Search
English Turkish Sentence Translations Page 7781
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Alone in the most terrifying way. | Aklına gelebilecek en kötü şekilde yapayalnız. Aklına gelebilecek en kötü şekilde yapayalnız. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What she will do next, I do not know. | Bundan sonra ne yapacağını tahmin edemem. Bundan sonra ne yapacağını tahmin edemem. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But I refuse to proclaim myself | Ancak ondan korkmam gerekiyormuş gibi davranarak... Ancak ondan korkmam gerekiyormuş gibi davranarak... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If she returns, if the girls see her, | Kızlar buraya döndüğünü görürse... Kızlar buraya döndüğünü görürse... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
tell them to allow her a wide berth | ...ona bir oda ayarlasınlar ve... ...ona bir oda ayarlasınlar ve... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and tell me at once. | ...derhal beni haberdar etsinler. ...derhal beni haberdar etsinler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Logan's come up from the beach. | Logan sahilden geldi. Logan sahilden geldi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Mr. Rackham was right. | Bay Rackham haklıymış. Bay Rackham haklıymış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Flint forbade any of the Walrus men from coming here. | Walrus tayfasının buraya ayak basması Flint tarafından yasaklanmış. Walrus tayfasının buraya ayak basması Flint tarafından yasaklanmış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If the secret they are hiding is that important, | Sakladıkları sır bu kadar önemliyse... Sakladıkları sır bu kadar önemliyse... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
perhaps this is something we should let alone. | ...onları rahat bıraksak daha iyi olmaz mı? ...onları rahat bıraksak daha iyi olmaz mı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He has already brought you into his confidence. | Sana bu kadarını açacak kadar güvenmiş. Sana bu kadarını açacak kadar güvenmiş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Just show him you are calm. | Ne kadar serinkanlı olduğunu göster. Ne kadar serinkanlı olduğunu göster. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Let him talk and everything will be fine. | Bırak konuşsun. Her şey yoluna girecek. Bırak konuşsun. Her şey yoluna girecek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I assume you're the one who fetched Eleanor? | Eleanor'u sen haberdar ettin sanırım. Eleanor'u sen haberdar ettin sanırım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Why didn't you just leave me there? | Neden beni kaderime terk etmedin? Neden beni kaderime terk etmedin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I couldn't. | Yapamazdım. Yapamazdım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What happens in London? | Londra'da ne olacak? Londra'da ne olacak? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Assume your appeal to Lord Ashe is persuasive. | Lord Ashe'i ikna ettiğinizi varsayarsak. Lord Ashe'i ikna ettiğinizi varsayarsak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Assume you bring him here, | Buraya getirip... Buraya getirip... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
show him that everything necessary | ...Nassau'nın kalıcı bir sömürge olarak faaliyet göstermesini... ...Nassau'nın kalıcı bir sömürge olarak faaliyet göstermesini... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Then he has to make the case to Parliament, yes? | O zaman gidip parlamentoya tasarı sunacak değil mi? O zaman gidip parlamentoya tasarı sunacak değil mi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But while he's trying to persuade them | O, parlamentoyu ikna etmeye uğraşırken... O, parlamentoyu ikna etmeye uğraşırken... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
that there are reasonable men among the pirates of Nassau, | ...Nassau korsanları arasında aklı başında insanlar var diyecek lordlara. ...Nassau korsanları arasında aklı başında insanlar var diyecek lordlara. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
men ready to govern themselves responsibly and peacefully, | Huzur içerisinde kendi kendilerini yönetmeye hazır insanlar var diyecek. Huzur içerisinde kendi kendilerini yönetmeye hazır insanlar var diyecek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
no one will be listening, | Kimse kulak asmayacak. Kimse kulak asmayacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
because in the next room | Çünkü hemen yan odada... Çünkü hemen yan odada... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
the ambassador to the court of King Philip of Spain | ...sarayda İspanya Kralı Felipe'yi temsilen bulunan büyükelçi... ...sarayda İspanya Kralı Felipe'yi temsilen bulunan büyükelçi... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
will be shaking his fists with rage, | ...öfkeden kudurmuş bir halde yumruklarını sallayarak... ...öfkeden kudurmuş bir halde yumruklarını sallayarak... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
screaming about how these same reasonable men | ...o aklı başında insanların nasıl da... ...o aklı başında insanların nasıl da... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
just stole five million Spanish dollars from the king's treasury. | ...kralın hazinesinden 5 milyon İspanyol realini çaldıklarını anlatacak. ...kralın hazinesinden 5 milyon İspanyol realini çaldıklarını anlatacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He'll be demanding Whitehall denounce the act | Hükümetin derhal harekete geçmesini talep edecek ve... Hükümetin derhal harekete geçmesini talep edecek ve... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If Lord Ashe is to have any prayer of succeeding | Lord Ashe'in ondan isteyeceğiniz... Lord Ashe'in ondan isteyeceğiniz... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
not only can you not retrieve the Urca gold, | ...bu hem sizin hem de başkalarının Urca altınına el sürmemesi şartıyla mümkün olur. ...bu hem sizin hem de başkalarının Urca altınına el sürmemesi şartıyla mümkün olur. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They saw it with their own eyes. | Gözleriyle gördüler. Gözleriyle gördüler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
In their minds, half of it is spent already. | Hayallerinde yarısını harcadılar bile. Hayallerinde yarısını harcadılar bile. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
To persuade them to let it go at this point is an impossibility. | Şu anda bu hayali kovalamayın demek imkansız bir şey. Şu anda bu hayali kovalamayın demek imkansız bir şey. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't dispute that. | Hak veriyorum size. Hak veriyorum size. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But I would argue it is also indisputable that these two plans, | Lakin Lord Ashe'i ikna etmekle Urca altınını elde etme... Lakin Lord Ashe'i ikna etmekle Urca altınını elde etme... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Perhaps even mutually exclude each other. | Hatta birbirlerinin tam olarak zıddılar demek lazım. Hatta birbirlerinin tam olarak zıddılar demek lazım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I will make it work. How could you possibly? | Bir şekilde halledeceğim. Nasıl mümkün olabilir de? Bir şekilde halledeceğim. Nasıl mümkün olabilir de? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't know... | Bilmiyorum... Bilmiyorum... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
yet. | ...henüz. ...henüz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He agreed. | Kabul etti. Kabul etti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He agreed? | Etti mi? Etti mi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Abigail Ashe will be surrendered to you | Hisara saldırmaman koşuluyla... Hisara saldırmaman koşuluyla... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He lives. | Onu öldürmeyeceksiniz. Onu öldürmeyeceksiniz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm sorry, but I'm having a difficult time | Kusura bakma da kabul ettiğine pek inanasım gelmiyor. Kusura bakma da kabul ettiğine pek inanasım gelmiyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He agreed, he didn't agree. | Ha etmiş ha etmemiş. Ha etmiş ha etmemiş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What difference does it make? | Ne fark eder? Ne fark eder? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I am guaranteeing that the exchange | Bu anlaşmanın sağlanacağını ben garanti ediyorum. Bu anlaşmanın sağlanacağını ben garanti ediyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Do you understand? | Anlıyor musun? Anlıyor musun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You want me to go to my men | Adamlarımın yanına gidip... Adamlarımın yanına gidip... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and deny them a fight | ...buranın istikbali için kaçınılmaz dediğim savaşın... ...buranın istikbali için kaçınılmaz dediğim savaşın... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That is exactly what I'm asking you to do. | Tam olarak bunu yapmanı istiyorum. Tam olarak bunu yapmanı istiyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'll say it again. | Tekrarlıyorum. Tekrarlıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I am guaranteeing the terms of this deal. | Anlaşmanın gerçekleşeceğini ben garanti ediyorum. Anlaşmanın gerçekleşeceğini ben garanti ediyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If you deliver on your promise, | Sözünü tutarsan... Sözünü tutarsan... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
if you prevent any further attack on the fort, | ...hisara saldırı yapılmazsa... ...hisara saldırı yapılmazsa... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I will bring the girl down from the hill | ...o kızı tepeden indirip sana teslim edeceğim. ...o kızı tepeden indirip sana teslim edeceğim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Will you fulfill your end of this bargain? | Üstüne düşeni yerine getirebilecek misin? Üstüne düşeni yerine getirebilecek misin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Yes or no? | Var mısın yok musun? Var mısın yok musun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Do you recognize it? No. | Tanıdık mı? Değil. Tanıdık mı? Değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Not a Nassau crew. | Nassau'dan değil. Nassau'dan değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Let's get this underway, shall we? | Haydi işe girişelim. Haydi işe girişelim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Captain Jack Rackham of the Colonial Dawn. | Colonial Dawn'ın Kaptanı Jack Rackham. Colonial Dawn'ın Kaptanı Jack Rackham. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Never heard of you. | Hiç duymadım. Hiç duymadım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Well, perhaps you should get out more. | Daha sık dışarı çıkmalısın. Daha sık dışarı çıkmalısın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Good one. | Güzel espriydi. Güzel espriydi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Captain Linus Harcourt of the Goliath. | Golyat'ın Kaptanı Linus Harcourt. Golyat'ın Kaptanı Linus Harcourt. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Your ship is named after the greatest disappointment in the history of warfare? | Savaş tarihinin en büyük yüz karasının adını gemiye mi verdin? Savaş tarihinin en büyük yüz karasının adını gemiye mi verdin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I like how it sounds. | Güzel isim. Güzel isim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Pleasure to meet you. | Memnun oldum. Memnun oldum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Have you ever done one of these before? | Daha önce böyle bir şey yapmış mıydın? Daha önce böyle bir şey yapmış mıydın? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Split a baby? No. No, I haven't. | Ganimeti bölüşmeyi mi diyorsun? Hayır. Yapmadım. Ganimeti bölüşmeyi mi diyorsun? Hayır. Yapmadım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We've had a few. | Birkaç kez yapmışlığımız var. Birkaç kez yapmışlığımız var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
One of three outcomes, in my experience. | Bu işin 3 tane çıkar yolu var. Bu işin 3 tane çıkar yolu var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
One, crews fight it out. | 1. Tayfalar birbirini yer. 1. Tayfalar birbirini yer. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Seeing our obvious advantage in strength of numbers, | Sayısal üstünlüğümüz göz önüne alındığında... Sayısal üstünlüğümüz göz önüne alındığında... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
you're wise enough to forgo that option. | ...bu ihtimali göz ardı edecek kadar kafan basar. ...bu ihtimali göz ardı edecek kadar kafan basar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Two, captains fight it out. | 2. Kaptanlar dövüşür. 2. Kaptanlar dövüşür. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Don't know about you, | Seni bilmem de... Seni bilmem de... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
but this doesn't seem like a haul worth dying over to me. | ...pek uğruna ölünecek bir ganimete benzemiyor bu gemi. ...pek uğruna ölünecek bir ganimete benzemiyor bu gemi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Yeah, what's three? | Üçüncüsü neymiş? Üçüncüsü neymiş? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Reasonable men agree. | Aklı başında insanlar uzlaşır. Aklı başında insanlar uzlaşır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The first thing I remember is being in the hold | Anımsadığım ilk şey o gemide zincire vurulduğumdu. Anımsadığım ilk şey o gemide zincire vurulduğumdu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Then, um, a man came in. | Sonra adamın teki geldi. Sonra adamın teki geldi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The Scarborough's captain. | Scarborough'nun kaptanı. Scarborough'nun kaptanı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And he just said one thing. | Tek bir şey söyledi. Tek bir şey söyledi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He said, | Dedi ki... Dedi ki... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
"Yesterday, you were a free man. | "Dün hürdün." "Dün hürdün." | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Today you are a thief condemned to die." | "Bugün ölümünü bekleyen bir hırsızsın." "Bugün ölümünü bekleyen bir hırsızsın." | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I saw a garrison on Harbour Island. | Harbour Adası'nda bir garnizon vardı. Harbour Adası'nda bir garnizon vardı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
200 men. | 200 asker. 200 asker. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I saw an armory, some barracks. | Cephanelik vardı. Kışlalar falan. Cephanelik vardı. Kışlalar falan. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They weren't passing through. | Üs kurmuşlardı. Üs kurmuşlardı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The navy is, this moment, | Donanma şu anda... Donanma şu anda... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
fully encamped 40 miles away from where you stand. | ...buradan 40 mil açıkta tam donanımlı olarak mevzilenmiş. ...buradan 40 mil açıkta tam donanımlı olarak mevzilenmiş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Eventually, the man who guarded me got careless, | En sonunda başımda nöbet duran o kadar üstüme düşmemeye başladı. En sonunda başımda nöbet duran o kadar üstüme düşmemeye başladı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
let me get too close... | Yaklaşmama ses etmedi. Yaklaşmama ses etmedi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |