English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 9105
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| of basic common sense. | ...toplumdaki genel görüş tarafında değilsiniz. | Braindead-1 | 2016 |  |
| Let me understand. Your solution... | Şunu mu diyorsun, senin çözümün... | Braindead-1 | 2016 | |
| He nodded at you. | Seni selamladı. | Braindead-1 | 2016 | |
| He was just in our office today, with Senator Pollack. | Bugün, Senatör Pollack ile beraber bizim ofisteydi. | Braindead-1 | 2016 | |
| I don't know his name... Noah something... | İsmini bilmiyorum, Noah bir şeyler. | Braindead-1 | 2016 | |
| But he's the constituent in here who threatened me. | Ama beni tehdit eden seçmen oydu. | Braindead-1 | 2016 | |
| I thought you said he was some lefty extremist. | Solcu bir radikal demiştin sanıyorum. | Braindead-1 | 2016 | |
| I know. But Gareth said he was in his office with Ella. | Evet. Ama Gareth onların ofisinde gördüğünü söyledi. Ella ile beraber. | Braindead-1 | 2016 | |
| Okay, look, we're still up on the war committee votes. | Tamam, komitenin savaş oylamasına bakalım. | Braindead-1 | 2016 | |
| We should be fine. Are you sure? | Hallederiz. Emin misin? | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm not sure of anything anymore. | Artık hiç bir şeyden emin değilim. | Braindead-1 | 2016 | |
| Hey, the documentary guy is in the conference room. | Belgeselci adam konferans odasında. | Braindead-1 | 2016 | |
| Give him your notes. We may need it. | Yorumlarını söyle. İhtiyacımız olabilir. | Braindead-1 | 2016 | |
| That's Ben Valderrama. | Oradaki Ben Valderrama. | Braindead-1 | 2016 | |
| The filmmaker. Yeah. Why? | Yapımcı, evet. Neden? | Braindead-1 | 2016 | |
| I know him. So? | Tanıyorum. Yani? | Braindead-1 | 2016 | |
| He's become... famous. | Ünlü biri. | Braindead-1 | 2016 | |
| Good. Give him your notes. | Güzel, yorumlarını söyle. | Braindead-1 | 2016 | |
| No, I I think you should. Laurel, give him your notes. | Hayır, sen ilet. Laurel, yorumlarını söyle. | Braindead-1 | 2016 | |
| You represent me. | Beni temsil ediyorsun. | Braindead-1 | 2016 | |
| Laurie. | Laurie. | Braindead-1 | 2016 | |
| Ben, hi. | Ben, selam. | Braindead-1 | 2016 | |
| You look amazing. | Müthiş görünüyorsun. | Braindead-1 | 2016 | |
| Congrats on on all your stuff. | Senin şeyler için tebrikler. | Braindead-1 | 2016 | |
| I mean, your your documentaries... | Yani, belgesellerin. | Braindead-1 | 2016 | |
| Thanks. You you saw them? | Teşekkürler. İzledin mi? | Braindead-1 | 2016 | |
| The one on fracking... Very powerful. | Kırılma üzerine olan. Çok güçlüydü. | Braindead-1 | 2016 | |
| Really? I still hate that last shot. | Gerçekten mi? Son sahneyi halen beğenmiyorum | Braindead-1 | 2016 | |
| It's kind of corny. | Modası geçmiş gibi. | Braindead-1 | 2016 | |
| And you, you're... you've... | Sen de... | Braindead-1 | 2016 | |
| You're working here. | Sen burada çalışıyorsun. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yeah. Yeah, it's good. It's... | Evet, fena değil. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yeah, and and your work, you were doing something on music? | Peki çalışman, şu müzik üzerine olan? | Braindead-1 | 2016 | |
| Um, Melanesian choirs. | Melanesya türküsü. | Braindead-1 | 2016 | |
| It's still in the works. I I'm just gathering the money. | Halen devam ediyorum. Parayı toparlıyorum. | Braindead-1 | 2016 | |
| Well, I'd love to see whatever you have. | Elinde ne olduğuna bakmak isterim. | Braindead-1 | 2016 | |
| Remember how we wanted to just... change everything? | Her şeyi değiştirmek istediğimizi hatırlıyor musun? | Braindead-1 | 2016 | |
| Not just the world but reality, | Sadece dünyayı değil, gerçekliği... | Braindead-1 | 2016 | |
| how people saw reality. | ...ve insanların gerçekliği nasıl gördüğünü. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yeah. Yeah, we were young. | Evet, evet. Daha gençtik. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yeah. We were. | Evet, öyleydik. | Braindead-1 | 2016 | |
| So let's talk about saving this country first. | O halde, önce bu ülkeyi kurtarmakla başlayalım. | Braindead-1 | 2016 | |
| They said you had notes. | Yorumların olduğu söylendi. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yeah, just a few, just... Good, good. | Evet, sadece bir kaç... Güzel, güzel. | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm open to anything. | Her şeye açığım. | Braindead-1 | 2016 | |
| It's very good. I'm used to these notes. | Çok güzel olmuş. Bu yorumu biliyorum. | Braindead-1 | 2016 | |
| "It's good, but..." | "Çok güzel olmuş, ama..." | Braindead-1 | 2016 | |
| So give me the "but." It's not a big "but." | Yani "ama..." kısmına gel Büyük bir "ama..." değil. | Braindead-1 | 2016 | |
| It's, um... it's just the stuff about the one percent. | Şu yüzde bir konusu ile alakalı. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yeah, it's awful, right? | Çok kötü değil mi? | Braindead-1 | 2016 | |
| How Wall Street's destroying this country, | Wall Street ülkemizi nasıl mahvediyor... | Braindead-1 | 2016 | |
| how no one from the recession went to jail. | ...ve ekonomik daralmadan beri kimse hapse girmiyor. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yes. But I think this should focus more on the war. | Evet. Ama bence savaşa daha çok odaklanmalıyız. | Braindead-1 | 2016 | |
| But the money is the war. | Fakat para, savaş demektir. | Braindead-1 | 2016 | |
| That's the real problem. I know. I just think | Gerçek problem bu. Biliyorum, ama... | Braindead-1 | 2016 | |
| Luke wants something more focused on this vote coming up. | ...Luke'un istediği, daha çok bu gelecek oylamaya yönelik bir şeyler. | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm being defensive, aren't I? No, no. | Savunmaya geçtim değil mi? Hayır, hayır. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yeah, yeah. It's one of my weaknesses. | Evet, zayıf yanlarımdan birisi. | Braindead-1 | 2016 | |
| So tell me. I'm here to learn. What should I do? | Pekiyi, söyle, öğrenmek için geldim, ne yapmalıyım? | Braindead-1 | 2016 | |
| What's this, war talk about? | Bu savaş konusu nedir? | Braindead-1 | 2016 | |
| I am a normal voter, just a normal voter. | Ben sadece vatandaşım, oy veren kişiyim. | Braindead-1 | 2016 | |
| You're agreeing with the Republicans... | Cumhuriyetçileri destekliyorsunuz... | Braindead-1 | 2016 | |
| Just give me one minute, Ben. | Bir dakika müsaaden ile Ben. | Braindead-1 | 2016 | |
| It's a human rights issue! You are being used, sir. | İnsan hakları mevzusu! Kullanıldınız bayım. | Braindead-1 | 2016 | |
| How dare you accuse me of being a warmonger? | Bana, savaş çığırtkanı demeye nasıl cüret edersin? | Braindead-1 | 2016 | |
| The cynical Republicans are using your passion to change... | Komik cumhuriyetçiler, değişim arzunuzu kullanıyor... | Braindead-1 | 2016 | |
| Here we go. If you can't win an argument, | Haydi bakalım. Tartışmayı kazanamayınca... | Braindead-1 | 2016 | |
| just shut it down and drag me out. | ...susturun ve dışarı atın. | Braindead-1 | 2016 | |
| Well, I got news for you: I'm talking to other senators! | Tamam, size haberi vereyim, diğer senatörler ile konuşacağım. | Braindead-1 | 2016 | |
| You have lost votes, sir! You lost votes, sir! | Oy kaybettiniz bayım! Oy kaybettiniz! | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm going up and down these halls! | Koridorun her tarafını dolaşacağım! | Braindead-1 | 2016 | |
| Extremists. I'd look at extremists. | Radikaller. Ben onlara bakardım. | Braindead-1 | 2016 | |
| No, I just had one of these crazy people in here. | Hayır, burada o çılgınlardan biri vardı. | Braindead-1 | 2016 | |
| He's talking about going to all the Democratic senators | Savaşa destek oyu vermesi için... | Braindead-1 | 2016 | |
| to pressure them into voting for war. | Demokrat senatörlere gitmekten bahsediyordu. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yes, I just had one in here. | Evet, birisi de buraya gelmişti. | Braindead-1 | 2016 | |
| A Republican. It's Red astroturfing. | Bir Cumhuriyetçi. Red sahte kamuoyu yapıyor. | Braindead-1 | 2016 | |
| He's got these groups working for him. | Kendisi ile çalışan grupları var. | Braindead-1 | 2016 | |
| We've got to check on the votes, | Oylarımızın yerinde mi diye... | Braindead-1 | 2016 | |
| make sure we're still up. I know. | kontrol edip emin olmalıyız. Biliyorum. | Braindead-1 | 2016 | |
| Senator? Yes? | Senatör? Evet? | Braindead-1 | 2016 | |
| Are we still on the same page? | Aynı dilden konuşuyoruz değil mi? | Braindead-1 | 2016 | |
| Look, I'm up for reelection, | Bak, ben de senin gibi... | Braindead-1 | 2016 | |
| just like you are. Come on! | ...yeniden seçilmek istiyorum. Haydi! | Braindead-1 | 2016 | |
| And I'm going to entertain all points of view before I vote. | Oy vermeden önce, diğer görüşleri de gözden geçirmeliyim. | Braindead-1 | 2016 | |
| Senator, this is all a Red Wheatus operation. | Senatör, bunlar Red Wheatus'un oyunları. | Braindead-1 | 2016 | |
| And if you change sides, so will others, | Sen taraf değiştirirsen, diğerleri de değiştirir... | Braindead-1 | 2016 | |
| and we'll lose the majority. | ...ve çoğunluğu kaybederiz. | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm all ears. | Kulak kesildim. | Braindead-1 | 2016 | |
| Why should I change my vote on the war? | Neden savaş için oyumu değiştirmeliyim? | Braindead-1 | 2016 | |
| Damn it. | Lanet. | Braindead-1 | 2016 | |
| Germaine, hi. | Germaine, merhaba. | Braindead-1 | 2016 | |
| Did you want me to get Luke? | Luke'u çağırayım ister misin? | Braindead-1 | 2016 | |
| No. I actually wanted to talk to you. | Hayır. Aslında seninle konuşmalıyım. | Braindead-1 | 2016 | |
| So you must be weeks away now. | Sadece haftalar kalmış olmalı. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yes, next week. But we might induce. | Evet, gelecek hafta, ama suni başlangıç gerekebilir. | Braindead-1 | 2016 | |
| Do you want to sit? No. | Oturmak ister misin? Hayır. | Braindead-1 | 2016 | |
| Is Luke cheating on me? | Luke beni aldatıyor mu? | Braindead-1 | 2016 | |
| Is Luke? | Luke ne? | Braindead-1 | 2016 | |
| I don't think so. No. Why? | Sanmıyorum, hayır. Neden? | Braindead-1 | 2016 | |
