Search
English Turkish Sentence Translations Page 9588
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You know that thing where you bang the violin with the sticks? | Bilirsin, yayla keman tellerine vurursun. Bilirsin, yayla keman tellerine vurursun. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
You know, it's really simple. | Gerçekten basittir. Gerçekten basittir. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Well, you reckon you can teach some of the others how to do it? | Diğerlerine nasıl yapılacağını gösterir misin? Diğerlerine nasıl yapılacağını gösterir misin? | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Sounds pretty easy... just like ringin' a bell! | Sesler oldukça kolay... Zil çalmak gibi! Sesler oldukça kolay... Zil çalmak gibi! | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
See, I been tryin' to teach you guys to play my music, | Sizinle benim müziğimi çalmanız için uğraşıp duruyorum, Sizinle benim müziğimi çalmanız için uğraşıp duruyorum, | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
when what I should have been doing | aslında yapmam gereken sizin kendi... aslında yapmam gereken sizin kendi... | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
is listening to the music you guys already have here. | ...bildiğiniz müziği dinlemek olmalıydı. ...bildiğiniz müziği dinlemek olmalıydı. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
And, anyway, this stuff's supposed to be fun. | Zaten amacımız eğlence değil mi? Zaten amacımız eğlence değil mi? | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
BEAR: Yeah, so what about the rest of us, eh? | Bear: Peki geri kalanımız ne yapacak? Peki geri kalanımız ne yapacak? | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I don't sing, I don't play an instrument... not even bells. | Şarkı söyleyemem, enstrüman çalamam hatta zil bile. Şarkı söyleyemem, enstrüman çalamam hatta zil bile. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Well, um... | Bakalım... Bakalım... | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Ever use one of these? | Bunlardan birini daha önce hiç kullandın mı? Bunlardan birini daha önce hiç kullandın mı? | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
[Inmate laughs] | [Mahkumlar güler] | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
This is more your style. Give that a go, Bear. | Bu daha çok senin tarzın. Bear, sende bunu dene. Bu daha çok senin tarzın. Bear, sende bunu dene. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I'll get you something to work it on. Hey. | Üstüne vurman için bir şey vereceğim. Hey. Üstüne vurman için bir şey vereceğim. Hey. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Well, it's a start, anyway. | Bu başlangıç zaten. Bu başlangıç zaten. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Okay, guys, now you've got your instruments, | Evet millet, artık enstrümanlarınız var, Evet millet, artık enstrümanlarınız var, 1 | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
let's see what kind of noise we can get out of 'em. | görelim bakalım nasıl bir gürültü çıkarabiliyorsunuz. görelim bakalım nasıl bir gürültü çıkarabiliyorsunuz. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
[Shouting happily] | [Neşeyle bağırır] | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Ooh, ooh | Oh, oh Oh, oh | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
[Singing scat] | [Doğaçlama söyler] | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
[Rhythmic beating] | [Ritmik vuruş] | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
[Tambourine ringing] | [Tef çalar] | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
[Sounds fade] | [Sesler kaybolur] | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Okay, okay! Whoa, whoa, whoa! | Tamam! Tamam! Tamam! Tamam! | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
We gotta make some changes. [Chuckles] | Bazı değişiklikler yapmalıyız. [Gülüşme] Bazı değişiklikler yapmalıyız. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
[Lemon Sun's "Telephone" plays] | [Lemon Sun'ın "Telefon" şarkısı çalar] | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
There's a race to run in the electric age | Elektrik çağında koşulacak bir yarış bu Elektrik çağında koşulacak bir yarış bu | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Communication caught in the waves | İletişim dalgalarla İletişim dalgalarla | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Transmit the haze | Dumanı gönder Dumanı gönder | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
And we know there's something coming | Biliyoruz bir şeyler geliyor Biliyoruz bir şeyler geliyor | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
We don't know what | Ne olduğunu bilmesek de Ne olduğunu bilmesek de | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Bleed through the wires | Kablolardan kanıyor Kablolardan kanıyor | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Hide in the cut | İçine gizlenmiş İçine gizlenmiş | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
We perpetuate | Yaşamaya devam ederiz Yaşamaya devam ederiz | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
A tragic fate | Trajik bir kader Trajik bir kader | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I telephone | Telefon ederim Telefon ederim | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Are you alive? | Hayatta mısın? Hayatta mısın? | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
So let me know now | Bilmeme izin ver Bilmeme izin ver | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
History reveals the trends | Tarih akımları ortaya çıkarır Tarih akımları ortaya çıkarır | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
War's still waged from behind the lens | Savaş hala lenslerin ardından fiyatlanır Savaş hala lenslerin ardından fiyatlanır | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Revolving days | Günler birbirini kovalar Günler birbirini kovalar | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
And we know there's something coming | Bir şeylerin yaklaştığını biliriz Bir şeylerin yaklaştığını biliriz | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
We don't know when | Ama bilmeyiz ki; ne zaman? Ama bilmeyiz ki; ne zaman? | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Reach for the change | Değişimi yakalamak Değişimi yakalamak | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
But where to begin? | Ama nerden başlamalı? Ama nerden başlamalı? | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
TOMMY: Nice, guys. | Tommy: Güzel, millet. Güzel, millet. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Well, we're live tomorrow, so make sure you don't miss the bus. | Yarın konserimiz var, sakın otobüsü kaçırmayın. Yarın konserimiz var, sakın otobüsü kaçırmayın. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
You're sounding good. Thank you. | İyi çalıyorsunuz. Hepinize teşekkürler. İyi çalıyorsunuz. Hepinize teşekkürler. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
It's sounding so good! | Çok hoş çalıyorlar! Çok hoş çalıyorlar! | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Well, it's almost there. | Neredeyse oldu bu iş. Neredeyse oldu bu iş. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Oh, it's there. | Bu iş oldu. Bu iş oldu. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
[Indistinct comment] | [Anlaşılmaz yorum] | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
KAT: Thank you. | Kat: Teşekkürler. Teşekkürler. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Good work. | İyi iş. İyi iş. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I hope you don't mind me performing in shackles. | Umarım prangayla çalmamı sorun etmezsin. Umarım prangayla çalmamı sorun etmezsin. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I guess they think I'll make a break. | Sanırım kıracağımı falan düşünüyorlar. Sanırım kıracağımı falan düşünüyorlar. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Well, they don't realize my entire life hangs in the balance. | Benim tüm hayatımın dengeli olduğunun farkında değiller. Benim tüm hayatımın dengeli olduğunun farkında değiller. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Look, I just want to say thanks. | Sadece sana teşekkür etmek istedim. Sadece sana teşekkür etmek istedim. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I wouldn't even have a band without you. | Sen olmadan bir grup bile kuramazdım. Sen olmadan bir grup bile kuramazdım. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
And I'll be starting it off, | Ben başlatacağım ama, Ben başlatacağım ama, | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
but they'll be looking to you for that first note. | ilk notadan itibaren tüm gözler sizde olacak. ilk notadan itibaren tüm gözler sizde olacak. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I've got your back. | Arkandayım. Arkandayım. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
[George's truck approaches] | [George'un kamyoneti yaklaşır] | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Hello, Tommy. | Merhaba, Tommy. Merhaba, Tommy. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I appreciate your stepping up the last couple of weeks. | Bir kaç haftadır işleri daha hızlı yapmanı takdir ediyorum. Bir kaç haftadır işleri daha hızlı yapmanı takdir ediyorum. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
It's fine. | Sorun değil. Sorun değil. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I know being out here away from your music | Biliyorum, burada müzikten uzak kalmak, Biliyorum, burada müzikten uzak kalmak, | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
is a big sacrifice. | büyük bir fedakarlık. büyük bir fedakarlık. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I said it's fine, Dad. | Sorun değil, baba. Sorun değil, baba. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
You know something, Tommy? | Biliyor musun, Tommy? Biliyor musun, Tommy? | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I could have been a professional footy player. | Profesyonel bir oyuncu olabilirdim. Profesyonel bir oyuncu olabilirdim. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I was good. | İyiydim. İyiydim. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I was. | Öyleydim. Öyleydim. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Big scholarship. | Harika bir burs... Harika bir burs... | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I was living the dream... | ...hayalini kuruyordum... ...hayalini kuruyordum... | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
when one wrong tackle took my knee apart. | ...ta ki bir palanga dizimi parçalayıncaya kadar. ...ta ki bir palanga dizimi parçalayıncaya kadar. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Yep, I've heard this story before, Dad. | Evet, daha önce bu hikayeyi duymuştum, baba. Evet, daha önce bu hikayeyi duymuştum, baba. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, right, well, what you haven't heard is... | Durum senin duyduğun gibi değil... Durum senin duyduğun gibi değil... | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
it wasn't an accident. | ...kaza değildi. ...kaza değildi. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
nobody meant for it to happen, | tabi kimse böyle olmasını istemezdi, tabi kimse böyle olmasını istemezdi, | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
but I just wasn't good enough. | ama ben yeterince iyi değildim. ama ben yeterince iyi değildim. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
They were too fast, too strong. | Onlar çok hızlı ve güçlülerdi. Onlar çok hızlı ve güçlülerdi. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I was the best thing that ever came out of Willyama. | Ben Willyama'dan çıkanlardan en iyisiydim. Ben Willyama'dan çıkanlardan en iyisiydim. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
But out there... | Ama orada... Ama orada... | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
things are different. | ...her şey farklıydı. ...her şey farklıydı. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I couldn't do it. | Başaramadım. Başaramadım. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I risked everything and lost. | Her şeyi riske attım ve kaybettim. Her şeyi riske attım ve kaybettim. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Why did you lose, Dad? | Neden kaybettin, baba? Neden kaybettin, baba? | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I mean, that's when you met mum, | Anneme sahiptin, Anneme sahiptin, | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
and you had me, and you got the station, | ben varım, ve çiftliğe de sahipsin, ben varım, ve çiftliğe de sahipsin, | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
so what exactly did you lose?! | tam olarak neyi kaybettin?! tam olarak neyi kaybettin?! | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I understand you're upset. | Üzüntünü anlıyorum. Üzüntünü anlıyorum. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Actually, Dad, you don't understand, all right? | Aslında, baba, anlamıyorsun, değil mi? Aslında, baba, anlamıyorsun, değil mi? | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
Where you off to? | Nereye gidiyorsun? Nereye gidiyorsun? | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I'm just trying to get some work done. | Yapılacak bazı işlerim var. Yapılacak bazı işlerim var. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
GUARD: Righto, gents. | Gardiyan: Evet, baylar. Evet, baylar. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
TOMMY: Hey, Dad, it's me. | Tommy: Selam baba, benim. Selam baba, benim. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I'm just gonna be staying a bit late at the jail tonight. | Bu gece hapishaneden biraz geç çıkacağım. Bu gece hapishaneden biraz geç çıkacağım. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |
I want to see if I can finish off my service hours. | Sorumlu olduğum saatleri bitirmeye çalışacağım. Sorumlu olduğum saatleri bitirmeye çalışacağım. | Broken Hill-1 | 2009 | ![]() |