Search
English Turkish Sentence Translations Page 7774
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I think Charles Vane is something you and I survived. | Bence Charles Vane ikimizin de arkasında bıraktığı hadiselerden biriydi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What happens to him now is no longer of any concern to me. | Bu saatten sonra başına gelecekler bizi bağlamaz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
This morning, you and Max. | Bu sabah... Max'le sen. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You know what? I ain't got no right. | Söz söylemeye hakkım yok gerçi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We'll get through it. | Bunu da atlatacağız. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Always do, don't we? | Her şeyi atlatırız haksız mıyım? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Steady. | Çüş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Stand. | Çüş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Ma'am. Ma'am, are you hurt? | Han'fendi. Bir şeyiniz yok ya? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Walk on. Walk on. | Deh. Deh. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's all right. I see a way through this. | Sorun değil. Bir çıkar yol var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A way towards the end which we have all been seeking. | Hepimizin istediği sonuca ulaşan bir yol var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Thomas, he sees only the principle. | Thomas, prensiplerle görür dünyayı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The right. | Doğrularla. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's inspiring. | Hayran oluyor insan. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It can be intoxicating. | Ancak aklını başından da alır insanın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's why I love him. | Bu yüzden onu seviyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But you, you see the world as it is. | Lakin sen... Dünyayı olduğu gibi görüyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You see its truths and how to navigate them. | Gerçekleri olduğu gibi görüyor ve ona göre yön veriyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
How to bend them to your will. | Buna göre kendi istediğin şekli veriyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's why I love you. | Seni de bu yüzden seviyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Men like Thomas need men like you. | Thomas gibilerin senin gibilere ihtiyacı var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
To protect them from the world. | Onları dünyadan koruyun diye. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And that is what I am asking you to do. | Senden bunu yapmanı istiyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The danger is simply too great. | Buradaki tehlike çok büyük. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Anything that has ever been worth doing | Hayatta başarmaya değer ne varsa... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
has been worth doing in the face of a little danger. | ...birazcık tehlikeyle yüzleşmeyi gerektirir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I have been the subject of enough ridicule and innuendo | O kadar çok alay konusu oldum ki biraz tehlikeyle... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and I'm telling you that what you and Thomas and I | Şu anda üçümüzün karşısındaki... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
face right now is the latter. | ...saydıklarımdan ikincisi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What's been going on in this house isn't just some affair. | Bu evde olup bitenler alelade bir evlilik dışı ilişki değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No. No, it isn't. | Evet. Değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But since when did you care what people think? | Ne zamandan beri başkalarının ne düşündüğünü kendine dert ediniyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
This isn't a question of scandal. | Meselemiz skandal falan değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It isn't a state of mind. They hang men for this. | Benim fikir değiştirmem de değil. Bu yüzden adam astıkları oldu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Don't be naive. | Saflık etme. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
When they have political motive, | Siyasi bir gerekçeleri olunca... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
they use it as a pretense to hang men. | ...insanları asmak için bunu bahane ettiler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Don't treat me like I'm someone else. I know what London is, too. | Bana bir şeyden haberim yokmuş muamelesi yapma. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Alfred Hamilton does not want those pardons issued. | Alfred Hamilton bu af tasarısının geçmesini istemiyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He has committed himself to doing everything in his power to prevent it. | İstediğini gerçekleştirmek için de elinden geleni ardına koymayacaktır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And when he finds out what's been going on in this house, | Bu evde olan bitenden haberdar olduğu zaman da... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
he will use it to ruin us. | ...bizi mahvetmek için bunu kullanacak. ...ne kadar uzak tutmaya çalışsanda... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Even if he were to find out, he wouldn't use it against us. | Öğrense bile bize karşı kullanmaz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Now who's being naive? | Asıl sen saflık ediyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It would be just as embarrassing for the earl | Bizim için olduğu kadar kont için de utanç verici. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Do you really think he wants that? | Bunu ister mi sanıyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You are underestimating him. | Onu hafife alıyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He will find a way to exploit it. | Bunu kullanmanın bir yolunu bulacaktır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Why take the risk? | Neden tehlikeye atılalım ki? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
For the sake of the pirates of Nassau? | Nassau'daki korsanlar için mi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Miranda, I saw it. I was there. | Miranda, gördüm orayı. Gördüm. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Thomas was right about its promise. | Thomas oranın gelecek vaat ettiğini söylerken haklıymış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And once the pirate issue has abated, | Korsanlık sorunu çözüme kavuşunca... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
it'll need help to rebuild. Help from people like us. | ...ayağa kalkması için yardım gerekecek. Bizim gibilerin yardımı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You're suggesting we go there. | Oraya gitmemizi öneriyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A restored New Providence Island will need a governor. | Huzura kavuşmuş New Providence Adası'nın yeni bir valiye ihtiyacı olacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Who better qualified to oversee the building | Yeni Dünya'nın imarını gözetmeyi Thomas'tan daha fazla hak eden var mı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
With these pardons, we can accomplish that and leave London behind. | Bu af meselesi ile bunu başarabilir ve Londra'yı arkamızda bırakabiliriz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I've known Admiral Hennessey since I was a boy. | Amiral Hennessey'yi küçüklüğümden beri tanırım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He's the closest thing I have to a father. | Baba diyebileceğim biri varsa kendisidir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Let me raise the plan with him. | Bu plandan ona söz etmeme izin ver. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Seek his counsel. There's no risk in that. | Akıl danışayım. Bunun bir tehlikesi yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
This is too important not to try. | Denemezsek pişman oluruz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Reload the cannons. Reload! Reload! | Topları doldurun! Doldurun! Doldurun! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Quickly, boys, quickly. | Haydi aslanlarım, çabuk olun! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Let's go. Let's go. | Haydi. Haydi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Two six, heave! | İtin! İtin! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Heave! Fire! | İtin! Ateş! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Two six! Heave! | İtin! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Cease fire! | Ateş kes! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Cease fire! Cease fire! | Ateş kes! Ateş kes! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Prepare to move ashore. | Kıyıya çıkmak için hazırlanın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Ready the longboats. | Şalopaları hazırlayın! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The courtyard wall's destroyed. | Avlu duvarı çöktü. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A breach in the northwestern corridor. | Kuzeybatı koridorunda gedik açıldı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Seaward facing batteries are gone | Denize dönük bataryaların işi bitti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
as are most of the westward guns. | Batı bataryaları da aynı durumda. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
How many did we lose? | Adamların kaçını kaybettik? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Seven. | Yedisini. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Another nine injured. | 9 da yaralı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
How long do you expect? | Ne kadar sürer dersin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Before the men are massing themselves on the beach | Adamların kıyıya çıkıp saldırıya geçmesi ne kadar sürer dersin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Two hours. | 2 saat. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Maybe less. | Belki de daha az. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Larson. | Larson. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Take her back to the cell. | Kızı hücresine götür. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Make sure she remains safe while I'm gone. | Ben yokken kimse ona elini bile sürmesin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No one is to touch her. Understood? | Hiç kimse. Anlaşıldı mı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
While you're gone? Where are you going? | Sen yokken mi? Nereye böyle? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No matter how many of his men we kill, he can find more. | Kaç adamını öldürürsek öldürelim fazlasını bulur. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Eventually they breach | İçeri girerler er geç. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and we die. | Ve ölürüz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So you're leaving? | Kaçıyor musun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's too great of a force to defeat | Dövüşmeye kalkarsak hakkından gelinemeyecek kadar kalabalık bir güç. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Only way to beat it | Yenmenin tek yolu... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
is to cut off its head. | ...başını almaktan geçer. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I had the misfortune of being in his presence | Onun mallarını gemilerinle satacağına yönelik teklif... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He said no. | Kabul etmedi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But it was the manner in which he said no that is most promising. | Ancak teklifini kabul etmeyişinde bir umut ışığı saklıydı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |