... | Aslam... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Benden uzak dur. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Hey, Luc. | Hey, Luc. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ne oldu, kardeşim? Bir sorun mu var? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| She's mine. | O benim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I don't think so. | Ben öyle düşünmüyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay, man, I will blow your brains all over this desert. | Tamam, dostum, ben bu çöle beynini dağıtayım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Then your little band of idiots will kill me | Sonra senin küçük salak grubun beni öldürsün. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| because they won't be thinking | Çünkü onlar benim grubumun kendilerinden daha büyük olduğunu | American Odyssey-1 | 2015 | |
| about my much bigger band of idiots | ve onları taşaklarından asarak | American Odyssey-1 | 2015 | |
| who will hunt each one of your men down, | ağır acılar içinde ölmelerini | American Odyssey-1 | 2015 | |
| string them up by their testicles, | keyifle izleyeceklerini | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and let them hang until they die from the pain. | düşünmek istemezler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hiç sanmıyorum! KımıIdama! | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Onu biz bulduk, biz alıyoruz. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Bu kadın servet değerinde. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| It's about the money, huh? | Para için öyle mi, ha? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Bu şekilde hepimiz yaşarız. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Hiç değilse şunu anla. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Bana borçlusun. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Welcome back. | Tekrar hoşgeldin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's good to see you, Peter. | Seni görmek güzel, Peter. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You look like hell. | Berbat görünüyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Well, thanks. | Peki, teşekkürler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Shall we? | Ne yapıyoruz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Four years ago, Yusuf vanished from our home. | Dört yıI önce, Yusuf elimizden kayboldu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I hired private investigators to find him. | Onu bulabilmek için özel dedektifler işe aldım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They tracked him to London | Onu Londraya kadar takip ettiler, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| where he was staying with a Muslim cleric... Imam Khulus. | Müslüman bir din adamının yanında kaldığını belirlediler... Imam Khulus. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ultimately, the trail ran cold. | Sonuçta, izini kaybettik. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do they have any leads in New York? | New York'ta herhangi bir ipucu var mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Once I hear from them, we'll run down whatever they found. | Onlardan duyduğuma göre, buldukları her neyse, bizi alaşağı edeceklermiş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| "We"? Yusuf is still the Jack of Spades. | "Biz" derken? Yusuf hala maça valesi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The future Prime Minister of Greece | Müstakbel Yunanistan Başbakanı | American Odyssey-1 | 2015 | |
| can't be seen in the same universe as him. | onunla aynı evrende bile görülmez. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Then make sure that he knows | Sonra da bilhassa onun için | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I am in New York expressly for him. | New York'ta olduğumu bildiğinden emin ol. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's critical. | Bu çok önemli. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I need you to meet with Alex Baker. | Alex Baker ile toplantı yapmana ihtiyacım var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why would I do such a thing? | Neden böyle bir şey yapayım ki? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Because I'm asking you to. | Çünkü senden bunu ben istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Meet with the man who had my husband killed? | Kocamı öldüren adam ile toplantı mı yapayım? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm not asking lightly. | Ben kibarca sormuyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| If I mean something to you, | Demem o ki eğer seninle yaşadıklarımızın | American Odyssey-1 | 2015 |