Search
English Turkish Sentence Translations Page 44
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
"... united under the banner" "of this federation... "' | ...ülkelere fedakârlıkta bulunmuştur... | 12-1 | 2007 | |
"... find reasonable doubt... "' | ...mantıklı şüpheler bulunursa... | 12-1 | 2007 | |
"... criminal code... "' | ...suçun tanımı... | 12-1 | 2007 | |
"... must return a verdict... "' | ...bir karar gerektirmektedir... | 12-1 | 2007 | |
"... now deliberate in private... "' | ...şimdi, sınırsız süre ile... | 12-1 | 2007 | |
"... not limited by time... "' | ...özel bir şekilde bunu tartışabilirsiniz... | 12-1 | 2007 | |
"You are aware of the" "prosecution's request... "' | Savcılık tarafından izin verilen... | 12-1 | 2007 | |
"... that the defendant receive" "the maximum penalty allowed... "' | ...maksimum cezaya çarptırılmasını istendiğini biliyorsunuz... | 12-1 | 2007 | |
"... deliberate and decide... "' "... if the defendant is guilty or not" | Kararınızı bildirin... Karar "Suçlu" olarak çıkarsa... | 12-1 | 2007 | |
"... that the defendant receive" "the maximum... "' | ...savunma izin verilen... | 12-1 | 2007 | |
"... penalty allowed by law... "' | ...maksimum cezaya çarptırılacak... | 12-1 | 2007 | |
"... that your decision must be unanimous... "' | Kararınız oybirliği ile alınmalıdır... | 12-1 | 2007 | |
"... unanimous" | Oybirliği ile... | 12-1 | 2007 | |
"I do not have words to describe" "my state of mind... "' | Düşüncelerimi anlatacak kelimeleri bulamıyorum... | 12-1 | 2007 | |
"... in these moments... "' | Şu anda... | 12-1 | 2007 | |
"... maximum penalty allowed... "' | izin verilen maksimum ceza... | 12-1 | 2007 | |
"... details of the case... "' | Davanın detaylarında... | 12-1 | 2007 | |
"If you find reasonable doubt... "' | Mantıklı şüpheler bulunursa... | 12-1 | 2007 | |
"... the defendant receive" "the maximum penalty... "' | Savunma maksimum cezayı alacak... | 12-1 | 2007 | |
"... you must return" "a verdict of "not guilty"... "' | Suçsuz kararını vermelisiniz... | 12-1 | 2007 | |
"I remind you that" "your decision must be... "' | Tekrar hatırlatmak gerekirse kararınız... | 12-1 | 2007 | |
"... you must return a verdict of "guilty" | "Suçlu" kararını vermelisiniz... | 12-1 | 2007 | |
"... maximum penalty... "' | Maksimum ceza... | 12-1 | 2007 | |
"... where you must decide... "' | Karar vermeniz gereken nokta... | 12-1 | 2007 | |
"... case related materials... "' | ...davada sunulan delillerdir... | 12-1 | 2007 | |
"... I repeat: The jury may request... "' | Tekrar ediyorum: “Jüri isterse”... | 12-1 | 2007 | |
PEACE, LABOR, HAPPINESS!. | Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik Barış, Emek, Mutluluk!. | 12-1 | 2007 | |
GLORY TO THE PEOPLE'S RADIANT FUTURE | İnsanlığın parlak geleceğinin zaferi! | 12-1 | 2007 | |
Speak Russian! | Rusça konuş! | 12-1 | 2007 | |
Speak Russian, Mama! | Rusça konuş, Anne! | 12-1 | 2007 | |
Court is adjourned until the jury reaches a verdict. | Mahkeme, jüri bir karara varana kadar ertelenmiştir. | 12-1 | 2007 | |
All rise please. | Lütfen herkes ayağa kalksın. | 12-1 | 2007 | |
Hello? | Alo. | 12-1 | 2007 | |
Hungry, dad? | Aç mısın, baba? | 12-1 | 2007 | |
So far everything's fine. Yes. | Şu ana kadar her şey yolunda. Evet. | 12-1 | 2007 | |
Those photographs I showed the judge, can I take them? | Bunlar yargıca gösterdiğim fotoğraflar, alabilir miyim? | 12-1 | 2007 | |
Do I have to stay here? Yes. | Burada kalmam gerekiyor mu? Evet. | 12-1 | 2007 | |
But I told them everything. That's how it works. | Ama her şeyi anlattım. Kurallar böyle... | 12-1 | 2007 | |
OK, gentlemen... That's crazy. | Tamam, beyler... Bu çılgınlık. | 12-1 | 2007 | |
Please follow me. Hurry, please, it's almost recess. | Lütfen beni takip edin. Biraz acele, lütfen. Neredeyse ara olmak üzere. | 12-1 | 2007 | |
What recess? You'll see. | Ara mı? Birazdan göreceksin. | 12-1 | 2007 | |
Please keep up. Follow me. | Lütfen devam, beni takip edin. | 12-1 | 2007 | |
This way, please. Let's go. | Bu taraftan lütfen. Gidelim. | 12-1 | 2007 | |
As you see, the work's not finished. | Gördüğünüz gibi, işler henüz bitmedi. | 12-1 | 2007 | |
The jury room's not ready, either. This way... | Jüri odası hâlâ hazır değil. Bu taraftan... | 12-1 | 2007 | |
Remodeling makes it hard to work. No matter, your case is simple. | Tadilat, işleri zorlaştırıyor. Gerçi bu sorun değil, sizin dava basit nasılsa. | 12-1 | 2007 | |
You'll be done in 20 minutes. | 20 dakikada halledersiniz. | 12-1 | 2007 | |
Now we're in the adjoining school building, they lend us space. | Şimdilik bitişikteki okul binasından yer verdiler. | 12-1 | 2007 | |
A school by a courthouse causes problems. | Mahkeme binasının dibinde okul olması sorun yaratıyor. | 12-1 | 2007 | |
Imagine the spring, the windows open... | Düşünsene bahar gelmiş, pencereler açık... | 12-1 | 2007 | |
...a ball flies in and hits a witness on the head | ...ve bir top içeri girip tanığa çarpıyor... | 12-1 | 2007 | |
An elderly woman, out cold. | Yaşlı bir kadın bayılıyor. | 12-1 | 2007 | |
During the school vacation it was fine... | Okul tatildeyken iyi olur aslında.. | 12-1 | 2007 | |
...we used the classrooms... Oops, we're too late. | ...sınıfları kullanabiliriz... Tüh be, çok geciktik. | 12-1 | 2007 | |
Children! Children! | Çocuklar! Çocuklar! | 12-1 | 2007 | |
Oh, Lord. Children. | Ah, tanrım. Çocuklar!. | 12-1 | 2007 | |
Children! Children, please. | Çocuklar! Çocuklar, lütfen. | 12-1 | 2007 | |
Now we turn left. This way, everyone this way. | Buradan sola dönüyoruz. Buradan, herkes bu taraftan!. | 12-1 | 2007 | |
Some working conditions! But it's just temporary. | Ne şartlarda çalışıyoruz ama! Neyse ki geçici. | 12-1 | 2007 | |
They'll finish and it'll be pretty as a picture. | Fakat bittiğinde bir tablo kadar güzel olacak. | 12-1 | 2007 | |
One silly formality. | Saçma bir formalite ama... | 12-1 | 2007 | |
You'll have to give me your phones, I'm afraid. | ...maalesef telefonlarınızı almak zorundayım. | 12-1 | 2007 | |
I'll keep my SIM, it's important. | SIM kartımı alıyorum, benim için önemli. | 12-1 | 2007 | |
Hello, Vasia. | Alo, Vasia. | 12-1 | 2007 | |
My phone'll be off for 90 minutes. | Telefonum 90 dakika kadar kapalı olacak. | 12-1 | 2007 | |
Tell the boss it's my civic duty. | Patrona söyle, bu benim vatandaşlık görevim. | 12-1 | 2007 | |
I'll be right here. | Burada olacağım. | 12-1 | 2007 | |
If you need me for any reason... | Eğer bana ihtiyacınız olursa... | 12-1 | 2007 | |
...there's a communication system. Here it is. | ...bir iletişim sistemimiz var. Tam burada. | 12-1 | 2007 | |
This is my little "know how". | Benim kişisel keşfim. | 12-1 | 2007 | |
That means "invention". | İcat anlamında yani. | 12-1 | 2007 | |
I took it from my son's model train set. | Aslına bakarsan, oğlumun oyuncak treninden aldım. | 12-1 | 2007 | |
It really works. | Gerçekten çalışıyor. | 12-1 | 2007 | |
Watch, everyone. Push the button. | İzle şimdi, herkes baksın. Düğmeye bas. 1 | 12-1 | 2007 | |
That's awful. | Korkunç bir ses. | 12-1 | 2007 | |
You keep this. 1 | Sizde kalsın. | 12-1 | 2007 | |
And if you need me, for the slightest reason, call me... | Bana ihtiyacınız olursa da, basit bir şey bile olsa, beni arayın. | 12-1 | 2007 | |
and I'll bring whatever you require or desire. | Ne isterseniz getiririm. | 12-1 | 2007 | |
Here's where you'll be meeting. All the amenities. Go ahead. | Burası toplanacağınız yer. Her türlü konfor mevcut. Geçin. | 12-1 | 2007 | |
Go ahead. | Geç. | 12-1 | 2007 | |
Hands... | Eller... | 12-1 | 2007 | |
They put us in a gym? The jury room's not ready. | Bizi jimnastik salonuna mı attılar? Jüri odası henüz hazır değil. | 12-1 | 2007 | |
Anyone know how long it takes to get to Kursk station? | Buradan Kursk İstasyonuna gitmek ne kadar zaman alır? | 12-1 | 2007 | |
In weather like this. | Böyle bir havada. | 12-1 | 2007 | |
At least an hour and a half. Maybe a little longer. | Kafadan bir buçuk saat, belki daha da fazla. | 12-1 | 2007 | |
You're kidding. | Dalga geçiyorsun! | 12-1 | 2007 | |
Come on, take a shot. | Hadi, bir dene bakalım. | 12-1 | 2007 | |
With this thing? Come on. | Bununla mı? Hadi, hadi. | 12-1 | 2007 | |
Go Spartak. Here it comes! | Haydi Spartaklı! İşte geliyor! | 12-1 | 2007 | |
What was that? You told me to. | Ne ki şimdi bu? Sen dedin ya. | 12-1 | 2007 | |
That's a medicine ball. | Ama bu sağlık topu. | 12-1 | 2007 | |
That's an antique. | Antika bu. | 12-1 | 2007 | |
You mean the lamp? Yeah. | Lambadan mı bahsediyorsun? Evet. | 12-1 | 2007 | |
We had exactly the same kind in my school. | Aynısından bizim okulda da vardı. | 12-1 | 2007 | |
Kids use these? Sure. | Çocuklar mı kullanıyor bunu? Tabii ki. | 12-1 | 2007 | |
Do you know where the bathroom is? | Tuvalet nerede, bilen var mı? | 12-1 | 2007 | |
They're locking us in? | Bizi içeriye mi kilitlediler? | 12-1 | 2007 | |
They have to, those are the rules. | Mecburen, kurallar böyle. | 12-1 | 2007 | |
Seen that? | Şunu gördünüz mü? | 12-1 | 2007 | |
Why is it in there? | O niye orada? | 12-1 | 2007 |