Search

English Turkish Sentence Translations Page 9557

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
Must be one of the bad ones.	Kötü bir şey yapmış olsan gerek.	Broken-1	2012
Can I get a new phone?	Yeni bir telefon alabilir misin?	Broken-1	2012
Can I get a new one? No.	Yenisini alabilir misin? Hayır.	Broken-1	2012
It would make me so happy.	Çok mutlu olurdum.	Broken-1	2012
Quiet, Skunk.	Sessiz ol Skunk.	Broken-1	2012
I'd just be the happiest child.	En mutlu çocuk ben olurdum.	Broken-1	2012
I'm trying to work, love.	Çalışmaya uğraşıyorum tatlım.	Broken-1	2012
I'd be delirious!	Çılgına dönerdim!	Broken-1	2012
it's just not fair.	Hiç adil değil.	Broken-1	2012
I don't care. You don't care about me.	Umurumda değil. Ben umurunda değilim.	Broken-1	2012
Go away, Skunk!	Git şuradan Skunk!	Broken-1	2012
He hates me. That's what he said.	Benden nefret ediyormuş. Öyle dedi.	Broken-1	2012
Please. Stop it.	Lütfen. Kes şunu.	Broken-1	2012
I don't want to hear it again.	Bir daha bu konuyu duymak istemiyorum.	Broken-1	2012
Do you understand me?!	Anladın mı?	Broken-1	2012
Emily.	Emily!	Broken-1	2012
What time is it? Ten past ten.	Saat kaç? 10:10.	Broken-1	2012
Susan Oswald.	Susan Oswald.	Broken-1	2012
Slut.	Kaşar.	Broken-1	2012
They call that fell at io.	Buna oral seks diyorlar.	Broken-1	2012
Where have you been? Why didn't you call?	Neredeydin? Neden aramadın?	Broken-1	2012
I don't have a phone.	Telefonum yok.	Broken-1	2012
You little brat! How dare you do what you just did!	Seni arsız velet! Nasıl yaparsın böyle bir şeyi!	Broken-1	2012
Sit down!	Otur şuraya!	Broken-1	2012
Yes, she's here. She's fine.	Evet, geldi. İyi.	Broken-1	2012
Sorry, Dad.	Özür dilerim baba.	Broken-1	2012
My levels are off.	Değerlerim düzensiz.	Broken-1	2012
You can never forget how important this is.	Bunun ne kadar önemli olduğunu unutamazsın.	Broken-1	2012
I know it's routine, I know it's hard...	Rutin olduğunu, zor olduğunu biliyorum.	Broken-1	2012
Say it's okay, Dad. What?	Önemli değil de baba. Ne?	Broken-1	2012
I said I was sorry.	Özür dilerim dedim.	Broken-1	2012
Now you have to say it's okay.	Şimdi senin de önemli değil demen gerek.	Broken-1	2012
What would you do if I died, Dad?	Ölseydim ne yapardın baba?	Broken-1	2012
I can't even answer that question.	Böyle bir soruya cevap veremem.	Broken-1	2012
Would you cry?	Ağlar mıydın?	Broken-1	2012
A lot?	Çok mu? Hiç durabileceğimi sanmıyorum.	Broken-1	2012
Tell about the night I was born. No.	Doğduğum geceyi anlatsana. Olmaz.	Broken-1	2012
Go on. I don't know. Why?	Hadi. Bilmiyorum. Neden?	Broken-1	2012
The night, or the... The dream.	Geceyi mi yoksa... Rüyayı.	Broken-1	2012
Please. Come on. No. Not again.	Lütfen. Hadi. Hayır, bir daha yok.	Broken-1	2012
Tell me. Why do you...	Anlat. Hayır niye...	Broken-1	2012
I don't even know why you like this. I just do. Come on.	Bunu niye seviyorsun bilmiyorum ki. Seviyorum işte. Hadi.	Broken-1	2012
All right, well, it's about this woman. Mm hm.	Tamam. Bir kadın hakkında.	Broken-1	2012
And different times in her life. Different moments. Yes.	Ve hayatının farklar zamanları. Evet, farklı anları.	Broken-1	2012
Different moments. Like what?	Farklı anları. Ne gibi?	Broken-1	2012
I can't remember. Think.	Hatırlayamıyorum. Düşün.	Broken-1	2012
I can't remember. Try.	Hatırlayamıyorum. Dene.	Broken-1	2012
But most of them are happy. Hmm.	Ama çoğu mutlu.	Broken-1	2012
And the woman was me.	O kadın bendim.	Broken-1	2012
And the woman was you.	O kadın sendin.	Broken-1	2012
But what did I look like?	Nasıl görünüyordum?	Broken-1	2012
Hideous.	Berbat.	Broken-1	2012
You're nice.	Çok incesin.	Broken-1	2012
Stunning.	Büyüleyiciydin.	Broken-1	2012
She was the one that woke me up.	Beni o uyandırmıştı.	Broken-1	2012
And she said...	Ve dedi ki...	Broken-1	2012
"Archie, she's here."	"Archie, doğdu."	Broken-1	2012
Meaning me. Meaning you.	Beni kastetti. Seni kastetti.	Broken-1	2012
Well, you were the one about to be born, weren't you?	Doğmak üzere olan sendin, değil mi?	Broken-1	2012
You're such a strange girl.	Sen çok farklı bir kızsın.	Broken-1	2012
Looking up at monsters in the clouds	Bakarım bulutlardaki canavarlara	Broken-1	2012
Find me gone, I'm just in bed	Gitmişsem eğer, bil ki yatağımdayım	Broken-1	2012
Reading up on fairy tales...	Aslında peri masalları...	Broken-1	2012
Hi, Skunk. Hi.	Merhaba Skunk. Merhaba.	Broken-1	2012
Why don't you sit down there, Skunk?	Otursana Skunk. Peki.	Broken-1	2012
How are you? I'm fine.	Nasılsın? İyiyim.	Broken-1	2012
Why are you talking like that? It's his medication.	Niye böyle konuşuyorsun? Aldığı ilaçlar yüzünden.	Broken-1	2012
Talking like what? Kind of groggy.	Nasıl konuşuyorum? Sersemlemiş gibi.	Broken-1	2012
Wow. You've got your own telly and all.	Televizyonun filan varmış. Evet. İzliyorum şeyi...	Broken-1	2012
I'm sorry. No, no.	Özür dilerim. Hayır, hayır.	Broken-1	2012
How's school? It's fine.	Okul nasıl? İyi.	Broken-1	2012
We're actually on a half day today.	Bugün yarım gündü.	Broken-1	2012
She asked to, you know. She's really good.	Seni sordu. O çok iyi biri.	Broken-1	2012
I always thought Skunk was really good, didn't I?	Her zaman Skunk'ın çok iyi biri olduğunu düşünmüştüm, değil mi?	Broken-1	2012
You know, when you went kind of mad?	Delirir gibi olduğunda yani.	Broken-1	2012
Actually, it's really hard to describe.	Aslında tarif etmek çok zor.	Broken-1	2012
But it's kind of like there was a toxic cloud.	Ama böyle zehirli bir bulut varmış gibiydi.	Broken-1	2012
a mist of evil or something.	...şerden bir sis filan gibiydi. Gerçekten mi?	Broken-1	2012
Or badness. Wow.	Ya da kötülük.	Broken-1	2012
Is it there right now?	Şimdi de var mı?	Broken-1	2012
Uh... Less.	Daha az.	Broken-1	2012
No, not now. No, not now.	Şimdi değil. Hayır, şimdi değil.	Broken-1	2012
I had an uncle who was a nutter like that.	Öyle manyak bir amcam vardı.	Broken-1	2012
Thought he had worms in his hair. Oh, yeah?	Saçlarında solucan olduğunu sanıyordu. Öyle mi?	Broken-1	2012
Yeah, like nesting there.	Evet, yuva yapmışlar gibi.	Broken-1	2012
Shaved it all off. Been bald ever since.	Hepsini kazıdı. O zamandan beri kel.	Broken-1	2012
Is he better, though? No, he's worse.	İyileşti mi peki? Hayır, daha kötü.	Broken-1	2012
He lives in Florida now. D'you know, they have lizards there.	Şimdi Florida'da yaşıyor. Orada kertenkeleler var, biliyor musun?	Broken-1	2012
"Hey, how you doin'?"	"Selam, n'aber?"	Broken-1	2012
You and I should go sometime, d'you know that?	İkimiz bir ara gitmeliyiz.	Broken-1	2012
I don't know. One day.	Bilmem. Bir gün.	Broken-1	2012
Why? Would you come if I asked you to?	Niye? İstesem gelir miydin?	Broken-1	2012
What about that guy you're in love with?	Peki ya âşık olduğun adam?	Broken-1	2012
Mike. That teacher.	Mike. Şu öğretmen işte.	Broken-1	2012
Sweet. They call that a "ménage à trois."	İyiymiş. Buna "ménage à trois" deniyor.	Broken-1	2012
What does that mean?	O ne demek? Aşk üçgeni.	Broken-1	2012
I don't know. It was like...	Bilmem. Ne bileyim...	Broken-1	2012
I think he just switched off or something. Click.	Sanki ilgisini filan yitirdi. Küt diye.	Broken-1	2012
Fucking laughing? No. I'm sorry, Sunrise.	Gülüyor musun? Hayır. Özür dilerim Sunrise.	Broken-1	2012
I can't tell you if he dies or not	Ölüp ölmediğini söylemem çünkü zaten öğrenmek için okuyoruz.	Broken-1	2012