Search
English Turkish Sentence Translations Page 848
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Won't you come backstage? I'll watch with the audience. | Kulise gelmiyor musun? Seyircilerle birlikte izleyeceğim. | 678-1 | 2010 | ![]() |
As you wish. | Nasıl istersen. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Seems like all of Egypt wants to learn self defense. | Görünen o ki, bütün Mısır kendini korumasını öğrenmek istiyor. | 678-1 | 2010 | ![]() |
You are almost there, because you decided to be here. | Burada bulunmuş olmanız bile önemli bir adım. | 678-1 | 2010 | ![]() |
I've said all there is to say. I will ask you for one thing, a tough one. | Söylenecek her şeyi söyledim. Size birkaç sorum olacak, biraz zorlar. | 678-1 | 2010 | ![]() |
There are three questions in this paper. | Kağıtlarda üç tane soru var. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Have you been sexually harassed? | Hiç cinsel tacize uğradınız mı? | 678-1 | 2010 | ![]() |
How many times? How did you react? | Kaç defa? Nasıl tepki verdiniz? | 678-1 | 2010 | ![]() |
Answer it. | Cevaplayın. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Excuse me, excuse me. | Affedersiniz, affedersiniz. | 678-1 | 2010 | ![]() |
What do I do to take your course? | Kursunuzu almak için ne yapmam gerekiyor? | 678-1 | 2010 | ![]() |
From what you said, he sounds like a decent guy. | Anlattıklarına bakılırsa, nazik bir adama benziyor. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Decent guys are rare nowadays. | Nazik adamlar bulunmuyor bugünlerde. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Why are you asking me? | Neden bana soruyorsun? | 678-1 | 2010 | ![]() |
Cause you are in women's rights and that stuff. | Çünkü kadın hakları ve bu tür konuların içindesin. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Are you searching for someone to tell you leave him? | Onu terk etmeni söyleyecek birisini mi arıyorsun kendine? | 678-1 | 2010 | ![]() |
Men! They are well behaved when you are tough. | Erkekler! Eğer zorlu biriysen, efendi oluyorlar. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Even at work I'm harassed all the time. | İşteyken bile, sürekli tacize uğruyordum. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Now, everybody's suddenly well behaved. | Şimdi, birdenbire herkes terbiyeli oldu. | 678-1 | 2010 | ![]() |
They must have heard about the bus. Did you hear of it? | Otobüs olaylarını duymuş olmalılar. Sen duydun mu? | 678-1 | 2010 | ![]() |
Yes. If this is the solution... | Evet. Eğer çözüm buysa... | 678-1 | 2010 | ![]() |
why doesn't the government apply it on harassers? | neden hükümet bütün tacizcilere bunu uygulamıyor? | 678-1 | 2010 | ![]() |
I swear they'll clean up the country. | Yemin olsun, ülkeden tamamen temizlenirlerdi. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Are you Fayza? Someone's here for you, Fayza. | Fayza siz misiniz? Birisi seni arıyor, Fayza. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Fayza. She wants you. | Fayza. Seni soruyor. | 678-1 | 2010 | ![]() |
I know you. Aren't you the one who filed a lawsuit? | Sizi tanıyorum. Dava açan kadın, değil misiniz siz? | 678-1 | 2010 | ![]() |
Yes. Get a chair, Attef! | Evet. Bir sandalye getir, Attef! | 678-1 | 2010 | ![]() |
Sure madam. Hurry up. | Elbette bayan. Çabuk ol. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Don't bother. | Rahatsız olmayın. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Sit down here. I'll finish whatever you need. | Oturun şöyle. Gerekli işlemleri yapacağım. | 678-1 | 2010 | ![]() |
If you come when I'm not here, my colleague will help you. | Ben burada yokken gelirseniz, arkadaşım yardımcı olur. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Power of attorney? Yes. | Vekaletname? Evet. | 678-1 | 2010 | ![]() |
To whom? Seba Sami. | Kime? Seba Sami. | 678-1 | 2010 | ![]() |
You know her. | Onu tanıyorsunuz. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Are you out of your mind? I didn't know where to find you. | Sen aklını mı kaçırdın? Seni nerede bulacağımı bilmiyordum. | 678-1 | 2010 | ![]() |
So you just tell on me to just anyone? The police came after you. | Beni insanlara gammazlıyor musun? Polis seni takip ediyor. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Fayza, don't worry. You don't even know me! | Fayza, merak etme. Beni tanımıyorsun bile! | 678-1 | 2010 | ![]() |
I know you, Seba told me. You were Bossaina, who called me. | Tanıyorum, Seba bana bahsetti. Sen Bossaina'ydın. | 678-1 | 2010 | ![]() |
I don't know any Bossaina. I'm Fayza. I don't know either of you. | Bossaina falan bilmiyorum. Ben Fayza'yım. İkinizi de tanımıyorum. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Calm down, Fayza. I swear I didn't tell anyone else. | Sakin ol, Fayza. Yemin ederim, kimseye bir şey söylemedim. | 678-1 | 2010 | ![]() |
This is the girl who filed a lawsuit. Don't you admire her? | Bu dava açan kadın. Onu takdir etmiyor musun? | 678-1 | 2010 | ![]() |
She told me she admires the person who stabs those scumbags on buses. | Otobüste şu pislikleri bıçaklayan kişiye hayranlık duyduğunu söyledi. | 678-1 | 2010 | ![]() |
I don't buy it. If I'm arrested, I'll tell them it was your idea. | Buna inanmıyorum. Eğer tutuklanırsam sizin fikriniz olduğunu söyleyeceğim. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Nice to meet you and goodbye. I don't want to see you. I have children. | Memnun oldum ve hoşça kalın. Görüşmeyelim bir daha. Çocuklarım var benim. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Fayza. Fayza! Goodbye. | Fayza. Fayza! Hoşça kalın. | 678-1 | 2010 | ![]() |
You don't know what you did. The country has changed... | Ne yaptığının farkında değilsin! Ülkeyi değiştirdin... | 678-1 | 2010 | ![]() |
but, another 10 days, and they'll go back to it. | ama bir 10 gün daha geçsin her şey eski haline döner. | 678-1 | 2010 | ![]() |
I will with draw my lawsuit against my will! | İstemediğim halde davadan vazgeçeceğim! | 678-1 | 2010 | ![]() |
What do you want me to do? | Ne yapmamı istiyorsunuz? | 678-1 | 2010 | ![]() |
You want me to hit another to make you feel better and end up behind bars? | Siz daha iyi hissedesiniz diye birilerini yaralayıp, kodesi mi boylayayım? | 678-1 | 2010 | ![]() |
We want to do what you did. Listen... | Senin yaptığını yapmak istiyoruz. Dinle bak... | 678-1 | 2010 | ![]() |
people don't want us to file lawsuits. Our only solution is to do what you did. | insanlar dava açmamızı istemiyorlar. Tek seçenek, senin yaptığını yapmak | 678-1 | 2010 | ![]() |
Enough is enough. | Bu kadar yeter. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Welcome. Thank you, madam. | Hoş geldiniz. Sağ olun, bayan. | 678-1 | 2010 | ![]() |
We never won anything before. Congratulations. | Daha önce hiç bir şey kazanmamıştık. Tebrik ederiz. | 678-1 | 2010 | ![]() |
How many inches did you say it is? 42, forty something. | Kaç inç demiştiniz? 42... kırk kusur. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Wow! God Bless. Is Hamdi going to be late? | Çok güzel! Allah razı olsun. Hamdi gecikir mi? | 678-1 | 2010 | ![]() |
No, he's on his way, but he's on crutches nowadays. | Hayır, yolda geliyor, ama bu aralar koltuk değneği kullanıyor. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Do you have a picture of him? Yes. I get it for you? | Bir resmi var mı? Var. Getireyim mi? | 678-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. OK. | Evet. Peki. | 678-1 | 2010 | ![]() |
His nicest picture ever. God bless him! He's very young here. | En güzel resmi bu. Allah bağışlasın! Burada çok genç. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Don't you have a picture of him as an adult? | Yetişkinlik resmi yok mu? | 678-1 | 2010 | ![]() |
No. I have the video of his sister's wedding. | Hayır. Kardeşinin düğün videosu var. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Can we see it? Sure. | Görebilir miyiz? Elbette. | 678-1 | 2010 | ![]() |
God bless you. I'll show it to you. | Allah razı olsun. Göstereyim. | 678-1 | 2010 | ![]() |
That's Amani, my daughter. God bless her. | Bu Amani, benim kızım. Allah bağışlasın. | 678-1 | 2010 | ![]() |
That's Raafat, her husband. | Bu da Raafat, kocası. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Seems Amani was in a hurry on her wedding night. | Amani'nin o gece epey acelesi varmış. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Walk faster. Alright, sir. | Hızlı yürü. Peki, efendim. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Where? Here, sir. | Nerede? Burada, efendim. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Here? Yes. | Burada mı? Evet. | 678-1 | 2010 | ![]() |
How come you didn't see her face? | Nasıl oldu da yüzünü görmedin? | 678-1 | 2010 | ![]() |
I was walking behind her. You trying to play dumb? | Arkasından yürüyordum. Aptalı oynama! | 678-1 | 2010 | ![]() |
You flirt with a girl without looking at her face? | Kızın yüzüne bakmadan mı kur yapıyordun? | 678-1 | 2010 | ![]() |
What does it have to do with her face? | Yüzünü ne yapayım ki? | 678-1 | 2010 | ![]() |
Was she wearing a veil? Yes, sir. | Örtüsü var mıydı? Evet, efendim. | 678-1 | 2010 | ![]() |
I'm very cross with you, Hamdi. | Sana çok kızgınım, Hamdi. | 678-1 | 2010 | ![]() |
I can't afford to get married. | Evlenmeye gücüm yetmiyor. | 678-1 | 2010 | ![]() |
I'm seriously cross with you. | Sana fena halde kızgınım. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Recording porn over your sister's wedding video? | Kız kardeşinin düğün videosunun üzerine porno mu kaydettin? | 678-1 | 2010 | ![]() |
This sole needs to be replaced. | Pençenin değiştirilmesi gerek. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Just sew it on. But it will fall off. | Sadece dikin. Fakat düşecektir. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Sew it. | Dikin. | 678-1 | 2010 | ![]() |
I have money. Get a new sole. Keep your money. | Ben de para var. Yeni bir pençe al. Paranı kendine sakla. | 678-1 | 2010 | ![]() |
I can afford new shoes, but my children are more deserving of that money. | Yeni bir ayakkabıyı karşılayabilirim ama çocuklarımın o paraya daha çok ihtiyacı var. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Someday when you have kids, you'll understand. | Bir gün çocuğunuz olursa, anlarsınız. | 678-1 | 2010 | ![]() |
It's bad enough that they're punished because of me. | Benim yüzümden cezalandırılmış olmaları yeterince kötü zaten. | 678-1 | 2010 | ![]() |
But it's not because of you. | Senin yüzünden değil. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Is this where the course is? Yes. | Kurs burada mı oluyor? Evet. | 678-1 | 2010 | ![]() |
One, two, three... | Bir, iki, üç... | 678-1 | 2010 | ![]() |
See if there are any other Fayzas... One second. | Başka Fayza var mı? Bir saniye. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Fayza Abdelmaksoud Kamel. | Fayza Abdelmaksoud Kamel. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Check if there are other Fayzas. OK. | Diğer Fayzalara da bakın. Tamam. | 678-1 | 2010 | ![]() |
I can't repeat what I've done. | Yaptığımı tekrar edemem. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Why? Buses are under surveillance. | Neden? Otobüsler gözlem altında. | 678-1 | 2010 | ![]() |
It doesn't have to be on buses. There's sexual harassment all over Egypt. | Otobüste olması gerekmiyor. Cinsel taciz Mısır'ın her yerinde var. | 678-1 | 2010 | ![]() |
It has to be a crowded place so that we don't get caught. | Yakalanmamak için kalabalık bir yer olması gerekir. | 678-1 | 2010 | ![]() |
There's one place that will definitely do. | Buna uyan tek bir yer var. | 678-1 | 2010 | ![]() |
There's one overthere. | Orada bir tane var. | 678-1 | 2010 | ![]() |
Where? Behind that girl. | Nerede? Şu kızın arkasında. | 678-1 | 2010 | ![]() |