Search
English Turkish Sentence Translations Page 7823
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Who is this? | Kimsiniz? Deanna'nın bir arkadaşı. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
What's your name? | İsmin ne? Orada mısın? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Okay boys, in your cells. | Hadi çocuklar herkes hücresine. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Now. | Derhâl. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
No one lies to me! | Hiç kimse bana yalan söyleyemez, hiç kimse! | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Amherst teen my fucking ass! | Amherstli gençmiş, hadi ordan göt herif! | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Teen dressed Goth and had a large tattoo on his back | Sınıf arkadaşları, gotik tarzda giyinen ve sırtında... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
classmates described as Satanic in nature. | ...kocaman dövmesi olan çocuğu, satanist ruhlu olarak tanımlarlar. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
The arrest follows a search of the boy's home where an | Yapılan ev araması sırasında silah deposu bulunur ve... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
believed to be a revenge plan targeting the entire | ...çocuğun tüm hokey takımdan intikam almak için plân yaptığı düşünülür. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Looks like I win after all. | Sanırım ben kazandım. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Let me see that. | Bir bakayım. Sende kalsın Marcel. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Let it be a reminder to you that you're still the same | Şunu da hatırlatayım, her zaman olduğu gibi hâlâ geri zekalının önde gidenisin. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Lying piece of shit. | Yalancı herif. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
BARKHOUSE! | İT KOĞUŞU! Gidelim, hadi. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Clean it up, Columbine. | Temizle şurayı Columbine. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I ain't going to no Discipline Unit | Senin yüzünden disipline gitmeye hiç niyetim yok. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
You want me to lie? | Yalan söylememi mi istiyorsunuz? Seni eve götürmek istiyorum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Your dad wants you home. | Baban, seni eve götürmem ve çıkarlarını temsil etmem için beni tuttu Sean. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
How is saying I did something | Yapmadığım şeyi yaptım demek nasıl benim çıkarıma olacak peki? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Please, Sean. | Lütfen Sean, Bay Johns yardım etmek için burada. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Look, I realize those kids | Asıl tehlikenin okuldaki çocuklar olduğunun farkındayım. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
But you got to understand the system. | Ama sen de sistemi anlamalısın. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
The parents, the teachers, | Aileler, öğretmenler, hükümet... Bu davada hepsi kan dökmek istiyor. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Who do they have, Harris? | Karşı taraf kimi tutmuş, Harris'i mi? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
It's a woman, I think that's her name. | Bir kadın, sanırım ismi o. Dale Harris. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I remember because Dale rhymes with bail. | İsmini hatırlıyorum çünkü Dale kefalet ile kafiyeli. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
They don't get any tougher than her. | Ondan daha sert birini bulamazlar. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
She wants fourteen year olds tried as adults. | 14 yaşındakilerin yetişkinler gibi yargılanmalarını savunuyor. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Fourteen. | 14. Sen kaç yaşındasın? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
He's fifteen. | 15 yaşında. 16. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Point is you rattled an entire community. | Olay şu ki, sen bütün toplumu sarstın Sean. Bunu kabul et ve önüne bak. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
A couple years, you'll be eighteen, | Birkaç yıl sonra 18 olacaksın ve üniversiteye gittiğinde kimse olanları hatırlamayacak. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I will. | Ben hatırlayacağım. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Don't you think you'd also remember a long, | Uzun zaman sürecek yargılanmaları unutacağını mı sanıyorsun? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Your dad's right. | Baban haklı. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I know you're not guilty, Sean, | Suçsuz olduğunu biliyorum Sean ama öne sürdükleri kanıtlar çok güçlü. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
If this goes to trial... | Bu iş yargıya taşınırsa sonucunda ne olur bilemiyorum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
What I do know is this. | Bildiğim tek şey şu; güzel bir takım elbise giyeceksin... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
you tell a nice story, you'll get a slap | ...sevimli bir hikâye anlatacaksın ve... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Lesson learned. | Dersini de almış olacaksın. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Make life easier for yourself, Sean. | Hayatı kendin için kolaylaştır Sean. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Doesn't anybody care about the truth? | Kimse gerçeğe önem vermiyor mu? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I'm due in court in an hour. | 1 saat içinde mahkemede olmam lâzım. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Think about it. | İyice düşün ve beni ara. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I'll talk with him. | Onunla konuşurum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Do you have any idea who that is? | Onun kim olduğunu biliyor musun? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
It's only the best goddamn youth lawyer this side of Montreal. | Montreal'ın bu bölgesindeki en iyi çocuk avukatı. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
And he's here in this room to help you. | Ve bu odada sana yardım etmek için bulunuyordu. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Only you seem to know more than he does. | Ondan daha çok şey biliyormuş gibiydin. Diğer adama ne oldu? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Andy the Legal Aid guy? | Devletin atadığı avukat Andy mi? Aptalın teki o. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Barry Johns is the real deal. | Barry Johns ise gerçek bir avukat. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I mortgaged my fucking house to bring him here! | Onu buraya getirebilmek için evimi ipotek ettirdim. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Well I don't like him. | Onu sevmedim. Sen kimseyi sevmiyorsun Sean. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Is it any wonder the whole world's against you? | Tüm dünya gerçekten sana karşı mı acaba? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
How do you live with such an embarrassment | Böyle utanç verici bir oğulla nasıl yaşıyorsun ki? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Don't give me that shit, Sean. | Hiç duygu sömürüsü yapma Sean. Şu an buradayım değil mi? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
It's more than you can say for your mother. | Annenden daha fazla çabalıyorum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
She's not coming? | Gelmiyor mu? Bilmiyorum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
We're playing phone tag. | Telefonla görüşüyoruz. Hala Florida'da. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Says she's coming though... | Geri döner dönmez gelecekmiş. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
When will that be? | O ne zamanmış peki? Bilmiyorum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
But wouldn't it be nice to get out of here | O gelmeden buradan çıkmış olman daha hoş olmaz mı sence de? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Get you cleaned up. | Seni toparlarız ve bütün bu barbarlığa bir son veririz. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Get your own bitch, bitch. | Kendi orospunu kendin bul, kancık. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Eat your peas, Columbine. | Bezelyelerini ye Columbine. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
You don't have to call me that. | Bana öyle seslenmek zorunda değilsin. Nedenmiş Columbine? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Cause I'm nothing like them. | Çünkü ben onlar gibi değilim. Gazeteler öyle demiyor ama. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
You know what you need, Columbine? | İhtiyacın olan ne biliyor musun Columbine? Kendini sevmeyi öğrenmen lâzım. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
They teach that shit here you know? | Burada onu öğretiyorlar. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Yeah man, they teach you how to | Tabii ya, suluboya ile boyama yapmayı ve geri kalan her şeyi öğretiyorlar. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Express all that pain you got, | İçindeki bütün acıyı ifade et ki, buradan çıktığında okulu patlatmaya falan çalışma. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Why you in here? | Sen neden buradasın? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Hey man, this bitch is so new | Dostum bu çocuk o kadar yeni ki hâlâ paketinde duruyor. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
You wanna know what he did? | Ne yaptığını bilmek ister misin? Noel Baba'yı öldürdü. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Some Christmas store Santa up in Plate Cove | Plate Cove'da, Noel süslerinin satıldığı mağazada bir Noel Baba varmış. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Some old retired guy, everybody just fucking adored. | Herkesin taptığı emekli bir ihtiyarmış. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Turns out the guy's a fucking pedophile. | Ama adam aslında sübyancının tekiymiş. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
One night, takes Trevor out | Bir gece, Trevor'u toprak yola götürmüş ve üzerine gelmeye başlamış. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Tries to touch his dick and everything. | Sikine, her şeyine dokunmaya çalışmış. Trevor da delirmiş tabii. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Fucking kills the guy with his bare hands. | Adamı çıplak elle öldürmüş. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
When was that? | Ne zaman olmuş bu? 5 yıl önce. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Okay, wait, he's here, | Şimdi geldi, kapatmam lâzım. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Where they keeping you, Australia? | Seni Avustralya'da mı tutuyorlar? Bekliyor muydun? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, I just got Gerry breathing down my neck | Evet, Gerry'nin nefesi ensemde, daha ne kadar bekleyeceksin diye sorup duruyor. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
You know what he's like. | Nasıl biri olduğunu biliyorsun. Arabada mı? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Lily's taking a nap. | Lily uyuyor. Lily burada mı? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Come here, let me look at you. | Gel buraya da sana bir bakayım. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Oh, Sean. | Nasıl oldu bu Sean? | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Glad you're here mom. | Gelmene çok sevindim anne. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, well, I would have been here sooner, | Daha çabuk gelmeliydim biliyorum ama Gerry'nin ailesi işte... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
he hadn't seen them in years, | ...yıllardır onları görmemişti ve Lily'de çok heyecanlıydı. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Oh, I brought some photos. | Sana bazı fotoğraflar getirdim. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Most of these probably wouldn't interest you, but... | Büyük olasılıkla çoğu senin ilgini çekmeyecek ama... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Here's one of Lily. | Lily'e baksana. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Isn't that cute? | Çok tatlı, değil mi? Büyümüş. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
Her face. | Yüzü değişmiş, onu görmek istiyorum. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
I wanted that for you, I really did. | Onu buraya getirmeye çalıştım, gerçekten denedim... | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
But jail's no place for a little girl. | ...ama hapishane çocuklara göre bir yer değil. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |
So that's why he came? | Demek kocan o yüzden geldi, kötü tohumları Lily'den uzak tutmak için. | Blackbird-1 | 2012 | ![]() |