Search
English Turkish Sentence Translations Page 9023
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
What are you? An egg. | Nesin sen? Bir yumurta kafa. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Rotten egg. | Çürük yumurta. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Scrambled egg. Boiled egg. Poached egg. | Çırpılmış yumurta. Haşlanmış yumurta. Buğulanmış yumurta. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Bloody hell. | Hayret bir şey. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Crayfish again. | Yine kerevit. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
So if you fellas live in the middle, | İşte böyle arkadaşlar, orta karar bir hayat yaşıyorsanız... | Boy-1 | 2010 | ![]() |
may as well stay home because no bloody good anywhere else. | ...evinizde kalırsınız, çünkü başka bir yerde size faydalı bir şey yoktur. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
What do you want to do, eh, Leaf? | Ne yapmak istiyorsun Leaf? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
We might as well just stay here, eh? | Burada mı kalsak? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Oh, man, had a massive day at school today. | Bugün okulda zor bir gün geçirdim. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
There was a big ass rumble at school. | Okulda büyük yaygara vardı. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Most of the children were involved. | Bir sürü çocuk bulaştı. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
I wasn't, because I'm a good boy. | Ben bulaşmadım, çünkü ben iyi bir çocuğum. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
I don't like fighting, eh. | Kavga etmeyi sevmiyorum. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Far, lots of things happened, but what else? | Bir sürü şey oldu, Peki ama başka? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Oh, yeah. I seen my girlfriend, Chardonnay. | Evet. Kız arkadaşım Chardonnay'i gördüm. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
She invited me back to her house and we had McDonald's to eat. | Evine geri dönerken beni davet etti ve McDonald's'da yemek yedik. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
It was yum. | Lezzetliydi. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Why do you like to eat other people's rubbish, eh, Leaf? | Neden insanlar bok püsür yemeyi seviyor Leaf? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Storm's coming. | Fırtına yaklaşıyor. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Boy. | Boy. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
What boy? | Hangi çocuk? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Alamein. | Alamein. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Alright, I'm your dad. | Pekala, ben senin babanım. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Hey. Welcome back. | Selam. Hoş geldin. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Good to see you. Good to see you. | Seni görmek güzel. Esas seni görmek güzel. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
How's it been going? | Nasıl gidiyor? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Good. How's it been going with you? | Güzel. Sizin nasıl gidiyor? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Now, where's Mum? | Annem nerede? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
My mum, you know, your nanny? | Benim annem, senin babaannen? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Oh, she's not here at the moment. | Şu anda burada değil. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
She's at a tangi down Wellington. | Cenaze töreni için Wellington'a gitti. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Someone passed away. | Birisi ölmüş. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
When's she getting back? Sometime next week. | Ne zaman dönecek? Önümüzdeki hafta. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Rocky, come over here. Meet Dad. | Rocky, buraya gel. Babanla tanış. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Dad, this is Rocky. Rocky, this is Dad. | Baba, bu Rocky. Rocky, bu babamız. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, how are you, Rocky? Good to see you, man. | Evet, nasılsın Rocky? Seni görmek güzel. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Too much. | Hem de çok. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Say hello, egg. | Merhaba de yumurta kafa. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Hello, egg. | Merhaba yumurta kafa. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
That's Kelly. | Bu Kelly. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, niece, I'm your uncle... Alamein. | Evet yeğenim, ben amcanım. Alamein. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Oh, great. Another one. | Harika. Bir tane daha. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Well, these are my mates Juju and Chuppa. | Bunlar arkadaşlarım Juju ve Chuppa. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
How are you doing? They're basically your uncles. | Nasılsın? Onlar da amcan sayılır. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
So, you guys want a cup of tea? | Çay içer misiniz? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Oh, yeah. Yeah, a cup of tea sounds good. | Evet. Çay kulağa hoş geliyor. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
So, you fellas want to come inside? | Peki içeri gelmek ister misiniz? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, let's do that. | Hadi geçelim. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Seen 'E.T.' yet, the movie? | 'E.T.' filmini henüz izlemediniz mi? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
No. What's it about? | Hayır. Ne hakkında? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Spaceman. | Bir uzaylı hakkında. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Oh, space kid, really. | Aslında uzaylı bir çocuk. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
He gets trapped on Earth | Dünyada tuzağa yakalanıyor,... | Boy-1 | 2010 | ![]() |
and him and this kid fly around everywhere on a bicycle. | ...o ve çocuk bisikletle her yere uçuyor. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
I seen it four times. | Dört kere izledim. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
It's a shithole. Oh, yeah. | İğrenç bir yer. Evet. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Oh, I don't know, bro. | Bilemiyorum. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
These old houses are made of native timber... expensive stuff. | Bu eski evler yerel ağaçtan yapılıyor. Pahalı bir malzemedir. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Not many people know that, eh? | Birçok insan bunu bilmez. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
I mean, these door handles are made of copper. Yeah, yeah. | Bu kapı kolları bakırdan yapılmış. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, if I was a thief, | Bir hırsız olsaydım... | Boy-1 | 2010 | ![]() |
the first thing I'd do is I'd take all the copper | ...ilk olarak bakırları çalar... | Boy-1 | 2010 | ![]() |
and I'd melt it down in a furnace or a fire | ...ve onları büyük bir ocakta eriterek... | Boy-1 | 2010 | ![]() |
and then sell it to a copper dealer, eh. | ...bakırcılara satardım. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Alright then, I guess it's time for presents. | Pekala, sanırım hediye zamanı. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Go on, boys, go get them presents. | Gidip hediyeleri getirin çocuklar. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
What presents? | Ne hediyesi? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
The stuff from the car. Oh, yeah. | Arabadaki eşyalar. Evet. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
I might go give them a hand. | Gidip onlara yardım edebilirim. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Hey, real milk! | Hey, gerçek süt! | Boy-1 | 2010 | ![]() |
A new TV! | Yeni bir televizyon! | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Here, you can have the rest. Oh, thanks, Dad. | Kalanları senin olabilir. Teşekkürler baba. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Now, don't go burning your eyes out or anything. | Gözlerinizi filan yakmayın. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Share them with him too. | Onunla da paylaş. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
You know this used to be my room? Yeah. | Benim odamı kullanıyordunuz. Evet. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Oh, well, you can still use it. | Hala kullanıyorsunuz. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
I'll sleep in the garage with my mates. | Arkadaşlarımla garajda yatarım. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Wow, look at that mop of hair you've got. | Şu saçlarının karışıklığına bak. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
I should cut your hair one day. | Saçlarını bir gün kesmen gerekir. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Make you look like this fella. | Bu eleman gibi yapmalısın. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
I've seen 'Thriller' 10 times. | Thriller'ı 10 sefer izledim. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
I did that. | Bunu ben yaptım. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Don't get into the Nazi stuff. | Bu Nazi saçmalıklarına kapılma. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Night, Dad. | İyi geceler baba. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
How long is he here for? Don't know. | Burada ne kadar süre kalacak? Bilmiyorum. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
But we're leaving with him when he goes. | Ama buradan giderken onunla gideceğiz. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Because that's the way families work, egg. | Çünkü aile olmak böyle bir şeydir, yumurta kafa. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Is he the same as before? | O önceki gibi mi? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, better. | Evet, daha iyi. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Do you think he remembers me? | Beni hatırladığını sanıyor musun? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, of course, man. | Evet, elbette. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
From when I was being born? Yep. | Doğumumdan beri mi? Evet. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
I don't remember it. No, of course you don't. | Bunu hatırlamıyorum. Tabii ki hatırlamazsın. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
You were just a little baby and you still are. | Küçücük bir bebektin ve hala öylesin. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
What was she like? | Annem neyden hoşlanırdı? | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Not this again. | Tekrar olmasın. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
Well, she was pretty. She was a good singer. | Çok güzeldi. Güzel şarkı söylerdi. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
And her and Dad were always laughing. | Babamla hep gülerlerdi. | Boy-1 | 2010 | ![]() |
How did they meet? At the beach. | Nasıl tanışmışlar? Kumsalda. | Boy-1 | 2010 | ![]() |