Search
English Turkish Sentence Translations Page 883
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Yeah, this is dirty work all right. | Evet, bu bir kirli iş. Aynı zamanda bir mesaj. | 71-1 | 2014 | |
| And this is a message. | Gelelim mesaja. | 71-1 | 2014 | |
| Now you take this to that fucking Fenian's nest on the Ormeau Road. | Şimdi bunu alıp, örgütün Ormeau yolundaki mekânına götüreceksin. Bunu, Ormeau Yolu'ndaki o İrlandalı yuvasına at. | 71-1 | 2014 | |
| Now this tells 'em you'll match whatever they've got. | Onlarda her ne varsa sende de olduğunu bilecekler. Bu, ellerinde ne varsa onlarla karşılaşacaksın, onları öldüreceksin demek. | 71-1 | 2014 | |
| Uncle. | Amca. Amca. Çık dışarı! Çık. | 71-1 | 2014 | |
| What? Wait here. | Neyse. Burada bekle. Ne oldu? Burada bekle. | 71-1 | 2014 | |
| Don't worry, that guy in there's a soldier. He'll sort you out. | Merak etme. İçerideki adam asker. O seni götürür. Endişelenme, o içerideki adam bir asker. Ayarlar bir şeyler. | 71-1 | 2014 | |
| What have I told you about bringing people around here? | Buraya kimseyi getirmemen konusunda sana ne demiştim. Birilerini getirme konusunda ne söylemiştim sana? O bir asker. | 71-1 | 2014 | |
| That true? | Bu doğru mu? | 71-1 | 2014 | |
| Come here. | Yaklaş. Gel buraya. | 71-1 | 2014 | |
| Give me that. | Ver onu bana. | 71-1 | 2014 | |
| Go and wait in the bar. | Git ve barda bekle. | 71-1 | 2014 | |
| Well done, wee man. | Aferin, küçük adam. Git üstünü başını temizle. Aferin, küçük adam. Git de temizlen. | 71-1 | 2014 | |
| He's one of yours. | Sizinkilerden biri. Nerede? Seninkilerden biri. | 71-1 | 2014 | |
| Where is he? | Nerede? Barda. | 71-1 | 2014 | |
| He's out in the bar. | Barda bekliyor. Bana bırak. | 71-1 | 2014 | |
| Leave it to me. | Ben hallederim. | 71-1 | 2014 | |
| What'd you see in there? | İçeride ne gördün? Az önce, içeride ne gördün? | 71-1 | 2014 | |
| Nowt. | Hiçbir şey. Hangi devriyedeydin? | 71-1 | 2014 | |
| What patrol was you on? | Hangi görevdeydiniz? Ev baskınıydı. | 71-1 | 2014 | |
| It was a raid on a house. | Bir eve baskın yapılıyordu. Komutanın kim? Armitage. | 71-1 | 2014 | |
| What, and he left you behind? | Ne oldu, seni geride mi bıraktı? Kışlaya gideceğiz ve konuşacağım onunla. | 71-1 | 2014 | |
| Fancy a pint? | Bira ister misin? | 71-1 | 2014 | |
| Where are you from, Hook? | Nerelisin, Hook? Derbyshire. Nerelisin, Hook? Derbyshire. | 71-1 | 2014 | |
| Fucking shithole. | Bok gibi bir yerdir. Bok gibidir orası. Buranın birasını seversin. | 71-1 | 2014 | |
| You're safe in here. | Burada güvendesin. | 71-1 | 2014 | |
| Finish your drink. | İçkini bitir. Burada beni bekle. | 71-1 | 2014 | |
| Don't move. | Gitme sakın. | 71-1 | 2014 | |
| Here he is. | İşte burada. | 71-1 | 2014 | |
| Soldier that went missing. | Kayıp olan asker. Şu anda barda oturuyor. Kayıp olan asker, barda ortaya çıkıyor. | 71-1 | 2014 | |
| What do I do? | Ne yapayım? Oraya git ve dışarı çıkar onu. Ne yapayım? İçeri git ve getir onu buraya. | 71-1 | 2014 | |
| There's something else. Go back in there and bring him out now. | Başka bir şey daha var. İçeri git ve getir onu buraya. | 71-1 | 2014 | |
| Where's the soldier at? | Asker nerede? | 71-1 | 2014 | |
| Dunno. Said he was coming back. | Bilmem. Geri geleceğini söyledi. Seni de götürmedi mi? Bilmem, geleceğini söyledi. Seni yanına almadı mı? | 71-1 | 2014 | |
| Give us a packet of crisps, Frank. | Bir paket cips ver, Frank. Bize bir paket cips ver, Frank. | 71-1 | 2014 | |
| How are you going to get up for work in the morning? | , Sabah işe nasıl kalkacaksın? Ne? | 71-1 | 2014 | |
| Well, you're not getting your alarm clock back, are you? | Çalar saatini geri almayacaksın herhalde, değil mi? Yine alarmı kurmayacaksın, değil mi? | 71-1 | 2014 | |
| Look, it's better than having to shoot somebody in the head. | Bak, birini kafasından vurmaktan iyidir. | 71-1 | 2014 | |
| Come on, we'll get this over and done with, | Bak, bu işin üstesinden geleceğiz ve geldiğimizde... | 71-1 | 2014 | |
| then we'll be back in time for the darts. | ...yine dart oynamak için vaktimiz olacak. | 71-1 | 2014 | |
| He's breathing. | Nefes alıyor. Nefes alıyor. | 71-1 | 2014 | |
| It's all right, son, we'll get you to the hospital. | Tamam, evlat. Hastaneye götüreceğiz seni. | 71-1 | 2014 | |
| Come on, where's the...? | Hadi, nerede... | 71-1 | 2014 | |
| It's all right. | Hadi. | 71-1 | 2014 | |
| Open the door! | Aç kapıyı! | 71-1 | 2014 | |
| I thought you'd been through the explosives handling drill with 'em. | Patlayıcı konusunu onlara öğrettiğini sanıyordum. Patlayıcılarla birlikte onların yanında alıştırma yaptığını sanıyordum. | 71-1 | 2014 | |
| I did, sir, a hundred fucking times. | Yaptım, yüzlerce kez yaptım efendim. Ama adamlar mal. | 71-1 | 2014 | |
| Did he see the bomb? | Asker bombayı gördü mü? Bombayı gördü mü? Gördü mü? Evet, gördü. | 71-1 | 2014 | |
| Did he see the fucking bomb? Yes, he saw the bomb. | Lanet bombayı gördü mü? Evet, gördü. | 71-1 | 2014 | |
| There's no way he could survive that, sir. | Hayatta kalmasına imkân yok, efendim. Bundan kurtulması imkânsız, efendim. | 71-1 | 2014 | |
| Leave him be. We can't. | Bırakalım onu. Bırakamayız. | 71-1 | 2014 | |
| We don't know him. | Kim olduğunu bilmiyoruz. Onu tanımıyoruz. | 71-1 | 2014 | |
| We can't just leave him. | Öylece bırakamayız. | 71-1 | 2014 | |
| Come on. Da. | Haydi. Baba. Hadi, yardım et bana. Baba. | 71-1 | 2014 | |
| Careful. | Dikkat et. Dikkat et. | 71-1 | 2014 | |
| Jesus. | Tanrım. Tanrım. | 71-1 | 2014 | |
| No, your room. Your room. | Hayır, senin odana, senin odana. | 71-1 | 2014 | |
| Go on. | Yürü. | 71-1 | 2014 | |
| OK. | Tamamdır. Tamam. | 71-1 | 2014 | |
| Get his jumper off. | Kazağını çıkar. Üstündekini çıkart. | 71-1 | 2014 | |
| Da, stop. | Baba, dur. Asker bu. | 71-1 | 2014 | |
| We can't help him. | Yardım edemeyiz. Ona yardım edemeyiz. Mecburuz. | 71-1 | 2014 | |
| We have to. | Etmeliyiz. Hastaneye götürebiliriz. | 71-1 | 2014 | |
| We can take him to the hospital. | Hastaneye götürebiliriz. Çok tehlikeli. Sırf onun için değil. | 71-1 | 2014 | |
| If we get seen taking a soldier to the hospital... | Eğer bir askeri hastaneye götürürken görülürsek... | 71-1 | 2014 | |
| Come on. | Haydi. Hadi. | 71-1 | 2014 | |
| Jesus fucking Christ! | Lanet olsun! Yüce İsa! | 71-1 | 2014 | |
| So we can't shoot a fucking soldier but you can blow up a pub on the Shankill? | Demek biz asker vuramayız ama sen Shankill'deki barı havaya uçurabilirsin. Biz bir askeri vuramıyoruz ama sen Shankill'de bir barı patlatabiliyorsun? | 71-1 | 2014 | |
| It's nothing to do with me. Nothing? | Benimle ilgisi yok. Yok demek. Bunun benimle ilgisi yok. Yok mu? | 71-1 | 2014 | |
| It wasn't us. Ah, so who was it? | Biz yapmadık. Kim yaptı o zaman? | 71-1 | 2014 | |
| It wasn't you, no? No. | Siz değil miydiniz? Hayır. Sen mi yaptın? Hayır. | 71-1 | 2014 | |
| You sure about that? Of course I'm fucking sure. | Emin misin? Tabii ki eminim. Emin misin? Eminim tabii. | 71-1 | 2014 | |
| So where the fuck have you been all day? | Bütün gün ne sikimdeydin peki? Tüm gün neredeydin o zaman? | 71-1 | 2014 | |
| We were driving about looking for that other soldier. | Diğer askeri bulmak için çevreyi tarıyorduk. Diğer askeri arıyorduk. | 71-1 | 2014 | |
| I told you to stand down. | Geri çekilmenizi söylemiştim. Çekilmedik ama. | 71-1 | 2014 | |
| You better hope he didn't get a good look at youse. | Dua edin de sizin yüzünüzü pek hatırlamıyor olsun. | 71-1 | 2014 | |
| He'll be sitting in the Palace Barracks going through those photo albums. | Palace Kışlasında oturup fotoğraf albümlerine bakıyordur. | 71-1 | 2014 | |
| They've got your photo down there, too. | Orada senin de fotoğrafın var. Bu ne demek lan? | 71-1 | 2014 | |
| Cheeky bastard. | Piç herif. Yüzsüz piç. | 71-1 | 2014 | |
| Fuck's sake, lads. | Amına koyayım, beyler. | 71-1 | 2014 | |
| There has to be discipline. Fuck discipline. | Disiplin olması lazım. Sikerim disiplini. | 71-1 | 2014 | |
| Relax. | Sakin. Jimmy. Sakin ol. | 71-1 | 2014 | |
| Next time you disobey my orders, I can't protect you. | Bir daha bana karşı gelirsen, seni koruyamam. Bir daha emirlerime itaatsizlik edersen, seni koruyamam. | 71-1 | 2014 | |
| What's that supposed to mean? | Ne demek oluyor bu? Bu da ne demek? | 71-1 | 2014 | |
| What the fuck do you think it means? | Ne demek sence? | 71-1 | 2014 | |
| What do you think? Do you believe him? | Ne diyorsun? İnanıyor musun ona? | 71-1 | 2014 | |
| Undo his shirt. | Tişörtünü çıkar. | 71-1 | 2014 | |
| Oh... OK. | Tamam. | 71-1 | 2014 | |
| It's OK, it's OK. | Sorun yok, sorun yok. Yardım et bana. | 71-1 | 2014 | |
| You're safe, you're safe now. | Tamam, güvendesin artık. | 71-1 | 2014 | |
| Oh, fucking hell! Ssh. | Amına koyayım! | 71-1 | 2014 | |
| Here, here. Bite this. | Al, ısır şunu. | 71-1 | 2014 | |
| Ssh, don't look. | Bakma, bakma. | 71-1 | 2014 | |
| It's OK, it's OK. Don't look. Don't look. | Yok bir şey, tamam. Bakma. Bakma. | 71-1 | 2014 | |
| I'm not going to lie to you. | Sana yalan söylemeyeceğim. Çok pis acıyacak. | 71-1 | 2014 | |
| Oh, God. | Aman Tanrım. Tanrım. | 71-1 | 2014 | |
| OK, hold him. Yeah. | Tut onu. Tamam. | 71-1 | 2014 | |
| No, Dad! OK, OK. | Baba. Tamam, tamam. Hayır, baba! Tamam, tamam. | 71-1 | 2014 | |
| You're all right. Good man. Da, I can't do it. | Gayet iyisin, dostum. Baba, yapamayacağım. Geçti, aferin sana. Baba, tutamıyorum. | 71-1 | 2014 | |
| Hold him down, hold him down, would you? | Tut onu. | 71-1 | 2014 |