Search
English Turkish Sentence Translations Page 460
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| anonymously... the ones that kill me, you know. | Beni öldüren cinsinden. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| She dissects their critique. | Onların eleştirilerini inceliyor. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| She... She defends me. | Beni... Beni savunuyor. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| We leave them, | Onları bırakalım. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| and we're together. | Biz beraberiz artık. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Really together. | Gerçek anlamda beraberiz. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Oh, fu... | Hass's... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| That's... | Bu... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I'm gonna raise the baby with him... with my husband. | Çocuğumu onunla yani babasıyla büyüteceğim. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I'm gonna have the baby... I'm gonna have a a family. | Bebeğim olursa bir ailem de olur. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| With him. | Onunla yani. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| You're gonna have a family with him? | Onunla bir aile mi kuracaksın yani? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I wish it could be yours. | Umarım senin de olur. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I... I gotta... I gotta get some air. | Ben... Ben gidip... Gidip hava almam lazım. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Gonna take a walk. | Bir ufak yürüyüş yapmalıyım. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| It's really cold. | Hava çok soğuk. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I didn't pack for that. | Buna hazır değilim. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Did you? | Öyle mi? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| What? This... No? | Ne? Bu... Olmaz mı? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I got coffee... I got, uh, French roast, whole milk. | Kahve yaptım. Fransız kızartması ve süt de var. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I don't drink coffee anymore. | Artık kahve içmiyorum. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| My stomach. | Midemden ötürü. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I didn't think I'd ever see you again. | Seni bir daha hiç görmeyeceğimi düşünüyordum. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I don't think I can stay. | Kalabileceğimi sanmıyorum. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I don't want to stay. | Kalmak istemiyorum. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I shouldn't have married him. | Onunla evlenmemeliydim. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| This room is small. | Bu oda küçük. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I want make it work for my daughter. | Kızımın işine yarardı sanırım. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| The color. My parents had a... | Renk. Ailem bir... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Makes it look smaller. a horrible divorce. | Küçük gösteriyor. Korkunç bir boşanma. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I'm not gonna do that to her. I can't do that to her. | Ona bunu yapmayacağım. Ona bunu yapamam. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| What's her name? | Adı ne? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Emma. | Emma. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| That's nice. | Güzelmiş. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| That's nice. | Güzeldir. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Hey. Hey. It's me. | Hey. Hey. Benim. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Look, I know we... we have... | Bak, bizim... yani bizim... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I know we haven't talked, but I just want you to know I'm really... | Bundan sonra konuşmayacağımızı biliyorum, ama gerçekten şunu bilmeni istiyorum ki... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I'm thinking about you, and I... I'm... I'm... | Seni düşünüyorum ve ben... benim... ben yani... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I know you didn't, you know... | Senin beni düşünmediğini biliyorum... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I know this isn't what we were planning, and I just want to talk to you. | Bunun bizim planladıklarımızla bir ilgisinin kalmadığını biliyorum ve sadece seninle konuşmak istiyorum. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I think I'm... I think I'm really ready to just... | Düşünüyorum da ben... Yani ben hazır olduğumu düşünüyorum... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| just, you know, be friends with you, or... | Yani seninle arkadaş olmaya falan yani... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| or just I want you in my life in some shape or form, so I... | ...ya da hayatımın şeklini değiştirmeye falan... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I want to talk to you more about everything. | Seninle daha fazla konuşacak vaktimiz olsun istiyorum. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| So just give me a call if if... when you can. | Yani yapabiliyorsan beni bir kerecik olsun arar mısın diyecektim. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Okay. Don't... Don't forget to erase this message. | Tamam. Bu mesajı silmeyi sakın unutma. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I'll see you later. | Sonra görüşürüz. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Surprise. | Sürpriz. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| What are you doing here? | Ne arıyorsun burada? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I was at the reading. You were? | Okumandaydım. Öyle mi? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Mm hmm. I didn't see you there. | Ben seni görmemiştim. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Yeah, I know. I was hiding. I was at the back. | Biliyorum. Saklanıyordum. Arkadaydım. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Can I come in? | İçeri girebilir miyim? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Oh, yeah. Please, come in, come in, come in. | Tabi ki. Lütfen buyur, gel, gel. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| We moved. I'm in Portland, Maine now. | Taşındık. Artık Portland, Maine'deyim. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Can't believe it. She wanted to get out of the city, | Buna inanamıyorum. Şehirden çıkmak istedi. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| and I was bitching and moaning, but now I'm happy. | Çok canım sıkılıyordu ve oflayıp pufluyordum ama şimdi mutluyum. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| We got a great garden, and, uh... Yeah. | Harika bir bahçemiz var... Evet. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Stop calling me. You got my messages? | Beni aramayı kes. Mesajlarımı aldın mı? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Yeah. Stop calling me. Stop calling me. | Evet. Beni aramayı kes. Beni aramayı kes. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Stop calling me. | Beni aramayı kes. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I know. I miss you too. That's... It's just... | Biliyorum. Ben de seni çok özledim. Bu... Bu sadece... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Two more cities and I'm home, okay? | İki şehir daha var, sonra evdeyim, tamam mı? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| So don't freak out before I get there. | Ben oraya gelmeden önce kafayı yiyeyim deme. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Okay. Go to sleep. I gotta... I gotta rest. | Tamam. Haydi uyu. Benim... Benim de dinlenmem lazım. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I gotta wake up and do it all again in the morning. | Sabah erken kalkıp bir dolu işe koşturmam gerekiyor. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I love you. I love you so much. | Seni seviyorum. Seni çok seviyorum. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Okay. Good night. | Tamam. İyi geceler. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| When Emma came out... When we were in the hospital, | Emma çıktığında... Yani biz hastanedeyken... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I saw all these roses. | Gülleri gördüm. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| On her head. All over. Like... Like hair... | Başının üstündeydiler. Tamamen. Aynı... Aynı saçları gibi... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| But But roses. I was like, "Oh, my God. Look. | Ama, ama güller. Baktım şöyle bir. "Aman Tanrım. Şuna bak... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| She's so amazing. She has roses on her head. " | İnanılmaz güzel. Başının üstü güllerle kaplı." dedim. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| It was blood. | Ama kandı gördüğüm. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I was severely medicated. | Ciddi şekilde yaralanmıştım. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I'm an English teacher. | O zamanlar İngilizce öğretmeniydim. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Really? Yeah. I took a... | Gerçekten mi? Evet. Ben bir.. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I took a job at a college. | Lisede bir iş bulmuştum. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I actually like it. I actually... | Gerçekten severdim işimi. Aslında... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I'm actually pretty good at it. | Aslında işimde gerçekten iyiydim. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I bet you are. | Eminim öyleydin. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| And I leave there, and I feel... | Ama çıkıp gittim oradan... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| at peace. | Huzura ulaşmak için. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Is Emma's dad... Is Is... Is he good... good... | Emma'nın babası... O yani o... Yani iyi bir... İyi bir... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| good dad? | ...baba mı? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| She doesn't want kids. | Çocukları sevmiyor. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I'm sorry. The... The plane was fucking delayed. | Özür dilerim. Lanet olası uçak rötar yaptı. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I'm sorry. Mmm. | Özür dilerim. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Hi. Mmm. Hi. | Merhaba. Merhaba. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Mmm. Oh. You need to brush your teeth. | Dişlerini fırçalamalısın. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Did you get my text? Mm mmm. | Mesajımı aldın mı? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| You didn't get it? I fell asleep. | Almadın mı? Uyuyakalmışım. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| I mean, we get on the plane, | Uçağa bindik ama... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| and we wait for about an hour. | ...kalkması için yaklaşık bir saat bekledik. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Then we have to get off. And they sat me in between these two enormous people, | Sonra uçağı boşalttırdılar. Canım çıktı gelirken çünkü iki tarafımda iki geri zekalı... | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| and they're eating fucking Chinese food the whole time, and... | ...buraya gelene kadar Çin yemekleri tıkınıp durdular yanımda. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Do I smell like Chinese food? | Çin yemeği kokuyor muyum? | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Sex. | Seks. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 | |
| Best sex of your life, right now, right here. | Hemen burada şimdi hayatının en güzel seks anlarını yaşayacaksın. | 28 Hotel Rooms-1 | 2012 |