Search
English Turkish Sentence Translations Page 7787
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
raised his hands at me, | ...bana el kaldırdı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
burned me, | Beni yaktı. Adamlarıyla paylaştı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I didn't know any different, | Başka türlüsünü bilmezdim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
didn't know I could do anything about it. | Bu konuda ne yapacağımı bilmezdim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Even if I had, | Bilseydim bile içimde bu gücü hissedemezdim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
One day, we were in a tavern. | Bir gün meyhanedeydik. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
He was hurting me. | Canımı yakıyordu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And a man saw it. | Ve bir adam bizi gördü. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And he walked over... | Üzerine yürüdü... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and he slit his throat. | ...ve boğazını kesti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That was Jack. | O adam Jack'ti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I was 13. | 13 yaşındaydım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I always thought he saved me from something. | Hep beni kurtardığını düşünürdüm. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Always been so fucking grateful. | Hep minnettar olmuştum, amına koyayım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Now I wonder... | Şimdi düşünüyorum da... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
maybe Jack took me from something | ...belki de Jack benden kendim bulmam gereken bir şeyi aldı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Maybe he took away the chance to get strong enough to save myself. | Belki de kendimi kurtaracak kadar güçlenme şansımı yitirdim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
To grow up. | Büyümek için. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Instead, I went with him, | Bunun yerine onunla gittim, onun yaptıklarını yaptım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
did what the others did. | Diğerlerinin yaptıklarını yaptım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Thought I'd become one of them. | Onlardan biri olduğumu sanmıştım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If I'm not what I was when I was born, | Eğer doğduğumdaki gibi değilsem... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and I ain't what I've become instead... | ...ve dönüştüğün kişi de değilsem... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
what the fuck am I? | ...ben kimim amına koyayım? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
She's going to rest for now. | Şimdilik istirahat ediyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I know this is the last thing you need to hear, | Biliyorum bu duymak istediğin son şey olacak ama... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
but me and the girls were talking. | ...kızlarla konuştuk. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We know what risks we face with the turns. | Gerçek açığa çıkarsa nelerin tehlikede olduğunu biliyoruz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
How to avoid them, protect against them. | Nasıl sakınacağımızı, kendimizi nasıl koruyacağımızı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What she did to Charlotte... Don't. | Charlotte'e yaptığı şey... Yapma. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That's not something we know how to protect against. | ...nasıl korunacağımızı bildiğimiz bir şey değildi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Shouldn't we be focusing on getting her out the door right now | Sıradaki bizden biri olmadan önce onu nasıl siktir edeceğimize odaklansak? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Please don't be the voice of this. | Lütfen böyle konuşma. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If you're concerned that by removing her from this place | Eğer onu buradan çıkarmaya çalışırsan sana saldıracağını düşünüyorsan... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
there are men we can talk to | ...konuşabileceğimiz adamlar var. Sana zarar vermesine engel olacak adamlar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't want to hear that again. | Bunu sakın tekrar işitmeyeyim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Not from you, not from the other girls, ever. | Ne senden ne de diğer kızlardan. Asla. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
When no one in the world... | Dünyada bir tek kişi... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
no one... no one... | ...bir tek kişi, tek bir Tanrı'nın kulu... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
could care less about what those men were doing to me on the beach, | ...o adamların bana sahilde neler yaptığını umursamazken... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
she did. | ...o bana kol kanat gerdi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That means something to me. | Bunun benim için anlamı büyük. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So for as long as she desires, this place will be a safe place for her. | Ne kadar kalmayı arzu ederse burası onun için güvenli bir yer olacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And those men you would talk to about solving this problem? | Ve bu sorunu çözmek için konuşacağın adamlar var ya? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They value their relationship with me | Benimle olan ilişkileri, senin ya da Isabella'nınkinden... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
or anyone on that floor. | ...ya da o kattaki herkesten daha önemli. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If I hear from those men that inquiries have been made about them, | Eğer o adamlardan bir şeyler yapılmasının istendiğini duyarsam... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I will not receive that news well. Is that clear? | ...bunu toleranslı karşılamayacağım. Anlaşıldı mı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Idelle... | Idelle... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
please let the girls know I understand their concern. | Lütfen kızlara endişelerini anlayışla karşıladığımı ilet. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If any one of them wish to come to me, | Eğer herhangi birisi benimle görüşmek isterse kapım açık olacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Two guardacosta men of war sitting right in the bay when we arrived. | Biz oraya vardığımızda iki savaş gemisi körfezde demirlemişti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We made our way down to the ridge and watched | Sırta ulaşıp tüm altını ambarlarına taşımalarını izledik. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Watched that gold disappear from that beach piece by piece, | O altının kumsaldan parça parça eksilmesini izledik. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and watched them weigh anchor and set sail. | Ve demir alıp yelken açtılar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
When it was all clear, we walked the beach. | Kimse kalmayınca kumsala çıktık. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Not a fucking piece left behind. | Geriye tek parça bile kalmamıştı. Tek bir amına koduğumun altını bile. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What's happening out there? | Dışarıda durumlar nasıl? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They've called council to debate how they wish to proceed. | Nasıl hareket edeceklerini müzakere etmek için konseyi topladılar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That should be productive. | Bu işlerine yarayabilir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The good news for you is Hornigold's support | Senin için iyi olan haberse Hornigold'un desteği tamamıyla dağıldı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There's not a soul among them that has any appetite | Aralarında bu gece o hisara saldırmak isteyecek tek kişi bile yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Without the gold, it all seems rather pointless. | Altın da olmadan, her şey anlamsız geliyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And the bad news? It's chaos out there. | Ya kötü haber? Dışarıda kaos var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Likely to be for some time. | Epey de sürecek gibi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There are as many proposals for what ought to be our next score | Sonraki hamlenin ne olacağına dair çok sayıda öneri var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
as there are men to voice them, | Aralarında dile getirecekler de var. ... bir birlik oluşturmamı istersen... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
including ransoming that hostage girl of yours | Senin şu tutsak kızı borç yerine fidye için teslim etme fikri dahi var. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If she's ever delivered to us. | Tabii elimize geçerse. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
One way or the other, those men want to get paid. | Bir şekilde o adamlar paralarını isteyecekler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And soon. | Ve tez vakitte olacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
May we have the room, please? | Yalnız kalabilir miyiz, lütfen? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What a fucking mess. | Karmaşaya bak amına koyayım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We have to think very carefully | Sonraki adımların nasıl işleyeceğine... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
about how to navigate these next steps. | ...dikkatlice kafa yormamız gerek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The case for returning the girl to Charles Town | Kızı Charleston'a götürme karşılığında uzlaşma isteme teklifi benden çıkmamalı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I've just had my authority challenged. | Yetkime daha yeni meydan okundu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Even on it's merits, the argument would seem desperate | Hâlâ yetkim dahi olsa münakaşa etmek çaresizce ve şüpheli gözükebilir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But if it came from you, we might just stand a chance... | Ama fikir senden çıkarsa bir şansımız olma ihtimali... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Let me stop you right there. | Lafını balla bölüyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There is no "we." | Biz diye bir şey yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We stopped being a thing of any relevance about an hour ago. | Bir saat kadar önce aramızda bir birlik olma durumu ortadan kalktı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Is that so? | Öyle mi oldu? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I believe I've been clear about the nature of my investment here. | Buradaki yatırımın hakkında açık olduğuma inanıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The gold was the inducement. | Beni teşvik eden şey altındı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Now no gold... It's an unfortunate development | Altın olmadan... Talihsiz bir olay yaşandı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
that we have to adapt, and quickly. | Ama hızlıca bunu kabullenmemiz gerek. Kabullenme? Kabullenme kotamı doldurdum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Doing your bidding, keeping the crew in line for you. | Emirlerini yerine getiriyordum, senin için mürettebatı hizada tutuyordum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I wasn't the only one to benefit from that. | Bundan kazançlı çıkan tek ben değildim. Ama tam da öyle gözüküyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Even now you're the only one benefitting from it. | Şimdi dahi bundan faydalı çıkan sensin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What are you saying, that I'm benefitting | Ne diyorsun sen? Altının kaybolmasından mı faydalanıyorum? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It certainly solved a number of problems for you, didn't it? | Muhakkak birkaç sorunun çözüme kavuştu ama, değil mi? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I have half a mind to wonder if you didn't orchestrate | Aklımın bir köşesi bunu lehine çeviremeseydin ne yapacaktın diye merak ediyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Listen to me. | Beni iyi dinle. "Eğer Havana'da olursam." dedin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I understand your disappointment at this recent news. | Son gelişen olaylardan dolayı oluşan kırgınlığını anlıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I share it. | Aynı fikirdeyim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They need your help. Oh, please. | Yardımına ihtiyaçları var. Yapma ama. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Don't try to convince me to do it for the sake of their futures. | Beni, bunu onların geleceği için yapacağıma ikna etmeye dahi çalışma. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
For the sake of your own. | Kendi iyiliğin için. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Those men listen to you. They give a shit about what you have to say. | O adamlar seni dinliyor. Söylediklerini dikkate alıyorlar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |