Search
English Turkish Sentence Translations Page 803
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| And you bring her back to her parents by this time tomorrow. | ...ve yarın bu saate kadar ailesine teslim et. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| If not, I'll come back here and I'll carve out your eyes one by one. | Aksi halde geri gelir ve gözlerini teker teker oyarım. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Am I clear? | Anlaşıldı mı? | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Your passport is proof of who you are. | Pasaportunuz, kim olduğunuzun kanıtıdır. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| You're no one now. | Artık hiç kimse değilsiniz. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| I pay good money for you, so now you work for me. | Sizin için para ödedim yani şimdi bana çalışıyorsunuz. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Take it off. | Çıkarın üstündeki. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Everything. | Hepsini | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Please. I can't. | Lütfen. Yapamam. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| The next time you don't do what you're told, | Bir daha sana söyleneni yapmazsan... | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| I take this knife... | ...bu bıçağı alır... | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| You know the drill. | Tatbikatı biliyorsun. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Test them out and put them to work. | Onları bir dene, sonra işe gönder. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Da? | Evet? | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Your retard cousin is drawing too much heat. Shut him down. | Senin gerzek kuzen çok fazla dikkat çekiyor. Hallet onu. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| The Al Khabiri thing could be worth millions. | Al Khabiri zımbırtısı milyonlar değerinde olabilir. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| I've made up my mind. It's not worth the risk. | Ben kararımı verdim. Risk almaya değmez. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Shut it down or I'll find someone else who will. | Hallet ya da ben halledecek başka birini bulurum. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| It's me. I need a GPS trace on a cell phone. | Benim. Bir cep telefonu için GPS takibine ihtiyacım var. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| That's not easy. I'll have to go into work. | Bu o kadar kolay değil. İş yerine gitmem gerekecek. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Okay, get moving and I'll text you the number. | Tamam, sen yola çık, ben sana numarayı atarım. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| I'll also need any information on someone or something called Al Khabiri. | Bir de Al Khabiri denen bir kişi veya bir şey hakkında da bilgi lazım. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Fine. Anything else, Dad? | İyi, tamam. Başka bir şey var mı baba? | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| You want me back? This is me back. | Geri dönmemi mi istemiştin? Döndüm işte. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Come on, what's going on? | Söylesene, neler oluyor? | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Change of plans, we're shutting down. | Planlar değişti. Kapatıyoruz. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Bogdanov wants out. No! The money's too big. | Bogdanov öyle istiyor. Olmaz! Çok büyük para var. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| That old fuck's just too rich and scared to follow through. | Yaşlı ibne haddinden fazla zengin ve parayı takip etmeye korkuyor. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| I see who's got the balls around here. Fuck off! | Burada taşaklı olan kimmiş belli oldu. Siktir oradan! | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| You shut the fuck up. Who needs Bogdanov? | Sen de kapa çeneni. Kimin Bogdanov'a ihtiyacı var ki? | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| We've got the merchandise. A virgin. American blonde. | Malı aldık. Bir bakire. Amerikalı sarışın. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| We have exactly what they wanted. | Tam olarak istedikleri şeye sahibiz. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| You see this? It's our ticket. | Bunu görüyor musun? Bu bizim biletimiz. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| We call the guy. We make our own deal. | Adamı ararız. Kendi anlaşmamızı yaparız. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Do you want to be a lackey for the rest of your life, | Ömrünün sonuna kadar bir uşak mı olacaksın... | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| or are you ready to make some real money? | ...yoksa biraz gerçek para kazanmaya hazır mısın? | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Tell you one thing, cousin, | Sana tek bir şey söyleyeyim kuzen... | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| you sure got yourself a live one. | ...kendine cidden okkalı bir hatun bulmuşsun. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Stop, stop, stop! | Dur, dur, dur! | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| I told you, smart women are trouble. | Sana söylemiştim, akıllı kadınlar beladır. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Now what do I tell your mother? | Şimdi ben annene ne söyleyeceğim, ha? | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Hold. | Orada dur. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Let him through. | Bırak geçsin. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| The girl? Well, see for yourself. | Kız mı yoksa? Kendin gör. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| One of Bogdanov's recruiters and his sometime girlfriend. | Bogdanov'un pezevenklerinden biri ve onun uzatmalı kız arkadaşı. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| In here. | Burada. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Her face is gone. You sure it's her? | Yüzü gitmiş. Onun olduğuna emin misin? | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| We're checking the DNA samples from the parents. | Aileden alınan DNA örnekleri ile karşılaştırıyoruz. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| It's Bogdanov. He shut it down. | Bu Bogdanov. O kapattırdı. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| I heard him giving the order. | Onu emri verirken duydum. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| And you did not think to call us? | Ve bizi aramayı düşünmedin mi? | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Of course not. Always the cowboy. | Elbette ki hayır. Her zaman kovboy olmalı. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Stick to what you know, butcher. | Bildiğin şeyle uğraş, kasap. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Did the coordinates work? Was she here? | Koordinatlar işe yaradı mı? Kız burada mıydı? | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| I just don't understand. | Bir türlü anlamıyorum. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Why would they... | Neden yapsınlar ki... | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| I mean, if it is her... | Yani eğer oysa... | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Why would they want to... | ...neden böyle bir şey... | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| it seems that whoever took her | Anlaşılan, onu her kim kaçırdıysa kendini baskı altında hissetmiş. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Afraid that they're going to be found out. | Bulunacaklarından korktular. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Someone pushed them too hard, I guess. | Bir onları çok kötü zorladı sanırım. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| I'm sorry. | Üzgünüm. DNA eşlemesi pozitif. Bu o. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| It's not your fault, Dad. It's not your fault. | Bu senin hatan değil baba. Senin hatan değil. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Come on, let's go. | Gel hadi, gidelim buradan. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| You can go. I'll be fine. I think it's better if I stay. | Sen gidebilirsin. Bana bir şey olmaz. Kalsam daha iyi olur sanırım. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| You put me up to this. | Beni bu işe sen soktun. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| You knew I was no good! | Yararım dokunmayacağını biliyordun! | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| A girl is dead now! | Şimdi ise bir kız öldü! Bu senin de hatan! | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| It's not my fault. It's not your fault either, Dad. | Benim hatam değil. Senin de hatan değil baba. | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Get away from here! | Defol buradan! | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Get the fuck outta here! | Siktir git buradan! | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| A butcher with feelings. Who knew? | Hisleri olan bir kasap. Kim bilebilirdi ki? | 6 Bullets-1 | 2012 | |
| Some fun tonight? | Bu gece eğlence var ha? | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| Come. | Gel. 1 | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| You are... | Sen... | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| Young At Heart 69. | Gönlü @ Genç 69. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| He's a paying customer. | Adam para ödeyen müşterimiz. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| Do you have the money? | Paran var m? | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| Can I see your Sasha first? | Önce Sasha'yı görebilir miyim? | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| It's a lot of money for one hour. | Bir saat için çok para. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| Your first time in my country? | Ülkeme ilk gelişin mi? | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| You don't talk much. | Fazla konuşmuyorsun. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| Makes me a little nervous. | Konuşmaman beni biraz geriyor. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| Oh, no. | Oh, hayır. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| He's a good boy. | O iyi bir çocuk. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| Speaks English, a little. | Biraz İngilizce biliyor. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| I have friends, | Arkadaşlarım var, | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| friends all over the world, | dünyanın her yerinden arkadaşlar, | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| even in that little bastard's shit village. | hatta bu küçük piçin boktan kasabasından bile... | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| And my friend there just called to tell me that Sasha's mother | Ve oradaki arkadaşım beni arayıp dedi ki, Sasha'nın annesinin | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| has some rich cousin in America who has, | Amerikalı kuzeni varmış, | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| how you say, very deep pockets. | nasıl diyorsunuz, para içinde yüzen. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| And this uncle has hired a man, | Ve zengin dayı çocuğu geri almak için | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| a very serious man, | bir adam tutmuş, | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| to get the kid back. | çok ciddi bir adam. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| That hurts, | Bu biraz incitiyor işte, | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| not only my feelings, but my reputation, my business. | sadece duygularımı değil, aynı zamanda şöhretimi, işimi. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| I just want the kid. I will pay more. | Sadece çocuğu istiyorum. Fazlasını öderim. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| I love to bargain, but we have a problem. | Pazarlık etmeyi severim ama bir sorunumuz var. | 6 Bullets-2 | 2012 | |
| You've seen our faces. We have the same problem. | Yüzlerimizi gördün. Sorunlarımız aynı. | 6 Bullets-2 | 2012 |