English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 7844
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Bluetooth transmitter. | Bluetooth verici. Kısa mesafe. Asla enseleyemezdik. | Blackhat-1 | 2015 |  |
| See, they don't come to meet him. They come to meet this. | Onula değil bununla buluşmak için geliyorlar, görüyorsunuz. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Kassar texts, | Kassar mesaj atıyor, Wu, Yan ve Li yakınından yürüyor. | Blackhat-1 | 2015 | |
| The receivers in their pockets pick it up. | Ceplerindeki alıcılar topluyor. Okuyup siliyorlar. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Kassar never meets them, never sees them. | Kassar onlarla asla buluşmuyor, görmüyor. E posta yok. Telefon yok. Hiçbir şey yok. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Slick. | Kurnazca. Kırabilir misin? | Blackhat-1 | 2015 | |
| In about a month. | Bir ay kadar içinde. Gördüğün gibi GPG şifreleme ile kilitlenmiş. | Blackhat-1 | 2015 | |
| So, at least a 512 bit key. | Yani en az 512 bitlik anahtar. Yakalayıp üzerine çullanırız. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Or we let him ride and tail him to the main player. | Ya da gitmesine izin verir ve peşine adam takıp ana oyuncuyu buluruz. | Blackhat-1 | 2015 | |
| You don't have a choice. I mean, this guy's history. He ain't gonna roll. | Başka seçeneğin yok. Adam çok sağlam. Öylece ötmez hemen. | Blackhat-1 | 2015 | |
| I think we let him ride. | Bence gitmesine izin verelim. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Yeah. | Evet. İki saat içinde güneş doğacak. | Blackhat-1 | 2015 | |
| When this is over, | Bu iş bitince ne yapacaksın? | Blackhat-1 | 2015 | |
| I don't know. Fix TVs, garage door openers. | Bilmem. Televizyon ve garaj kapısı tamir ederim. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Are you still gonna like me if I'm fixing garage door openers? | Garaj kapısı tamir edersem yine de benden hoşlanır mısın? | Blackhat-1 | 2015 | |
| I don't know. Maybe. | Bilmem. Belki. | Blackhat-1 | 2015 | |
| They're moving the money. | Parayı transfer ediyorlar. | Blackhat-1 | 2015 | |
| All three accounts. | Üç hesabın hepsi de. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Wire transfers to a Macau casino. | Macau Kumarhanesi'ne havale ediyorlar. Nakde çeviriyorlar. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Surveillance? Nobody's moved. | Gözetim? Kimse hareket halinde değil. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Kassar? | Kassar? Shek O'daki Yan'ın takımına ulaşamıyoruz. | Blackhat-1 | 2015 | |
| We're going to Shek O. We're going to Shek O to pick up Kassar. | Shek O'ya gidiyoruz. Shek O'ya gidip Kassar'ı enseleyeceğiz. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Launch STU. Meet at the heliport. | STU'yu başlat. Benimle helikopterde buluş. Ben kaçakçıları alacağım. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Let's talk about this. | Şu meseleyi konuşalım. | Blackhat-1 | 2015 | |
| I'm not blind. | Kör değilim. İkinizin beraber olduğunu biliyorum. | Blackhat-1 | 2015 | |
| But look at it through my eyes and what do you see? | Fakat gözümün içine bak ne gördüğünü söyle. | Blackhat-1 | 2015 | |
| "Hathaway. Been in prison. Damaged goods. | "Hathaway. Hapishanede bulunmuş. Hasarlı mal. | Blackhat-1 | 2015 | |
| "Not much to offer my sister, | Kız kardeşime pek bir şey veremez. | Blackhat-1 | 2015 | |
| "and his future's not exactly guaranteed," is what I'd see. | Geleceği de garanti altında değil." Gördüklerim bunlar. Chen, benim Barrett. Dinliyorum. | Blackhat-1 | 2015 | |
| "She deserves better," I'd think, if I was Chen. | Chen'in yerinde olsaydım, "Daha iyisini hak ediyor." derdim. | Blackhat-1 | 2015 | |
| I've rarely seen her happier. | Onu daha mutlu nadiren görmüşümdür. Ama bu iş başarısız olursa? | Blackhat-1 | 2015 | |
| Nine more years in prison. What kind of life is that for her? | 9 yıl daha hapis cezan var. Bu, onun için nasıl bir hayat olur? | Blackhat-1 | 2015 | |
| Chen, it's Barrett. | Chen, benim Barrett. Dinliyorum. | Blackhat-1 | 2015 | |
| The mules. We've got Li and Yan. | Kaçakçılar. Li ve Yan elimizde. | Blackhat-1 | 2015 | |
| And listen, we can't reach surveillance in Shek O. | Ayrıca Shek O'daki gözetlemeye ulaşamıyoruz. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Come on. This way. | Hadi. Bu taraftan. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Trang! | Trang! | Blackhat-1 | 2015 | |
| Hold on, man! Hold on! | Dayan dostum! Dayan! | Blackhat-1 | 2015 | |
| Go! Go! | Devam! Yürü! Hadi. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Elias! Elias, you coming? | Elias! Elias geliyor musun? | Blackhat-1 | 2015 | |
| Don't wait! Drive the barge out of here! | Beklemeyin! Mavnayı buradan götürün! | Blackhat-1 | 2015 | |
| Wai. It's Paul Wang. | Wai. Ben Paul Wang. | Blackhat-1 | 2015 | |
| We were able to restore the water above the fuel rods | Yakıt çubuklarının üstündeki suyu yenileyip reaktörü stabilize edebildik. | Blackhat-1 | 2015 | |
| It's still hot, but we can get in. | Hala sıcak ama içeri girebiliriz. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Nick! Mark! | Nick! Mark! | Blackhat-1 | 2015 | |
| I still don't get it. What's he after? | Hala anlamıyorum. Neyin peşinde? Neden yapıyor bunu? | Blackhat-1 | 2015 | |
| Wang! | Wang! Wang! | Blackhat-1 | 2015 | |
| Take him! Both of you, get out of here! | Alın onu! İkiniz de gidin buradan! | Blackhat-1 | 2015 | |
| Hathaway... | Hathaway. | Blackhat-1 | 2015 | |
| We were right. | Haklıydık. | Blackhat-1 | 2015 | |
| In the memory dump are the fragments of the malware. | Bellek dökümündekiler kötü amaçlı yazılım parçaları. | Blackhat-1 | 2015 | |
| But it's corrupted. | Ama bozulmuşlar. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Maybe his IP address, but it's too full of holes. | Belki de IP adresidir ama çok fazla boşluk var. | Blackhat-1 | 2015 | |
| You know, when the Feeb team busted me in '07 and hit my door, | 2007'de FBI kapımı çalıp beni yakaladığında dosyaları siliyordum. | Blackhat-1 | 2015 | |
| But when I came to trial, | Ama duruşmaya geldiğimde onarılamaz olması gereken onca veriyi bulup getirdiler. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Black Widow. It's NSA software. | Kara Dul. NSA yazılımı. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Examines fragments and reconstructs originals | Süper bilgisayarlar ile birkaç saat içinde... | Blackhat-1 | 2015 | |
| within a couple of hours of supercomputing. | ...parçaları inceler, orijinalleri yeniden düzenler. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Big cases like yours, they loan it to us. | Seninki gibi büyük davalarda bize onu kiralarlar. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Sharing classified tech with the Chinese? Are you kidding? | Gizli bir teknolojiyi Çinlilerle mi paylaşacaksın? Şaka mı bu? | Blackhat-1 | 2015 | |
| That's not even getting into Hathaway using it. | Bu Hathaway'i dışarı çıkarmaya benzemez. Tam işbirliği taahhüt ettik Rich. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Yeah, well, you're Justice. We're NSA. | Ama sen adalet kısmındansın. Biz ise NSA. İstesem bile yapamam. İstemiyorum da. | Blackhat-1 | 2015 | |
| An unequivocal "No." | Tartışmasız hayır dedi. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Okay, so how's it work? You give NSA the data, they run it, what? | Nasıl çalışıyor peki? Veriyi NSA'e veriyorsunuz onlar da işliyor mu? | Blackhat-1 | 2015 | |
| No, they have a remote login. We run it. | Hayır. Uzaktan girişimiz var. Biz işliyoruz. Düşünme bile. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Come on. They got the keys to the kingdom. | Hadi ama. Krallığın anahtarları ellerinde. Bizim elemanın adresi belki de. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Whatever he's cooking up next is right in there. | Bir dahaki sefere her ne tezgahlıyorsa tam orada işte. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Only, we can't read it. | Sadece biz okuyamıyoruz. Gidelim. | Blackhat-1 | 2015 | |
| My old correspondence with Donahue is here. | Donahue ile olan yazışmam burada. | Blackhat-1 | 2015 | |
| But there's no way that login is still active. | Ama o girişin hâlâ aktif olmasına imkan yok. O girişi kullanmayacağım. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Okay, Donahue, the NSA contact you were just talking with. | Pekala. Şu NSA'den konuştuğun kişi Donahue... | Blackhat-1 | 2015 | |
| If NSA discovers the intrusion... | Ya NSA ihlali fark ederse? Bunu yapmak istediğinden emin misin? | Blackhat-1 | 2015 | |
| FBI can't explain after the fact? | Olaydan sonra FBI açıklayamaz mı? | Blackhat-1 | 2015 | |
| You locate this guy, you're okay. | Adamın yerini bulursan senin için sıkıntı olmaz. Fark edilirsen bitersin. | Blackhat-1 | 2015 | |
| You know that, don't you? | Farkındasın değil mi? | Blackhat-1 | 2015 | |
| The NSA guy you were talking to, | NSA'de konuştuğun adamın amirinin ismi neydi? | Blackhat-1 | 2015 | |
| Ben Hitchens. | Ben Hitchens. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Maybe it's better if the two of you and you | Belki siz ikiniz bir sonraki kısımda burada olmasanız daha iyi olur. | Blackhat-1 | 2015 | |
| aren't around for the next part so you can deny being here. | Böylece burada olmadığınızı inkar edebilirsiniz. | Blackhat-1 | 2015 | |
| How do you feel about this? Not good. | Durum hakkında nasıl hissediyorsun? İyi değil. | Blackhat-1 | 2015 | |
| It's worse for the guy in there. | İçerideki için daha da kötü. | Blackhat-1 | 2015 | |
| I'm surprised you went along. | Desteklemene şaşırdım. Washington, Chai Wan'ı görmedi. | Blackhat-1 | 2015 | |
| You asked him to change his password? | Şifresini değiştirmesini mi istedin? | Blackhat-1 | 2015 | |
| When he downloaded the PDF... | PDF'i indirdiğinde aslında şifre kaydediciyi indirmiş olacak. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Now, we wait. | Şimdi bekleyeceğiz. | Blackhat-1 | 2015 | |
| You can call me "chica" any time you want. | Bana istediğin zaman “chica” diyebilirsin. | Blackhat-1 | 2015 | |
| This is our actor's home IP address. His home server. | Bu bizim failin IP adresi. Kendisinin ev sunucusu. | Blackhat-1 | 2015 | |
| He's not in Mumbai, not in Minneapolis, not in Riga. | Mumbai'de, Minneapolis'de ya da Riga'da değil. Jakarta'da. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Can you crack the site? | Siteyi kırabilir misin? Hayır. Pekala. Tamam. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Intrarmour's a hosting company like a hotel or a Swiss bank, | Intrarmour, otel ya da İsviçre bankası gibi bir sunucu şirketidir. | Blackhat-1 | 2015 | |
| exclusively for black hat hackers, so it's bulletproof. | Özellikle kötü hackerler için. Yani kurşun geçirmezdir. | Blackhat-1 | 2015 | |
| His server's in there, but we can't crack the site. | Sunucusu içeride ama sitesini kıramayız. | Blackhat-1 | 2015 | |
| All right. So, the move is strictly low tech. | Pekala. Yani hareket tam anlamıyla düşük teknoloji. Tıpkı... | Blackhat-1 | 2015 | |
| Go to Jakarta, burglarize the place, | Jakarta'ya gidelim, mekanını soyalım, sunucusunu ele geçirelim. | Blackhat-1 | 2015 | |
| We don't have visas or badges that work in Indonesia. | Endonezya'da çalışmak için vizemiz ya da rozetimiz yok. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Can't FBI get us documented? | FBI bize belge sağlayamaz mı? | Blackhat-1 | 2015 | |
| After the NSA turndown, I'd stay away from D.C. | NSA reddettikten sonra D.C.'den uzak dururdum. | Blackhat-1 | 2015 | |
| Then I'll work my side of the house for entry. | O zaman giriş için benim yetkilerimi kullanırız. | Blackhat-1 | 2015 | |
| That'll take a face to face with my bosses. | Patronlarım halledecektir. | Blackhat-1 | 2015 | |
| All right. All right. | Pekala. Tamam. | Blackhat-1 | 2015 | |
