Search
English Turkish Sentence Translations Page 7393
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I tend to be lucky with women, see? | ...kadınlar konusunda bayağı şanslıyım, değil mi? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Ma'am, can I have a rice soup? | Ajumma, pirinç çorbası alabilir miyim? Geldin mi? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Ji Hyuk, you're all shaved up in a suit... | Ji Hyuk, takım elbise giyince jilet gibi olmuşsun. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
What is it? You guys seem weird. | O da ne? İkiniz garip görünüyorsunuz. Yoksa geceyi beraber mi geçirdiniz? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Plus, Mi Ra is not someone who would hang out with someone like you. | Hem Mi Ra, öyle senin benim gibi tiplerle takılacak biri değil. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I fell asleep last night. | Elimizi kalbimize koyup söyleyelim. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
She put the blanket up to my neck. | Boğazıma kadar üstüme bir battaniye örttü. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Thank you for the dish. | Yemek için teşekkürler. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Mi Ra. | Mi Ra. Yemeği mi sevmedin? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
You don't know what to do in a relationship, do you? | Bu tür ilişkilerde nasıl davranman gerektiğini bilmiyorsun, değil mi? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Mi Ra! | Mi Ra! | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Wait a minute. | Bir dakika bekle! | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
How could you leave like that suddenly? | Nasıl öyle birden kalkıp gidersin? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Excuse me. | Bakar mısın? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
What's good these days? | Elinde iyi ne var? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
This kimchi is so popular now. | Bu kimçi bu aralar çok popüler. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Then with this kimchi... | O zaman biraz kimçiden, şuradaki sarımsak turşusundan... | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
It's good. When did you make this? | Güzelmiş. Ne zaman yaptın bunu? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Come to your senses, So Mi Ra. | Kendine gel, So Mi Ra. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
The union head is stubborn, to begin with. | Öncellikle Sendika Başkanı çok inatçı birisi. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
It started because he hasn't been happy since Kang Dong Suk was around. | Bu grev Kang Dong Suk geldiğinden beri mutlu olmadığı için başladı. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
With you being taken to be questioned | Sorguya çağrılmanız, ve Kang Ji Hyuk'un atanması sebebiyle... | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
You will need to go down to this other province. | Taşraya gitmen lazım. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I'm sending you to Sam Distribution. | Seni Sam Dağıtıma yolluyorum. Onlarla çalış. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I don't think it's what I need to take on. | Orada benim yapacağım bir şey olduğunu sanmıyorum. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
We need someone who can read what's going on there. | Bize oradaki durumu değerlendirecek biri lazım. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
By the way | Hem annenin o bölgede yaşadığını söylememiş miydin? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
It's true that I'm under you and get orders from you. | Sizin altınızda çalıştığım ve sizden emir aldığım doğru. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I'm not a robot who does everything you tell me to do. | ...söylediğiniz her şeyi yapan bir robot değilim. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
We are robots. | Biz robotuz. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
We move the way we were told operated. | Söylendiği şekilde hareket ederiz. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Go there and follow the rules. | Şimdi oraya git ve kurallara göre hareket et. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Can I talk to So Mi Ra at FB team? | So Mi Ra'yla konuşabilir miyim? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
She was sent on an assignment? | Göreve mi gönderildi? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
What brings you here, sir? | Neden buraya geldiniz, Başkanım? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Was So Mi Ra sent away on an assignment? | So Mi Ra göreve mi gönderildi? Evet. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
When she finishes her work there | Orada işi bittiği zaman. Şimdilik bilmiyoruz. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
we will assign you a different person. | Size yardımcı olması için başka birini görevlendiririz. Merak etmeyin. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I'm sorry, but... | Özür dilerim, ama So Mi Ra Hyun Sung Dağıtım için çalışmıyor. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Bastard. | Adi herif. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
We can't fix this following the rules. | Kuralları takip edersek bu meseleyi çözemeyiz. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
If we have that logic, the union will have a lot to say. | Eğer mantıklı davranırsak Sendika bizimle konuşur. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I understand. Yes. | Anladım, evet. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I can't get through to him. | Adama anlatamıyorum ki. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
No, I decided not to be busy. | Hayır, meşgul olmamaya karar verdim. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Even if I run around crazy to fix it | İşleri düzeltmek için etrafta deli gibi koştursam da kimseye yardım edemiyorum. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
By the way, how can I help you? | Bu arada size nasıl yardım edebilirim? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
If I summarize it again | Tekrar özetlemem gerekirse... | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
At the Distribution field, the sale team is the main force. | ...dağıtım olayında satış birimi ana güçtür. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
The other teams exist to help the sales team. | Diğer birimler sadece satış birimine yardımcı olmak için vardır. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
A little bit. | Birazcık. Bu birimlerin içinde... | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
is there a team where it's either empty or needs more people? | ...boş yeri olan veya daha fazla elemana ihtiyacı olan var mı? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I sent someone most reliable down there. | Oraya çok güvenilir birini yolladım. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Gosh, this is so boring. | Çok sıkıcı. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Change it up, will you? | Birazcık değişiklik yapamaz mısın? Neden her zaman burası? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Yes. | Evet. Sadece seni görmeye geldim. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
If I become only half drunk | Birazcık sarhoş olmazsam uykum gelmeyecek. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I have something to ask you. | Sana sormam gereken bir şey var. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Look me in the eye and answer me. | Gözlerime bak da öyle cevap ver. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
You put more pressure on this thumb here. | Burada baş parmağınızı birazcık bastırmalısınız. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
If you imagine holding an egg in this hand, it'll be better. | Elinizde bir yumurta tuttuğunu düşünürsen daha iyi olur. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
When I look at your eyes, I feel the sincerity. | Gözlerine baktığım zaman samimiyetini görebiliyorum. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Like this, that's right. | İşte böyle. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
About the guy who's like garbage | O pislik gerçekten benim ağabeyim mi? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Is he my blood? | Benim kanımdan mı? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
When did my life become twisted like this? | Hayatım ne zaman bu hâle geldi? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Before that, my life was so simple. | Önceden çok basit bir hayatım vardı. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I will take you home. | Sizi eve bırakayım. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
It's okay. Now I have a brother. | Gerek yok. Artık bir ağabeyim var. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
A garbage brother who will protect me... | Beni koruyacak pislik bir ağabeyim... | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Look at your hair style. | Şunun saçına bak. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
You. What? | Sen. Ne var? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Do you really want me to be your sister? | Gerçekten kardeşin olmamı istiyor musun? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I don't like it that you're my brother. | Ben, senin ağabeyim olmandan hiç hoşlanmadım. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Hey, you punks! | Hey, adi herifler. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Did you just call us that? | Bize me dedin? Evet. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Take care of it, trash brother. | İcabına bak, pislik ağabey. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
You should act like a brother at a time like this. | Böyle zamanlarda ağabeylik yapmalısın. Sence de öyle değil mi? Önemli belgeleri orada tuttuğunu sanıyorum. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Gosh, you stupid moron. | Seni aptal, geri zekâlı. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I told you not to babble after drinking. | İçince boşboğazlık etme demedim mi ben sana? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Every time this girl drinks, she loses it. | Bu kız ne zaman içse kendini kaybediyor. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I'm sorry. | Özür dilerim. Tüm içtenliğimle özür dilerim. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
I just want to talk... | Sadece konuşmak istiyorum. Gel buraya dedim. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
You! | Hey! | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
There are four guys. | Dört kişiler. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
What kind of man are you? | Ne biçim erkeksin sen? Koş, koş. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Hey, how could you side with them? | Hey, nasıl onların tarafını tutarsın? Benim tarafımda olman gerekmez mi? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
You're not my brother. | Sen benim ağabeyim değilsin. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Are you So Mi Ra from the headquarter? | Merkezden So Mi Ra Hanım, değil mi? | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Things are unstable right now. | Şu an işler biraz dengesiz. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
He hasn't been working here for long. | Burada uzun zamandan beri çalışmıyordu. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Either way | Hem dikkatsiz sürüşünden kendisi sorumlu. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Excuse me. | Buraya bakın. Bu olay Hyun Sung Grubun mallarını taşırken oldu. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
We extend our sincere condolences on the tragic accident. | Bu trajik kaza için en derin taziyelerimiz sunduk. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
But there are company regulations. | Ama ortada şirket yönetmeliği var. Toplumsal uygunluk kuralları var. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
According to the length of time he worked at our company | Şirketimiz için çalıştığı süreye bakarak... | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
What is it that you're trying to do with this piece of paper? | Bu kağıt parçasıyla ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bunlara ihtiyacımız yok. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Someone died. | Şimdilik gidiyorum. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
He was someone's husband and father until a few days ago. | Bir iki gün öncesine kadar o adam birinin kocasıydı, birinin babasıydı. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |
Don't make a judgment according to such a paper. | Bir kağıt parçasına bakarak hüküm vermeyin. | Big Man-3 | 2014 | ![]() |