Search
English Turkish Sentence Translations Page 3651
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Harrison Walters, who came to your mosque last night. | Harrison Walters, dün akşam camiye gelen. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So here's your choice. | İşte senin seçimin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I tell my superiors what I know today | Bugün bildiklerimi üstlerime söylersem... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and set your world on fire. | dünyanı yakarlar. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Or you tell me one little piece of information, | Ya da sen bana bildiklerinden birazcık anlatırsın, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and then you and your terrorist husband get to live in peace. | ve sonra da terörist kocanla huzur içinde yaşarsın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What is this information? | Bu bilgi neymiş? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Where and when is Harrison Walters meeting Yusuf? | Harrison Walters ve Yusuf nerede ve ne zaman buluşacaklar? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Bookstore. | Kitapçıda. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Set the table? | Sofrayı kurabilir misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Was that woman there? | O kadın da orada mıydı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
How many times have you seen her? | Onu kaç kez gördün? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Twice, three times? Three times. | İki mi, üç mü? Üç kez. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's not a big deal. | Büyütecek bir şey yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
We just talk about Lord of the Rings. | Sadece Yüzüklerin Efendisi hakkında konuştuk. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No, of course not. | Hayır, elbette yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I need her phone number. | onun telefon numarasını almak istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
For what? To talk. | Niçin? Konuşmak için. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I need to know who she is. | Kim olduğunu öğrenmek istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Maybe we can have her over. | Belki de bir araya gelebiliriz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Colonel, please come in. | Albay, Iütfen gelin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The unfortunate reality is, | Talihsiz bir gerçekliktir, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and I'm sorry to be so blunt, Suzanne, | bu kadar açık sözlü olduğum için üzgünüm, Suzanne, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
sometimes the bodies of our soldiers | bazen askerlerimizin cesetleri kurtarıImadan | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
are stripped of valuables before they can be recovered. | önce değerli eşyaları alınır. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The Army, in an effort | Ordu, asker ailelerinin | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
to spare military families any more heartache, | daha fazla kederlenmemesi için | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
will often replace sentimental items | genellikle kendi kayıtlarından onlara ait alyans gibi | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
such as wedding rings from their records. | duygusal öğelerin yerini alacak eşyalar yaptırır. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So the Army made another ring? | Yani ordu başka bir yüzük mü yaptırdı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm afraid so. | Korkarım öyle. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I didn't know about it, of course, | Bundan haberim yoktu, tabii ki, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
or I would've put a stop to it. | ya da buna bir son vermek istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry you feel that way. | Böyle hissettiğin için üzgünüm. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He may believe you, but I don't. | O belki sana inanıyordur, ama ben inanmıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Julia's the only one who listens to me. | Beni dinleyen tek kişi, Julia. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Maybe that's why you think it's so wrong. | Belki de bu yüzden onunla görüşmemin hatalı olduğunu düşünüyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Suzanne. Come back here! | Suzanne. Buraya gel! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's an emotional time. | Duygusal bir zamana denk geldi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's a lot for a young girl to take in. | Bir genç kız için çekilebilecek dert değil. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I should go talk to her. | Onunla konuşmalıyım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I've kept you long enough. | Seni fazlasıyla tuttum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Oh, by the way, who's Julia? | Oh, bu arada, Julia kim? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
May I ask you a question? | Sana bir soru sorabilir miyim? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Why did they tell you to download it? | Neden onlar senin yüklediğini söylediler? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Hey, come on, I was in the army. | Hey, hadi, ben de ordudaydım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I know you don't even hiccup without getting permission. | İzin almadan, hıçkıramayacağınızı bilirim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
They didn't ask me to download it. | Bana yüklemeyi sormadılar. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So all of this is happening to me because you defied an order? | Yani bütün bunlar bir düzeneğe karşı geldiğin için mi başıma geliyor? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. Wait. You were in the army? | Evet. Bekle. Orduda mıydın? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What, like, the French Army? | Nerde, Fransız Ordusunda mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The Foreign Legion. | Yabancılar Lejyonu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You do realize, if you had just followed the order, | Farkındasın değil mi, sadece sırasıyla olsaydı, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
you would not be here. | burada olmazdın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I wouldn't be here. | Burada olamazdım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The people who are dead would still be alive. | Ölenler hala yaşıyor olacaktı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yes, I am aware of that, Luc. I'm very aware. | Evet, bunun farkındayım, Luc. Çok farkındayım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I downloaded it because I knew there was something off. | Bir gariplik olduğunu bildiğimden onu yükledim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I just didn't realize how off. | Nasıl oldu da kapatmadım bilmiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
In fact, I could never imagine I could be that far off, okay? | Aslında, bu kadar olabileceğini asla hayal edemedim, tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I had a good life until you came. | Sen gelene kadar iyi bir hayatım vardı. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So when did you get discharged? | Ne zaman terhis oldun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Hmm? From the army? | Hmm? Hala orduda mısın? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Do they even call the Foreign Legion an army? | Yabancı Lejyon mu diyorlar? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What, you went AWOL? | Ne, askerden mi kaçtın? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You went AWOL? | Asker kaçağı mısın? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I don't want to talk about it, okay? | Bu konuda konuşmak istemiyorum, tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I bet you don't. | Eminim öyledir. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Huh. That explains a lot. | Huh. Bu bir çok şeyi açıklıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Shall we get started? | Başlayalım mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
At last, the people's candidate of Greece | Sonunda, Yunanistan halkının adayı | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
has agreed to sit down with us. | bizimle görüşmeyi kabul etti. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You can thank Peter for that. | Bunun için Peter'e teşekkür edin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Oh, yes. Thank you, Peter. | Oh, evet. Teşekkür ederim, Peter. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And thank you, Sophia, for taking time to sit with us | Ve Teşekkür ederiz Sophia, kampanyanın son günlerinde | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
during the last days of your campaign. | bize zaman ayırdığın için. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I can imagine how demanding your time must be. | Zaman ayırmanın ne kadar zor olduğunu hayal edebiliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
How could I not meet with a man | Böyle seçkin bir üne sahip bir adam ile | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
with such a distinguished reputation? | nasıI görüşmem? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I hear the campaign is going very well. | Kampanyanızın çok iyi gittiğini duydum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Now, what do we do | Şimdi, biz Yunanistanın borç sorunu konusunda | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
about the Greek debt problem? | ne yapmalıyız? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
If you're elected... | Eğer seçilirsen... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
When I'm elected, | Seçildiğimde, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I will implement my promise of debt reform, | borçları yeniden yapılandırma sözümü tutup | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
root out corruption wherever I find it. | nerede olursa olsun yolsuzluğun kökünü kazıyacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You mean default. "Default"? No. | VarsayıIan yani. "VarsayıIan" mı? Hayır. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No, it is merely following the law. | Hayır, yasal çerçeve içerisinde. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Well, goodie for us. | Peki, bizim için sorun yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Since SOC has not done anything illegal or corrupt, | SOC yasadışı ya da yozlaşmış bir şey yapmadığından | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
that won't be a problem. | bir sorun olmayacaktır. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Peter, why don't you present our offer to our guest? | Peter, neden konuğumuza teklifimizi sunmuyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I think she'd appreciate it most coming from you. | Senden duyarsa daha çok takdir edeceğini düşünüyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
My client is willing to accept 50 cents on the dollar, | Müşterim etkin bir denge oluşturulabilmesi için, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
effectively cutting your balance due in... | her bir dolardan 50 sent kesilmesini kabul etmeye istekli olduğunu... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Half, yes, I understand mathematics. | Yarım, evet, matematikten anlarım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
If Greece defaults on the debt, | Yunanistan borçlarını ödeyemezse, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
your price of credit will skyrocket. | kredi puanlarınız tavan yapar. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Your country will need another bailout, | ÜIkenizi kurtarmak için başka bir plan gerekir, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and the cycle continues. | ve döngü böyle devam eder. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |