Search
English Turkish Sentence Translations Page 7843
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Get your thinking to where you are, not where you've been. | Aklını o anda bulunduğun yere ver daha önce bulunduğun yere değil. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
What do you know about where I've been? | Daha önce bulunduğum yer hakkında ne biliyorsun ha? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
No. Nothing. | Hiçbir şey bilmiyorum. Bilmiyorsun evet. Ama... | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Okay, tell me, what is it I'm supposed to start seeing so fast? | Söylesene, hemen aklımı neye verecekmişim? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Where you are. | Olduğun yere. Neye, Kore mahallesine mi? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
This restaurant, this table? What? | Restorana, buradaki masaya mı? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You'll be in the rapid stream of decision making. | Karar vermenin hızlı streamine girmiş olacaksın. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Having to make intuitive choices. | İçgüdüsel seçimler yapacaksın. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
The people against you are high speed, world class dangers. | Sana karşı olan insanlar, yüksek hızlı, birinci sınıf tehlikeli insanlar. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
To be genius coder to outsmart, out think | Zeki bir kodlayıcı olabilmek için, daha akıllı olmak daha hızlı düşünmek için... | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
like my brother always said you could, | ...kardeşimin her zaman olabileceğini söylediği kişi olabilmek için... | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
you have to think about it clear. | ...önce sağlık düşünmen gerekiyor. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Not easy, I know. | Kolay bir şey değil, biliyorum. Bunun için bir geçiş süresi yok. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
But I believe you are a very strong man. Very smart man. | Ama ben senin güçlü birisi olduğuna inanıyorum. Çok akıllı birisi olduğuna. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Here, Chen. | Buldum Chen. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Three trades. Three different accounts. Large volumes. | 3 alım satım. 3 de farklı hesaplardan. Yüksek miktarlarda. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
They all sell within minutes of each other. | Hepsi de dakikalar içinde satmış. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Just at the soft close, at 13:13 and 13:14. | Birbirlerine çok yakın süredeler. 13:13 ve 13:14 | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Timed perfectly when to dump. | Satışın zamanlaması mükemmel. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Bank accounts. Foreign. Same place, all three. | Banka hesapları. Yabancı menşeli. Üçü de aynı yerde. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Hong Kong. | Hong Kong. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You want your bill? | Hesabı ister misiniz? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You not order more, you give up table. | Sipariş vermiyorsunuz artık masayı işgal ediyorsunuz. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You're really hurting for space? | Boş yere gerçekten önem veriyorsun ha? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Maybe our guy is no show. | Adamımız gelmeyecektir belki de. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Let's go. | Gidelim hadi. Ne oluyor? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Why are you here? | Neden buradasın? Kimsin dedim? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
And Reyes probably was killed. | Reyes öldürülmüş anlaşılan. Bilgisayarındaki e posta da yemmiş. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Whoever this is wanted to see if we were on Reyes' trail. | Her kimse, Reyes'in izini sürüp sürmediğimizi görmek istemiş. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
We're burned. | Saldırıya uğradık. Adamımızın yerini belirleyebilir misin? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
No, the video feed went through a proxy server in the Ukraine. | Hayır. Video yayını Ukrayna'daki bir vekil sunucuya aktarılıyordu. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Who knows where it bounces to off that? | Kim bilir oradan nereye aktarılıyordur. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, and our players are foreign, too. | Bizim bulduklarımız da yabancılar. Parayı ne yaptınız? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Three accounts, all in the same place. | Aynı ülkeden 3 hesap bulduk. 74 milyon dolar kaldırmışlar. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
We're going to follow the money. | Paranın izini süreceğiz. Nereye kadar gidiyor? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Put my sister on. | Telefonu kardeşime ver. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
We're flying to China in the morning. | Sabahın ilk ışıklarıyla Çin'e uçacağız. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
My dad was a steel worker. Single father. | Babam bekar bir demir işçisiydi. Bizi tek başına yetiştirdi. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Came to visit, twice. | Sadece iki kez ziyaretime geldi. Hastalandı sonra. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I used to replay memories | Serbest kaldığımda yolumdan sapmayayım diye anılarımı düşünürdüm hep. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Captain Chen? | Yüzbaşı Chen? Paul Wang, CNCERT. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
In here. | Böyle gelin. Durumunuz nedir? Reaktörü soğutan pompanın bir açılıp bir kapandığını söylüyorlar. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
We're trying to restore coolant by pumping in sea water. | Deniz suyunu pompalayan soğutma sistemini onarmaya çalışıyoruz. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I got more injured. | Bir sürü yaralı var. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Since it happened, | Patlama yaşandığından beri para talep eden çıktı mı hiç? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
No. | Çıkmadı. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Then it's not about extortion. | Mesele şantaj falan değil. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Is he political? A terrorist attack? Any declaration? | Politik birileri mi? Terörist saldırısı oldu mu? Herhangi bir bildiri var mı? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
No claim. No statement. | Ne bir talep ne de bir açıklama var. Ne istiyormuş yahu bu adam? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
What did the malware attack? | Yazılımsal saldırı neyle ilgiliydi? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Programmable Launch Controllers. PLCs. | Programlanabilir Çalışma Kontrolleri. PÇK. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
They tell the pumps to turn on, turn off, | Reaktörü soğutan pompanın bir açılıp bir kapandığını söylüyorlar. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Any idea where the attack originated? | Saldırının kökenine dair bir fikrin var mı? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I was tracking the malware when the core went. | Çekirdek havaya uçtuktan sonra yazılımın izini sürdüm. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
We had to evacuate. | Ama herkesi tahliye etmek zorundaydık. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
But if a machine failed, | Ama bir makine bozulursa, arıza dosyasını belleğine kaydetmek zorundadır. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, that's right. And in that memory dump may be your traces of code. | Evet, doğru söylüyor. Belki de o bellekte kodun bir izi vardır. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Maybe even this guy's real IP address. | Belki de adamın gerçek IP adresi vardır. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
But those servers are in the control room. Everything is still hot. | Ama sunucular kontrol odasında. Her şey sıcaklığını koruyor hâlâ. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
We're fighting a meltdown. | Erimeye karşı mücadele veriyoruz burada. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Chen Lien. | Chen Lien. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Inspector Alex Trang, Hong Kong Police. | Müfettiş Alex Trang, Hong Kong Polisi. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Hathaway, US Marshal Mark Jessup. | Hathaway ve Amerikan Polisi Mark Jessup. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
So, is this them? | Bunlar onlar mı? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
These the guys? | Resimdekiler onlar mı? Evet. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
We got anything? | Bir şey bulduk mu? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Here they are. | İşte buradalar. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Li just got out of prison two months ago. | Li hapishaneden 2 ay önce çıkmış. Yan ve annesi birer keşler. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Wu runs a chop shop. | Wu ise chop mağazası işletiyor. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Hardly commodities speculators. | Borsa ticareti yaptıkları söylenemez. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
They're fronts? Proxies? | Peki ya son eylemleri? Sunucuları? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
So how do they communicate? | Nasıl iletişim kuruyorlar peki? Bizim adamımızla nasıl bağlantıya geçiyorlar? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
They don't. | Geçmiyorlar. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Phones, the Internet. | Telefon olsun internet olsun... Gece gündüz onları takip ediyoruz. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
If you were our player, right now, | Şu anda aradığımız kişi sen olsaydın bir sonraki hamlen ne olurdu? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I'd make my trail go cold. | İzlerimin kaybolmasını sağlardım. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
How? I'd cash out. | Nasıl? Nakde çevirirdim. Nakit para arkasında iz bırakmaz hiç. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Pick it up. Walk it anywhere you want. | Eline al, istediğin yere götür. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
But the money hasn't moved yet. | Ama para henüz hareket etmedi. Hesaplarda herhangi bir aktivite yok. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, this is all too clean. | Evet. Bu oldukça temiz. Onların aralarında birisi olmalı,... | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
talking to them, instructing them, telling them what to do. | ...onlarla konuşan, talimat veren, ne yapmaları gerektiğini söyleyen. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
There has to be someone in contact. | İletişim halinde olan biri olmalı. Ana oyuncu olmaz. Aşırı teşhir olur. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
A middle man? | Aracı? Bunların hepsi buraya yanlışlıkla da düşmedi. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Where? | Nereye? Buna bakabilir miyim? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Right there. Where's this? | Tam buraya. Neresi burası? Yau Ma Tei. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
OCTB. | OCTB. Dinleme yapıyoruz. Kimi? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Some Lebanese guy on our trafficker watch list. | Bizim kaçakçının izleme listesindeki birkaç Lübnanlı. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Why'd you let him in? | İçeri girmesine neden izin verdiniz? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Well, they want to see if he's talking to anybody homegrown. | Büyüdüğü yerden biriyle konuşup konuşmadığını görmek istiyorlar. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Why here? | Neden burası? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Every morning he comes here to meet someone. | Her sabah buraya biriyle buluşmak için gelir. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Run him down. | Biraz ondan bahset. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Elias Kassar. | Elias Kassar. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Fought with the Christian Phalangists | İç savaşta Hıristiyan Falanjist'ler ile savaşmış. Sonra ortadan kaybolmuş. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Popped up in the '90s with the paramilitaries in Colombia. | 90'larda Kolombiya'da milislerle ortaya çıkmış. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Renting a house month to month in Shek O. | Shek O'da aydan aya ev kiralıyor. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Who's he meet? | Kiminle buluşuyor? Kimseyle. Kimse gelmiyor. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
He texts. | Mesaj atıyor. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Is your phone an Android? | Telefonun android mi? Bakabilir miyim? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Trang. | Trang. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |