Search
English Turkish Sentence Translations Page 7780
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
but shying away from a fight isn't one of them. | Lakin kavgadan kaçmak bunlara dahil değil. Lakin kavgadan kaçmak bunlara dahil değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Whatever he's doing up there in that tavern, | O barda her ne yapıyorsa... O barda her ne yapıyorsa... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm certain it's towards the end of prevailing in this fight. | ...bu savaşı önlemeye yönelik olduğu kesin. ...bu savaşı önlemeye yönelik olduğu kesin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
At a certain point I'll cease to care what his ends are | Bir müddet sonra ne düşündüğünü önemsemeyip adamları hisara ben süreceğim. Bir müddet sonra ne düşündüğünü önemsemeyip adamları hisara ben süreceğim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't think that's going to be an option anytime soon. | Yakın zamanda öyle bir şeyin olacağına ihtimal vermiyorum. Yakın zamanda öyle bir şeyin olacağına ihtimal vermiyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What are you talking about? | Neden söz ediyorsun? Neden söz ediyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It will likely start with three ships, | Muhtemelen 3 gemi ile başlayacak. Muhtemelen 3 gemi ile başlayacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
maybe four. | 4 de olabilir. 4 de olabilir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A tactical assault to retake the bay. | Körfezi geri almak için saldırı düzenlenecek. Körfezi geri almak için saldırı düzenlenecek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Once England decides she wants this place back, | İngiltere burayı geri almaya karar verdi mi... İngiltere burayı geri almaya karar verdi mi... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
the resources that she will commit towards that end | ...bu yolda seferber edeceklerinin... ...bu yolda seferber edeceklerinin... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
are inexhaustible. | ...ucu bucağı yok. ...ucu bucağı yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Sooner or later, we'll be driven inland, | Er ya da geç karanın iç kısımlarına sürüleceğiz. Er ya da geç karanın iç kısımlarına sürüleceğiz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
forced to fight as rebels from the interior | Sağ kalanlarımızla yeni vali... Sağ kalanlarımızla yeni vali... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
For years I prepared for that fight. | Yıllar boyunca bu savaşa hazırlandım. Yıllar boyunca bu savaşa hazırlandım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Now it would appear that there is another way, | Şimdi anlaşıldı ki başka bir yolu daha varmış. Şimdi anlaşıldı ki başka bir yolu daha varmış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
a way in which we can control our futures without that fight. | Yazgımızı kavgasız dövüşsüz tayin edebileceğimiz bir yol. Yazgımızı kavgasız dövüşsüz tayin edebileceğimiz bir yol. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And as fate would have it, | İşe bak ki... İşe bak ki... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
you are holding the key to make that possible. | ...bunun anahtarı da senin elinde. ...bunun anahtarı da senin elinde. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The girl. | Rehine kız. Rehine kız. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Her father is a very powerful, | Babası çok güçlü bir adam. Babası çok güçlü bir adam. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
very influential man. | Çok nüfuzlu. Çok nüfuzlu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If I return her to him unharmed, | Onu sağ salim babasına teslim edersem... Onu sağ salim babasına teslim edersem... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I believe that I can win him as an ally, | ...Londra'da bir müttefik edineceğimiz kanaatindeyim. ...Londra'da bir müttefik edineceğimiz kanaatindeyim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
to argue for a reconciliation with England | Malımızın mülkümüzün elimizde kalması, kendi kendimizi... Malımızın mülkümüzün elimizde kalması, kendi kendimizi... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I believe that there is an opportunity at hand, | Elimize bir fırsat geçtiğini düşünüyorum. Elimize bir fırsat geçtiğini düşünüyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
an opportunity where we control our own futures. | Kendi kaderimizi tayin etmemizi sağlayacak bir fırsat. Kendi kaderimizi tayin etmemizi sağlayacak bir fırsat. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We just all need to agree to take it. | Tek yapmamız gereken fırsatı değerlendirmek. Tek yapmamız gereken fırsatı değerlendirmek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Peter Ashe. | Peter Ashe. Peter Ashe. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Returning his daughter might gain his ear, | Kızını teslim ederek dikkatini çekebiliriz... Kızını teslim ederek dikkatini çekebiliriz... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
but there is no man in the Americas | ...fakat Amerikalar'da korsanlığa savaş açma konusunda ondan heveslisi de yok. ...fakat Amerikalar'da korsanlığa savaş açma konusunda ondan heveslisi de yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
No amount of appreciation is going to make him forget that. | Ne kadar minnettar kalırsa kalsın bu hevesini unutacak hali yok. Ne kadar minnettar kalırsa kalsın bu hevesini unutacak hali yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A long time ago, he and I were friends. | Uzun zaman evvel onunla arkadaştık. Uzun zaman evvel onunla arkadaştık. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Good friends. | Yakın arkadaş. Yakın arkadaş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We fought alongside each other towards this very end... | Bu yola beraber baş koyduk. Bu yola beraber baş koyduk. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
a stable and prosperous Nassau. | Huzur ve refah içindeki Nassau'ya. Huzur ve refah içindeki Nassau'ya. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We're talking about a man | Güç bela geçinen Carolina sömürgesini... Güç bela geçinen Carolina sömürgesini... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And from what I'm told by friends in London, | Londra'daki arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla... Londra'daki arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
is unparalleled in his ability | ...parlamentodaki siyasi gücünün eşi benzeri yok imiş. ...parlamentodaki siyasi gücünün eşi benzeri yok imiş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If that man could be persuaded, as you say, | Dediğin gibi bizden taraf olursa... Dediğin gibi bizden taraf olursa... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
if that man chose to be our advocate, | ...davamızı savunma yolunu seçerse... ...davamızı savunma yolunu seçerse... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
that would certainly argue well for our prospects. | ...hiç şüphesiz hayrımıza olur. ...hiç şüphesiz hayrımıza olur. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What do I get? | Benim kazancım ne? Benim kazancım ne? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If this, if that. | Yok şöyle yok böyle. Yok şöyle yok böyle. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Yet it all relies on an asset you do not possess. | Her şey elinizde olmayan ganimete bağlı. Her şey elinizde olmayan ganimete bağlı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What do you get? You get what we all get... a future. | Kazancın mı ne? Biz ne kazanıyorsak o. İstikbal. Kazancın mı ne? Biz ne kazanıyorsak o. İstikbal. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Show it to me. | Göster. Göster. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Hand me my future here in this room. | Bu odada teslim et bana o istikbali. Bu odada teslim et bana o istikbali. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What? It isn't just your words, is it? | Ne? Laf salatası öyle değil mi? Ne? Laf salatası öyle değil mi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The promise of a thing hard to define and impossible to deliver... | Nasıl tanımlayacağını bile bilemediğin, elde edilmesi imkansız bir vaat. Nasıl tanımlayacağını bile bilemediğin, elde edilmesi imkansız bir vaat. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
that is what you're suggesting I get | Hem de o kız gibi değerli bir ganimeti teslim... Hem de o kız gibi değerli bir ganimeti teslim... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If you're looking for something more immediate, | Daha gözle görülür bir şey arıyorsan... Daha gözle görülür bir şey arıyorsan... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
then how about your own survival? | ...postunu kurtardığın gerçeğine ne dersin? ...postunu kurtardığın gerçeğine ne dersin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If we cannot agree to do this together, then I walk out of here | Anlaşmaya varamazsak çıkıp gideceğim. Anlaşmaya varamazsak çıkıp gideceğim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and I lead my men in cutting down | Adamlarımla beraber kaç adamın kaldıysa artık hepsini biçmeye geleceğim. Adamlarımla beraber kaç adamın kaldıysa artık hepsini biçmeye geleceğim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
This girl is so valuable to you, | Bu kız bu kadar değerliyse... Bu kız bu kadar değerliyse... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and you would risk her death just to punish me? | ...onu öldürme pahasına mı beni cezalandıracaksın? ...onu öldürme pahasına mı beni cezalandıracaksın? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You want her? You have two choices. | Onu istiyorsan iki seçeneğin var. Onu istiyorsan iki seçeneğin var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Try and take her and hope she survives the fight | Zorla onu elde etmek için savaş ve savaştan sağ çıkmasını um. Zorla onu elde etmek için savaş ve savaştan sağ çıkmasını um. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
or pay me what she's worth. | Ya da ederini bana peşin öde. Ya da ederini bana peşin öde. ...kıyıya uzun botlar ile taşımaya çalışırsak... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And what exactly do you estimate that to be? | Neymiş aklındaki ederi? Neymiş aklındaki ederi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
One Spanish Man of War. | Bir adet İspanyol savaş gemisi. Bir adet İspanyol savaş gemisi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He can't do that even if he wanted to. | İstese dahi veremez gemiyi. İstese dahi veremez gemiyi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That ship belongs to his men. | O gemi tayfanın malı. O gemi tayfanın malı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Says the woman who managed | Diyene bak hele. Diyene bak hele. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
to separate me from my last ship | Birkaç sözcükle beni gemimden ayıran sen değil miydin? Birkaç sözcükle beni gemimden ayıran sen değil miydin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You want to see that girl alive, | Kızın sağ kalmasını istiyorsan... Kızın sağ kalmasını istiyorsan... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I suggest you not try and stop me. | ...beni durdurmaya yeltenme derim. ...beni durdurmaya yeltenme derim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Among the men she is surrounded by right now, | Onu elinde tutan adamların içinde... Onu elinde tutan adamların içinde... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I am quite certainly the most reasonable one. | ...en sağduyulu kişi açık ara farkla benim. ...en sağduyulu kişi açık ara farkla benim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I believe my terms are clear. | Şartlarım açık ve net. Şartlarım açık ve net. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You know where to find me to deliver your response. | Beni nerede bulacağını biliyorsun. Beni nerede bulacağını biliyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You can't walk away from this. | Alıp başını gidemezsin. Alıp başını gidemezsin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Were it anyone else in the world, | O kadar insanın içinde en iyi sen biliyorsun ne olacağını. O kadar insanın içinde en iyi sen biliyorsun ne olacağını. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But that man starts talking and you'll believe anything. | Ama şu adam konuşmaya başladı mı ne dese inanıyorsun. Ama şu adam konuşmaya başladı mı ne dese inanıyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You have a choice to make. | Senin de seçim yapman gerek. Senin de seçim yapman gerek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's long past due. | Çoktan yapman gerekirdi hatta. Çoktan yapman gerekirdi hatta. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Until then, there's nothing for you and I to say. | O zamana kadar sana diyecek sözüm yok. O zamana kadar sana diyecek sözüm yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Parsing leads from the girls. | Kızların tüyolarını ayrı ayrı not alıyorum. Kızların tüyolarını ayrı ayrı not alıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Why? Should I be doing something else? | Ne oldu da? Başka bir işim vardı da benim mi haberim yok? Ne oldu da? Başka bir işim vardı da benim mi haberim yok? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You're telling me you haven't heard what happened? | Olan biteni duymadın mı yani? Olan biteni duymadın mı yani? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The crew of the Eagle was recruiting by the beach. | Eagle tayfası sahilde adam topluyordu. Eagle tayfası sahilde adam topluyordu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Anne Bonny showed up looking to join. | Anne Bonny katılmak için çıktı geldi. Anne Bonny katılmak için çıktı geldi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Quartermaster tells her if Jack Rackham's | Jack Rackham onu aralarına almaya meraklı değilse ben neden alayım dedi serdümen. Jack Rackham onu aralarına almaya meraklı değilse ben neden alayım dedi serdümen. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
they for fucking certain don't either. | Hem de kendileri hiç meraklı değilken. Hem de kendileri hiç meraklı değilken. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
She grabbed a marling spike and plunged it in his jaw. | Kavelayı kaptığı gibi sapladı çenesine. Kavelayı kaptığı gibi sapladı çenesine. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Took out three teeth. | 3 dişini söktü yerinden. 3 dişini söktü yerinden. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Which brings me to my original question. | Bu durumda yine aynı yere dönüyoruz. Bu durumda yine aynı yere dönüyoruz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What the hell are you doing here? | Ne arıyorsun be burada? Ne arıyorsun be burada? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Why aren't there men at your door? | Neden kapında nöbet duran yok? Neden kapında nöbet duran yok? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You are afraid she will come here | Gelip bana zarar vermesinden çekiniyorsun. Gelip bana zarar vermesinden çekiniyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Everyone's heard what happened. | Herkes olanları duydu. Herkes olanları duydu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Jack had a choice, pay you or keep her. | Jack'in iki seçeneği varmış. Ya sana para verecek ya da onu yanına alacakmış. Jack'in iki seçeneği varmış. Ya sana para verecek ya da onu yanına alacakmış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He chose you. | Seni seçti. Seni seçti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
She's gone fucking mad over it. | Kafayı yedi bunu duyunca. Kafayı yedi bunu duyunca. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Idelle, how would you feel | Idelle, sana asla ihanet etmeyeceğini sandığın... Idelle, sana asla ihanet etmeyeceğini sandığın... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If he purchased for himself a future through that betrayal? | Sana ihanet ederek kendi geleceğini garantiye alsa hem de! Sana ihanet ederek kendi geleceğini garantiye alsa hem de! | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If you were told by a world full of men | Erkeklerin dünyasında böyle bir ihanetin senden uzak durmakta... Erkeklerin dünyasında böyle bir ihanetin senden uzak durmakta... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
She's not mad. | Kafayı yediği falan yok. Kafayı yediği falan yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
She is adrift. | Gidecek kimsesi yok. Gidecek kimsesi yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |